16. Yüzyıl Osmanlı Kitap Sanatlarında Farklı Bir Uygulama: Şâh u Gedâ Mesnevisinin Çiçek Baskılı Kâğıtları (original) (raw)

Bor Halil Nuri Bey İlçe Halk Kütüphanesi’ndeki 16. Yüzyıl Osmanlı Dönemine Ait Cilt Örnekleri

Ankara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dergisi

Cilt çeşitli malzemelerden yapılan, kitap veya bir mecmuanın sayfalarını bir arada toplu tutmasını sağlamaktadır. Kitap sanatları içerisinde önemli bir yere sahip olan cilt sanatı yüzyıllarca kullanılmıştır. Türk Cilt Sanatı Anadolu topraklarında Selçuklular ve sonrasında Karamanoğulları Beyliği adı altında varlığını sürdürmüştür. Çeşitli sanat kollarında olduğu gibi cilt sanatı da Osmanlı döneminde en parlak dönemini görmüş ve sanat değeri yüksek eserler meydana getirmişlerdir. Osmanlının erken devri ile başlayan cilt sanatı Klasik dönemle birlikte daha güzel eserlerle zirve yapmıştır. Geç dönemle birlikte motiflerde oran daha geniş hâl alarak Avrupa tarzı süslemeler yapılmıştır. Bor Halil Nuri İlçe Halk Kütüphanesi’ndeki eserler Konya Yazma Eserler Bölge Müdürlüğüne taşınmış olup, toplam 587 adet yazma eser yer almaktadır.. Araştırmamız Bor Halil Nuri Bey İlçe Halk Kütüphanesi’ndeki koleksiyonun da bulunan 16. Yüzyıl Osmanlı dönemine ait cilt örneklerini teşkil etmektedir. Bu örne...

16. Yüzyıl Osmanlı Cild Sanatı ve Bursa İnebey Yazma Eser Kütüphanesi'ndeki Tam Zemin Tezyînâtlı Örnekleri (16th Century Art of Ottoman Bookbinding and Full Floor Decoration Examples in Bursa Inebey Manuscript Library)

Osmanlı Dönemi Bursa ve Sanat Tarihi Yazıları, 2019

The 16th century is the period when peak of the Ottoman Empire in political, economic, scientific etc many fields. This situation has affected the art life of the state and the most valuable works in every field have been revealed in this period. It is possible to observe this in our bookbinding, which are protector of the manuscript books. The art of bookbinding, which the leather covered first examples seen in the Uigur period, the art of the Turks, is one of the ancient arts of the Turks. Bookbinding defined as a container made to contain a book or a leaf of a magazine, respectively. It was the 16th century when the outstanding art bookbinding were seen in the Ottoman Empire. The full floor decoration which one of the most prominent features of this century is a kind of decoration that seen from the early examples of bookbinding art. However, in the 16th century, it gave the most balanced and high quality examples. The Inebey Manuscript Library, which hosts four bookbindings with full floor decoration and cutting technique decoration of inside cover, was also the subject of our study and the bookbindings were examined in detail.

16. Yüzyıl Şairlerinden Handanî ve Divanı

2017

Handani, 16. y.y. sairlerindendir. Asil adi Halil’dir. Dogum tarihi 946 (1539-40) olan sairin, olum tarihi belli degildir. Kanuni Sultan Suleyman, II. Selim ve III. Murat donemlerinde yasamistir. Nerede dogdugu ve nasil bir tahsil gordugune dair herhangi bir bilgi yoktur. Bilinen tek eseri, Handani Divani’dir. Şairin hangi tarikata intisap ettigi bilinmemektedir. Ancak eserinden yola cikarak Hurufiligin tesiri altinda kaldigi soylenebilir. Divanda Hurufilige ait bazi istilahlar bulunmaktadir. Bu calismada, 16. asir sairlerinden Handani’nin hayati ve edebi kisiligi hakkinda bilgi verilerek Handani Divani uzerine degerlendirmelerde bulunulmustur.

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi 16. YÜZYIL DİVAN ŞİİRİNDE SEBK-İ HİNDÎ İZLERİ

Emrî Divanı'nda Sebk-i Hindî, 2021

Özet 16. yüzyılda, Fars kültür ve siyasetinin baskın olduğu bölgede varlık gösteremeyen şairlerin etkisiyle, özellikle Horasan ve çevresinde ortaya çıkıp geniş bir coğrafyaya yayılan Sebk-i Hindî'nin, Türk edebiyatında daha ziyade 17. ve 18. yüzyıllarda etkili olduğu bilinmektedir. Bu üslubun etkisiyle yazılan şiirlerde, anlam sözden daha üstün tutulmuş ve eserlerde şairlerin tasavvur dünyası, yeni ve özgün ifadeler, uzun ve girift tamlamalar fazlaca yer edinmiştir. Sebk-i Hindî üslubunun Anadolu sahasında da 16. yüzyıldan itibaren hissedildiğini ortaya koymayı hedeflediğimiz bu çalışmada, Emrî Divanı, dil hususiyetleri, mana ve muhteva özellikleri göz önüne alınarak incelenmiştir. Dönemin genel hususiyetleri dikkate alındığında, kesin bir şekilde Sebk-i Hindî, 16. yüzyıldan itibaren Türk şiirinde etkili olmuştur demek mümkün değildir fakat bu dönemde yaşayan ve edebî muhitlerde "Sultânu'ş-şuarâ, Emirü'ş-şuarâ, Hallaku'l-meâni" sıfatlarıyla anılan Emrî'nin şiirlerinde, Sebk-i Hindî özellikleri olarak ifade edilen "genişletilmiş tamlamalar, kapalı ve girift anlam, aşırı hayalcilik, ıztırap, mübalağa ve tezat" gibi özelliklerin yer aldığı, divandaki örnek beyitler üzerinden açıklanmaya çalışılmıştır.

Dîvânı Meçhul Bir 16. Yüzyıl Şairi: Edirneli Tîğî ve Şiirleri

Öz Klasik Türk edebiyatı olarak da adlandırılan edebî gelenek dâhilinde, yaşadığı dönemde ve sonrasında büyük etkiler bırakan ve yazmış oldukları eserlerle isimlerini ölümsüzleştiren sayısız şair yetişmiştir. Bu şairlerin birçoğunun yazdığı eserler günümüze ulaşsa da bazı şairlerin eserleri ise çeşitli sebeplerden dolayı günümüze ulaşmamıştır. Tezkireler ve çeşitli biyografik kaynaklarda hayatı ve eserleri hakkında bilgiler verilen; ancak yazmış olduğu herhangi bir eseri günümüze ulaşmayan divan şairlerinden biri de Tîğî'dir. Aslen Edirneli olan şairin asıl adı, Mehmed'dir. Edirne Sarayı'nda yetişerek buradan sipahi olarak çıkan, daha sonra Dergâh-ı Âlî'de müteferrikalık ve Edirne'de ihtisap ağalığı görevlerinde bulunan şair, 1617 yılında vefat etmiştir. Kaynaklarda tarih manzumeleri ve özellikle musammatlarıyla meşhur olduğu belirtilen Tîğî'nin, Kemâl-paşazâde'nin Nigâristan'ına yazdığı Türkçeye tercüme eseri ile mürettep bir Dîvân sahibi olduğu belirtilmektedir. Ancak söz konusu her iki eser de günümüze ulaşmamıştır. Her ne kadar Tîğî'nin bu eserleri günümüze ulaşmamış olsa da çeşitli tezkirelerde, biyografik kaynaklarda ve mecmualarda şaire ait bir divançe teşkil edecek kadar çok şiir kayıtlıdır. Bu çalışmamızda Edirneli Tîğî'nin hayatı hakkında bilgi verilecek; tezkireler, biyografik kaynaklar ve mecmualarda tespit edilen şiirleri üzerinde birtakım değerlendirmelerde bulunularak bunlardan bazı örnekler verilecektir. Anahtar Kelimeler: Klasik Türk Edebiyatı, 16. Yüzyıl, Edirne, Tîğî. Abstract The literary tradition which is named as Classical Turkish Literature grew the numerous poets who impressed in their period and later on, and who eternalised their name with their works. Even if the works that most of those poets wrote them have come to today, the works of some poets have not come due to the various reasons to today. One of the Ottoman poets that it was informed about their life and works in the collection of biographies and various biographies but that none of their works have come to today is Tigi. The real name of poet who is from Edirne is Mehmet. The poet who became a cavalryman from Edirne Palace and

KLASİK TÜRK EDEBİYATINDA PADİŞAHLARA YAPILAN YERGİLER THE SATIRES OF THE SULTANS IN THE CLASSICAL TURKISH LITERATURE

ÖZET Klasik Türk edebiyatında şairlerle yöneticiler arasında genel olarak himaye ve iltifat üzerine kurulu karşılıklı bir ilişki vardı. Şairler kendilerini koruyan ve sanatlarını takdir eden başta sultanlar olmak üzere devlet yöneticilerine iltifat etmişler ve onların olumlu propagandalarını yapmışlardır. Ne var ki zaman zaman bazı şairler bu genel durumun aksine yöneticileri bazı sebeplerden dolayı eleştirmişlerdir. Bu eleştiriler kimi zaman dolaylı bazen de doğrudan yapılmıştır. Şairler ve yazarların padişahlara karşı tenkitleri diğer devlet adamlarına nazaran çok daha seviyeli ve hafiftir. Bu makalede divan şairlerinin padişahlara dönük tenkitlerinin klasik Türk edebiyatındaki genel görünüm içindeki yeri incelenmeye çalışılmış, hiciv örneği metinler üzerinden eleştirilerin sebepleri, şairlerin padişahlara karşı eleştirel ifadelerinin karşılığı gibi durumlar üzerinde durulmuştur. Bütün bu eleştirilerin Osmanlı tarih kaynaklarıyla kısmi ilişkisi de incelenmiştir. Şairin doğrudan veya dolaylı yergisi sadece memduhun şahsına değil aynı zamanda bozuk işleyen devlet düzenine karşı halkın genel nazarını aksettiren bir tepkidir. Bu metinlerde bireysel kırgınlıkların ve öfkelerin yanı sıra âdil bir devlet ve huzurlu bir toplum düzenine dönük arzular ve hakkaniyet istekleri de dillendirilir. Bu hicivler bu yönüyle tarih metinleriyle edebî metinler arasındaki paralelliğin veya edebî metinlerin tarih araştırmaları için kaynak olabilirliğinin de göstergesidir. ABSTRACT There was a mutual relationship based on patronage and compliment between the poets and governors in the Classical Turkish Literature. The poets have paid compliments to the state governors especially to the sultans who protect them and appreciate their arts and made positive propaganda of the sultans. However, unlike this general situation some poets sometimes criticized the governors for some reasons. These criticisms were sometimes made directly and in some cases indirectly. The criticism of the poets and writers toward the