Hemşirelik Öğrencilerinin Stresi Azaltmada Tamamlayıcı ve Bütüncül Tedavileri Kullanma Durumları (original) (raw)

COVID-19 Pandemi Döneminde Klinik Uygulamaya Çıkan Hemşirelik Öğrencilerinde Algılanan Stres ve Stresle Baş Etme Yöntemlerinin İncelenmesi

DergiPark (Istanbul University), 2022

Günümüzde pandemi sebebi ile öğrenciler klinik uygulamaya çıktıklarında hastalığa yakalanma ya da yakınlarına bu hastalığı bulaştırma konusunda tedirginlik yaşamakta ve öğrencilerde yoğun stres durumları gözlenebilmektedir. Bu sebeple çalışma, COVID-19 pandemi döneminde klinik uygulamaya çıkan hemşirelik öğrencilerinin algılanan stres düzeyleri ve stresle baş etme yöntemlerinin incelenmesi amacıyla tanımlayıcı tipte planlandı. Araştırmanın verileri; kişisel bilgi formu, algılanan stres ölçeği ve stresle başa çıkma tarzları ölçeği ile toplandı. Araştırma etik kurul onayı alındıktan sonra 2., 3. ve 4. sınıf hemşirelik öğrencileri olmak üzere klinik uygulamaya çıkan ve çalışmaya katılmaya gönüllü 165 öğrenci ile 1 Haziran 2021-30 Ağustos 2021 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Veriler çevrimiçi olarak Google Forms aracılığı ile toplandı. Bulguların yorumlanmasında frekans tabloları ve tanımlayıcı istatistikler kullanıldı. Normal dağılıma uygun ölçüm değerleri için parametrik yöntemler, normal dağılıma uygun olmayan ölçüm değerleri için parametrik olmayan yöntemler kullanıldı. Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalamasının 21,20±1,98 yıl olduğu, %52,7'sinin daha önce COVID-19 testi yaptırdığı, %75,8'inin COVID-19 tanısı almadığı ve %74,5'inin kişi/yakınının COVID-19 olmasından korktuğu belirlendi. Çalışma grubunun stres puan ortalaması orta düzey bulundu. Kişiye/yakınlarına COVID-19 bulaşmasından korkanların algılanan stres ölçeği puanları, kişiye/ yakınlarına COVID-19 bulaşmasından korkmayanlara göre anlamlı düzeyde daha yüksek bulundu. Algılanan stres ölçeği puanları ile kendine güvenli yaklaşım ve iyimser yaklaşım arasında negatif yönde, zayıf derecede ve istatistiksel olarak anlamlı ilişki, algılanan stres ölçeği puanları ile çaresiz yaklaşım arasında pozitif yönde, orta derecede ve istatistiksel olarak anlamlı ilişki tespit edildi. Sonuç olarak COVID-19 pandemisi sırasında hemşirelik öğrencilerinin karşılaştığı sorunlar için üniversitedeki ilgili bölümler stresi azaltıcı önlemler almak ve stres düzeylerini belirlemek için gerekli çabayı göstermeli ve çözümler üzerinde düşünmek için ileri çalışmalar yapılmalıdır.

Öğrenci Hemşirelerde Stres Yaratan Durumlar Ve Baş Etme Yöntemleri

Mersin Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 2017

Amaç: Bu araştırma, hemşirelik bölümünde öğrenim gören öğrenci hemşirelerde stres yaratan durumlar ve baş etme yöntemlerinin belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapıldı. Yöntem: Bu araştırma bir Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü'nde öğrenim gören 531 öğrenciden gönüllülük ilkesi gereği araştırmaya katılmayı kabul eden 280 öğrenci ile yapılmıştır. Araştırma verileri "Öğrenci Hemşirelerde Stres Yaratan Durumlara İlişkin Bilgi Formu" ve "Stresle Başa Etme Tarzları Ölçeği'' kullanılarak toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde yüzdelik, ortalama, ortanca, Mann Whitney U ve Kruskall Wallis testleri kullanıldı. Bulgular: Çalışmaya katılan öğrenci hemşirelerin %58,3'ü 20 yaş ve üzerinde olup yaş ortalaması 21,0±2,0'dir. Öğrenci hemşirelerin klinik alandaki strese neden olan faktörleri incelendiğinde; %50,7'si öğretim elemanlarının bakım planı konusundaki ısrarı/sıkıştırma davranışında bulunma, %63,2'si hastaların öğrenci hemşireye güvenmemeleri, %43,6'sı öğrencilerin klinik uygulamalarda hata yapma korkusu, %44,6'sının sınav kaygısı nedeniyle stres yaşadıkları belirlendi. Ayrıca öğrenci hemşirelerin %26,8'inin üniversitede sosyal etkinliklerin olmaması ve %22,5'inin ise yakınlarının hemşireliğe yönelik olumsuz ön yargısından dolayı stres yaşadıkları belirlenmiştir. Öğrenci hemşirelerin stresle başa çıkma tarzları içerisinde en fazla kendine güvenli yaklaşım ve sosyal destek arama yöntemini kullandıkları saptandı. Sonuç: Bu araştırmada öğrenci hemşirelerin eğitim sürecinde, klinik ortamda ve öğrenci yakınlarının hemşireliğe yönelik olumsuz ön yargısından dolayı stres yaşadıkları belirlenmiştir. Öğrenci hemşirelerin bu stresleri tanımaları ve stresle başetme becerileri kazanmasında hemşire akademisyenlerin görev ve sorumluluklarının olması gerekmektedir.

Hemşirelerin COVID-19’a Yönelik Tamamlayıcı ve Alternatif Tedavi Kullanım Durumu ve Tutumu

Dokuz Eylül Üniversitesi hemşirelik fakültesi elektronik dergisi, 2022

Tüm dünyayı kısa sürede etkileyen Koronavirüs (COVID-19) salgınıyla mücadelede hemşireler ön saflarda yer almaktadır. Bu süreçte hemşirelerin sağlıklarını koruyabilmeleri ve sürdürebilmeleri önem arz etmektedir. Amaç: Bu çalışmada hemşirelerin COVID-19'a yönelik tamamlayıcı tedavi yöntemlerini kullanım durumu ve tutumunun belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı nitelikte olan bu araştırma, ülkemizde Ocak-Mart 2021 tarihleri arasında COVID-19 sürecinde kamu hastanelerinde hizmet veren ve Türkiye genelinde il sınırlaması olmaksızın sanal kartopu örnekleme yöntemiyle yürütülen online ankete yanıt veren 385 hemşire ile yürütülmüştür. Araştırmanın verilerinin toplanmasında, Birey Tanıtım Formu ve Tamamlayıcı Tedavileri Kullanmaya Yönelik Tutum Ölçeği (TTTÖ) kullanılmıştır. "Google Forms" uygulaması kullanılarak hazırlanan veri toplama formunun online anket linki hemşirelere e-posta veya WhatsApp uygulaması üzerinden gönderilerek araştırmanın verileri toplanmıştır. Araştırma verilerinin değerlendirilmesinde ortalama, standart sapma, yüzde, bağımsız gruplarda t testi ve ikiden fazla grupların karşılaştırılmasında One-way ANOVA testi kullanılmıştır. Bulgular: Bu çalışmaya katılan hemşirelerin yaş ortalaması 29.67 ± 7.27 ve %76.1'i kadındır. Hemşirelerin %32.5'inin en az bir tane tamamlayıcı tedavi yöntemi kullandığı ve en sık tercih edilen tamamlayıcı tedavi yönteminin bitkisel ürün kullanımı olduğu belirlenmiştir. Hemşirelerin Tamamlayıcı Tedavileri Kullanmaya Yönelik Tutum Ölçeği toplam puan ortalamasının 22.16 ± 6.06 olduğu saptanmıştır. Bu çalışmada kadın, 31-41 yaş grubunda olan ve COVID-19'da doktor önerisi dışında tedavi kullanan hemşirelerin Tamamlayıcı Tedavileri Kullanmaya Yönelik Tutum Ölçeği toplam puan ortalamasının istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek olduğu saptanmıştır (p < .05). Sonuç: Bu çalışmada hemşirelerin tamamlayıcı tedavi yöntemi kullanım oranı düşük olmasına rağmen tamamlayıcı tedavi yöntemlerine ilişkin tutumunun olumlu olduğu saptanmıştır. Bu nedenle hemşirelerin hem hastaları hem de kendileri için tamamlayıcı tedavi yöntemlerine ilişkin bilgilerini güncellemeleri ve bu yöntemlere ilişkin planlı eğitimler yapılması önerilmektedir.

Covid-19 Pandemisinde Hemşirelik Öğrencilerinin Klinik Uygulamalara Yönelik Algıladıkları Stres Düzeyi

2021

Bu tanımlayıcı kesitsel çalışma, Covid-19 pandemisinde hemşirelik öğrencilerinin klinik uygulamalara yönelik algıladıkları stres düzeyini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Çalışma Necmettin Erbakan Üniversitesi Hemşirelik Bölümlerinde 2019-2020 bahar döneminde tüm sınıflarda öğrenim gören 252 öğrenci ile 20 Mayıs-20 Haziran 2020 tarihleri arasında yapılmıştır. Veriler; Bilgi formu ve Hemşirelik Öğrencileri için Algılanan Stres Ölçeği (HÖASÖ) ile toplanmıştır. Öğrencilerin %52,0'ı Covid-19 hakkında düşünmekten rahatsız olduğunu, %62,2'si kendisinin Covid-19 ile enfekte olduğunu düşündüğünde anksiyetesinin arttığını, %57,9'u Covid-19 tanısı almış bireye bakım vermekten korktuğunu ve %82,1'i Covid-19 tanısı almış bireye bakım verebilecek yeterli bilgiye sahip olmadığını belirtmiştir. Bu çalışmada HÖASÖ toplam puan ortalaması ile öğrencilerin cinsiyeti (p<0.01), hemşirelik mesleğini isteyerek seçme durumu (p<0.01), Covid-19 pandemisinde hemşirelik mesleğine duyulan ilgi durumu (p<0.01), Covid-19 tanısı almış bireye bakım verebilecek bilgiye sahip olma durumu (p<0.01), Covid-19 hakkında düşünmekten rahatsız olma durumu (p<0.01), Covid-19 tanısı almış bireye bakım vermekten korkma durumu (p<0.01) ve Covid-19 ile enfekte olduğunu düşündüğünde anksiyete düzeyinde artma durumu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu belirlenmiştir (p<0.01). Bu çalışmada kadın, hemşirelik mesleğini isteyerek seçmeyen, pandemi döneminde hemşirelik mesleğine ilgileri olumsuz şekilde etkilenen, Covid-19 tanısı almış bireye bakım verebilecek bilgiye sahip olduğunu düşünmeyen/bakım vermek istemeyen ve bakım vermekten korkan ayrıca Covid-19 hakkında düşünmekten rahatsız olan öğrencilerin algıladıkları stres düzeyinin yüksek olduğu bulunmuştur. Algılanan stres düzeyi yüksek olan öğrencilere eğitim ve danışmanlık verilmesi önerilebilir.

Öğrenci̇ Hemşi̇releri̇n Genel Sağlik Düzeyi̇, Stresle Baş Etme Yöntemleri̇ Ve Etki̇leyen Faktörler

Ege üniversitesi hemşirelik fakültesi dergisi, 2010

Bu araştırma, öğrenci hemşirelerin stresle başa çıkma yolları ve genel sağlık durumlarının incelenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak planlandı ve uygulandı. Gereç ve Yöntem: Araştırmanın örneklemini Balıkesir Üniversitesi Bandırma Sağlık Yüksekokulu'nda okuyan ve araştırmaya katılmayı kabul eden toplam 167 öğrenci oluşturdu. Veriler, kişisel bilgi formu, Genel Sağlık Anketi-12 (GSA-12) ve Stresle Başa Çıkma Tarzları Ölçeği (SBTÖ) kullanılarak elde edildi. Araştırma öncesinde ilgili kurumdan yazılı izin ve öğrencilerden sözel onam alındı. Verilerin analizi, SPSS 11.0 paket programında tanımlayıcı istatistikler, Student t testi, Mann Whitney U, ANOVA, Kruskal Walles, korelasyon testleri ve logistik regresyon testleriyle yapıldı. Bulgular: Öğrencilerin GSA-12 puan ortalamaları 1.92±2.59 olarak bulundu. GSA-12 puan ortalamalarına göre öğrencilerin %31.1'inin psikiyatrik bir bozukluk bulunma olasılığı saptandı. Öğrencilerin SBTÖ alt boyutlarının toplam puan ortalamaları; kendine güvenli yaklaşım: 2.24±0.48, çaresiz yaklaşım: 1.04±0.50, boyun eğici yaklaşım: 0.61±0.47, iyimser yaklaşım: 1.94±0.57 ve sosyal destek arama:1.85±0.63 olarak belirlendi. Öğrencilerin GSA-12 ile kendine güvenli yaklaşım (r=-0.329, p=0.000) ve iyimser yaklaşım (r=-0.308, p=0.000) arasında negatif yönde orta düzey, sosyal destek arama (r=-0.175, p=0.023) arasında ise negatif yönde zayıf, çaresiz yaklaşım arasında (r=0.382, p=0.000) ise pozitif yönde orta düzey bir ilişki bulundu. Sonuç: Stresle başa çıkmada; kendine güvenli yaklaşım, iyimser yaklaşım ve sosyal destek arama boyutlarını daha fazla kullanan öğrencilerin depresyona olan eğilimleri azalmaktadır. Araştırma sonucunda öğrencilere belirli aralıklarla ruhsal hastalık taramalarının yapılması ve stresle başa çıkma becerilerinin arttırılması için eğitim programlarının uygulanması önerilmektedir.

Öğrencilerin Hemşirelik Eğitimi Sürecinde Yaşadıkları Stresin Profesyonel Benlik Gelişimlerine Etkisi

2019

Bu calisma, hemsirelik ogrencilerinin lisans egitimleri surecinde yasadiklari stresin profesyonel benlik duzeylerine etkisini belirlemek amaciyla yapilmistir. Tanimlayici olarak yapilan bu arastirma Haziran 2017 tarihinde Ataturk Universitesi Hemsirelik Fakultesi 4. sinifta ogrenim goren 277 ogrenci ile yurutulmustur. Arastirma verileri Kisisel Bilgi Formu, Hemsirelik Egitimi Stres Olcegi (HESO) ve Ogrenci Hemsirelerde Profesyonel Benlik Kavrami Olcegi ( OHPBKO) ile toplanmistir. Ogrencilerin % 74,7 si kadin, %68,2 sinin gelir durumu orta duzey, % 51,3 u duz liseden mezun, % 75,1 i universite yasamindan memnun ve % 55,6 si meslegi isteyerek secmistir. Yas ortalamasi 22,49±01,30 olarak bulundu. Ogrencilerin hemsirelik egitimi stres olceginden aldiklari toplam puan ortalamasi 59,46±18,21, uygulama stresi alt boyut puan ortalamasi 29,68±9,49 ve akademik stres alt boyut puan ortalamasi 29,77±9,35 olarak bulundu. Ogrenci hemsirelerde profesyonel benlik kavrami olcegi toplam puan ortalama...

Öğrenci Hemşirelerin Tamamlayıcı ve Alternatif Tıbba Yaklaşımlarına Yönelik Yarı Deneysel Bir Müdahale Araştırması

Ordu Üniversitesi hemşirelik çalışmaları dergisi, 2021

Bu çalışmada hemşirelik bölümü öğrencilerine verilen tamamlayıcı ve destekleyici bakım uygulamaları dersinin, öğrencilerin tamamlayıcı ve alternatif tıbba karşı tutumlarına etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Deney ve kontrol gruplu ön test-son test tasarım ile randomize olmayan deneysel araştırma tasarımında olan çalışma, 70 hemşirelik bölümü öğrencisi ile yapılmıştır. Araştırmada, "tamamlayıcı ve destekleyici bakım uygulamaları" dersini alan öğrenciler müdahale grubunu (n=35); içeriğinde bu konuya ilişkin bilgilerin yer almadığı başka bir seçmeli ders alan öğrenciler (n=35) ise kontrol grubunu oluşturmuştur. Veriler "Kişisel Bilgi Formu" ve "Bütüncül Tamamlayıcı ve Alternatif Tıbba Karşı Tutum Ölçeği (BTATÖ)" kullanılarak toplanmıştır. Bulgular: Müdahale ve kontrol grubu arasında BTATÖ toplam ön test puan ortalamaları (sırasıyla 48.03; 47.09) istatistiksel olarak birbirine benzer (p>0.05) iken son test puan ortancaları (sırasıyla 26; 48) istatistiksel olarak birbirinden farklıydı (p<0.05). Gruplar arasında "Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp" ve "Bütüncül Sağlık" alt boyutları ön test puan ortalamaları açısından fark yok iken (p>0.05) son test puan ortalamaları açısından fark vardı (p<0.05). Sonuç: Hemşirelik öğrencilerine verilen tamamlayıcı ve destekleyici bakım uygulamaları dersi, öğrencilerin bütüncül tamamlayıcı ve alternatif tıbba karşı tutumunu olumlu yönde arttırmıştır.

Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Öğrencilerinin Klinik Uygulama Öncesi Kaygı Düzeyleri ve Stresle Başa Çıkma Tarzları

SDÜ Sağlık Bilimleri Dergisi

Bu çalışma, Sağlık Yüksekokulu hemşirelik bölümü öğrencilerinin klinik uygulamaya çıkmadan önce kaygı düzeylerinin ve stresle başa çıkma tarzlarının belirlenmesi amacı ile tanımlayıcı ve ilişki arayıcı olarak yapılmıştır. Materyal-Method: Çalışma Şubat-Mart 2010 tarihleri arasında bir sağlık yüksekokulunda, klinik uygulamaya çıkacak olan 1. 2. ve 3. sınıf hemşirelik bölümü öğrencileri üzerinde yapılmıştır. Okulda öğrenim gören toplam öğrenci sayısının az olması nedeniyle (N=250), çalışmaya katılmayı kabul eden öğrencilerin tümü (n:140) araştırma kapsamına alınmıştır. Veriler anket formu, Durumluluk Kaygı Envanteri (DKE) ve Stresle Başa Çıkma Tarzları Ölçeği (SBTÖ) kullanılarak toplanmış, tanımlayıcı istatistikler, Independent t, One Way ANOVA (Post hoc: Bonferroni), Mann Whitney U, Kruskal Wallis Varyans Analizi ve Pearson Korelasyon testleri ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışmada öğrencilerin %82' sinin kız, %59'unun 18-20 yaş grubunda, %90'ının şehir dışından geldiği, %44'ünün arkadaşları ile birlikte evde kaldığı belirlenmiştir. Öğrencilerden %59'u bölüme isteyerek geldiğini, %54'ü iş garantisi olduğu için bölümü tercih ettiğini, %83'ü mesleği sevdiğini ifade etmiştir. Öğrencilerin %82'si klinik uygulamaya çıkmadan önce genellikle hastane ortamına bağlı bilinmezlik, yanlış yapma ve sınıfta kalma korkusu nedeni ile gerginlik-sıkıntı yaşadıklarını ve %63'ü bu sorunlarla baş etmeye çalıştıklarını ifade etmişlerdir. Çalışmada, kız öğrencilerin kaygı puan ortalamaları 45,49±10,49, erkek öğrencilerin 40,00±12,35 olarak bulunmuştur (p<0,05). Ayrıca, kız öğrencilerin SBTÖ alt grup puan ortalamalarından çaresiz yaklaşım, erkek öğrencilerin ise iyimser yaklaşım puan ortalamalarının yüksek olduğu bulunmuştur (p<0,05). Sonuç:Öğrencilerin klinik uygulamalardan istenilen kazanımları sağlayabilmeleri için; klinik uygulamaya çıkmadan önce stres ve kaygı yaşama durumlarının belirlenerek baş etmelerinin güçlendirilmesi önerilmektedir.

Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin Alternatif/Tamamlayıcı Tedavi Yöntemlerini Kullanma Durumlarının Belirlenmesi

GİRİŞ: Araştırma Muğla Üniversitesi Ali Sıtkı Mefaret Koçman Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin Alternatif/Tamamlayıcı Tedavi Yöntemlerini kullanma durumlarını belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmış ve yürütülmüştür. MATERYAL ve METOT: Araştırmanın evrenini, ASMK Meslek Yüksekokulu’nda buluna dört ayrı bölümde okuyan 604 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmaya katılmayı kabul eden ve araştırmanın yürütüldüğü (18 Kasım -18 Aralık 2006) tarihlerde okula devam eden 494 öğrenci araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından bilimsel kaynaklar desteği hazırlanan anket formu kullanılmıştır. Elde edilen veriler SPSS 11.0 bilgisayar paket programında değerlendirilmiştir. BULGULAR: Öğrencilerin %62.76’nın erkek, %56.9’nun 19-21 yaş grubunda, %98.4’nün tamamlayıcı tedavi yöntemlerini kullandığı, tamamlayıcı tedavi kullanan öğrencilerin %98.76’nın meyveleri, %93.82’nin gevşemeyi, %92.18’nin bitki çaylarını, %90.12’nin sebzeleri, %77.98’nin masajı yöntem olarak kullandıklarını ifade ettikleri ve %77.91’nin meyveleri yiyerek, %35.61’nin sebzeleri bitki lapası yaparak, % 54.11’nin bitki çaylarını sıcak suda demleyerek, %50.32’nin bitki yağları ile cilt bakımı yaparak, %48.02’nin klasik masaj yaptırarak, %56.14’nün müzik dinleyerek tamamlayıcı yöntemleri tercih ettiklerini ifade etmişlerdir. SONUÇ: Araştırma sonucunda tamamlayıcı tedavilerin kullanımında yanlış uygulamalar görülmüştür. Bu nedenle bitki çaylarının ve yağlarının tedavi edici etkilerini ortaya çıkarıcı yöntemler konusunda bireylerin bilgilendirilmesine yönelik çalışmaların planlanması önerilebilir.

Hemşirelik Bölümü Öğrencilerinde Anksiyete Durumunun Kariyer Kararı Yetkinlik Beklentisine Etkisinin Belirlenmesi

OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 2019

Öğrencilerin durumluk ve sürekli anksiyete puanları ile kariyer kararı yetkinlik beklentisi puanı arasında anlamlı ilişki saptanmıştır (p<,05). Öğrencilerin durumluk anksiyete puanında yaş, cinsiyet ve sınıfa göre anlamlı ilişkilere rastlanmıştır (p<,05). Öğrencilerin durumluk ve sürekli anksiyete düzeyi kariyer kararı yetkinlik beklentisini etkilemektedir.Öğrencilerde anksiyeteye neden olan faktörlerin belirlenmesine ve anksiyete ile kariyer yetkinlik beklentisi arasındaki ilişkiyi tanımlamaya yönelik daha fazla sayıda çalışma yapılması önerilmektedir.