Yaş Tip Maküla Dejenerasyonunda İntravitreal Ranibizumab Tedavisi (original) (raw)

2014, Türk Oftalmoloji Dergisi

Yaşa bağlı makula dejenerasyonuna (YBMD) sekonder gelişen koroidal neovaskülarizasyon (KNV)'nin tüm tiplerinde intravitreal ranibizumab (İVR) tedavisinin etkinliği ve güvenliğini araştırmak. Gereç ve Yöntem: Daha önce tedavi görmemiş neovasküler YBMD'li, İVR enjeksiyonu uygulanan ve en az 12 ay takip edilen 92 hastanın 94 gözü çalışmaya alındı. Hastaların tedavi öncesi ve tüm kontrollerinde düzeltilmiş en iyi görme keskinliği (DEİGK) ölçümü, önsegment ve fundus muayenelerini içeren genel oftalmolojik muayeneleri yapıldı. Enjeksiyon sayısı ve yıllık kontrol sayısı değerlendirildi. Floresein anjiografi (FFA) ile lezyon boyutu, yerleşim yeri ve tipi değerlendirildi. Tedavi ile lezyon boyundaki değişim ve OKT'de ölçülen merkezi maküla kalınlığı (MMK), fovea kalınlığı (FK) karşılaştırıldı. Bulgular: Ortalama yaşı 69,1±11,0 yıl olan hastaların 36'sı (%39,1) kadın 56'sı (%60,8) erkekti. Ortalama takip süresi 14,6±3,44 (12-25) ay, ortalama enjeksiyon sayısı ise 4,9±1,81 (3-12) idi. Yıllık ortalama kontrol sayısı ise 9,2±1,02 (8-12) idi. Yirmi iki (%23,4) hastada 3 enjeksiyon yeterliyken diğer hastalara ek enjeksiyonlar gerekti. Hastaların DEİGK de ortalama 12,1 harf artışı görülürken %89,5 hastamızda görmede azalma veya değişiklik görülmedi. Tedavi öncesi FFA ile ölçülen lezyon boyutu 3,27±0,95 µm iken tedavi sonrası 2,72±1,15 µm idi (p=0,006). On (%10,6) olguda sızıntı son kontrolde hala devam etmekteydi. Tedavi öncesi ile tedavi sonrası tüm kontrollerde MMK ve FK karşılaştırıldığında anlamlı azalma tespit edildi. Sonuç: Yaşa bağlı makula dejenerasyonuna sekonder gelişen KNV tiplerinin tümünde İVR tedavisi etkin ve güvenlidir. Esnek doz aralığının hasta uyumunu arttırdığını ve anatomik ve fonksiyonel başarı sağladığını düşünmekteyiz. (Turk J Ophthalmol 2014; 44: 356-60) Anah tar Ke li me ler: Floresein anjiografi, optik koherans tomografi, ranibizumab, yaşa bağlı maküla dejenerasyonu Özet Objectives: To evaluate the efficacy and safety of intravitreal ranibizumab treatment in all types of choroidal neovascularization that developed secondary to age-related macular degeneration. Materials and Methods: We enrolled ninety-four eyes of 92 patients with previously untreated neovascular age-related macular degeneration who underwent intravitreal ranibizumab injection and were followed for at least 12 months. All of the patients underwent a complete examination, including best-corrected visual acuity (BCVA) (Snellen), biomicroscopy, and dilated fundus examination at preoperatively and postoperative follow-up visits. Number of injections and frequency of follow-up visits per year were evaluated. Size, location, and type of the lesions were evaluated by fluorescein angiography (FA). Pre-and postoperative changes in lesion size, central macular and foveal thickness measured by OCT were compared. Results: A total of 92 patients (36 women and 56 men) with a mean age of 69.1±11.0 years were evaluated. Mean follow-up time was 14.6±3.44 (12-25) months, and mean number of injections was 4.9±1.81 (3-12). The average annual number of follow-up visits was 9.2±1.02 (8-12). Patients' mean best-corrected visual acuity increased by 12.1 letters. The lesion size was 3.27±0.95 µm at pre-treatment period and improved to 2.72±1.15 µm in post-treatment period measured by FA (p=0.006). Leakage was still detected in ten patients at final follow-up visit. Statistically significant decrease in macular and foveal thickness was recorded in all post-treatment measurements compared to pre-treatment ones. Conclusion: Intravitreal ranibizumab treatment is efficient and safe in all types of choroidal neovascularization that develops secondary to age-related macular degeneration. Flexible dosing interval increases the patient compliance and anatomical and functional success rate.