EĞİTİM SEVİYELERİNE GÖRE KADIN EMEĞİNİN EKONOMİK BÜYÜME PERFORMANSINDAKİ ROLÜ: TÜRKİYE DENEYİMİ (original) (raw)

EKONOMİK KALKINMADA KADININ ROLÜ

Ulusal Ceteris Paribus Ekonomi Araştırmaları Dergisi, 2023

Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin önlenmesi kolay gibi görünen ama aslında zor bir süreçtir, çünkü bunun değişmesi için toplumun düşünce şeklinin değişmesi gerekir. Bireysel olarak baktığımızda bir insanın bile değişimi yılları alırken bir toplumun değişimi yüzyılları gerektirir. Bu değişimin oluşması için eğitimli bir topluma ihtiyacımız vardır. Eğitimli toplumlarda kadınlar çalışmak istediklerinde rahatça çalışabilirler, çalışırken çocuklarını büyüttükleri için toplum baskısına maruz kalmazlar, çalışırken herhangi bir kimsenin ekonomik baskısını hissetmezler. Dünya nüfusunun yarısının kadın olduğunu düşündüğümüzde toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinden dolayı nüfusun yarısının ötekileştirildiğini çıkarabiliriz. Fakat bu ötekileştirme çocukluk çağından beri maruz bırakılan bir durum olduğundan ötürü hem kadınlar hem de erkekler bunu ilk bakışta fark edemiyor ve uzun süre mazur kalınan bu durum normalleştiriliyor. Belki de gerçeği görmemizi engelleyen asıl sorun bu normalleştirmedir. Bu durumun düzelmesi için ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşların yaptığı konferanslar ve bildirgeler bu süreci hızlandırmıştır. Uluslararası kurumların çıkan sonuçlarına üye ülkelerin mutabık kalacaklarına ve ülkelerinde bunu uygulamaya sokacaklarına dair bu belgelere imza atmaları ise bu işin devletlerin kontrolüne geçtiğinin bir göstergesidir. Artık gerek kamuda gerekse özel sektörde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yapılması hukuksal yaptırımlarla engellenmeye çalışılmıştır. Özellikle günümüzde “Cam Tavan Sendromu” birçok kadının korkulu rüyası haline gelmiştir. Aynı işi, aynı yeterlilikte ve çabayla yapan iki kişiden birinin seçilmesi durumunda önceliğin erkeğe verilmesi bir haksızlıktır, hatta bazen iş alımlarında kadın daha deneyimli olmasına rağmen deneyimi daha az olan erkek seçiliyor gerekçe olarak da “kadınların doğum yapması halinde çalışamayacakları ve işlerin aksayacağı” şeklinde bir cevap alınıyor. Hatta bazı iş ilanlarında işe alınacak kişinin kadın olması durumunda çocuğunun olup olmaması bile bir kriter halini almıştır. Bu durumlar kadınların çalışma hayatına girmesinde ve ilerlemesinde büyük bir engel teşkil etmektedir. Bu ve benzer engellerin ortadan kaldırılması devletin denetimi ve bilinçli bireyler sayesinde olacaktır.

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE KADIN İSTİHDAMININ ROLÜ ve ÖNEMİ

Bu çalışmada ilk olarak, genel anlamda kadın istihdamından bahsedilecek ardından, TÜİK'in 2014 yılında yaptığı araştırmalar ile Türkiye'de kadın istihdamı değerlendirilecek ve son olarak da Türkiye Ekonomisi içinde kadın istihdamının rolü ve önemi izah edilmeye çalışılacaktır. Kadın istihdamı, ülkelerin kalkınmaları için önemli unsurlardan biridir. Diğer yandan, kadınlar çalışırsa, kendilerini ekonomik açıdan özgür hissederler. Böylece, ekonomik anlamda kendini özgür hisseden kadın, hem ekonomik hayatta kendine daha çok güvenir, hem de sosyal hayatta annelik görevini daha iyi yaparak sağlıklı düşünen kişiler yetiştirebilir. Ayrıca ekonomik özgürlüğünü elde etmiş kadın, özgüveni ve özgün düşünceleri ile ülkelerin kaderini değiştirebilir. Bu nedenle kadın istihdamı, Türkiye ve diğer ülkelerin ekonomik gelişmeleri için üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Çalışmamız ülke ekonomisinin kalkınması için, kadın istihdamı çalışmalarının artırılmasının önemine vurgu yaparak kadın istihdamının artırılmasını amaçlamaktadır

ÖLMEYE YATMAK ve TÜRK MODERNLEŞMESİ'NDE KADININ YERİ

2018

Cumhuriyetin ilanı sonrası Osmanlı'nın son zamanlarında başlayan değişim ve reform hareketleri daha hızlı hayata geçirilir. Islahat ve reformların yerini inkılaplar ve ilkeler alır ve köklü değişikliklere gidilir. Ekonomik, siyasi, sosyal, dini ve birçok farklı alanda yapılan bu değişikliklerin amacı topluma ve devlete yeni bir karakter kazandırmaktır. Bu süreçte toplumun geleneklerine bağlılığı bir sorun oluşturmuş ve yeni kimlik inşası sancılı bir sürece girmiştir.

AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKIYE’DE KADININ EKONOMİK HAYATTAKİ YERİ.pdf

Kadına karşı cinsiyete dayalı ayrımcılık yapılması, ekonomik, sosyal, kültürel ve kamusal alanda kadın ve erkek arasında eşitsizliğe neden olmaktadır. Bu eşitsizlik en çok da kadının çalışma hayatına katılımında kendini göstermektedir. Ekonomik refah ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması için kadının fiziksel ve toplumsal cinsiyet ayrımcılığına maruz kalmadan, ekonomik hayatta erkeklerle eşit hak ve özgürlüklere sahip olması gerekmektedir. Bu zorunluluktan yola çıkan bu çalışma, Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye’de kadınların ekonomik hayattaki yerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda, çalışmada kadınların erkeklere karşı yürüttüğü eşitlik mücadelesi, özellikle ekonomik hayatta eşitlik bağlamında tarihsel bir süreç içinde ele alınacak, AB ve Türkiye’deki hukuksal düzenlemeler, uygulamalar değerlendirilecek ve işgücüne katılım, istihdam, işsizlik ve ücretlendirmede eşitsizlik bağlamında kadının ne durumda olduğu, AB ve Türkiye karşılaştırması yapılarak ve güncel Eurostat verilerinden yararlanılarak ortaya konacaktır. Anahtar Kelimeler: Cinsiyet eşitliği, çalışma yaşamında kadın, Avrupa Birliği Gender discrimination against woman causes inequality between man and woman in economic, social, cultural and public spheres. This inequality shows itself mostly at the woman participation in working life. In order to provide wealth and sustainable development, woman must have equal rights and freedom with the man in economic life without being exposed to physical and social gender discrimination. This article starting off this necessity aims to reveal the situation of the women in economic life in the European Union (EU) and Turkey. In accordance with this purpose, in this study, equality struggle of women against men in historical process, particularly in the context of equality in economic life will be discussed, regulations and practices in the EU and Turkey will be evaluated, the situation of woman in the context of active population, employment, unemployment and inequality in wages will be revealed by using current Eurostat data and comparing the EU and Turkey. Key Words: Gender equality, woman in working life, European Union, Turkey

KADIN İŞGÜCÜ İSTİHDAMI İLE EKONOMİK BÜYÜMEARASINDAKİ İLİŞKİNİN TÜRKİYE- SEÇİLMİŞ- AB ÜLKELERİ AÇISINDAN KARŞILAŞTIRMALI NEDENSELLİK ANALİZİ

İstihdam ve Büyüme Araştırmaları I, 2019

Üretimi ve istihdamı artırıcı temel ekonomik politikalar, günümüz ekonomilerinin ana hedefleri arasında yer almaktadır. Bu nedenle istihdam artışının sağlanmasında beşerî sermaye olarak erkek işgücünün yanı sıra kadın işgücü de önemlilik arz etmektedir. Ekonomik kalkınmanın temel amaçlarından biri olan üretim faktörlerinin etkin dağılımı geçmişten günümüze önemliliğini korumuş ve korumaya da devam edecektir. Ancak burada önemli bir faktör olan “emek” faktörü ele alındığında ciddi bir emek cinsiyeti eşitsizliği olduğu görülmektedir

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KADIN ÇALIŞMALARI ANABİLİM DALI KADIN ÇALIŞMALARI PROGRAMI YÜKSEK LİSANS TEZİ/ FEMİNİST KURAMDA TARİHSELCİ BİR YAKLAŞIM: HERMENEUTİK FEMİNİZM

Feminist Kuramda Tarihselci Bir Yaklaşım: Hermeneutik Feminizm, 2019

Batı felsefesine hâkim olan evrenselci düşünce, feminist kuramın hem başlangıç noktası hem de temel eleştiri konusu olmuştur. Eleştirel düzlemde feminist kuram esas olarak cinsiyet normlarının mutlak birer kültürel yasa olarak temellendirilmesiyle ve bunun sonucunda oluşan eril-dişil kutuplaşmasıyla mücadele eder. Bu kutuplaşmanın incelenmesi amacıyla, feminizmin tarihselci bir yaklaşımla ele alındığı çalışmalarda, genellikle post-modern ve post-yapısalcı kuramlardan yararlanılmış, hermeneutik ve feminizm arasındaki ilişkiye nadiren değinilmiştir. Oysa hermeneutik, sadece post-modern feminizmin güçlü bir müttefiki değil, aynı zamanda özellikle çağdaş feminist kuramın aşmaya çalıştığı rölativizm sorununun çözümü noktasında benzersiz bir dayanak sağlar. Bu çalışmada amaçlanan da, post-modern feminizmin kendisini tarihsel açıdan inceleme fırsatı sunan verimli bir kaynak olarak hermeneutiğe başvurmak, hermeneutik bir feminizmin imkânını araştırmaktır.

TÜRKİYE'DE MİKRO KREDİLERİN KADINLARIN İŞ GÜCÜNE KATILIMI VE EKONOMİK BÜYÜME ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN ÖLÇÜMÜ

SOSYAL POLİTİKA ÇALIŞMALARI DERGİSİ, 2018

Türkiye ekonomisinde öncelikli çözülmesi gereken sorunların başında kadınların istihdama katılım oranlarındaki yetersizlik gelmektedir. Bu zamana kadar gerek devlet tarafından gerekse özel sektör tarafından uygulanan kadın istihdamını arttırıcı politikalara rağmen bu sorunun önüne geçilememiştir. Bu amaca yönelik uygulamalardan biri de mikro kredilerdir. Kadınların iş gücüne katılımının arttırılması ve yoksulluk sorunu ile mücadele noktasında mikro krediler dikkat çekmektedir. Bu çalışmanın amacı, mikro kredi uygulanmasının işlevini genel anlamda açıkladıktan sonra Türkiye’deki mikro kredi uygulamalarının kadın istihdamı ve ekonomik büyüme üzerindeki etkisini ve etkinliğini sınamaktır. Bu bağlamda çalışmada yoksullukla mücadelede ve istihdam bağlamında Türkiye’de kullandırılan mikro kredilerin regresyon analizi yapılmış olup modeldeki sonuçlara göre Türkiye’de kullandırılan kredideki 1 birimlik artış, kendi hesabına çalışan kadın sayısında 0.045 birimlik ve ekonomik büyümede 0.05 birimlik artışa neden olmaktadır. ARDL sonuçlarına göre reel gelirin uzun dönem esnekliği beklentiler doğrultusunda pozitif (0.00612) olarak tahmin edilmiştir. Bu Sonuca göre Türkiye’de mikro kredilerde %1’lik artış reel GSYH’yi %0,05 arttırmaktadır. Ayrıca yaklaşık 5,5 yıl gibi bir sürede kısa dönemli sapmalar tekrar uzun dönem dengesine gelmektedir.

İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN EKONOMİK BÜYÜMEDEKİ ROLÜ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ

ÖZ İnşaat sektörü bina ve bina dışı inşaat ayrımı başta olmak üzere karayolu, demiryolu, havayolu, liman, baraj, köprüler vb. altyapı yatırımlarını da içine alan oldukça geniş kapsamlı bir iktisadi faaliyet koludur. Kullandığı girdiler ve bu girdilerin çeşitliliği açısından geri besleme etkilerinin çok güçlü olduğu ve istihdama katkısı açısından da ekonomik büyümenin yakalanması ve sürdürülmesinde oldukça önemli bir rol üstlenmektedir. Ayrıca kamu ve özel sektör eliyle yürütülen inşaat sektörü bir bütün olarak diğer mal ve hizmetlerin üretilebilmesi için gerekli olan altyapıyı ve üstyapıyı sağlamaktadır. Bu nedenle, bu çalışmanın amacı kamu ve özel sektör tarafından inşaat sektörüne yapılan harcamaların ekonomik büyüme üzerindeki etkilerini Türkiye ekonomisi açısından incelemek ve değerlendirmektir. Çalışmada eş bütünleşme testlerinin gücünü arttırmak amacıyla Bayer ve Hanck tarafından geliştirilen eş bütünleşme testi kullanılmıştır. Serilerin birinci dereceden bütünleşik olduğu tespit edildikten sonra uygulanan Bayer-Hanck eş bütünleşme test sonuçları GSYH, KKİH ve ÖKİH değişkenleri arasında uzun dönemli bir ilişkinin varlığını tespit etmiştir. Serilerin uzun dönemli ilişkili olduğu tespit edildikten sonra, uzun dönem katsayıların tahmini için DOLS ve FMOLS tahmin yöntemleri uygulanmıştır. Elde edilen katsayılar KKİH ve ÖKİH'deki 1%'lik artışa karşılık GSYH'de sırasıyla 0.35% ve 0.73%'lük bir artış olacağını göstermektedir. ABSTRACT The construction sector is primarily separated into the building and non-building construction as a very comprehensive economic activity including infrastructure investments such as road, railway, airway, port, dam, bridges, etc. Regarding the inputs and the diversity of inputs, the feedback effects are very strong, and in terms of its contribution to employment, it plays a very important role in the realization and maintenance of economic growth. Additionally, the construction sector, which is carried out by public and private sectors, provides the required infrastructure and superstructure for the production of other goods and services as a whole. Therefore, this study aims to examine and evaluate the impacts of the expenditures made by public and private sectors on the economic growth regarding the Turkish economy. The cointegration test

ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ EKONOMİ FAALİYETLERİNDE KADIN İŞGÜCÜ

Milli Mücadele yıllarından itibaren, kadınlar, gerek sosyal yaşamda gerek ekonomi faaliyetlerinde sorumluluk üstlenerek Türkiye'nin çağdaşlaşma sürecinde aktif rol üstlenmiştir. Osmanlı'nın son döneminde uzun süren savaşların kaçınılmaz bir sonucu olarak üretime ve ticari faaliyetlere katılan kadınların ekonomik alandaki aktivitesi Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte devlet tarafından desteklenmiştir. Kadınların istihdamına yönelik yasal düzenlemelerle, iktisadi alanda da toplumsal eşitliği sağlamayı amaçlayan Cumhuriyet rejimi, kadınların eğitimi konusunu öncelemiş, toplumun sosyal, hukuksal ve ekonomik dönüşümünde erkek olmayan tarafa erkekle eşit yükümlülük vermeyi amaçlamıştır. Ancak, Cumhuriyet dönemi emek tarihi çalışmalarına bakıldığında, özellikle Cumhuriyet'in ilk yıllarında kadınların iş yaşamında konumlandığı yer tam olarak tariflenmemiştir. Bu çalışmayla, erken Cumhuriyet döneminde kadınların iş kollarındaki niceliğinin, istihdam edildikleri alanların sektörel dağılımının ve çalışma koşullarının tartışılması amaçlanmaktadır. Bununla birlikte, üretim ilişkileri ile kamusal alana çekilen kadının toplumsal statüsünün nasıl pekiştirildiğine ve bu çizginin Türk modernizasyonuna nasıl katkı sunduğuna dikkat çekmek istenmiştir.