DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ ÖĞRETMENLERİNİN, ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME TEKNİKLERİNİ ELEŞTİREL DÜŞÜNME EĞİTİMİNE KATKI SAĞLAYACAK ŞEKİLDE KULLANMA DURUMLARI (original) (raw)
Related papers
DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLERİNİN ÖĞRETME STİLLERİ (DİYARBAKIR ÖRNEĞİ
ÖZ Bu araştırmada Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi öğretmenlerinin öğretme stillerine sahip olma durumlarının tespit edilmesi, çeşitli değişkenlere (cinsiyet, mes-lekteki kıdem ve mezun olunan lisans programı) göre değerlendirilmesi amaçlan-mıştır. Araştırma, betimsel araştırma desenlerinden tarama modelinde yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini, 2012-2013 eğitim-öğretim Diyarbakır ili Sur, Bağlar, Kayapınar ve Yenişehir ilçelerinde görev yapan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi öğretmenleri oluşturmaktadır. Araştırma verileri bilgi formu ve öğretme stilleri öl-çeği formu ile toplanmıştır. Elde edilen bulgulardan, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi öğretmenlerinin öğretme sürecinde daha çok uzman ve temsilci öğretme stil-lerine sahip olduğu, bununla yanısıra diğer öğretme stillerine orta düzeyde sahip oldukları belirlenmiştir. ABSTRACT Teaching Styles of Religion and Morals Teachers (The Sample of Diyarbakır) In this study it is aimed to identify whether religion and morals teachers have teaching styles and evaluation of the state according to different variables (gender, tenure, undergraduate program). The survey is conducted via the use of scanning method among the other scientific researching methodology. The sample of the study consists of religion and morals teachers of Diyarbakır city center, Sur, Bağlar, Kayapınar and Yenişehir districts in 2012-13 educational year. Data collection is performed by the utilization of teaching styles form. The results of the study indicate that religion and morals teachers dominantly prefer expert and representative teaching styles and they have intermediate teaching styles.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde öğretime konu edilen temel olgu dindir. Din gerek bireyi gerekse toplumu çok yönlü ve derinden etkileme potansiyeline sahip hassas bir olgudur. Bu durum Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerinin din eğitimi sürecinde ayrıntı gibi görünen hususları bile dikkate almalarını gerektirmektedir. Nicel ve nitel araştırma teknikleri birlikte kullanılarak yapılan bu araştırmada, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerinin branşlarının niteliğinden kaynaklanan zorluklara dair görüşleri ve bunun mesleki tükenmişlik algıları üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Bu amaçla öncelikle Kayseri il merkezindeki ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında görev yapmakta olan DKAB öğretmenleri arasından tesadüfî örnekleme yoluyla seçilen 253 kişiye mesleki tükenmişlik ölçeği uygulanmıştır. Daha sonra ise mesleki tükenmişlik ölçeğine ait puan ortalaması en yüksek 10 DKAB öğretmeni tespit edilmiş ve bu öğretmenlerle mülakat yapılmıştır. Mülakat tekniği ile elde edilen nitel verilerin analizi “betimsel analiz” yaklaşımı esas alınarak yapılmıştır. Araştırma sonucunda mesleki tükenmişlik ölçeğine ait puan ortalaması diğerlerinden yüksek olan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerinin branşları nedeniyle inançlarının ve toplumun baskısını üzerlerinde daha fazla hissettiklerini ve bu durumun mesleklerine olan bağlılıklarını olumsuz etkilediğini belirttikleri tespit edilmiştir. Abstract Religion is basic fact which is subject to teaching at religious culture and moral education. Religion which has potential to effect deeply and versatility both individual and society is a sensitive fact. This situation requires that religious culture and moral education teachers even take into account matters appearing such as the details in the process of religious education. In this study has been investigated with using quantitative and qualitative research techniques views on difficulties result from religious culture and moral education teachers’ branch and effects on perceptions of professional burnout. For this purpose, firstly primary and secondary school in the city center of Kayseri religious education teachers who work in the institutions chosen by random sampling of 253 people to burnout scale was applied. Then, religious education teachers have been identified according to burnout scale including the average of the 10 highest scores and made interviews with the teacher. Analysis of qualitative data obtained with interview technique based on "descriptive analysis”. As a result of this study, religious culture and moral education teachers who is higher than the others according to the average score of burnout scale feel more on them their belief and social pressure because of their branch and they stated that this situation negatively affects their commitment to their profession have been determined.
Türkiye Din Eğitimi Araştırmaları Dergisi , 2023
Bu çalışmanın hazırlanma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyulduğu ve yararlanılan tüm çalışmaların kaynakçada belirtildiği beyan olunur. Makale en az iki hakem tarafından incelenmiş, Turnitin kullanılarak benzerlik raporu alınmış ve araştırma/yayın etiğine uygunluğunu teyit edilmiştir. Ethical Statement: It is declared that scientific and ethical principles have been followed while carring out and writing this study and that all the sources used have been properly cited. The article was reviewed by at least two referees, a similarity report was obtained using Turnitin, and compliance with research/publication ethics was confirmed.
DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLERİNİN SAVAŞ VE BARIŞA İLİŞKİN TUTUMLARI
DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLERİNİN SAVAŞ VE BARIŞA İLİŞKİN TUTUMLARI, 2019
Öz Ülkeler içi ve ülkeler arasında meydana gelen bitmeyen savaşlar, günümüzde barış kavramı ve barış eğitiminin gündeme gelmesi ve popülerlik kazanmasına sebep olmuştur. Barış ortamının sağlanması ve barış eğitimiyle ilgili somut adımların atılmasında toplumun her bireyinin olduğu gibi öğretmenlerin de büyük bir etkisi bulunmaktadır. Öğretmen, öğrencilerinde davranış değişikliği oluştururken kendisinin benimsemiş olduğu veya toplum tarafından benimsenen değer ve inançları edinmesine de yardımcı olmaktadır. Öğretmenlerin savaş ve barışla ilgili algı, düşünce ve tutumlarının, öğrencilerinin algı, düşünce ve tutumlarını etkileyebileceği düşünülmektedir. Bu nedenle savaş ve barışa ilişkin öğretmen tutumları ayrı bir önem kazanmaktadır. Değerler eğitimi bağlamında barış kavramının öğretiminin yapıldığı ve ilgili kavramla ilgili kazanımları içeren en önemli derslerden biridir ve çatışma kültürü yerine barış kültürünün yapılandırılmasında öncü role sahip olan derslerden biri olarak görülmektedir. Bu nedenlerden dolayı, araştırmanın amacı, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (DKAB) dersi öğretmenlerinin savaş ve barışa ilişkin tutumlarını tespit etmektir. Tarama modeliyle yapılandırılan çalışmada, karma yöntem ve zenginleştirilmiş desen kullanılmıştır. Araştırmada nicel verilerin sağlanmasında 89 DKAB öğretmenine; Aktaş (2012) tarafından geliştirilen 'Savaş ve Barış Tutum Ölçeği' uygulanmış, nitel veriler ise 8 DKAB öğretmeniyle yapılan görüşmelerle toplanmıştır. Araştırma sonunda, öğretmenlerin uluslararası sorunların çözümünde en iyi yolun savaş olduğu, savaşlarda kazanılan başarıların bütün başarılardan üstün olduğu gibi önermelere
DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLERİNİN EĞİTİM BİLİŞİM AĞI'NA İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ
ÖZET FATİH (Fırsatları Arttırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi) Projesinin eğitsel e-içeriklerin sağlanması ve yönetilmesi bileşeni doğrultusunda, bilgi teknolojileri aracılığıyla etkili materyal kullanımını destekleyip teknolojinin eğitime entegrasyonunu sağlamak amacıyla öğretmen ve öğrencilerin ücretsiz olarak kullanımına sunulan çevrimiçi bir sosyal eğitim platformu olan EBA (Eğitim Bilişim Ağı) kurulmuştur. FATİH Projesi kapsamında, donanım ve yazılım alt yapısının sağlanması, öğretmenlerin hizmet içi eğitimi, bilinçli, güvenli, yönetilebilir ve ölçülebilir BT kullanımının sağlanması, öğretim programlarında etkin BT kullanımı ile eğitsel e-içeriğin sağlanması ve yönetilmesi bulunmaktadır. Öğretmen ve öğrencilerinin kullanımına sunulan bu teknolojilerin verimli bir şekilde kullanılabilmesi adına özgün ve hedefe yönelik eğitsel e-içeriğin sağlanması ve yönetilmesi önem taşımaktadır. Bu çalışmanın amacı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (DKAB) Öğretmenlerinin Eğitim Bilişim Ağına ilişkin görüşlerinin belirlenmesidir. Bu amaca yönelik olarak farklı illerde görev yapmakta olan 20 DKAB Öğretmeni ile görüşmeler yapılmıştır. Nitel araştırma süreçlerine uygun olarak desenlenen araştırmada yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmış ve veriler araştırmacılar tarafından içerik analizine tabi tutulmuştur. Elde edilen verilerin analizi sonucunda araştırmaların bulguları, i)EBA kullanma durumlarına ilişkin görüşleri, ii) EBA kullanımına ilişkin bilgi sahibi olma durumlarına ilişkin görüşleri, iii) EBA kullanım amaçlarına ilişkin görüşleri, iv) EBA bileşenleri kullanma durumlarına ilişkin görüşleri, v)EBA içeriğinin
Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi , 2018
Öz Çalışmanın amacı İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (İDKAB) öğretmenlerinin aktif öğrenme yöntem ve teknikleri hakkındaki bilgi ve bu teknikleri derslerinde uygulama durumlarının belirlenmesi ve değerlendirilmesi şeklinde oluşturulmuştur. Çalışmanın verileri 2011-2012 öğretim yılında Isparta il ve ilçelerinde ilköğretim okullarında görev yapan İDKAB öğretmenlerinden toplanmıştır. Araştırmanın verileri kişisel bilgi formu, aktif öğrenme bilgi ve uygulama düzeyi anketleri ile elde edilmiştir. Araştırmada elde edilen veriler SPSS (Statistical Package for Social Sciences) for Windows 17.0 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma sonunda; İDKAB öğretmenlerinin aktif öğrenmede kullanılabilecek yöntem ve teknikler ile ilgili bilgi ve bu teknikleri derslerinde uygulama düzeylerinin düşük olduğu; dolayısıyla İDKAB derslerinin de geleneksel yöntemlerle işlendiği sonucuna ulaşılmıştır. Aktif öğrenme yöntem ve tekniklerinin İbadet, Ahlak, Hz Muhammed, Din ve Kültür öğrenme alanlarında etkili bir şekilde uygulanabildiği, ancak İnanç, Kuran ve Yorumu öğrenme alanlarında uygulanırken diğer alanlara kıyasla daha fazla sorunla karşılaşıldığı tespit edilmiştir. Katılımcılara göre bu sorunlardan bazıları; sınıf mevcutlarının kalabalık olması, araç-gereç eksikliği, öğrencilerin hazır bilgiyi ezberlemeye yönelik öğrenme kültürünü devam ettirmeleri, fiziksel ortamın yetersizliği, aktif öğrenme sürecinin etkili bir biçimde uygulanmasını sağlayacak rehber ve kılavuz kaynakların olmaması, sürenin yetersizliğidir. Araştırmada ulaşılan dikkat çekici bir diğer sonuç ise; cinsiyet, mezuniyet, mesleki kıdem, hizmet içi eğitme katılma ve görev yapılan yer değişkenlerinin, İDKAB öğretmenlerinin aktif öğrenmede kullanılan yöntem ve teknikler hakkındaki bilgi ve bu teknikleri derslerinde uygulama düzeylerinde anlamlı düzeyde bir farklılaşmaya neden olmadığıdır.
International Journal of Eurasian Education and Culture, 2021
Dört temel dil becerisinden biri olan dinleme, iletişimin doğru bir şekilde kurulabilmesi açısından oldukça önemlidir. Alıcı tarafından doğru bir şekilde anlamlandırılamayan mesajlar iletişimin önündeki en büyük engellerden biridir. Yabancı dil öğrenimi süreçlerinde mesajların alıcı tarafından doğru bir şekilde anlamlandırılabilmesi için dinleme metinlerinin seslendirilmesinde seviyeye uygun kelime - gramer kullanımına, seviyeye uygun seslendirme hızına ve doğru telaffuz kullanımına özen gösterilmesi gerekir. Diller İçin Avrupa Ortak Öneriler Çerçevesi’nde yabancı dil öğrenicilerinin dinledikleri metinleri anlamlandırabilmeleri için seslendirmelerin B1 seviyesi de dâhil olmak üzere yavaş ve açık bir şekilde olması gerektiği belirtilmektedir. Bu bakımdan dinleme metinlerinin dinleyicinin anlayabileceği bir biçimde düzenlenmiş olması başka bir deyişle öğrenicilerin seviyelerine göre uyarlanmış olması gerekmektedir. Aksi takdirde dinleyiciler metni anlamlandırmakta zorluk çekebilmektedir. Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminde kullanılan ders kitaplarındaki dinleme metinlerinin seslendirilme hızlarını tespit etmeyi amaçlayan bu çalışma nitel araştırma olarak planlanmıştır. Çalışmada nitel araştırma desenlerinden durum araştırması yapılmış olup verilerin elde edilmesi için doküman incelemesi yöntemine başvurulmuştur. Çalışmanın inceleme nesnesini alanda yaygın bir şekilde kullanılmakta olan Yedi İklim Türkçe Öğretim Seti (YİTÖS) A1, A2, B1 ders kitapları ve Gazi Yabancılar İçin Türkçe Öğretim Seti (GAZİ) A1, A2, B1 ders kitaplarında yer alan seslendirilmesi yapılmış dinleme metinleri oluşturmaktadır. Çalışmada inceleme kapsamına alınmış olan YİTÖS ders kitaplarındaki dinleme etkinliklerinin sayısının Gazi ders kitaplarındaki dinleme etkinliği sayısından %45 daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Gazi A1, A2, B1 ders kitaplarında yer alan dinleme etkinliklerinde dakika başına düşen ortalama kelime sayısının YİTÖS A1, A2, B1 ders kitaplarından %37 daha fazla olduğu hatta Gazi A1 ders kitabındaki seslendirme hızının YİTÖS B1 ders kitabındaki seslendirme hızından daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
TÜRKÇE ÖĞRETMENİ ADAYLARININ DİNLEME EĞİTİMİ DERSİYLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİ
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, 2019
Bu araştırmanın amacı, Türkçe öğretmeni adaylarının lisans eğitimleri sırasında aldıkları „Anlama Teknikleri II: Dinleme Eğitimi‟ dersine ilişkin görüşlerini tespit etmektir. Araştırmada tarama yöntemi kullanılmıştır. Çalışma grubunu Trabzon Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi bölümünde öğrenim gören 24 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri araştırmacı tarafından hazırlanan ve yedi sorudan oluşan yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Elde edilen veriler içerik analizi tekniği ile analiz edilmiştir. Araştırmanın sonucunda, Türkçe öğretmeni adaylarının büyük bir kısmının derslerde teorik bilgiden ziyade meslek yaşamlarında ihtiyaç duyacakları örnek uygulamaların ağırlıkta olmasını istediği ortaya çıkmıştır. Adayların çoğu dinlemeye yönelik teorik açıdan kendilerini oldukça yeterli bulmaktadır ancak öğretmenlik sürecinde yapacakları uygulamalar konusunda endişelerinin olduğu belirlenmiştir. Özellikle son sınıf öğrencileri staj tecrübelerinden kaynaklı olarak kendilerinin uygulama konusunda problem yaşadıklarını ve bu nedenle bu dersin mutlaka uygulama ağırlıklı olması gerektiğini ifade ettikleri tespit edilmiştir.