İlköğreti̇m Branş Öğretmenleri̇nin Yapilandirmaci İnterakti̇f Hizmeti̇çi̇ Eği̇ti̇m Prog (original) (raw)
Related papers
Ilkogretim Brans Ogretmenlerinin Degerler Egitimine Iliskin Gorusleri Uzerine Bir Arastirma
Özet Bu araştırma, ilköğretimde çalışan branş öğretmenlerinin ilköğretim müfredatında yer alan değerlere ve değer eğitimine ilişkin görüşlerinin tespit edilmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Tarama modelinde yapılandırılan çalışma 2011-2012 eğitim-öğretim yılında ilköğretim ikinci kademede görev yapan 130 öğretmenle gerçekleştirilmiştir. Araştırmacılar tarafından geliştirilen 5'li likert tipi ankette veriler farklı değişkenler açısından incelenmiştir. Öğretmenlerin değer eğitimine ilişkin görüşleri arasında cinsiyet, mesleki kıdem ve branş değişkenlerine göre farklılık görülmemiştir. Derslerinin içeriğini yeterli bulma değişkenlerine göre ise anlamlı bir farklılık görülmüştür. Öğretmenlerin değer eğitiminde en çok kullandıkları yaklaşımlar ise; rol-model olarak değer eğitimi, değeri açıklama ve ahlaki muhakeme ile değer öğretimidir. Abstract Aim of this research is to detect opinions about the values and value education which are in elementary school curriculum. This research is based on scanning model. This research was done with 130 elementary school teachers in 2011-2012 education year. 1 to 5 likert scale was developed by researchers and status were analyzed by different variables. Although, there is no difference with sex, vocational priority and branch about teachers' view about value; there is difference with finding sufficiency about course' content. The most common used educational approaches which are used by teachers are that, value education as role-model, explaining value and education with ethic judgment.
Branş Öğretmenleri̇ni̇n Kaynaştirma Uygulamalari Süreci̇ne İli̇şki̇n Görüşleri̇ni̇n Beli̇rlenmesi̇
ASYA STUDIES, 2021
Öz Araştırmanın amacı, ortaokulda çalışan branş öğretmenlerinin kaynaştırma uygulamaları sürecindeki karşılaştıkları sorunları ortaya koymak ve bu süreç içerisinde karşılaştıkları sorunlarla baş etmede nasıl bir yol izledikleri ile ilgili öğretmen görüşlerini belirlemektir. Araştırma nitel araştırma türlerinden durum çalışması olarak tasarlanmıştır. Bu çalışma, Antalya ili Muratpaşa ilçesinde görev yapan 10 branş öğretmeninin görüşlerine dayanarak değerlendirilmiştir. Katılımcı seçiminde sınıflarında kaynaştırma öğrencisi bulunan öğretmenlerin gönüllük esasına dayanarak katılımlarının sağlanması esas alınmıştır. Çalışma grubunun belirlenmesi aşamasında olasılık temelli olmayan amaçlı örnekleme yöntemleri çerçevesinde maksimum çeşitlilik örneklemesi kullanılmıştır. Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak toplanmıştır. Araştırma analiz edilirken içerik analizi tekniği kullanılmıştır. Buna göre yapılan analizler sonucunda öğretmenlerin kaynaştırma eğitimi uygulamalarına ilişkin, kalabalık sınıf mevcutları, uzman desteğinin bulunmaması ve öğretmenlerin yeterli bilgiye sahip olamamaları nedeniyle öğrencileri değerlendirmede yaşadıkları sınırlılıklar, BEP hazırlamada yetersizlik yaşamaları, bunların sonucunda uygulamalarda öğrenciyle verimsiz eğitim öğretim sürecinin yürütülmesi sonucu tespit edilmiştir. Bu sonuçlar bağlamında uygulayıcılara kaynaştırma uygulamalarında öğretmenlere destek sağlayabilecek özel eğitim uzmanı ve süreci daha iyi yönetme adına diğer öğretmenlerle sürekli işbirliği sağlanması, öğretmenlerin destek eğitim odalarının kullanımı ile ilgili program ve sınıf yetersizliğine ilişkin olarak kaynaştırma öğrencilerinin dersine giren öğretmenlerin programlarında gerekli düzenlemelerin yapılması, okullarda mutlaka ayrı bir destek eğitim odası bulundurulması ve kaynaştırma öğrencisinin bulunduğu sınıflarda kalabalık sınıf mevcutlarıyla ilgili uyarlama yapılması ya da kaynaştırma öğrencilerinin sınıflara dengeli bir şekilde dağılımı önerilebilir.
İLKÖĞRETİM TÜRKÇE DERSLERİNDE AKTİF ÖĞRENME BAĞLAMINDA YARATICI METİN ÇALIŞMALARI
Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Dergisi, 2011
Davranışçılığı temel alan ve bilginin aktarılmasıyla gerçekleştirilen geleneksel eğitim, çağdaş yaşamın gerekli kıldığı eleştirel ve yaratıcı düşünebilen, problemlere çözüm önerileri getirebilen, kendi kendisine öğrenebilen bireyler yetiştirilmesi için yeterli değildir. Bu nedenle bilişsel öğrenmenin gerçekleştirilebileceği yapılandırmacılık, işbirlikçi öğrenme, keşfederek öğrenme, problem çözmeye dayalı öğrenme gibi kuram ve yöntemler geliştirilmiştir. Son yıllarda Türkçe öğretiminde de aktif öğrenmenin kuramsal temellerini oluşturan yapılandırmacılık felsefesi benimsenmiş ve ders kitaplarında uygulamaya dönüştürülmeye çalışılmıştır. Bu çalışmanın amacı aktif öğrenme yönteminin gerektirdiği işbirlikli öğrenme, keşfederek öğrenme gibi yöntemleri kullanarak öğrencilerin geçmiş bilgilerini kullanarak bilgiyi yapılandırabilecekleri, gruplar hâlinde çalışabilecekleri, yeni düşünceler üretebilecekleri yaratıcı metin çalışmaları için bir örnek oluşturmaktır. Bu amaçla A. Kanevski'nin "Kaybettiklerimiz" metni üzerine etkinlikler düzenlenmiştir. Bu metin çalışması 3. Fethiye Kültür Sanat Günleri (26-30 Nisan 2010) çerçevesinde çeşitli ilköğretim okullarında uygulanmıştır. Çalışmanın sonunda bu uygulamalardan elde edilen izlenimler aktarılmıştır. Anahtar Sözcükler: Türkçe öğretimi, yapılandırmacılık, bilişsel öğrenme, aktif öğrenme, yaratıcı metin çalışmaları ABSTRACT Traditional education based on behaviourism and transferring knowledge is not sufficient to equip individuals with necessary competencies of the contemporary world such as creative and critical thinking, problem solving and autonomous learning. Therefore, some cognitive theories and methods, some of which are
Branş Öğretmenlerinin Hizmet İçi Eğitim İhtiyaçlarına İlişkin Görüşleri
OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 2019
Hizmet içi eğitim günümüzde çağı yakalayabilmek ve mesleki gelişimi artırabilmek için gerekli görülmektedir. Çalışanların görevini etkili ve verimli bir şekilde yerine getirebilmesi, eğitim, bilgi ve becerilerinin güncellemesi hizmet içi eğitim sayesinde olmaktadır. Bu araştırma, ortaokullarda görevli branş öğretmenlerine yönelik olarak düzenlenen hizmet içi eğitim faaliyetlerinin etkililiğini ve öğretmenlerin bu faaliyetlere ilişkin görüşlerinin belirlenmesini amaçlamaktadır. Araştırmada, nitel araştırma desenlerinden olgubilim kullanılmıştır. Veri toplama yöntemi olarak yarı-yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. 12 branş öğretmeni ile görüşme yapılarak veriler elde edilmiştir. Branş öğretmenleri Zonguldak, Batman, Düzce ve Hakkari'den seçilmiştir. Araştırmanın bulgularına göre, öğretmenlerin hizmet içi eğitim etkinliklerinin gerekli olduğunu, yalnız hizmet eğitimin verildiği zaman, veren kişiler ve verilirken kullanılan yöntem ve teknikler konusunda olumsuz tutuma sahip oldukları tespit edilmiştir. Araştırmaya katılan öğretmenlerin tamamı en az bir hizmet içi eğitim seminerine katıldıklarını belirtmişlerdir. Öğretmenler, yapılan hizmet içi eğitimlerden üst düzeyde bir yarar sağlanabilmesi için yeniliklere gidilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Araştırmada yer alan bulgular ışığında, hizmet içi eğitimlerin öğretmenlerin ihtiyacına ve eğitimin verileceği zamana dikkat edilerek yapılandırılması önerilmektedir.
Ortaokul Branş Öğretmenleri̇ni̇n Bi̇lgi̇sayar Destekli̇ Eği̇ti̇me İli̇şki̇n Görüş Ve Tutumlari
2022
Bugünün ve yarının mimarı olan teknoloji çağının öğretmenlerinin, günümüzde oynadıkları roller de değişmiş olup öğrencilere yalnızca klasik yöntemlerle ders veren bir öğretmen yerine kendilerinden iyi bir eğitim uzmanı, güdüleyici bir lider ve öncü bir öğretim teknoloğu olmaları beklenmektedir. Bu kapsamda öğretmenlerin teknolojiyi kullanabilmesi, zengin öğrenme ortamları oluşturmaları günümüzün teknolojik eğitim ortamları ihtiyacına cevap vermekte ve etkili eğitim imkânı sağlamaktadır. Bilgisayar ve bilgisayar sistemlerinin eğitim öğretim faaliyetlerinin başlangıç ve bitiş süreçlerinin her aşamasında kullanılması bilgisayar destekli eğitim olarak tanımlanmaktadır. Bilgisayar destekli eğitimin istenilen nitelikte sürdürülebilmesi yönündeki en önemli etmenlerden birisi bilgisayar destekli eğitimin uygulayıcısı olan öğretmenlerin bilgisayar destekli eğitime (BDE) ilişkin tutumlarıdır. Bu çalışmanın amacı ortaokul branş öğretmenlerin bilgisayar destekli eğitime ilişkin tutumlarının yaş, cinsiyet, mesleki kıdem, branş, öğrenim düzeyi ve evinde bilgisayarı olup olmaması değişkenlerine göre incelenmesidir. Çalışmanın araştırma grubunu İstanbul İli; Çekmeköy İlçe Mili Eğitim Müdürlüğü'ne bağlı ortaokullarda görev yapmakta olan ve araştırmaya tesadüfî olarak katılan 183 branş öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmaya katılan öğretmenlerin yaş, cinsiyet, mesleki kıdem, branş, öğrenim düzeyi ve evinde bilgisayarı olup olmaması değişkenlerine göre bilgisyar destekli eğitime ilişkin tutumlarında anlamlı farklılıklar bulunmamıştır.
İLKÖĞRETİMDE GÖREV YAPAN BRANŞ ÖĞRETMENLERİNİN EĞİTİMDE TEKNOLOJİ KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ
Bilginin nitelik ve niceliğindeki artış yaşam boyu öğrenmeyi tüm toplum bireyleri için bir zorunluluk haline getirirken, yaşam boyu öğrenme başta bilgi okuryazarlığı olmak üzere bazı becerilerin geliştirilmesi gereğini ortaya çıkarmıştır. Bilgi gereksiniminin tanımlanması, bilginin aranması, bulunması, kullanılması ve iletimi aşamalarını içeren bilgi okuryazarlığı becerilerinin bireylere eğitim süreci içinde kazandırılması, öncelikle öğretmenlerin bu becerilere sahip olmalarını gerektirmektedir. Günümüze kadar olan teknolojik gelişim süreci içerisinde teknoloji, ağırlıklı olarak eğitim amaçlı geliştirilmemiş olmasına karşın, temelde " Nasıl öğretelim? " sorusuna yanıt arayan Eğitim Teknolojisi disiplininin özellikle ortam konusunda daha çağdaş ve sınırları gittikçe genişleyen bir boyut kazanmıştır. Bu araştırmada amacımız hedef kitleler üzerinde oluşturulmak istenen bu nitelikli ve kalıcı eğitim sürecini bilişim teknolojilerinin katkı payını daha yüksek tutmaya yönelik çözüm önerileri sunarak en verimli düzeye ulaştırmaktır. Sonuca ulaşmak için kullanılan veri toplama aracı öğretim üyeleri yardımı ile Likert ölçeğine göre hazırlanan ve derecelendirmeli soru tiplerinden oluşan ankettir. Elde edilen veriler SPSS 13.0 programında bağımsız değişkenlere göre frekans (f), yüzde (%) ve ki-kare (χ2) test yöntemleri kullanılarak analiz edilmiştir. Analiz sonucunda BT sınıflarının diğer öğretmenlerle paylaşılması nedeniyle bilgisayar laboratuvarının yoğun olması, bilgisayarların sayıca yetersiz olması, İnternet bağlantısının yavaş olması, eğitim sürecinde kullanılabilecek uygun içerikli web sayfalarının bulunmaması, eğitimsel yazılımların yeterli sayıda olmaması, eğitimsel yazılımların alınması için yeterli maddi kaynağın bulunmaması, öğretmenlerin bilgisayar ve İnternet teknolojileri konusunda temel bilgi ve beceriye sahip olmamaları, bilgisayar ve İnternet teknolojilerinin eğitimde kullanımı konusunda yeterli bilgiye sahip olunmaması, öğretmenler ve yöneticiler için bilgisayar ve Internet teknolojileri ile ilgili yeterli hizmet içi eğitim olanaklarının olmaması öğretmenleri derslerinde bilişim teknolojileri kullanımı konusunda sınırlayan başlıca nedenler olarak belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Bilgi, bilgi okuryazarlığı, teknoloji, bilgi teknolojileri, bilgi teknolojisi sınıfı, bilgisayar formatör öğretmeni
İLK VE ORTAOKUL ÖĞRETMENLERİNİN KÜLTÜRLERARASI ANLAYIŞ DÜZEYLERİ ÖLÇEĞİ: BİR UYARLAMA ÇALIŞMASI
Farklı kültürel özelliklerin birlikteliğinin yer aldığı ilk sosyal ortamlardan biri de okuldur. Okul ortamı öğrencilerin sahip olduğu bireysel özelliklerin çeşitliliği nedeniyle heterojen bir yapıya sahiptir. Öğrencilerin yaşadıkları ortamlarda kazanmış oldukları dil, inanç ve töre gibi genel özellikler heterojen yapıyı oluşturmaktadır. Öğretmenlerin, bu durumu göz önünde bulundurması, kaliteli bir eğitimin gereğidir. Öğretmenlerin kültürlerarası anlayış özellikleri bu noktada dikkat çekmektedir. Kültürlerarası anlayış, kabul edilme, kabul etme, değerlere saygı gösterme ve bu konularda uygulamalarda bulunma gibi konuları kapsamaktadır. 2011 yılından bu yana yaklaşık 3 Milyon Suriyeli, Türkiye’ye zorunlu olarak göç etmiştir. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresinin verilerine göre, bu nüfusun yaklaşık bir milyonunu eğitim çağındaki çocuklar ve gençler oluşturmaktadır (Göç İdaresi, 2017). Özellikle sığınmacıların demografik yapısına dikkat edilince, okul çağını oluşturan nüfusun büyük bir kısmı ilk ve ortaokul düzeyinde eğitim almaktadır. İlk ve ortaokul düzeyinde eğitim hizmeti veren öğretmenlerin kültürlerarası anlayış özelliğine sahip olması önleyici, geliştirici ve paylaşımcı bir sınıf ortamı sunacaktır. Bu çalışmanın amacı: Denson, Ovenden, Wright, Pradies ve Priest (2017) tarafından geliştirilen “Intercultural Understanding Instruments for Teachers in Primary and Secondary Schools (ICU)” başlıklı ölçeğin geçerli ve güvenilir olarak Türkçeye uyarlanmasını sağlamaktır. Ölçeğin uyarlanmasında ilk aşama dil ve kültür uyumunun sağlanmasıdır. Bu aşamada uzman çevirmenler yardımıyla ölçek Türkçeye ve Türk kültürüne uyarlanacaktır. Ölçeğin kapsam geçerliliği için uzman görüşlerine başvurulacaktır. Ölçeğin yapı geçerliliği öğretmenlerden toplanan veriler ile açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizleri ile sağlanacaktır. Güvenirlik analizinde Cronbach Alfa güvenirlik katsayısı referans alınacaktır. Ayrıca ölçeği oluşturan maddelerin ayırt ediciliği, güçlüğü madde analizleri yapılarak belirlenecektir. Sonuç olarak, öğretmenlerimizin kültürlerarası anlayış düzeylerini belirlemede kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı Türkçeye kazandırılacaktır. Anahtar Kelimeler: İlkokul, ortaokul, öğretmen, kültürlerarası anlayış, ölçek uyarlama ABSTRACT School is one of the first social environments where the unification of different cultural characteristics occurs. The school environment has a heterogeneous structure due to the diversity of individual characteristics of students. The general characteristics such as language, beliefs, and customs that students gain in the environments they live create this heterogeneity. A quality education requires that teachers should consider this situation. Teachers' characteristics for intercultural understanding get attention at this point. Intercultural understanding includes acceptance, to be accepted, respect for values, and practicing these. Since 2011, about 3 million Syrians have been forced to flee to Turkey. According to the Directorate General of Migration Management (2017), approximately one million of Syrians in Turkey are school-aged children and young people. When a special attention is paid to the demographic structure of asylum seekers, most of them make up of school age that is currently receiving education at primary and secondary school level. When the teachers providing education in the primary and secondary level have a feature of intercultural understanding, this situation will have a preventive, developmental, and share classroom environment. The purpose of this study is to adapt Intercultural Understanding Instrument for Teachers in Primary and Secondary Schools (ICU) instrument developed by Denson, Ovenden, Wright, Pradies, and Priest (2017) to the Turkish language as valid and reliable. To ensure language and culture harmony is the first step in adapting the instrument. At this phase, the instrument will be adapted to Turkish by the assistance of the professional translators. Expert views will be consulted for the validity of the instrument. Explanatory and confirmatory factor analysis of the data from the teachers will be done to have construct validity of the instrument. The Cronbach's alpha reliability coefficient will be used in the reliability analysis. The discrimination and difficultness of items on the instrument will also be determined. As a result of the study, a valid and reliable measurement tool that can be used to determine the level of intercultural understanding of teachers in Turkish settings will be obtained. Keywords: Primary Schools, Secondary Schools, Teachers, Intercultural Understanding, Instrument Adaptation
Bu çalışma, 6. sınıf öğrencilerinin matematik dersinin öğretimi sürecinde matematik öğretmenlerinden bekledikleri davranışlar ile öğretim sürecinde matematik öğretmenlerinin ortaya koydukları davranışlar arasında nasıl bir ilişki olduğunu belirlemek amacıyla yapılmıştır. Çalışmada betimsel yöntem kapsamında alan taraması (survey) metodu kullanılmıştır. Veri toplama aracı olarak iki bölümden oluşan 24 maddeden oluşan beş kategorili Likert tipi bir anket kullanılmıştır. Çalışmanın verileri, 2007-2008 eğitim öğretim yılında Trabzon ilinde bulunan altı ilköğretim okulundan rasgele seçilen toplam 177 tane 6. sınıf öğrencisine geliştirilen bu anket uygulanarak elde edilmiştir. Veriler SPSS 13.0 programı kullanılarak bağımlı ve bağımsız t-testleriyle analiz edilmiştir. Sonuç olarak, matematik öğretim sürecinde öğretmenlerin sergiledikleri davranışlar ile öğrencilerin beklentileri arasında öğrenci beklentileri lehine anlamlı bir farklılık olduğu sonucuna varılmıştır. Bu sonuca dayalı olarak, farklılıkların giderilmesi için bazı önerilerde bulunulmuştur.