Mülkiyet Hakları ile Ekonomik Büyüme Arasındaki İlişki: AB Ülkeleri Üzerine Ampirik Bir İnceleme (original) (raw)
Related papers
Mülkiyet Haklarının Ekonomik Büyüme Üzerindeki Rolü: Ampirik Bir Uygulama
Mülkiyet haklarının ekonomik büyüme üzerindeki etkisinin araştırıldığı çalışmada Meksika, Türkiye, Endonezya ve Nijerya için 2007-2017 dönemine ait Kişi Başı Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (KBGSYİH), Doğrudan Yabancı Yatırımlar (DYY) ve Uluslararası Mülkiyet Hakları İndeks (IPRI) değişkenleri kullanılmıştır. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre göre doğrudan yabancı sermaye yatırımları ve mülkiyet hakları değişkenleri kişi başı gayrisafi yurtiçi hasıla üzerinde pozitif etkiye sahiptir. Öte yandan kısa dönemde doğrudan yabancı sermaye yatırımları ve mülkiyet hakları değişkenlerinden ayrı ayrı kişi başı gayrisafi yurtiçi hâsılaya nedensellik olduğu sonucuna varılmıştır. Yapılan araştırma, çalışma kapsamında ele alınan ülkelerin kalkınma süreçlerinde mülkiyet haklarının güvence altına alınmasının son derece önemli olduğunu göstermektedir.
Ekonomik Büyüme Üzerinde Fikri Mülkiyet Haklarının Etkisi: Ampirik Bir İnceleme
Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Bu araştırmanın amacı, fikri mülkiyet haklarının ekonomik büyüme üzerindeki etkisini incelemektir. Bu amaç doğrultusunda geliştirilen hipotez panel veri analiz yöntemiyle test edilmiştir. Araştırma, 35 gelişmiş-54 gelişmekte olan ülkeyi ve 1996-2010 dönemini içermektedir. Araştırmanın analiz bulgularına göre; fikri mülkiyet haklarının ekonomik büyüme üzerindeki etkisi, ülkelerin gelişmişlik düzeyine göre farklılık göstermektedir. Gelişmiş ülkelerde fikri mülkiyet hakları ekonomik büyüme üzerinde pozitif ve anlamlı bir etkiye sahipken, gelişmekte olan ülkelerde fikri mülkiyet haklarının ekonomik büyüme üzerinde istatistiki olarak anlamlı herhangi bir etkisi tespit edilememiştir. Bu sonuçlar, uluslararası anlaşma ve sözleşmelerle ülkelerin fikri mülkiyet haklarını belli bir standart içerisinde uyumlaştırırken, ekonomik büyümeye etkilerinin farklılaştırdığını göstermesi açısından son derece önemlidir.
Sayıştay Dergisi, 2012
Klasik yaklaşımda devletin negatif statü hakları konusunda negatif yükümlülüklerinin, pozitif statü hakları konusunda ise pozitif yükümlülüklerinin bulunduğu kabul edilmektedir. Zaten devletin yükümlülüğünün pozitif ya da negatif olması, ilgili hakkın negatif statü hakkı ya da pozitif statü hakkı olarak nitelendirilmesinde kullanılmaktadır. Fakat AİHM son yıllarda verdiği kararlarında klasik tasnifte negatif statü hakkı olduğu kabul edilen mülkiyet hakkı açısından devletin pozitif yükümlülüklerinin de bulunabileceğine karar vermektedir. Mahkeme, mülkiyet hakkı karşısında devletin sadece müdahale etmemesini yeterli bulmamakta, bireylerin bu haktan etkin şekilde yararlanabilmeleri için devletin harekete geçmesini beklemektedir. Bu kapsamda devletler hem mülkiyet hakkının korunması için gerekli yasal ve idari çerçeveyi düzenlemek hem de uygulamanın bu çerçeveye uygun olarak cereyan etmesini sağlamakla yükümlüdürler. Bu çalışmada Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde mülkiyet hakkının korunması açısından devletlerin pozitif yükümlülükleri, bu yükümlülüklerin kapsamı ve sınırı ile bu yükümlülüklerdeki takdir hakkı, AİHM kararları ışığında irdelenecektir.
2019
Dunya tarihinin son 30 yilina damgasina vuran Neo-liberal iktisat anlayisi, yuksek yasam standartlari, zenginlik ve refah saglamak bakimindan makroekonomik politikalarin ana eksenini olusturmaktadir. Neo-liberal iktisat anlayisinin serbest piyasa ekonomisine ve dolayisiyla ekonomik ozgurluklere bagli oldugu dusunuldugunde, ekonomik ozgurluklerin ekonomik buyume uzerindeki etkilerinin belirlenmesi onemlidir. Bu calismada, secilmis 17 yukselen piyasa ekonomisinde ekonomik ozgurluklerin buyume uzerindeki etkisi incelenmesi amaclanmistir. 1995-2015 donemine ait veriler kullanilarak gerceklestirilen paneli veri analizi kapsaminda, ilk olarak serilerin duraganligi arastirilmistir. Hadri-Kurozumi (2012) panel birim kok testiyle yapilan duraganlik analizi sonucunda serilerin duzey degerlerinde duragan bir yapiya sahip oldugu belirlenmistir. Buna bagli olarak sabit etkiler modeliyle yapilan katsayi tahmin sonuclari, ekonomik ozgurluklerin buyume uzerinde pozitif ve istatistiki olarak anlamli...
Balkan and Near Eastern Journal of Social Sciences, 2020
Özet: Bu çalışmada, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ekonomik özgürlük ve büyümenin, dış ticaret üzerindeki etkisi Sistem Genelleştirilmiş Momentler Yöntemi tahmincisi (Sistem GMM) kullanılarak araştırılmıştır. Bu amaçla, gelişmiş 36 ülke ve gelişmekte olan 41 ülke için 2005-2017 periyodu yıllık veriler kullanılmıştır. Çalışmada dış ticareti temsilen, ithalat ve ihracatın dolar bazında 2010 fiyatlarıyla mal ve hizmet değer serileri, ekonomik özgürlükleri temsilen Fraser Institute serisi ve büyümeyi temsilen yıllık GSYİH büyümesi serisi kullanılmıştır. Bulgular ekonomik büyümenin dış ticaret için son derecede önemli olduğunu göstermektedir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ekonomik büyümede artış gerçekleşmesi durumunda hem ithalat hem de ihracat artmaktadır. Ekonomik özgürlükte ise durum ekonomik büyümedeki gibi değildir. Gelişmekte olan ülkelerde ekonomik özgürlük arttıkça ihracat artmaktadır. İthalatta ise durum tam tersidir. Ekonomik özgürlükteki artış gelişmekte olan ülkelerde ithalatın azalmasına yol açmaktadır. Gelişmiş ülkelerde ise hem ithalat hem de ihracat ekonomik özgürlüklerin artmasıyla azalmaktadır.
2016
Bireylerin akılları ile yarattıkları her hangi bir ekonomik mal üzerine verilen tüm haklar olarak tanımlayabileceğimiz Fikri Mülkiyet Hakları (FHM), teknolojik yeniliği teşvik vasıtasıyla, ekonomik büyümeyi etkileyebilmektedir. Çünkü FMH rejimi; sanayinin yeni iş geliştirme kapasitesinde, rasyonalizasyonunda, teknoloji ediniminde, oluşturulmasında ve ihracatında teşvik edici bir rol oynayarak ülkelerin ekonomik performansı üzerinde pozitif bir etki yaratmaktadır. Bu bağlamda çalışmanın temel amacı, Türkiye’de fikri mülkiyet hakları korumasının, teknoloji edinimi, yüksek teknoloji ürünleri ihracatı ve ekonomik büyüme arasında nasıl bir ilişki olduğunu temel ekonomik göstergeler üzerinden ele alıp, rakip olduğu ülkelerle karşılaştırılarak farklı bir bakış açısı ortaya koymaktır.
Gaziantep University Journal of Social Sciences, 2017
Ekonomik ozgurluk kavrami, bireylerin herhangi bir kisitlayici yada zorlayici mudahale olmaksizin ekonomik faaliyetlerde bulunabilmesi ve sahip olduklari kaynaklara serbest bir bicimde yon verebilme imkaninin olmasini ifade etmektedir. Ekonomik ozgurlukler ekonomik sistemin yapisini belirler ve dolayisiyla buyume ve gelir dagilimi icin onemli bir aciklayici unsur olusturabilir. Bu calismanin amaci ekonomik ozgurluklerin gelir dagilimi esitsizligi uzerindeki etkisini OECD uyesi ulkeler icin 2015 verilerini kullanarak yatay-kesit analiz yontemi ile test etmektir. Calismadan elde edilen analitik sonuclara gore ekonomik ozgurluklerin, gelir dagilimi esitsizligi uzerinde istatistiksel olarak anlamli ve pozitif yonlu bir etkiye sahip oldugu bulgusuna ulasilmistir .
2020
1980 sonrası dönemde, büyükşehirlerde hızla yaygınlaşan, ilerleyen yıllarda Anadolu’daki diğer belediyelerde de görülen gayrimenkul sektörünün hızla büyümesi başta kent merkezlerinde yeni alan talebi yaratırken, kentin çevresinde yer alan değerli alanların da zamanla kentin içine çekilmesine sebep olmuştur. Bu etki başta tarım alanlarında üretim yapan kişilerin tarımsal üretimden vazgeçmelerine, daha sonra ellerindeki arazileri arsaya çevirerek bir rant aracı haline getiren küçük bir gurubun doğmasına neden olmuştur. Bu guruplar bununla da yetinmemişler, tarıma dayalı sanayi bölgelerine göz dikerek bu alanların da imara açılması yönünde girişimlerde bulunmuşlardır.
ANKARA AVRUPA ÇALIŞMALARI DERGİSİ, 2020
Öz Taşıyıcı yaptırımlarının amacında ve uygulamasında 11 Eylül 2001 sonrasında ABD'nin müdahalesiyle düzensiz göçle mücadeleden terörizmle mücadeleye doğru bir dönüşüm meydana gelmiştir. AB yolcu verilerinin toplanmasına yönelik taşıyıcı yaptırımları düzenlemesi yapmakta ABD kadar hevesli olmasa da Avrupa'da meydana gelen terör olayları taşıyıcı yaptırımları konusunda AB üzerinde baskı kurmak isteyen ABD'nin işini kolaylaştırmıştır. Ayrıca DAEŞ terör örgütüne katılmak isteyen yabancı terörist savaşçılar BM tarafından göçmen kontrolüne ve seyahat kısıtlamasına ilişkin bazı kararlar alınmasına neden olmuştur. Taşıyıcı yaptırımlarına yönelik temelde üç AB Direktifi bulunmakta olup, ayrıca PNR bilgilerinin ABD makamlarıyla paylaşılması amacıyla AB üç anlaşma yapmıştır. Tüm bu AB mevzuatı ve ikili anlaşmalardan kaynaklı olarak insan haklarının ve hava yolu taşıyıcılarından elde edilen verilerin korunmasına yönelik tartışmalar halen devam etmektedir. Anahtar Kelimeler: Taşıyıcı yaptırımları, insan hakları, veri koruma, düzensiz göç, terörle mücadele An Abstract The initial purpose of carrier obligations to fight against irregular migration has transformed to fight against terrorism as part of the US counter-terrorism policy * Dr. Mülkiye Başmüfettişi, ahmet.apan@icisleri.gov.tr