Ergenlikte venlafaksin kullanımına bağlı kesilme sendromu: bir olgu sunumu (original) (raw)

Bir Ergen Olguda Sertralin Kullanımı ile İlişkili Servikal Distoni

ZET Son yıllarda selektif serotonin geri alım inhibitörleri (SSGI) yan etkilerinin az olması nedeniyle çocuk ve ergen psikiyatrisi pratiğinde sıkça kullanıl-maktadırlar. Bu güvenirliklerine rağmen, SSGI kullanımına bağlı ekstrapiramidal sistem bulguları olarak; akatizi, distoni, parkinsonizm, tremor ve geç diskinezi bildirilen vakalar literatürde bulunmaktadır. Bu yazıda sertralin tedavisi ile servikal distoni oluşumu gözlenen bir ergen olgu tartışılmış-tır. Bilebildiğimiz kadarıyla olgumuz, ergenlik yaş döneminde sertralin kullanımı sonucu oluşan ikinci distoni olgusudur.

Varikoselli Hastalarda Venöz Yetmezlik İnsidansı

2015

Varikosel, spermatik korddaki pampiniform pleksusun dilatasyonuyla ortaya cikan ciddi bir hastaliktir. Ven duvarlarinda inflamasyon, kapakciklarin yoklugu veya gorevini uygun bicimde yapamamasi ve proksimal venlerde basinc artisi suclanan baslica unsurlardir. Kronik venoz yetmezlik de, venoz sistemin baska bir hastaligidir. Varikoseldeki gibi, varikoz venlerin etiyolojisinde de kapakciklarin duzgun calismamasi, ven duvarlarinin inflamasyonu gosterilmektedir. Biz kalp damar cerrahisine poliklinige gelen gecmisinde varikosel tanisi olan 18 hastayi safenofemoral yetmezlik acisindan degerlendirdik. Kasim 2012 ile Temmuz 2013 tarihleri arasinda Mardin Devlet Hastanesi ve Kiziltepe Devlet Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Poliklinigine basvuran hastalar retrospektif olarak incelendi. Gecmisinde varikosel tanisi konmus ve kalp damar cerrahisi poliklinigi tarafindan alt ekstremite venoz doppler ultrasonografi tetkigi istenen 18 hasta, klinik ve demografik ozellikleri kaydedilerek, calismaya da...

Majör Depresif Bozukluk'ta Sertralin-Reboksetin Kombinasyonu ile Venlafaksin'in Sosyal‹ fllev Kayb› Üzerine Etkilerinin Karfl› laflt› r› lmas›: Randomize Aç› k …

yenisymposium.net

Bu çal›flmada Majör Depresif Bozukluk'ta (MDB) sosyal ifllev kayb› sa¤alt›m›nda hem serotonin hem de noradrenalin üzerinden "ikili eylem" yapaca¤›n› düflündü¤ümüz reboksetin+sertralin kullan›m› ile bir Seçici Serotonin ve Noradrenalin Gerial›m ‹nhibitörü olan venlafaksin'in karfl›-laflt›r›lmas› amaçlanm›flt›r. Yöntem: DSM-IV MDB tan› ölçütlerini karfl›layan ve çal›flma protokolüne uygun olan 40 hasta ça-l›flmaya al›nd›. Bu hastalar sertralin+reboksetin ve venlafaksin alan iki gruba eflit olarak rastgele da¤›t›ld›. Çal›flma süresi olan 11 hafta boyunca toplam alt› kez de¤erlendirilen hastalara her de¤erlendirme s›ras›nda "Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçe¤i" (HAM-D), "Montgomery ve Asberg Depresyon Derecelendirme Ölçe¤i" (MADRS) ve "Sosyal Uyum Kendini De¤erlendirme Ölçe-¤i" (SUKDÖ) dolduruldu. Bulgular: Her iki ilâç grubunda hastalar›n HAM-D, HAM-D 7. madde, MADRS ve SUKDÖ de¤erlerindeki de¤ifliklikler ilâç öncesi de¤erlere göre vizit 2'den itibâren (p<0.05) itibâren istatistiksel olarak anlaml› bulunmufltur. HAM-D 7. madde, MADRS ve SUKDÖ'nün ilâç öncesi de¤erlere göre zaman üzerindeki yüzde de¤iflimleri, reboksetin+sertralin ve venlafaksin ilâç gruplar› aras›nda istatistiksel olarak anlaml› farkl›l›k göstermemifltir. Ancak, HAM-D ölçe¤inde vizit 3'de venlafaksin ilâç grubunda yüzde düflüfllerin reboksetin+sertralin ilâç grubuna göre istatistiksel olarak anlaml› bir flekilde daha fazla oldu¤u görülmüfltür. Tart›flma ve Sonuç: Serotonin ve noradrenalin üzerinden "ikili etki" oluflturdu¤u bilinen venlafaksin ile benzer etkinin sa¤lanabilece¤i düflünülerek reboksetin+sertralin uygulanan iki hasta grubunun karfl›laflt›r›ld›¤› bu çal›flmada sa¤alt›m yaklafl›mlar› aras›nda gerek etkinlik gerekse sosyal ifllevsellikte düzelme aç›s›ndan fark olmad›¤› bulunmufltur.

Çocuklarda Kondil Kırıklarında Konservatif Yaklaşım: Bir Olgu Sunumu

Cumhuriyet Dental Journal, 2014

6-year-old male patient was referred to Ankara University, Faculty of Dentistry, Oral and Maxillofacial Surgery Clinic from a state hospital with right mandibular condyle fracture in 2010. The patient had a history of trauma (bicycle accident) in two days ago. Clinical and radiological evaluation of patient was revealed a right mandibular condylar greensticks fracture. Conservative aproach without maxillomandibular fixation was selected as a treatment option for the patient that followed physio-mechano therapy. The patient was followed-up nearly 2 years with obtaining an acceptable healing result.

Kronik Gerilim Tipi Basagrısının Proflaktik Tedavisinde Amitriptilin ile Venlafaksinin Karsılastırılması

2006

Bilimsel Zemin: Kronik gerilim tipi basagrisi tedavisinde kullanilan Trisiklik antidepresanlarin istenme— yen yan etkileri, bu ilaclarin kullanimlarini sinirlamaktadir. Selektif serotonin-noradrenalin geri alim inhibitoru olan Venlafaksin degisik tipteki kronik agrilarda kullanilan ve yan etkileri gorece daha az olan bir ilactir. Amac: Bu calismada kronik gerilim tipi basagrilarinin prosaktik tedavisinde Venlafaksin ve Amitriptilin’in et— kinlikleri karsilastirilmistir. Gerec ve Yontem: Prospektif olarak yapilan bu calismaya 41 hasta alindi. 20 hasta Amitriptilin, 21 hasta Venlafaksin kullandi. Hamilton Depresyon skalasiyla depresyon tanisi dislanan hastalarin tedavi oncesi aylik agri sikligi, agri suresi ve agri siddeti kaydedildi. Hastalar 3 ay boyunca ayda bir kez kontrole cagrilarak tedavi sirasindaki degisimler ve yan etkiler belirlendi. Bulgular: Calisma tamamlandiginda Amitriptilin grubunda ortalama ilac dozu 25751847 mg/gun, Venlafaksin grubunda 101.62i33.9 mg/gun olarak sap...

Bir Yetişkinde Siklopentolat Damla Kullanımı Sonrası Gelişen Akut Deliryum

Ijcr, 2014

Siklopentolat damla oftalmoloji kliniklerinde refraksiyon ve fundus muayenesi öncesinde sıklıkla tercih edilen sikloplejik bir ilaçtır. %1'lik siklopentolat ile ilgili yetişkinlerde az sayıda yan etki bildirilmiştir. 82 yaşında erkek hastaya fundus muayenesi öncesinde her iki gözüne 3 kez 1'er damla %1'lik siklopentolat hidroklorür damlatıldı. Yarım saat sonra hastanın ataksik yürüyüş, bitkinlik, anlamsız konuşma gibi semptomları olduğu görüldü. Hastanın öforik bir duygu durumu ve bozulmuş bir yer-zaman algısı vardı. Yapılan nörolojik muayenesinde başka herhangi bir patolojik bulguya rastlanmadı. Semptomların ortaya çıkışından 5 saat sonra hasta tamamen normale döndü. Kontrolde hastanın retrograd amnezisi olduğu görüldü. Deliryuma kadar varan yan etkileri olabilen siklopentolatın poliklinik uygulamaları öncesinde oftalmologlar yetişkin hastaları da mutlaka bilgilendirmeli, sözlü onam almalı ve santral sinir sistemi yan etkileri açısından uyanık olmalıdırlar. Anahtar kelimeler: Siklopentolat, deliryum, göz damlası.

Ergenlikte Şiddet Kullanımı: Bireysel ve ailesel etmenler

Ge liş ta ri hi/Re cei ved: 25.03.2011 Ka bul ta ri hi/Ac cep ted: 23.09.2011 © Arc hi ves of Neu ropsy chi atry, pub lis hed by Ga le nos Pub lis hing / © Nö rop si ki yat ri Ar şi vi Der gi si, Ga le nos Ya yı ne vi ta ra f›n dan ba s›l m›fl t›r. ÖZET Amaç: Bu çalışmada 12-15 yaş arası, düşük sosyoekonomik düzeydeki bir bölgeki bir ilköğretim okulunda eğitim gören ve şiddet davranışları gösteren bir grup erkek ergen ile aynı okuldan, şiddet davranışları göstermeyen akranlarının kendileri ve aileleri ile ilgili değişkenler açısından karşılaştırılması ile ergenlerde şiddete yönelik davranışlara ilişkin risk faktörlerinin araştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Okulda şiddet davranışları gösteren (n=22) ve göstermeyen (n=19) öğrencilerin aile ilişkileri, aile içi şiddet ve çevresel risk faktörleri ile ilgili bilgiler hem ergenlerden hem de annelerinden yüzyüze görüşülerek alınmıştır. Ergenlikte Benlik Algısı Ölçeği , Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği , Çocuk Depresyon Ölçeği , Conners öğretmen ve ebeveyn ölçekleri kullanılarak çocuğa ilişkin faktörler araştırılmıştır. Aile işlevleri ve anne baba psikopatolojisini değerlendirmek amacıyla Genel Sağlık Anketi ve Aile Değerlendirme Ölçeği kullanılmıştır. Bulgular: Bu çalışmanın sonuçları okulda şiddete yönelik davranışlar gösteren ergenlerin aile içi şiddet yaşantıları, kendilik algısı ve kendilik değeri açısından önemli fark göstermediğini ortaya koymuştur. Şiddet kullanan grubun kendini okul başarısı açısından daha yetersiz bulduğu ve bu grupta dikkat eksikliği hiperaktivite belirtilerinin daha yüksek düzeyde olduğu görülmüştür. Sonuç: Bulgular okulda şiddete yönelen ergenlerin bu davranışlarının akran grubu içinde kabul edilmelerinde etkili olduğunu düşündürmektedir. (Nö rop si ki yat ri Ar fli vi 2012; 49: 260-265) Anah tar ke li me ler: Ergen, okulda şiddet, aile içi şiddet, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, aile işlevleri, benlik algısı Çıkar çatışması: Yazarlar bu makale ile ilgili olarak herhangi bir çıkar çatışması bildirmemişlerdir. ABS TRACT Objective: In this study, a group of violent male adolescents aged 12-15 years old, who were students of a primary school located in a district where families with low socioeconomic status (SES) live was compared with a non-violent peer group in terms of self and family variables, in an aim to understand the risk factors related to adolescent violent behavior. Methods: Data were gathered about the family relations, presence of domestic violence, and other enviromental risk factors for a group of adolescents who show violent behavior at school (n: 22) and compared to their non-violent peers (n: 19) from the same school by getting information both from the adolescents themselves and their mothers. The Self-Perception Profile for Adolescents,Rosenberg Self-Esteem Scale , Children's Depression Inventory and the Connors' Rating Scales were used to measure the relevant variables. Family characteristics were investigated by direct interviews with the mothers and by using the General Health Questionnaire and the Family Assessment Device for both mothers and fathers. Results: The results of this study showed that adolescents who were violent at school were similar to non-violent ones in terms of domestic violence and selfperception and self-esteem. The violent group perceived themselves as being worse in terms of academic performance and showed higher levels of attention deficit hyperactivity symptoms. Conclusion: The results suggest that the violent behaviour at school for some adolescents may be a way of proving themselves and being accepted by their peers. (Arc hi ves of Neu ropsy chi atry 2012; 49: 260-265