Akıl Anlayışları ile Temel İlkeleri Arasındaki İlişki Açısından Bir Mu‘Tezile-Eş‘Ariyye Mukayesesi (original) (raw)

Mezhebi̇ Ai̇di̇yeti̇n Tefsi̇rdeki̇ İzdüşümleri̇: Eş’Ari̇yye Ve Mu’Tezi̇le Örneği̇

Tefsir Araştırmaları Dergisi, 2018

Süleyman Narol tarafından Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Tefsir alanında tamamlanan “Mezhep Mensubiyetinin Kur’an’ı Anlamaya ve Yorumlamaya Etkisi: Eş’ariyye ve Mu’tezile Örneği” isimli doktora tezi 2016 yılında yayınlanarak okuyucuya sunulmuştur. Müellif kitabın arka kapağında, önsöz bölümünde de yer alan ve mezheplerin ortaya çıkışına zemin hazırlayan siyasî ve sosyal sebepler ile mezhebî ihtilâfların Kur’ân-ı Kerîm’i anlama ve yorumlama üzerindeki etkisi hakkında bilgi verdiği kısmı yayınlamıştır. Bununla birlikte eserin amacını Eş’ariyye ve Mu’tezile özelinde Kur’ân-ı Kerîm’e amaçsal yaklaşımlara dair mezhebi aidiyetin tefsirdeki yansımalarını tespit etmeye çalışmak şeklinde belirtmiştir.

Mu‘tezile’ye Göre Ahlâkın Temellendirilmesinde Vahyin ve Aklın Alanları

Marife Dini Araştırmalar Dergisi, 2018

Ahlâk konusu kelâm kitaplarında müstakil bir başlık halinde ele alınmamaktadır. Ancak kelâm sahasında ciddi bir literatüre sahip olan Mu‘tezile, ahlâk konusunun temel terimlerini fazlasıyla tartışmaktadır. Özellikle insanın fiilleri, hüsün-kubuh, kader ve adâlet gibi konular bağlamında değerlendirmeler yapılmaktadır. Daha çok iman ile ahlâk arasında nasıl bir ilişki vardır? İman mutlak anlamda sahibini iyiye götürür mü? İmanın varlığı ahlâkı zorunlu kılar mı? gibi sorular gündeme gelmektedir. Bu soruların temellendirilmesinde ise genelde iki yaklaşım görülmektedir. Birincisi nakli önceleyen, diğeri ise aklı önceleyen düşünce şeklidir. İkinci yaklaşım olan aklı önceleme yöntemi Mu‘tezile tarafından kullanılmaktadır. Ancak Mu‘tezile, aklı ahlâkî değerlerin kaynağı olarak görmekle beraber vahye/nakle de açtığı bir alan bulunmaktadır. Mu‘tezile, ahlâkın temellendirilmesinde vahyin rolünün, aklen bilinen hususları tamamlayıcı olması, onları doğrulaması ve bu davranışların sosyal hayata a...

Hanefî Fıkıh Düşüncesinde Akıl Kavramı ve Dört Mertebeli Akıl Anlayışı

İslâm düşünce muhitinde akıl hakkında geliştirilen kelâmî, felsefî ve tasavvufî düşüncelerin, Hanefî usûlcülerin akıl tasavvuru üzerinde etkili olduğu söylenebilir. Hanefî usûlünün kurucu isimlerinden Debûsî'nin yaptığı akıl tarifi, Serahsî ve Pezdevî tarafından revize edilerek benimsenmiş ve bu haliyle Hanefî literatürünü etkilemiştir. Sonraki dönem Hanefî âlimleri, filozoflar tarafından geliştirilen dört mertebeli akıl anlayışı ile ilk devir Hanefî usulcülerinin akıl tasavvurunu birleştirerek fıkıh usulü tarihinde önemli bir sentez gerçekleştirmişlerdir.

Gazzâlî'Ni̇n Âdetullah Anlayişi Çerçevesi̇nde Eş’Arî Düşüncede Muci̇zeni̇n İmkâni

2018

The relationship between God and the a’lam constitutes the main point of the understanding of Islam. As far as this subject is concerned with creation, the a’lam of God is directly linked to the subsequent actions of creation. In this phase of reciprocal relations, each a’lam moves in a hierarchical order with one another. This whole order is directly related to Allah. The a’lam is not a subject but a passive element to God. Allah's intervention in the film takes place within the framework of the Sunnatullah understanding. However, the idea of causality, which is a product of Muslims' encounter with Aristotelian metaphysics, has caused very different and difficult debates about the relationship between God and the a’lam. The alGhazali used the notion of the custom of the Almighty against the idea of absolute necessity based on the theories contained in the thought of causality that revealed an original idea. This understanding, reflecting the general acceptance of the Ash&#3...

Tefsi̇ri̇n Temel Bi̇r İlkesi̇ Olarak Si̇yaka Ri̇ayet -Elmalili Tefsi̇ri̇ Örneği̇

2017

Siyak, Kur’ân’i anlama ve tefsir etme metodolojisi icinde onemli yer tutan bir konudur. Isabetsiz anlama ve yorumlar cogunlukla siyak ilkesine riayet etmemekten kaynaklanmaktadir. Siyak konusunu merhum mufessir Elmalili Hamdi Yazir’in da icinde bulundugu klasik ulema siyak ve munasebet kavramlariyla karsilamislardir. Daha cok siyakla anlama meselelerini, munasebetle ise i’caz, belagat ve fesahat konularini kastetmislerdir. Turkce yazilan eserlerde siyak konusunu ifade etmek uzere cogunlukla siyak sibak seklinde ikili kelime kullanilmaktadir. Ancak bir ifadenin hangi tarafinin siyak, hangi tarafinin sibak oldugu konusunda ciddi sayilabilecek karisikliklar soz konusudur. Bu karisikliklar maalesef sozluk ve tefsirlerde bile yer alabilmektedir. Bu karisikligin yasandigi kaynaklardan birisi de Elmalili tefsiridir. Bu yuzden ozgun sekline de uygun olmasi hasebiyle sadece siyak kavraminin kullanilmasi onerilmektedir. Elmalili merhum, tefsirinde siyak kelimesini 225 defa kullanmis ve bu kri...

"İlkel" İnsanın Anlam Kuruculuğu Üzerine: Mitsel Düşünmeye dair Zıt Görüşlerin Kısa bir Analizi ve Olası bir Bağdaştırıcı Yaklaşım

Kutadgubilig: Felsefe Bilim Araştırmaları, 2019

In this article, a research on mythical thinking –which is identified with primitive human– has been made. By comparatively examining the views of different thinkers on this manner of thinking, the missing and contradictory aspects of these views have been briefly presented. Differences and similarities between modern thinking and mythical thinking which are hypothetically suggested are philosophically investigated. Being-a-construing is emphasized as an essential characteristic feature of primitive human’s thinking. The presupposition of linearity in the historical development of thinking which is common within these thinkers opinions is criticised. By centering the recapitulation theory, a change of fragmental structure for human mind and thinking -which shapes these two ways of thinking- is offered as a suggestion gathering all the views within itself. A widely accepted approach between ontogeny and phylogeny is revised and used to explain the historical process and change of mythical and modern thinking here.

Şafi–Eş’ari Yorumun Toplumsal Yansımaları: Fundamentalist Temayül

17. Türk Dünyası Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi, 2019

Dinin sosyal fonksiyonları arasında en etkili olan ve önde geleni, hiç şüphesiz dünya kurucu fonksiyonudur. Din, müntesiplerine kendi dairesine girer girmez ilanihaye kullanacakları gözlükler verir. Bu bağlamda dindar birey, dünyayı neredeyse tamamen dini arka plana yaslanmak suretiyle okur. Çünkü dünya inşa eden din, aynı zamanda bireyi ve toplumu da inşa eder. Bildirimiz, Kürt dini-toplumsal yapısı özelinde bireysel aklı öteleyerek nakle verdiği öncelikle birlikte, geleneksel toplum yapısını besleyen epistemolojisi sayesinde Sünni geleneğin tarihsel manada ana akımlarından birini oluşturan Şafi-Eşari yorumun, özellikle toplumsal yapının uzun süredir haşır neşir olduğu modern değerlere rağmen feodal bağların çözülmesini önemli oranda geciktirdiği tezini ileri sürmektedir. Bu doğrultuda sosyal yapıda zaten kökleşmiş durumda olan mekanik bağların ve aidiyetlerin (aşiret, kabile, akrabalık ilişkileri), Şafi-Eşari yorumla beslendiğini ifade etmek mümkündür. Çünkü geleneksel toplum yapısı ve onun yaşam pınarı olan Şafi-Eşari yorum, akıl-nakil ilişkisine yaklaşımı bağlamında daima selefe vurgu yapmak suretiyle cüz-i aklı kesinlikle reddeden Selefi yorumla aynı çizgiye yerleşerek, “apriori” Selefi alt bileşeni rolünü oynamaktadır.

Eş’arilerin Temel Kabullerinin Kötülük Problemiyle İlişkili Görüşlerine Etkileri

2020

Bu calismada dusunce tarihinin en onemli tartisma meselelerinden birini teskil eden kotuluk probleminin Es’âri kelam sistemi acisindan incelemesi yapilmistir. Bu surecte Es’ari kelamcilarin hareket noktalari ile karsit goruslere mensup Islam dusunurlerinin hareket noktalari arasindaki fark ve benzerlikler tespit edilmis ve taraflarin gorusleri kendi varlik anlayislari dikkate alinarak degerlendirilmeye calisilmistir. Problem Es’âriler acisindan degerlendilirken bu yaklasimin neticesi olarak muhatap olduklari elestiriler de incelenmis ve soz konusu elestirilerde dile getirilen sorunlarin onlarin kabulleri acisindan gercekten bir sorun teskil edip etmedigi tespit edilmeye calisilmistir. Bu elestirilere temel teskil eden sorunlarin kaynaklandigi metafizik kabulleri ortaya cikarmak icin gayret gosterilmis ve soz konusu kabullerin Es’arilerin metafizik kabulleriyle ne derece ortustugu ortaya konulmustur. Taraflarin metafizik kabullerinde farkliligin tespit edildigi durumlarda soz konusu ...

Çoktanrıcılığın İlkel Tezahürleri ve Samiri’nin Buzağısı

2018

«Firavun, ülke içinde ululuk (yücelik) iddiasına kalkıştı, halkını sınıflara/ gruplara ayırdı/böldü… Çünkü o, bozgunculardan idi.» (28Kasas/4) «Firavun halkını küçümsedi. Onlar da ona itaat ettiler. Çünkü onlar yozlaşmış bir halk idi.» (43Zuhruf/54) «Ey hakka inananlar! Toplumsal liderlerden (hahamlardan) ve dini otoritelerden (rahiplerden) pek çoğu, insanların mal varlıklarını asılsız ve usulsüz yollarla yerler ve Allah'ın yolundan engellerler…» (9Tövbe/34)

TÜKETİCİNİN MUTAD MESKENİ HUKUKU “Düşünsel Temeller”

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2008

Private International law only protects the consumers of certain consumer contracts through its functional choice-of-law rules. These are the consumer contracts entered within the contexts of home deal and travelers' deal. Such consumer contracts are governed by the law of the consumer's habitual residence. The law of consumer's habitual residence is considered the law having the closest connection with the consumer.