Rüstem Han Destanı ve Destandaki Olağanüstü Motifler (original) (raw)

Türk Dünyası Destanlarında Ortak Motifler Üzerine

Toplumun yaşadığı sosyal hayatının bütün önemli olaylarını içerdiğinden manevi değeri yüksek olan destanlar, ozanların sayesinde yüzlerce yıl geçmesine rağmen günümüze kadar kendi varlıklarını devam ettirmiştir. Biz bu makalemizde Avrupa ve Asya gibi geniş bir coğrafyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan Türk halklarının yarattığı destanları oluşturan çok sayıdaki motifler arasından Türk dünyası destanlarında en çok rastlanan ortak motifleri tespit etmeye çalıştık.

Başkurt Destanlarinda Olağanüstü Ti̇pler

İdil-Ural araştırmaları dergisi, 2022

Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License • SEYFULLAH YILDIRIM-YUSUF KENAN BEZGİN 306 because they carry traces and layers from historical events. Epics are a bridge established between the past and the future, as they witness the philosophy of life, traditions and customs of the society they belong to, in short, the cultural course of that society in the historical process.Through epics, we can trace the stages of the formation and development process of some events that occur in the society, through epic heroes, because all the good or bad characteristics of the hero are given by the people in which the epic lives. At this point, epics represent the basic values and hero type accepted by the public. The heroes of the epics, one of the most common types of the Bashkirs' oral literature, are also in the position of type and act together with various motifs according to the characteristics of the period in which they were formed.Based on the types in the Bashkir epics, it is possible to make inferences about their worldview, historical and cultural texture. Since it has a rich subject and motif content, this inference has been tried to be made from the epics of Ural Batır, Akbozat and Zayatülek and Hıvhiliv.

Karapapak-Terekeme Türkleri ve Âşık Şenlik’in Şiirlerinde Destanî Motifler

Türk Kültürü Araştırmaları Yaşar Kalafat’a Armağanı, Ankara 2014, 325-336., 2014

Türkleri(Qarapapaqlar, Tərəkəmələr), büyük Türk kütlesinin çağlar boyunca dinamik Bican Ercilasun Kıpçak Türkçesi etkisi olarak değerlendirmektedir(Caferoğlu, 1995:15; Ercilasun, 1983:42). Ancak Karakalpak Türkçesiyle Kazak, Kırgız gibi diğer Kıpçak Türklerinde şimdiki zaman fiil çekimleri "cat-" yardımcı fiili ile teşkil edildiği halde Karapapak-Terekeme ağzında diğer Oğuz/Türkmen gruplarında olduğu gibi "yorı-" fillinin kalıplaşmış şekli olan "-e- ,-o-" ile kurulması dikkat çekicidir(bil-erem; öl-ö-rem). Oysa yüzlerce yıldan bu yana Anadolu'da yoğun bir Oğuz/Türkmen topluluğu arasında yaşamasına rağmen Muğla Ağzında "geli-batır<kile catır" şeklindeki cat-/yat-şimdiki zaman ekinin korunması gibi bir Kıpçakça özelliği(Ercilasun, 1983:261) Karapapak-Terekeme ağzında görülmemektedir. Bu da onların kökenlerinin Kıpçaklardan ziyade Oğuzlarla ilişkili olduğuna işaret etmektedir. Dolayısıyla Karapak-Terekeme Türklerinin etnik teşekkülünde öne sürülen tezlerin aksine Kıpçakçalardan nazaran Oğuzların baskın olduğunu söylemek mümkündür. Ayrıca, Karapapak Terekeme Ağzında iç seste "c"nin "j"ye dönüşmesi "-c->-j-", "

KİTÂB-I RÜSTEMNÂME-İ TÜRKÎ'DE DEV MOTİFLERİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME* An Evaluation on Giant Motifs in Kitâb-ı Rüstemname-i Türkî

Milli Folklor, 2023

Türk dünyasında araştırmacılar tarafından bilinen Rüstemnâmeler İran edebiyatının Farsça söylenmiş ve yazılmış anlatı örnekleridir. Bu örneklerden Kitâb-ı Rüstemnâme-i Türkî Türkçeye tercüme edilmiştir. Eser üzerinde yapılmış herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu çalışmada Kazakistan Bilimler Akademisi Kütüphanesi (Ğılım Ordası) Nadir ve Yazma Eserler Bölümünde bulunan Arap harfli tek nüsha üzerinde bir inceleme yapılarak muhtevası bakımından oldukça zengin olan eserin özgün yönlerinin belirlenerek anlatılması amaçlanmaktadır. Türklerin geçmişten günümüze sahip oldukları dinî inançları, geniş bir coğrafyada varlık gösterirken karşılaştıkları toplulukların dinî inançları ve kültürlerinden gelen unsurları harmanladıkları ve ortaya çıkardıkları mitolojik öğeler masallarda, efsanelerde, destanlarda kendini gösterir. Yazının henüz bulunmadığı dönemlerdeki sözlü edebiyat ürünleri arasında önemli bir yeri olan destanlar ulusların hayatında büyük yankılar uyandıran tarihî, toplumsal olayların anlatıldığı kültürel unsurlarla bezenmiş, kahramanları ve varlıklarının olağanüstülükleriyle mitolojik özellik kazanmış uzun manzum veya mensur eserlerdir. Türk dünyasının geniş sahasında İran edebiyatının en önemli manzum eserlerinden biri olan Şehnâme, eski İran efsaneleri üzerine kurulu bir destan örneğidir. Firdevsî tarih öncesi zamanlardan başlayarak eski İran krallarını anlatırken ana tema Rostam (Rüstem), Esfandiâr ve Afrâsiyâb gibi kahramanlar ve kötü karakterler etrafında şekillenir. İran edebiyatında Şehnâme'de bahsi geçen kahramanların olağanüstülüklerinin anlatıldığı başka eserlere de rastlamak mümkündür. Kitâb-ı Rüstemnâme-i Türkî de bu anlatı örneklerinden biridir. Adını Şehnâme'nin efsanevî kahramanı Zâl oğlu Rüstem'den alır. Nakkal (hikâyeciler-anlatıcılar) tarafından anlatılan kahramanlık hikâyelerinde Rüstem'in kahramanlıklarının yanı sıra olağanüstü özellikleri ile varlıklar da yerini alır. Varlıklar bu eserde dünya mitolojilerinde olduğu gibi, iyi-kötü, güzel-çirkin, güçlü-güçsüz, bilinen-bilinmeyen gibi karşıtlıklarla nitelendirilir. Rüstem'in doğumunda Zâl'a kanadındaki bir tüyü kopararak yardım eden Simurg'dan başlamak üzere, hızla büyüyüp sütten kesildikten hemen sonra ekmek ve et yemeye başlaması, birçok yetişkinden bile çok yemek yemesi, çok küçük yaşta olmasına rağmen boyunun çok uzun olması, güçlü kuvvetli bir pehlivanı andıran cüssesi, korkusuzluğu, fillerle mücadelesi, devleri tek başına öldürmesi gibi pek çok kahramanlığı Rüstemnâme'de yerini alır. Diğer bir husus Rüstem'in olağanüstü özelliklere sahip koruyucu giysisi babr-ı beyân'dır. Şehnâme'de giysi adı olarak yer almış ancak Rüstem'in Babr-ı Beyân'la Savaşması hikâyesinden ve galibiyetinden sonra kendisine ondan zırh yapmasından bahsedilmemiştir. Son olarak da Şehnâme'nin başka nüshalarında yer almayan pek çok araştırmacı tarafından Firdevsî'den sonra el yazma nüshalara eklendiği düşünülen Kok-e Kuhzad ile Rüstem'in Savaşı konusu üzerinde durulmaya değerdir. Başlı başına bir araştırma konusu olan ana karakter Rüstem'le ilgili bu hususlar detaylarıyla başka bir çalışmada ele alınacaktır. Karakterleri bakımından kötü, insanoğlu için tehdit unsuru olan, iri ve çirkin olarak tasvir edilen devlerden bazıları Şehnâme'de yer almazken bu Rüstemnâmede mevcuttur. Bu çalışmada Türk destan geleneğinde sıkça rastlanan dev motifinin konu edinilen eserdeki yansımaları değerlendirilecektir.

Edigey Destanında Dinî-Mitolojik Motifler

Gaziantep University Journal of Sosial Sciences, 2020

Çoğunlukla halk edebiyatının, özellikle de destanların kökeninde mitolojik motifler dayanmaktadır. Kazak, Tatar, Başkurt, Karakalpak, Nogay vb. Türk halklarının kahramanlık destanları arasında kendineözgü bir yere sahip olan Edigey Destanı tarihi bir destandır. Ama buna rağmen burada mitolojik motifler de zengindir. Destan insanoğlunun en eski dönemlerdeki tasavvurlarını yansıtmaktadır. Burada kafatası ve kut motifi, Peri kızından doğma, Albastı, Kara Tiyin Alp simgesi vb. bu gibi motifler destanın ana hattını oluşturmaktadır. Destan Edigey'in sağlığında oluşmuştur. Tarihten de bellidir ki, Edigey'in hayatında İslâm dini ve din hocaları özel bir yere sahiptirler. Hatta destanda onun dinî inançları özellikle vurgulanmıştır. Edigey Destanında Beytullah, Ahiret, Cennet, Cehennem, Azrail, Cebrail, kefenlemek, yıkayıp gömmek gibi dinî motifler de yeralmaktadır. Bu motifler destanın arkaik kökenlere sahip olduğunun göstergesidir. Makalede Edigey Destanındaki sözü edilen dinî-mitolojik motifler ele alınmıştır.

Geleneksel Halk Sanatında Şahmaran Motifleri ve Bu Motiflerin Dili

2016

Anadolu’da her evin yilan suretinde bir sahibi oldugu ve ev halkini cesitli hastaliklara, nazara karsi korudugu; eve bereket getirdigine dair inanislar oldukca yaygindir. Gunumuzde hâlâ Anadolu’nun bircok yerinde yuzu genc ve guzel bir kiz, bedeni ise cogunlukla alti adet yilan bicimli ayaga sahip dev bir yilan sekliyle resmedilen Sahmaran’in evlere bereket getirdigine inanilmaktadir. Halk sanatcilari tarafindan neredeyse tumuyle ayni bicimde cizilen Şahmaran figurunun, kokleri mit dunyasina uzanan sembolik unsurlar tasidigi gorulmektedir. Halk sanatcilari bu sembolik dilin farkinda olmasalar da Şahmaran’i camalti resimlere, haliya, bakira, gumuse islemeye devam ederler. Halk sanati Şahmaran motifleri incelendiginde; Şahmaran’in suslu tacinda ayin dogurganlik ve bereket sembolu olan hilal, bir ay simgesi olarak karsimiza cikar. Insanlik tarihinde binlerce yil boyunca kadin, yilan ve buyu sozcukleri bir arada kullanilmis, bu birliktelik ay simgeciligi ile aciklanmistir. Cesitli kultu...