An Examination of Peer Relationships And Exposure to Peer Violence Among Pre-School Children in Terms of Different Variables (original) (raw)
Related papers
Peer Bullying During Early Childhood
Peer bullying during early childhood is discussed along with the literature reviewed in this article with the purpose of drawing attention to peer bullying during early childhood and its significance, and contributing to studies which are few in number in Turkey. Peer bullying during early childhood was considered with its definition and types, people who play key roles in peer bullying, factors (gender, age, parents, and friendship) that relate to peer bullying, and what should be done before and after peer bullying.
Peer Bullying in Primary Schools in Low Socio-Economic Level
Elementary Education Online, 2010
Acts of violence have been increasing in recent years in the world and in Turkey. Reflections of these events are seen in schools. One of the most pervasive forms of school violence is bullying. The evidence indicates that school bullying has a variety of negative consequences for both bullies and victims. The purpose of this study was to investigate the frequencies and the types of bullying; the gender of the bullies; the places of the bullying and the individuals whom the victims talk about the bullying in peer groups with low socio economic status. During the study 295 pupils had been reached. According to the results of the study, there is a significant difference in some types of bullying in terms of gender. In addition that bullying exists in schools at low socioeconomic status and it is important that the Ministry of National Education should consider school bullying as a serious problem, and that it has negative consequences on pupils' physical, social and emotional damage in terms of the victim. It means continuous and repetitive exposure to bullying behavior harms these children's psycho-social development, and therefore their well-being or life quality. Hence, effective bullying prevention and intervention training programs are needed.
Hemşirelikte Eğitim ve Araştırma Dergisi, 2017
Amaç: Bu araştırma okul çağı çocuklarının akran zorbalığı durumları ile atılganlık düzeylerini ve ilişkili faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Araştırma tanımlayıcı ve kesitsel tipte yapılmıştır. Araştırma örneklemine 5. ve 6. sınıflarda öğrenim gören ve gönüllü olan 1509 öğrenci alınmıştır. Verilerin toplanmasında anket formu, Akran Zorbalığı Belirleme Ölçeği ve Atılganlık Envanteri kullanılmıştır. Verilerin analizinde sayı, yüzdelik, ortalama, standart sapma, Mann Whitney U Testi, Kruskal Wallis H testi, korelasyon analizi kullanılmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalamasının 11.4±0.7 olduğu, %56.2'sinin 6. sınıf, %53.4'ünün erkek öğrenci olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin %58.5'i okul başarısını; %84.6'sı okuldaki arkadaşları ile ilişkilerini, %69'u kardeşi ile, %94.3'ü anne-babası ile ilişkilerinin iyi olduğunu belirtmiştir. Öğrencilerinin akran zorbalığı belirleme ölçeği kurban boyutu ortalama puanının 7.7±10.1; zorba boyutunun 3.0±6.4; Atılganlık Envanteri ortalama puanının 34.4±7.3 olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin atılganlık düzeyi ile akran zorbalığı kurbanı ve zorba olma arasında negatif yönde anlamlı ilişki olduğu belirlenmiştir (sırasıyla r=0.229, p<0.05; r=0.146, p<0.05). Sonuç: Öğrencilerin zorbalık yapma ve zorbalığa maruz kalma durumlarının düşük, atılganlık düzeyinin iyi düzeyde olduğu; cinsiyet ve sosyal ilişkiler (arkadaş, kardeş, anne-baba) gibi faktörlerin öğrencilerin zorba ya da akran kurbanı olma durumlarını ve atılganlık düzeylerini etkilediği belirlenmiştir. Öğrencilerin atılganlık düzeyi yükseldikçe kurban ve zorba olma durumlarının azaldığı sonucuna varılmıştır.
Konuralp Tip Dergisi, 2018
Tıp Fakültesi 5. ve 6. Sınıf Öğrencilerinde Flört Şiddetinin Değerlendirilmesi ÖZET Amaç: Şiddet, yaşamımızın gerçeklerinden biridir ve en önemli sosyal sorunların başında gelmektedir. Şiddet fiziksel, cinsel veya duygusal özellikte olabilmektedir. Şiddet, flört ilişkisinde tecavüz, darp, tehdit etme, cinsel taciz ve duygusal kötüye kullanma gibi farklı şekillerde gerçekleşebilir. Flört şiddeti de üzerinde yeterince araştırılma yapılmamış bir alandır. Bu çalışmada Tıp Fakültesi 5. ve 6. sınıf öğrencileri arasında flört şiddetinin sıklığı ve türünün belirlenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı kesitsel özellikteki bu araştırmada; Mayıs-Haziran 2014 tarihleri arasında Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde öğrenim gören 105 dönem 5 ve 6 sınıf öğrencisinden çalışmaya katılmayı kabul eden 88(83,8%) kişide yapılmıştır. Araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formuyla öğrencilerin sosyodemografik özellikleri, flört içinde şiddet uygulama ve maruz kalma durumları sorgulanmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan 88 kişinin yaş ortancası 24 yıldır ve katılımcıların 33(%37,5)'ü erkektir. Katılımcıların 69 (%78,4)'unun daha önce veya şimdi flört ilişkisi olmuştur. İlk flört yaş ortancası 17 (min:10, max:24)'dir. Daha önce flört yaşayanların 15(%22)'i flört şiddetine maruz kalmamış ve uygulamamıştır. Şiddete maruz kalanların 10 (%14,7)'u fiziksel, 51 (%75,0)'i duygusal, 9(%13,2)'u cinseldir. Şiddet uygulayanların ise 16(%20,6)'sı fiziksel, 45(%66,2)'i duygusal, 5(%7,4)'i cinsel şiddet uygulamıştır. En sık maruz kalınan (%33,0) ve uygulanan (%28,4) şiddet şekli ise sesini yükselterek konuşmadır. Sonuç: Bu çalışmada en sık uygulanan ve maruz kalınan şiddet şeklinin partnerine karşı sesini yükseltmek, en sık görülen şiddet tipinin duygusal şiddet olduğu belirlenmiştir.
The Analysis of 3rd and 4th Grade Teachers' Views on Peer Bullying
e-Kafkas Eğitim Araştırmaları Dergisi
The purpose of the study is to determine to what extent classroom teachers know about peer bullying, how they intervene when they encounter peer bullying, and what their suggestions are for the prevention of bullying. The peer bullying and intervention methods against bullying that primary school students are exposed to are important in terms of students' cognitive development, especially their social development. Staying by the peer bullying or making the wrong intervention can have unavoidable consequences. The research group consists of 23 (3rd and 4th grade) classroom teachers working in the district of Iscehisar, Afyonkarahisar. In this research, in which qualitative research method was used, data were collected using a structured interview form. The data obtained from the research were grouped by the researchers using the descriptive analysis method. As a result of the research, it was seen that most of the teachers defined peer bullying as "Using Force, Frightening&q...
Journal of History Culture and Art Research
The purpose of this study is to examine the correlation between peer victimization, being exposed to victimization, and emphatic tendencies in adolescent and to determine whether or not gender of the adolescent had an effect on peer victimization, being exposed to victimization, and emphatic tendency. The study was conducted via survey method. The sample group of the study consisted of 185 student studying at the seventh and eighth grades of a secondary school, which was affiliated with Sivas Directorate of National Education and randomly determined, during spring term of the school year of 2015-2016. The data were collected by using “Peer Bullying Scale- Adolescent Form” developed by Pişkin and Ayas (2007) in order to determine the students bullying (bully), and being exposed to bullying (victim), and the “Child and Adolescent KA-SI Empathic Tendency Scale” developed by Kaya and Siyez (2009) to determine emphatic tendencies of students. The data were analyzed by using Pearson’s Cor...
Peer bullying in primary education
2011
Bu araştırmanın amacı ilköğretim sekizinci sınıfa devam eden öğrencilerin akranlarından gördükleri zorba davranışları tespit etmektir. Araştırmanın çalışma evrenini 2009-2010 eğitim-öğretim döneminde Elazığ İli Merkez İlköğretim Okullarında öğrenim gören sekizinci sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi; çalışma evreninde yer alan 97 ilköğretim okulu arasından tesadüfi olarak seçilen toplam 15 ilköğretim okulu içerisinde yer alan 404 öğrenciden oluşmaktadır. Bu öğrencilerden toplanan verilerden 201 tanesi değerlendirilmeye alınmıştır. Öğrencilerin en çok karşılaştıkları zorba davranışların sözlü ve fiziksel zorba davranışlar olduğu tespit edilmiştir. Erkek öğrencilerin kızlara göre daha fazla zorba davranışlara maruz kaldıkları saptanmıştır.The aim of this study is to identify the types of bullying encountered by primary school 8th graders. Its population consists of 8th graders attending the primary schools located in the province of Elazığ during the term of 2009...
Preschool Children and Violence: Exposure and Victimization Levels
Children's chronic exposure to violence negatively affects their social development even though the level of violence is low. In the available literature, implementing prevention programs at early ages is suggested due to being more effective and economic. Nevertheless, most of the violence prevention programs target adolescents. Therefore, in this study, violence exposure levels of 62 children (3-6 ages) are examined through Violence Exposure Scale (VEX-Violence Exposure Scale; Fox and Leavitt, 1995). The adapted version of VEX is administered through individual interviews. The results indicated that at all settings (home, school, and neighborhood) preschool children exposed to mild violence more than severe violence and almost all of the reported severe violence incidents occurred in the neighborhood setting. SUMMARY Purpose and significance: On preventing youth violence, repeated interventions at different ages especially at early ages, found to be effective. Effective preventive interventions for all age groups can only be prepared after defining the prevalence levels of violent events, the developmental needs of children, and culture specific issues. Therefore, the purpose of this study is to reveal the violence exposure levels (mild-severe) of preschool children (age 3-6). This study is important because the preschoolers' violence exposure level has not been studied in our country before. Methods: The participants of this study were the students (n=80) of two preschools located in Ankara. However, some children (n=18) could not complete the interview due to several reasons (they are not mature enough; they have mixed reality with imaginary situations, etc.). Sixty two (62) of the students completed the interview, of these 54.8% were girls (n=34), and 45.2% were boys (n=28). The mean age was 4.5 (SD=1.14). In order to conduct the interviews with children, permission letters were granted from the school managers and the parents of the children. The appointments of the interviews were arranged previously and 15-20 minute-interviews conducted with each child afterwards. Results: The results yielded that the preschool children were exposed to quite amount of mild violence at home, at school and in the neighborhood. Almost all of the severe violence events that subjects reported took place at the neighborhood setting. The violence exposure experiences of children between the ages of 3 to 6 found to be very high and similar to the literature (Kapçı, 2004; Olweus, 1993; Pekel, 2004). The violence exposure levels of boys were found to be higher than girls. Discussion and Conclusions: This current study revealed that preschool children were exposed to mild violence at different settings. Even though the violence is mild and the exposure level of children is low, continuous exposure to violence might traumatize children. Therefore, understanding preschool children's violence exposure levels and not excluding them from prevention interventions is important. The researchers generally ignore the preschool age group when studying violence exposure due to either underestimating small children's experiences related to violence or the difficulty of working with small children. However, this study demonstrates that it is possible to measure the experiences of preschool children if appropriate measurement tools are used.
Factors That Influence Level of Couple Violence Acceptance Among University Students
Turkish Psychological Counseling and Guidance Journal, 2014
Öz: Bu çalışmada üniversite öğrencilerinin çiftler arası şiddeti kabul düzeylerinde cinsiyet ve daha önce ilişki yaşama durumuna göre anlamlı bir fark olup olmadığı; çiftler arası şiddeti kabul düzeyleri ile akılcı olmayan inançlar, eğer ilişki yaşadıysa sayısı ve ilişkinin süresine göre anlamlı bir ilişki olup olmadığı incelenmiştir. Çalışma grubunu 2012-2013 öğretim yılında bir devlet üniversitesinde öğrenimine devam eden ve yakın ilişkisi olan toplam 256 üniversite öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama araçları olarak, Çiftler Arası Şiddeti Kabul Ölçeği-Üniversite Formu, İlişkilerde İnanç Envanteri ve araştırmacılar tarafından geliştirilen Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Çalışmanın sonuçları incelendiğinde üniversite öğrencilerinin çiftler arası şiddet kabul düzeylerinde cinsiyete göre anlamlı fark olduğu ve çiftler arası şiddeti kabul düzeylerinin çaresizlik inancı, sevilemezlik inancı ve ilişkinin süresi ile de ilişki gösterdiği görülmüştür. Bununla birlikte öğrencilerin daha önce ilişki yaşama durumlarına ve daha önce ilişki yaşadılarsa ilişki sayısına göre çiftler arası şiddeti kabul düzeylerinde anlamlı fark bulunmamıştır.