Seçmenleri̇n Kent Beledi̇ye Başkanlarinda Aradiği Ni̇teli̇kler: Ni̇ğde Beledi̇yesi̇ Örneği̇ (original) (raw)
Related papers
Kent Kimliğini Oluşturan Meydanlar: Niğde KEnti Örneği
Kent meydanı, kentli tarafından özel günlerde sosyal, kültürel, siyasal ve ticari amaçlar için kullanılan, kısaca kentsel yaşamın geçtiği önemli bir kamusal mekândır. Bu alanlar günümüzde orijinal varlığını kaybetmeye başladı. Örneğin nüfusun artması ile meydanlar yapılaşmaya teslim olmuştur. Bunun yanısıra kültürümüzü yansıtan tarihi yapılarda tahrip olmaktadır. Temel sorun, gelişmekte olan şehirlerde meydanların küçülmesi ya da tamamen yok edilmesidir. Modern şehirlerde merkezi olmasa da meydanlar bulunmaktadır. Ankara Kızılay meydanı, İstanbul Taksim meydanı gibi. Çalışmanın amacı, kent merkezinde kent kimliğini oluşturan geniş alanların günümüzde olan izlerini tespit etmek, kültürümüzün sürekliliğini sağlamak için öneriler geliştirmektir. Yoğun olarak kullanılan çalışma alanının kentin doğal ve kültürel özelliklerini yansıtmada yetersiz kaldığı görülmüş, problemli noktalarda alınması gerekli önlemler üzerinde durulmuştur.
Vatandaş Odakli/Vatandaşin Odakta Olduğu Yöneti̇m: Kent Konseyleri̇ Ve Selçuklu Beledi̇yesi̇ Örneği̇
Sosyal Ve Ekonomik Arastırmalar Dergisi, 2009
Geleneksel yönetim anlayışının yerini yeni yönetim anlayışına terk etmesi ile birlikte, kamu yönetiminde yeniden yapılanma gereksinimi ortaya çıkmıştır. Vatandaş odaklılık, yönetişim, yerellik, hesap verebilirlik, şeffaflık gibi kavramlar yeni kamu yönetimi anlayışının birer yansımaları olarak değerlendirilebilir. Çalışmada, yeni kamu yönetimi yaklaşımı, bu doğrultuda hazırlanan yerel yönetimler reformu ve vatandaş odaklı yönetimin bir uygulama biçimi olan kent konseyleri irdelenmektedir. Ayrıca, Belediye Kanunu ile getirilen kent konseyi düzenlemesinin geçerliliği Selçuklu Belediyesi örneği ile sınanmaktadır.
Kentin Annelerinden Babalarına: Beledi Siyasetin Başkanlık Rejimine Evrimi
Tam da başkanlık sistemi tartışmalarının referandum vesilesiyle iyice yoğunlaştığı bir dönemde kaleme alınan bu yazıyla, oylamaya sunulan anayasa değişikliğinin getireceği rejim değişikliğini Türkiye'nin yerel siyaset ölçeğinde çoktandır tecrübe etmiş olduğu iddia ediyorum. Temel iddiam; başat yerel yönetim kuruluşu olan belediyelerin, merkezi yönetimin vesayet hatta güdümünde kentsel konulardan sorumlu bir hizmet makamı olmaktan, ekonomi ve siyasette yaşanan değişiklikler sonucu, çok önemli bir iktidar alanını temsil eder hale geldikleri ve bu sürecin de belediye başkanlarını yerel siyaset içinde hegemonik bir konuma taşıdığı olacak. Bu iddiayı temellendirmek için önce belediyelerin geçirdiği dönüşümü hızlıca ele alıp, sonrasında belediye başkanların sahip oldukları yeni iktidar alanının nasıl yerel siyasetin tümüne yayılarak bir yerel başkanlık rejimi tesis etmiş olduğunu tartışacağım.
Yaşam Kali̇tesi̇ Bağlaminda Üni̇versi̇te Öğrenci̇leri̇ni̇n Kent Algisi: Teki̇rdağ Örneği̇
lnternational Journal of Geography and Geography Education
Kent algısı kent gerçekliğinin farklı toplum kesimleri üzerindeki göreli bir yansımasıdır. Bu algı kentin statüsü açısından önem taşımakta ve ayrıca yaşam kalitesinin biçimlenmesinde de etkili olmaktadır. Kentte yaşayan nitelikli bir kesim olan üniversite öğrencilerinin bu yöndeki algıları incelenmeye değer bir konudur. Bu çalışma söz konusu sebeplere dayanarak Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi öğrencilerinin kent algısını yaşam kalitesi bakımından ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda kentin gelişimine ve kentsel yaşamda memnuniyetin yaygınlaşmasına dair göstergelerin de ortaya konulması hedeflenmektedir. Bu çalışmada nicel yöntem ve buna uygun olarak anket tekniği kullanılmıştır. Çalışmamızın kapsam ve içeriğini basit tesadüfi örneklem tekniğiyle seçtiğimiz, Üniversite'nin merkez kampüsündeki 476 öğrenciden oluşan örneklem üzerinden elde ettiğimiz anket verileri oluşturmaktadır. Ayrıca katılımcı gözlem ve sohbet tarzı görüşmelerle de çalışma desteklenmiştir. Çalışmanın bulgularına göre, kente dair algılarını incelediğimiz üniversite öğrencileri kenti doğal-coğrafi bir mekân olarak olumlu bulurken, fiziki alt ve üstyapı konusunda olumsuz ve çekinceli tutum takınmaktadırlar. Kentin kendilerine sunduğu hizmet ve imkânları da sınırlı ve yetersiz görmektedirler. Gerek üniversitedeki gerekse kentteki eğitim, kültür ve sanatla ilgili aktiviteler konusunda benzer bir tutum sergilemektedirler. Buna karşın öğrencilerin, kentin kendilerine sağladığını düşündükleri özgür ortamdan önemli ölçüde memnuniyet duydukları görülmektedir. Sonuç olarak, öğrenciler mezun olduktan sonra Tekirdağ'ı yaşayabilecekleri ve ileride mesleklerini yapabilecekleri bir kent olarak görme noktasında kararsız kalmaktadırlar.
Yeni̇ Büyükşehi̇r Beledi̇yesi̇ Modeli̇nde Belde Beledi̇yeleri̇n Sonu: Deği̇rmendere Örneği̇
Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2017
This Article is a revised and extended version of the paper titled "Sub-district Municipalities Removed in the Light of 20014 Local Elections" which was presented during 12 th Public Administration Forum hosted by Adnan Menderes University on 12 th-14 th September, 2014. bstract: Law no 6360 of 2012 on "The Establishment of Fourteen Metropolitan Municipalities and Twenty-Seven Districts and Amendments at Certain Law and Decree Laws" was often focused starting from its drafting process. However, it is considered that removal of sub-district municipalities as foreseen by the Law was not discussed in-depth despite the developing literature in this field. In fact, characteristics of sub-district municipalities are pretty important in terms of democracy theory and the relationship between local governments and democracy. In this study, removal of sub-district municipalities has been discussed in terms of subsidiarity, representation, participation and efficiency, in an indirect way, taking into account the views above and Değirmendere Municipality case. Değirmendere Municipality, which had considerable municipality experience in terms of local governments and was removed by Law no 5747 of 2008, was chosen as a model since it represents an important experience in this field and it was annexed to Kocaeli Metropolitan Municipality which was stated in the explanatory note of the Law no 6360. In this regard, general findings of the literature in this topic is evaluated and developments in Değirmendere case is analysed through interviews with the previous and current managers of the municipality in this article. Based on the results, it is argued that success of Değirmendere sample in efficiency, after a choice between efficiency and democracy, tends to represent some serious problems for the essence of local governments.
2018
Yerel gundem 21 Eylem Plani ile yerel yonetimler on plana cikmistir. Bu belge merkezi yonetimin yerel yonetimlere daha fazla gorevler vererek hizmet sunumunda yerel yonetimlerle birlikte hareket etmesinin uzerinde onemle durmustur. Yerel yonetimlerin yaninda sivil toplum orgutlerinin, ozel sektorun ve diger katilimci mekanizmalarin da merkezi yonetimin yaninda yer almasinin gerekliligi vurgulanmistir. Bu baglamda da Kent Konseyleri olusturulmustur. Kent konseyleri ya da benzeri platformlarda kadinlarin temsil edilmede yetersiz kalmasi, ulkenin genel temsil yapisinin yerel duzeydeki izdusumunu de etkilemektedir. Kadinlarin yerel secimlerde cok dusuk bir temsil oranina sahip olmasi, kentte ya da bolgede kadina dair sorunlarin ele alinmamasina, sorunlarin birikmesine ve yerelde kadinlarin katilma potansiyelinin azalmasina neden olmaktadir. Kent konseylerinde onemli bir rol oynayan kadin meclisleri; vali, secilmis yerel yoneticiler, muhtarlar gibi temsilciler icinde kadin katilimcilarin...
Kent Aktörleri̇ni̇n Kadin Dostu Kent Algisi Ve Kentte Durum: Zonguldak Örneği̇
Algısı ve Kentte Durum: Zonguldak Örneği ÖZ Kent aktörleri, kentlerde alınan kararlar ve kentsel politikaların oluşturulması konusunda yasal hakları dâhilinde belli yetkilere sahiptir. Dolayısıyla kentlerde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması noktasında da oldukça etkili bir konumda bulunmaktadırlar. Kadın dostu kentler projesi iseTürkiye'de kentler noktasında toplumsal cinsiyet eşitliğinin yerleştirilmesi için 2006'dan bu yana önce 6 ilde olmak üzere bugün ise 12 ilde uygulanmaya başlamıştır. Bu çalışmada kadın dostu kent programının hayata geçirilmediği bir kent olan Zonguldak'ta toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik kent aktörlerinin katkılarının varlığı ve programa ilişkin aktörlerin bilgi ve algı düzeyleri tespit edilmeye çalışılmaktadır. Aktörlerden bazılarının, kentte toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik farkındalık çalışmaları yürüttüğü tespit edilirken; konuya ilişkin çalışma yapmayan kent aktörlerinin de olduğu ortaya çıkmış bulunmaktadır. Çalışma kapsamında yüz yüze görüşme yöntemiyle kent aktörleri ile görüşülerek elde edilen bulgular nitel araştırma yöntemiyle değerlendirilmeye tabi tutulmaktadır. Çalışmanın ayrıca kadın dostu kent programına dair farkındalığın artmasına ve bu sürecin hızlanmasına destek sağlayacağı beklenen pozitif sonuçtur.