Çocuk Hemşirelerinin Terapötik Oyunu Kullanmaları ile Çocuk Sevme Durumları Arasındaki İlişkinin ve Etkileyen Faktörlerin İncelenmesi (original) (raw)

Hemşirelerin Çocuk Sevme Düzeyleri ve Çocuk Yetiştirme Tutumları

2017

Bu calisma cocuk sahibi hemsirelerin cocuk sevme duzeyleri ve cocuk yetistirme tutumlarini belirlemek amaciyla yapildi . Tanimlayici ve kesitsel nitelikteki calisma bir universite hastanesinde calisan ve cocuk sahibi olan 65 hemsire ile yurutuldu. Veriler “Anket Formu’’, “Barnett Cocuk Sevme Olcegi” ve “Aile Hayati ve Cocuk Yetistirme Tutum Olcegi” ile toplandi. Hemsirelerin cocuk sayilari ile “Barnett Cocuk Sevme Olcegi’’ puanlari arasinda pozitif, “Aile Hayati ve Cocuk Yetistirme Tutum Olcegi”; “Demokratik Tutum ve Esitlik Tanima” ve “Siki Disiplin” alt boyut puanlari arasinda negatif korelasyon vardi (p<0,05). Lisans ve lisansustu egitime sahip olan hemsirelerin “Asiri Koruyuculuk” puan ortalamalari, aile gelir duzeyi iyi olan hemsirelerin “Siki Disiplin” puanlari daha yuksek bulundu. Cocuk servisinde calisan hemsirelerin “Barnett Cocuk Sevme Olcegi’ ’ ve “Asiri koruyuculuk”, cocuk yetistirme ve bakimi konusunda bilgi alan hemsirelerin “Asiri Koruyuculuk” ve “Siki Disiplin” al...

Pediatri Ünitelerinde Çalışan Hemşirelerin Duyarlı Sevgi Düzeyleri ile Merhamet Düzeyleri Arasındaki İlişki

Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Dergisi, 2021

Amaç: Araştırma pediatri ünitelerinde çalışan hemşirelerin duyarlı sevgi düzeyleri ile merhamet düzeyleri arasındaki ilişkiyi belirlemek amacı ile yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Araştırma, İstanbul ilinde bulunan beş özel ve iki devlet hastanesinin pediatri ünitelerinde gerçekleştirildi. Araştırmanın evrenini; pediatri ünitelerinde çalışan 350 hemşire, örneklemini ise araştırmaya katılmaya gönüllü toplam 278 hemşire oluşturdu. Veriler “Duyarlı Sevgi Ölçeği” ve “Merhamet Ölçeği” kullanılarak toplandı. Bulgular: Araştırmaya katılan hemşirelerinin %88.8’inin kadın, %46’sının 26-35 yaş aralığında, %76.3’ünün lisans ve üzeri mezunu olduğu, %66.5’inin devlet hastanesinde çalıştığı belirlendi. Hemşirelerin “Merhamet Ölçeği” toplam puan ortalaması 69.827±8.968; “Duyarlı Sevgi Ölçeği” toplam puan ortalaması ise 103.590±19.427 bulundu. Araştırma grubundaki hemşirelerin Merhamet ölçeği toplam puanı ile tüm alt boyutlar arasında pozitif ilişki bulundu. Duyarlı Sevgi Ölçeği toplam puan ortalaması...

Hemşire Perspektifinden Çocukluk Çağı Aşılarının Reddi: Niteliksel Bir Araştırma

Ege üniversitesi hemşirelik fakültesi dergisi, 2022

Bu araştırmada çocukluk çağı aşı reddine yönelik farkındalık geliştirilmesine katkı sağlayabileceği düşünülerek Aile Sağlığı Merkezi'nde görev yapan hemşirelerin perspektifinden çocukluk çağı aşı reddini incelemek amaçlandı. Yöntem: Araştırmada, nitel araştırma desenlerinden olgu bilim kullanıldı. Katılımcılar, 8-31 Ocak 2020 tarihleri arasında Zonguldak/Türkiye'de üç farklı Aile Sağlığı Merkezi'nde çalışan ve araştırmaya katılmayı kabul eden 15 hemşireden oluşmaktadır. Araştırmada araştırmacılar tarafından literatüre dayalı olarak hazırlanan yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanıldı. Veri toplama yöntemi olarak bireysel derinlemesine görüşme tekniği kullanıldı. Görüşmeler "Ailelere aşı hakkında bilgilendirme nasıl yapılmaktadır?" sorusu ile başladı ve katılımcıların onamı doğrultusunda ses kaydı yapıldı. Katılımcıların cevapları iki araştırmacı tarafından not edildi. Elde edilen veriler içerik analizi yöntemi ile araştırmacılar tarafından temalandırıldı. Bulgular: Araştırmanın ana temaları; çocukluk çağı aşılarının önemi, aşılara ilişkin red nedenleri ve ailelere yönelik bilgilendirme olarak belirlendi. Araştırmaya katılan hemşirelerin hepsinin çalıştığı kurumlarda çocukluk çağı aşı reddi ile karşılaştığı tespit edildi. Aşı redlerinin çoğunluğunun aşıların yan etkilerine bağlı olduğu belirtildi. En sık gözlenen yan etki ateş olarak belirtildi. Sonuç: Bu konuda daha fazla sayıda araştırma yapılması ve bu çalışmaların halkın farkındalık düzeyinin geliştirilmesine yönelik olması gerekmektedir. Bu şekilde çocukluk çağı aşı red oranlarının azaltılmasına katkı sağlanabileceği düşünülmektedir.

TERAPÖTİK OYUN İLE HASTANE İÇ MEKAN TASARIMI ARASINDAKİ İLİŞKİ

Çocuklar, yaşamları boyunca çeşitli hastalıklar nedeniyle hastaneye gitmek zorunda kalırlar. Hastalık ve hastane söylemi çocuklar için kaygı verici olabilmektedir. Oyun, çocuğun kaygısını azaltmada, hastane ortamına alışmasında ve hastalığın çocuktaki etkisini ölçmede güçlü bir araçtır. Sağlık alanında oyun, hastalar ile diyalog kurma yönüyle tıbbi bir yöntem olarak kabul edilmekte ve terapötik oyun olarak adlandırılmaktadır. Hastane tasarımlarında terapötik oyunların destekleyen yaklaşım sergilenmesi, çocuklarda kaygı düzeyinin azaltılabilecektir. Bu çalışmada çocuk-mekan algısı ve terapötik oyun yöntemleri çerçevesinde, hastane iç mekan tasarımı örnekleri incelenmiştir. Hastane mekanlarından bekleme, tanı-teşhiş, kodidor, hasta odası ve oyun odalarının atmosferleri ve gereçleri temel alınarak oyun ile ilişkili analiz edilmiştir. Mekanın terapötik oyunda nasıl bir görev üstlenebileceği üzerinde durulmuştur. Çocuk hastanelerinde güncel iç mekan tasarımlarının ve çözümlemelerinin görseller üzerinden terapötik oyun imkan sağlaması ilişkisi yönünden analizi yapılmıştır. Sonuç olarak hastane iç mekan tasarımlarında terapötik oyuna imkan sağlayacak çözümler sunulması, mekanı çocuğun gelişimini destekleyici unsur haline getirecektir. Sağlık yapılarının tasarımında terapötik oyunu desteklemesi ile çocuğun teşhis-tedavi sürecine destekleyen önemli bir faktör etkin hale getirilmiş olacaktır.

Öğretmenlerin Çocuk Sevme Düzeyleri İle Öğretme Motivasyonları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi

Turkish Studies Educational Sciences, 2018

Bu çalışmanın amacı; öğretmenlerin çocukları sevme düzeylerini ve öğretme motivasyonlarını belirleyerek farklı değişkenlere göre nasıl farklılık gösterdiğini ve öğretmenlerin çocuk sevgisi ile öğretme motivasyonları arasında bir ilişki olup olmadığını belirlemektir. Araştırma ilişkisel tarama modelindedir. Araştırmanın örneklemini 2017-2018 yılında Düzce İl merkezinde görev yapan 47 ilkokul öğretmeni, 39 ortaokul öğretmeni ve 28 lise öğretmeni olmak üzere toplam 114 öğretmen oluşturmaktadır. Veri toplama araçları olarak Barnett Çocuk Sevgisi Ölçeği ve Öğretme Motivasyonu Ölçekleri kullanılmıştır. Verilerin analizinde betimsel istatistikler, t-testi, tek yönlü varyans analizi, Pearson korelasyon analizi ve basit doğrusal regresyon analizi kullanılmıştır. Araştırma sonuçları öğretmenlerin çocuk sevgisinin yüksek, öğretme motivasyonlarının ise orta düzeyde olduğunu ortaya koymuştur. Öğretmenlerin çocuk sevgisinde cinsiyet, yaş ve kıdem değişkenleri açısından anlamlı farklılıklar bulunamazken, çalıştıkları kurum türü bakımından anlamlı farklılıklar gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Öğretmenlerin öğretme motivasyonlarının ise cinsiyet, yaş, kıdem, kurum türü değişkenleri bakımından anlamlı farklılıklar göstermediği görülmüştür. Basit doğrusal regresyon analizi sonucunda, bağımsız değişken olarak öğretmenlerin yaşının onların öğretim motivasyonunun anlamlı bir yordayıcısı olmadığı ortaya çıkmıştır. Çocuk sevgisinin öğretmenlerin öğretme motivasyonunu yordama gücünü belirlemek için yapılan basit doğrusal regresyon analizi sonucunda; * Doç. Dr., Düzce Üniversitesi Eğitim Fakültesi,

Intörn Hemşirelik Öğrencilerinin Olumsuz Çocukluk Deneyimleri ile Psikolojik İyi Oluşları Arasındaki İlişki

Adnan Menderes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi, 2021

Amaç: Intörn hemşirelik öğrencilerinin psikolojik iyi oluş düzeyleri ile olumsuz çocukluk deneyimleri arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir.Yöntem: Tanımlayıcı tasarımda gerçekleştirilen çalışmanın örneklemi, güç analizi kullanılarak 82 öğrenci olarak belirlenmiştir. Tanılanmış herhangi bir ruh sağlığı sorunu olmayan gönüllü intörn hemşirelik öğrencileri araştırmaya dahil edilmiştir. Veri toplama aracı olarak, Öğrenci Bilgi Formu, Çocukluk Deneyimleri Ölçeği ve Psikolojik İyi Oluş Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma verileri; 20-24 Ocak 2020 tarihlerinde çevrimiçi olarak toplanmış ve 82 öğrencinin katılımıyla sonlandırılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde; tanımlayıcı istatistikler ve Pearson korelasyon analizi kullanılmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan öğrencilerin %63.1’inin kadın cinsiyette, %55.95’inin yurt/apartta yaşadığı ve %67.86’sının ise ailesinin gelirinin-giderine denk olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin yaş ortalaması 21.96±0.71 yıldır. Çocuklu...