Sahne Tasarımının Gelişim Süreci İçerisinde Teknik Ve Teknolojinin Önemi (original) (raw)

PANDEMİ SÜRECİNDE DİJİTAL TEKNOLOJİLERİN PERFORMANS SANATLARI ve MÜZİK PRATİKLERİNE ETKİSİ ÜZERİNE

Balkan müzik ve sanat dergisi, 2022

Öz: Son iki senedir deneyimlediğimiz Covid-19 küresel salgını, modern yaşamı ve modern yaşamın getirdiği temel alışkanlıkları etkilemekte, şimdiye kadar alışık olduğumuz gerek toplumsal gerek kültür sanat alanındaki yaşam pratiklerimizi derinden bir değişime zorlamaktadır. İçinde bulunduğumuz mevcut koşullar bizi elde ettiğimiz ve deneyimlediğimiz pratikler üzerinden yeni tanımlar yapmaya zorlamakta, bu adaptasyon süreci ile yaşadığımız pratiklerin, daha detaylı incelemesini yapmaya, üzerine daha detaylı düşünmeye itmektedir. Şimdiye kadar seyirci ve sanat eseri arasında kurulan doğrudan bağ, Covid-19 pandemisi sürecinde sekteye uğramış ve neredeyse kopma noktasına gelmiştir. Ancak dijital teknolojiler sayesinde, kültür ve sanat faaliyetlerinin birçoğu dijital ortama aktarılarak devam edebilmiş ve varlığını kısmen de olsa sürdürebilmiştir. Kültür ve sanat faaliyetlerinin dijital ortama aktarılması durumu hem sanatçı hem de seyirci için alışık olunmayan bir durumdur. Bugüne kadar sanat eseri ve seyirci arasında, sadece sahne gibi fiziksel mekânlarda kurulan bağın internet ortamına aktarılması, yeni bir pratik meydana getirmiştir. Bu yeni pratiğin ön kritiğinin yapılması, değerlendirilmesi ve bundan sonraki süreçteki etkisinin incelenmesi önemlidir. Bu çalışmada Covid 19 pandemisi sürecinde kültür-sanat dünyasının, dijital teknolojiler yardımıyla varlığını nasıl sürdürdüğü ve bu süreçte dikkat çekmiş bazı pratikler ele alınmıştır.

Sanatsal Yaratma Sürecinde Estetik Kaygının İşlevi

2015

Son olarak bu çalışmayla ifade edilmiştir ki; estetik kaygı salt estetiği değil kavramıyla birlikte dönüşen bir sanatsal yaratma sürecini işaret eder. Kavram ve temanın daha etkili biçim bulması estetik sorgulama ile mümkündür.

TÜRK SİNEMASININ İLK YILLARINDA ÇEKİM SONRASI ÜRETİM ve TEKNİK ALTYAPI

POST-PRODUCTION AND TECHNICAL INFRASTRUCTURE AT THE BEGINNING YEARS OF THE TURKISH CINEMA SUMMARY Discussing the first years of the Turkish Cinema at the ground of cinema-technology relations, this research aims at explaining under which conditions it was operated during this period, in respect of technical infrastructure and post-production. Within this context, the concept of post-production has been defined as the processes carried out after the shooting of a film. Since the sources regarding the subject are limited, oral history research studies as well as recollections of the filmmakers who operated at those years have been capitalized on. Examining the development of post-production techniques in the discussed historical period, it can be asserted that at the beginning years, not sufficient investments were made to technical infrastructure and post-production processes were carried out under tough conditions. This was affected by the political economic structure of the era, as well as the inadequacy of those working in this field, with respect to technical equipments. Therefore, the Turkish Cinema's attaining a technical infrastructure similar to those in Europe and the United States has been put back, although cinema has entered the Ottoman territories immediately after its invention. Furthermore, such deficiencies in the technical infrastructure have affected the technical-aesthetic quality of the films adversely. Keywords: Cinema, art, technology *

Sahne Tasarımı ve Diğer Sanat Dallarının İlişkisi (Güzel Sanatlar)

Journal of Turkish Studies

Stage design is a field where dramatic text to be performed will be performed on the stage, as well as spatial analysis, as well as any kind of space research. For this reason, it includes not only artistic analysis but also mathematics of space. Being ingenious may be enough to prepare the visual design. The desired result can not be achieved without any ingenuity. For this reason, especially since the 1920s, stage design has been integrated into the education process as a whole, encompassing other branches.

TEKNO-PALYATİF TOPLUMLARDA SANAT VE SANATÇI Anlamın Kurucu Öğesi Olarak Fiziksel ve Duygusal Acı

Çalışma kapsamında, 2022 Cannes Film Festivali Ana Yarışma bölümünde ilk gösterimi yapılan, sıra dışı yönetmen David Cronenberg imzalı, Crimes of The Future (Müstakbel Suçlar) adlı filmden yola çıkılarak; tekno-palyatif toplumlardaki anlam krizi, sanatın ve sanatçıların geleceği ile ilişkisi bağlamında ele alınmıştır. Müstakbel Suçlar, acıdan arındırılmış bir dünyada sanatın niteliği, sanatçının ilham kaynakları ve en nihayetinde insan olmanın anlamı üzerine sorgulayıcı bir yapımdır. Cronenberg, ütopyadan distopyaya evrilen bir bakış açısıyla seyircisini geleceğin soruları ve sorunlarıyla yüzleştirir. İnsanın anlam arayışını biyolojik, teknolojik, ekolojik ve sosyolojik yapıdaki dönüşümlerle ilişkilendirerek geniş bir çerçeveden irdeler. Günümüz toplumlarında negatif öteki olarak kodlanan acının, hem insan için hem de sanat yapıtları için varoluşsal değerini açığa çıkarır. Böylece, içinde bulunduğumuz görsel kültüre ve onun pratiklerine dair eleştirel bir bakış geliştirmekte bize yardımcı olur. Çalışmada da filmin ruhuna uygun bu eleştirel bakış korunmuş ve özellikle kültür eleştirmeni Byung-Chul Han'ın terminolojisi referans alınarak kuramsal bir çerçeve oluşturulmuştur. Sanat, sanatçı, sanat yapıtı, sanatsal üretimde ilham, sanatta yaratıcılık ve anlam, sanat ve teknolojik adaptasyon, makine-insan etkileşimi vb. pek çok konu, önce teorik açıdan tartışılmış; daha sonra ise filme dair sosyolojik bir okuma yapılmıştır. Sosyolojik ölçütleri kullanarak Müstakbel Suçları okumak, filmi bir kültür ürünü olarak ele alıp toplumsal bağlantılarını da gözeterek incelemeye imkân tanımıştır. Böylece film, Cronenberg'in öznel bakış açısının ürünü olmaktan sıyrılarak bize, bugünün ve yarının toplumlarını anlamak için ışık tutan bir sosyolojik veri haline gelmiştir; zira hiçbir yapım içinden çıktığı kültürün izlerinden muaf değildir.

GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERİN SANAYİLEŞME SÜREÇLERİNDE TEKNOLOJİK ÖĞRENME DENEYİMLERİ: GÜNEY KORE ÖRNEĞİ VE ÇİN’İN “YETİŞME” ÇABALARI

Bilim, teknoloji ve sanayi politikaları ülkelerin refah seviyesini doğrudan etkileyen unsurlardır. Gelişmekte olan ülkelerin sanayileşme süreçlerinde, büyüme hızını ve uluslararası rekabet gücünü artırmada bilim-teknoloji politikalarının önemli bir yeri olduğu yaşanan ülke deneyimleri ile daha iyi anlaşılmıştır. Günümüzde gelişmiş ülkeler gibi gelişmekte olan ülkeler açısından da, bilim-teknoloji politikalarının gündemi olarak inovasyon (yenilik) sistemi ve yeteneğini geliştirmenin ön plana çıkarıldığı görünmektedir. Bu bağlamda, gelişmekte olan ülkelerde teknolojik yetenek edinimi sorunsalının önem kazandığı söylenebilir. Bu sorunsala açılım getirme konusunda Güney Kore ve Çin'in teknolojik öğrenme pratiklerini tanımak yararlı olacaktır.

Teknolojik Gelişmeler Bağlamında Müzik Yaratım Süreci ve Yapay Zeka Kullanımı: David Cope Örneği

VIII. Hisarlı Ahmet Sempozyumu , 2017

ABSTRACT The use of algorithms in music and the computer music concept, which is frequently mentioned today, will be the historical focus of this research. In terms of the research context; It is argued that music, technology, human historical interaction and how technology has influenced people from the past to the present, especially in the last century. Music is undoubtedly an indispensable complement of everyday life. It has a history, an evolution, a tradition and It has built and destroyed many rules during its evolution. Boethius writing that we saw in the early middle ages. About a century after that, Neumes which was spread widely with Christianity as well as the rules of Antiphonaire brought by Gregor the Great... Solmization, organum, polyphony... "Composition traditions" that come after each other and leave their place to new steps... Even After the Renaissance, Baroque, Classical and Romantic eras, all rules are destroyed and other “rules, traditions” are introduced in the Modern era... The term we are living today is called the age of knowledge and there are also "smart" tools in music just like every area of our lives. So, Can’t the music make according to harmony rules be done by a computer that knows all of these rules? The American composer David Cope created about 11,000 reassembled compositions in 1983 with the software named EMI as the result of an algorithmic study of Bach's choirs. In addition to techniques such as fugue and counterpoint used by composers who want to be imitated by EMI, Cope states that the composer also uses key figures to remind him of his work. In 2004, Cope changed EMI into Emily Howell, an artificial intelligence that has the ability to learn by manipulating the production process through imitation, producing original works and two classical music albums so far. In fact, by redefining the relationship between technology and musicians who have been going on for a long time, He has taken technology out of being an object in the order of the artist; has transformed it into a conjecture that man has helped him. Through this process, the work will also make an assessment in general and will question the process of repositioning itself in the face of nature and technology as individuals within the redefined production sequences. Key Words: Artificial Intelligence and Music, Emily Howell, David Cope, Computer Music. ÖZET Müzikte algoritma kullanımı ve günümüzde sıkça söz edilen computer music kavramı tarihsel olarak bu araştırmanın odak noktalarını oluşturacaktır. Bu çalışma kapsamında; müzik, teknoloji ve insanın tarihsel etkileşimi, teknolojinin geçmişten günümüze müziği ve insanı özellikle de son yüzyılda ne denli etkilediği tartışılacaktır. Müzik süphesiz gündelik yaşamın vazgeçilmez bir tümleyicisidir ve bir tarihe, bir evrime ve bir geleneğe haizdir ve bu evrimi sırasında pek çok kuralı inşa etmiş ve yıkmıştır. Orta Çağ’ın erken dönemlerinde gördüğümüz Boetius yazısı, yine yaklaşık bir yüzyıl sonra Hıristiyanlık sayesinde geniş coğrafyalara yayılan neumalar, Büyük Gregorius’un getirdiği Antiphonaire adlı kurallar.... Solmileme, Organum ve Çokseslilik.... Birbiri ardına gelen ve yerini yeni adımlara bırakan “besteleme gelenekleri”... Hatta; Rönesans, Barok, Klasik ve Romantik evrelerinden sonra tüm kurallar yıkıldı ve yerine başka “kurallar, gelenekler” getirildi. Bugün yaşamakta olduğumuz dönem bilişim çağı olarak adlandırılmakta, hayatımızın her alanında olduğu gibi müzikte de “akıllı” gereçler kendini göstermektedir. Peki, Uygu kurallarına göre yapılan müziği, kuralların hepsine hakim bir bilgisayar da yapamaz mı? Amerikalı besteci David Cope'un 1983'te Bach'ın koralleri üzeine yaptığı algoritmik çalışmanın sonucunda ortaya çıkan ve adını EMI koyduğu yazılımla yaklaşık 11.000 yeniden birleştirilmiş (recombinated) beste yaratmıştır. Cope, EMI'nin taklit edilmesi istenen bestecinin kullandığı füg, kontrpuan gibi tekniklerin yanında bestecinin, eserlerinde kullandığı, onu anımsatacak anahtar figürleri de kullandığını belirtir. Cope 2004'te EMI'nin taklit yoluyla gerçekleşen üretim sürecini bir adım ileriye götürerek öğrenme kabiliyetine sahip, özgün eserler üretebilen ve şimdiye dek iki klasik müzik albümü olan bir yapay zekaya, Emily Howell’a dönüşmüştür. Aslında yüzyıldan uzun zamandır devam eden müzisyenlerle teknoloji arasındaki ilişkiyi yeniden tanımlayarak teknolojiyi, sanatçının emrinde yardımcı bir nesne olmaktan çıkarmış; insanın, kendisine yardımcı olduğu bir özneye dönüştürmüştür. Çalışma bu süreç üzerinden genel hatlarıyla bir değerlendirme yaparak insanın yeniden tanımlanan üretim dizgeleri içersinde birey olarak doğa ve teknoloji karşısında kendini yeniden konumlandırması sürecini de sorgulayacaktır. Anahtar Kelimeler: Yapay Zeka ve Müzik, Emily Howell, David Cope, Computer Music.

SPOR ENDÜSTRİSİNDE ARTIRILMIŞ VE SANAL GERÇEKLİK TEKNOLOJİLERİ

SPOR ENDÜSTRİSİNDE ARTIRILMIŞ VE SANAL GERÇEKLİK TEKNOLOJİLERİ, 2022

Although virtual reality (VR) and augmented reality (AR) use similar technologies, their goals are essentially different. While SG is trying to create a virtual world to replace the real world; AG makes the real world even more real as it can be. That is, in augmented reality, the person is not disconnected from the world, while virtual reality immerses the person in a new world. From the sports industry perspective, the key elements that define VR practices are the use of computer-generated sports-related content and the athlete's interaction with the virtual environment. AR applications, on the other hand, aim to provide long-term memory retention, improved physical performance and compatibility with a greater understanding of content. The aim of this study was to examine the usage areas of SG and AR applications in the sports industry. In this study, review method was used. In order to reach the relevant literature, the publications of the leading journals in the field of sports, exercise and technology between the years 2015-2021 were examined. In the light of the information obtained, AR applications are used in the sports industry in areas such as “athletic performance development”, “sport psychology”, “sportive rehabilitation”, “sportive education”, “game/entertainment”, “marketing and advertising”, “sports broadcasting”. As a result, it can be said that the use of technology, which has existed for many years in the sports industry, has gained a different dimension with virtual reality and augmented reality, and the area and frequency of use in the sports industry will gradually increase in the future.

Teknolojinin Müzik ve Müzik Eğitimi Alanındaki Yeri ve Önemi

19. yüzyıldan başlayıp günümüzde de etkilerini her alanda gözlemlediğimiz teknolojik ilerlemeler, müzik alanında da değişim ve gelişim sürecine girmiştir. Bununla birlikte teknolojinin müzik eğitim-öğretim içerisindeki yeri, göz ardı edilmemesi gereken bir durum olarak düşünülmelidir. Dolayısı ile müziğin işlevsel yanını öğrenciye daha belirgin olarak gösterebilmesi ve öğrencinin yaparak-yaşayarak öğrenme sürecini daha da aktifleştirmesi açısından teknolojinin müzik eğitimindeki önemi bu araştırmanın problem durumunu oluşturmaktadır. Araştırma tarama modeline dayalı olup, elde edilen bulgular ışığında teknolojik gelişmelerin, müzik ve müzik eğitimi üzerindeki etkileri üzerinde durulmuştur.