Pedro Teixeira İn Seyahatnamesi̇ne Göre XVII. Yüzyilin Başlarinda Osmanli Devleti̇ Ni̇n Güney Vi̇layetleri̇ (original) (raw)

Pedro Teixeira'in Seyahatnamesine Göre XVII. Yüzyılın Başlarında Osmanlı Devleti'nin Güney Vilayetleri / Southern Provinces of the Ottoman State at the Beginning of XVII th Century According to Pedro Teixeira's Travelogue

The travelogue of Portuguese historian and traveler Pedro (Peter) Teixeira who traveled from India to Italy by land titled The Travels of Peter Teixeira from India to Italy by Land narrates the journey that began from Goa in February of 1604 and continued to Venice via Hurmuz-Basra over Mediterranean Sea at the beginning of early XVIIth century. Teixeira visited Basra, Najaf, Karbala, Baghdad, Ana, Aleppo, Antioch, Alexandretta and Cyprus during this journey. The information about the Ottoman State’s southern provinces given by him just at the beginning of XVIIth century is quite remarkable. Especially, the information about the description of the cities, population, ethnic structures, religious faith, historical structures, military existence, administrative and financial organizations are both important historically and accepted as examples of orientalist perspective in terms of early period. In our study, we have tried to evaluate the travelogue of Pedro Teixeira and the information about the southern provinces of The Ottoman State on the route.

OSMANLI DEVLETİ'NDE PÎŞKEŞ (XVII. YÜZYIL

Turkish Studies, 2018

ÖZET Farsça pîşkeş sözcüğü "Hediye, armağan" anlamına gelmektedir. Hediyeleşme, Osmanlı'dan önceki Türk-İslam devletlerinde, Çin ve Bizans kültüründe ve Orta Doğu devlet geleneklerinde yer alan önemli bir olgudur. Osmanlı Devleti'nde önceleri geleneksel uygulamaların bir tezahürü olarak alınıp verilen hediye; XVII. yüzyılda değişen sosyal ve ekonomik şartlar neticesinde çeşitlenerek merasimlerin önemli bir unsuru haline gelmiştir. Pîşkeş sunumu XVII. yüzyılda devlet işlerinde olduğu kadar padişahların gündelik hayatlarında (ziyaret, ziyafet, avlanma, gezi vb.) da önem kazanmıştır. Bu dönemde geleneksel bir devamlılık arz etmesinin yanı sıra; bağlılık, itaat, dostluk, barış ve dayanışmanın aracı olarak pîşkeş (hediye), sağladığı siyasal, sosyal, kültürel, psikolojik ve ekonomik işlevleri bakımından iktidarın başvurduğu bir araç olarak ön plana çıkmış ve merkezî otorite tarafından bir güç unsuru olarak kullanılmıştır. Önceleri iç hazinenin en büyük gelir kaynağını savaşlarda elde edilen ganimetler teşkil etmekteyken; XVII. yüzyılda çeşitlenen pîşkeşler, iç hazinenin en önemli gelir kaynakları olmuştur. Pîşkeş, bir tanımda arızî yani düzenli olmayan vergi türü hediyeler olarak tarif edilse de, Osmanlılarda ilgili dönemde padişahlara sunulan pîşkeşlerin belirli, kayıtlı ve kurallı olması bir düzen içerisinde alınıp verildiğini göstermektedir. Bu makalede pişkeşin gelişim süreci, esasları, amacı ve işlevleri ele alınmaktadır. Konuyla ilgili literatür taramasından sonra Osmanlı arşiv belgeleri tespit edilerek bunların temini, tasnifi ve fişlenmesi suretiyle diğer kaynak ve araştırmaların verileri de kullanılarak bunların değerlendirilmesi yapılmıştır.

OSMANLI DEVLETİ DÖNEMİNDE EĞİL SANCAĞI (XVI.-XVII. YÜZYILLAR

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2020

OSMANLI DEVLETİ DÖNEMİNDE EĞİL SANCAĞI (XVI.-XVII. YÜZYILLAR) Öz Bu makalede günümüzde Diyarbakır iline bağlı bulunan Eğil ilçesinin idarî bakımdan Osmanlı Devleti Dönemi’nden günümüze kadar geçirdiği değişime yer verilmiştir. Bu çalışmada Eğil’in Osmanlı Devleti Dönemi’ne dair tarihini aydınlatmaya yardımcı olabilecek arşiv belgelerinden, Şerafeddin (Şeref) Han’ın XVI. yüzyılın sonlarında (1597) yazdığı Şerefname, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi, Şemseddin Sami’nin yazdığı Kamusu’l‘Al‘am, Ali Cevad’ın yazdığı Memalik-i Osmaniyenin Tarih ve Coğrafya Luğatı gibi devrinin önemli eserlerindeki bilgilerden faydalanılmıştır. Osmanlı Devleti Dönemi’ndeki Eğil Sancağı’nı yöneten idareciler, idarecilerin mensup oldukları Mirdasî ailesi hakkında bilgilere yer verilmiştir. Osmanlı Devleti Dönemi’nde Eğil’deki gayrimüslim nüfusun varlığı, sancaktaki dağılımı, yaşadıkları yerleşim yerleri, fiziki görünümleri, meşgul oldukları zanaat ve iş kolları hakkında önemli sayılabilecek bilgileri içeren 3409 Numaralı Maliyeden Müdevver Kataloğunda bulunan 1691 tarihli Cizye Defterindeki bilgiler değerlendirilmiştir. Eğil sancağına bağlı köylerin adları, Cumhuriyet Dönemi’nde bu köy adlarında meydana gelen değişmelere de yer verilerek bölgenin tarihî coğrafyasının adlarındaki izlerin takibinin yapılması mümkün hâle getirilmiştir. Tasavvuf yaşantısının bölgedeki tarihi geçmişi, bölgenin sosyal ve ekonomik hayatı üzerindeki etkileri ve idari yapının şekillenmesindeki katkısı üzerinde durulmuştur. Tarihî kaynaklarda yer alan bilgilerden faydalanılarak Eğil sancağının idari, sosyal ve ekonomik durumuna ilişkin verilerle bölge tarihinin bir kesiti aydınlatılmıştır. Böylece Osmanlı Devleti Dönemi’nden günümüze kadar Eğil’deki tarihî gelişmelerin mukayesesini yapma imkânı sağlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Eğil Sancağı, Diyarbekir Beylerbeyliği, Pir Mansur, Tarihî Coğrafya, Osmanlı idaresi. EĞİL SANJAK IN THE OTTOMAN PERIOD (XVI. – XVII. CENTURIES) Abstract In this article, the change that the administrative district of Eğil, which is in the province of Diyarbakır today, has gone through from the Ottoman Empire to the present day has evaluated. In this study, the information in the important works of the era like archive documents that can help to enlighten Eğil's history of the Ottoman period, Şerefname written by Sherafeddin (Şeref) Khan at the end of the XVI. century (1597), Travel Book by Evliya Çelebi, Kamusu’l-‘Al‘am by Şemseddin Sami, Dictionary of History and Geography of Memalik-i Osmaniye by Ali Cevad was used. Information is given about Rulers who ruled the Eğil sanjak during the Ottoman period, and the Mirdasî family to which the administrators belong. The existence of non-Muslim population in Eğil during the Ottoman State, distribution of them in the sanjak, settlements where they live, their physical appearance, the information in the Cizye Book dated 1691, which is in the 3409 Numbered Maliyeden Müdevver Catalog, which contains information that can be considered important about the crafts and businesses they are engaged in has been evaluated. The names of the villages connected to the Eğil sanjak, including the changes in these village names during the Republican Period, have been made possible to follow the traces in the names of the historical geography of the region. The historical background of Sufi life in the region, its effects on the social and economic life of the region and its contribution in shaping the administrative structure were emphasized.A section of the history of the region has been enlightened with the data regarding the administrative, social and economic situation of Eğil sanjak by making use of the information in historical sources. Thus, the opportunity to compare historical developments in Eğil from the Ottoman Empire Period to the present has been provided. Keywords: Eğil Sanjak, Diyarbekir Beylerbeyligi, Pir Mansur, Historical Geography, Ottoman Administration.

XIX.YÜZYILDA Batiyla İli̇şki̇lerde Osmanli Şehbenderli̇kleri̇

2017

Ozet: Bu calismada Osmanli tuccarlarindan da gelen talep uzerine 1802 yilinda baslatilan sehbenderlik faaliyetleri uzerinde durulmustur. Ilk olarak etimolojik bakimdan sehbenderlik kavrami ele alinmistir. Akabinde ilk teskil edilen sehbenderliklerden ve 1821 Yunan isyanina kadar olan donemde sehbenderlik agindan bahsedilmistir. Devaminda ise, 1836’da Hariciye Nezareti’nin kurulusuyla yeniden baslatilan sehbenderlik faaliyetlerine yer verilip, kurumsallasmaya dair belli basli gelismelere deginilmistir. Ardindan iki kategoriye ayrilan sehbenderlik memurlari hakkinda bilgiler verilmistir. Son olarak da sehbenderlik sistemini somut ve tanimli hale getiren hukuksal duzenlemelere yer verilmistir. Baslangicta basit bir yapiyla yurutulen bu hizmetler, XIX. yuzyilin son ceyregine gelindiginde yazili ve yasal duzenlemelerle kurumsalligi guclendirilmis, yirmiden fazla ulkede iki yuzden fazla kentteki varligiyla hizmet agi tum kitalara yayilmistir. Ayni zamanda sehbenderlikler, dis dunyayi taki...

XV.-XVIII. YÜZYILLARDA OSMANLI DEVLETİ’NDE VERGİ MUAFİYETİ

Osmanlı Devleti, birçok hukukî ve malî kurum ve uygulamaları gibi vergi sistemi ile vergiden muaf olma uygulamasını da kendinden önceki Türk-Ġslâm devletlerinden tevârüs etmiĢlerdi. Osmanlılar, bazı kiĢi ve zümreleri çeĢitli sebeplerle vergiden muaf tutmuĢlardı. Halkın askerî (yöneticiler) ve reâyâ (yönetilenler) olmak üzere iki ana sosyal sınıfa bölündüğü Osmanlı Devleti"nde XV.-XVIII. yüzyıllarda uygulanan vergi muafiyeti, yöneticileri yönetilenlerden ayıran en önemli özellikti. Saray halkı, askerî ve sivil bürokrasi, din adamları ile yargı-ilim bürokrasisi her türlü vergiden muaftılar. Kimi hizmetleri yerine getiren kiĢilerle, çeĢitli iĢ kollarında çalıĢan gruplar da vergilerin tümünden ya da bir kısmından muaf tutulmuĢtu. Ġskân edilenler ve göçmenlerden de bir süre için vergi alınmıyordu. Osmanlı devlet düzeninde, hukukî ve malî yapısında vergi muafiyeti hem siyasî hem de malî ve ekonomik olarak önemli iĢlevlere sahipti. XV.-XVIII. yüzyıllarda Osmanlılar vergi muafiyetlerini kamu harcamalarını azaltacak, Ģehirlerin iaĢesini sağlayacak ve sosyal çatıĢmalara engel olacak Ģekilde kullanmaya gayret ettiler. (Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, vergi, vergi sistemi, vergi muafiyeti, kanun-nâme, tapu ve tahrir defterleri)

XVII. YÜZYILDA OSMANLI VE İNGİLTERE’DE KRİZLER VE DÖNÜŞÜMLER: KARŞILAŞTIRMALI BİR TARİH PERSPEKTİFİ

GENEL TÜRK TARİHİ ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2019

Bu çalışmanın amacı, Osmanlı ve İngiltere’de XVI. yüzyılın sonundan başlayıp XVII. yüzyıl ortalarına kadar süren krizler, isyanlar ve dönüşümleri karşılaştırmalı bir tarih yaklaşımı ile analiz etmektir. Uzun bir süre Osmanlı tarihi üzerine yazılmış birçok akademik çalışmanın bir “ön kabul” olarak geliştirdiği “gerileme” tezinin, İngiltere gibi bir devletin tarihini yazarken niçin “muhteşem devrim” mahiyetinde olduğunu sorgulamak, neredeyse aynı tarihsel süreç içerisinde her iki devletinde benzer ya da farklı dönüşümler geçirip geçirmediğini belirtmek, incelemek ve bunları karşılaştırarak çıkarımlarda bulunmak ana esastır. Bunun yanında iktidarın paylaşımı ve bu paylaşımın hangi zümrelerden oluştuğu, Yeniçağ devletinin gelirlerinin nasıl dağıldığı ve bu dağılımda yöneten ile yönetilen ilişkisinin nasıl olduğuna dair gibi sorulara da cevap aranacaktır.

Bi̇r Şer'İyye Si̇ci̇li̇'Ne Göre Osmanli'Da Ai̇le: Kütahya Örneği̇ (1785-1788)

Zenodo (CERN European Organization for Nuclear Research), 2022

Şer'iyye sicilleri anlam olarak mahkeme kararlarını ifade etmektedir. Osmanlı döneminden günümüze kadar ulaşan bu kararlar, toplumun sosyal, siyasi ve iktisadi yapısı hakkında bize pek çok bilgi vermektedir. Zira sicillere kaydedilmiş bilgilerden yola çıkarak toplumun yapısını ve birbirleriyle olan ilişkilerini, miras ve tereke kayıtlarında iktisadi yapıyı, merkezden gönderilen kararlarda ise merkezi idare ile taşra arasındaki ilişkilerin içeriğini görebiliriz. Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde mikrofilmleri kayıtlı olan şer'iyye sicillerinin 108 tanesi Kütahya şehriyle ilgilidir. 1785-1788 yılları arası tarihlenen kayıtlar 5 Numaralı Kütahya Şer'iyye Sicili'nde bulunmaktadır. Dönem hakkındaki aile yapısının tespitine yönelik yaptığımız çalışma, sicildeki veriler doğrultusunda incelenecektir.

Güney Kafkasya’Da Osmanli Hâki̇mi̇yeti̇ (1723-1735)

Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2016

Dünyanın en sıcak çatışma bölgelerinden biri olarak kabul edilen Kafkasya gerek stratejik konumu, gerekse barındırdığı etnik ve dini çeşitlik bakımından her zaman büyük devletlerin ilgi alanı içine girmiştir. Bu devletlerin himayesinde oluşan barış ortamı, siyasi otoritenin zayıflamasıyla kırılgan bir hale gelmiştir. Nitekim XVIII. yüzyılın başlarında Kafkasya'nın güneyine hâkim olan Safevilerin zayıflamasıyla bölge halklarında kıpırdanmalar ve isyanlar patlak vermiş, Rus ve Osmanlı devletlerinin müdahalesine uygun hale gelmiştir. Hâkimiyet alanını genişletmek isteyen söz konusu iki devlet 1724 tarihli İstanbul Antlaşmasıyla Güney Kafkasya'yı kendi aralarında nüfuz bölgelerine ayırmışlar ve buralarda egemenliklerini tesis etmeye çalışmışlardır.