AZERBAIJAN ENERGY STRATEGY AND THE IMPORTANCE OF THE DIVERCIFICATION OF EXPORTED TRANSPORT ROUTES (original) (raw)

AZERBAIJAN’S STRATEGY FOR THE DIVERSIFICATION OF ENERGY TRANSPORT ROUTES (from page 175)

The main aim of this paper is to reveal a formula for determining transport routes that facilitate the export of Azerbaijani hydrocarbons to world markets. Azerbaijan is a country with no access to the open seas. One of the essential problems with which landlocked states are faced is the pursuit of stable and secure access to world markets, which play a crucial role in the exporting country’s political and economic stability and welfare. Without access to the open sea, these states strongly depend on the political will of their neighbors who can use their geographically advantageous location for their own national interests. This problem is also of concern to the states of the Caspian Sea region, including Azerbaijan. During the early years of its independence, Azerbaijan, whose main export items are oil and natural gas, pursued and energy policy that prioritized the provision of stable and secure routes to the world markets. For Azerbaijan, this was necessary to prevent its possible dependence on neighboring countries, as well as to be able to maneuver in the case of unforeseen circumstances. The ideal policy and the main task of Azerbaijan’s energy strategy is the diversification of export transport corridors. This article analyzes the policy of Azerbaijan to create sustainable and alternative energy transport links and to establish relations with available and potential transit states. In addition, this paper will evaluate the success of this strategy and define future prospects for the development thereof.

Economic Diversification in Azerbaijan

In the modern world, economic structures of states vary. Some build their economies on industrial production and are quite developed countries. Others have very weak economies and are in need of foreign aids and loans. There is also a group of states, which are heavily dependent on resource revenues. Their economies are volatile in the face of external shocks, such as sharp decline of oil and gas prices. Diversification is necessary for their economic stability, since oil and gas are non-renewable energies and even in constant prices, their economies are under risk of resource depletion. By understanding this, many energydependent countries diversified their economies successfully. Indonesia, Norway, the United Arab Emirates, Malaysia, and Netherlands are good examples for this. At the same time, there are many countries that crawling on the same direction but have not succeeded yet. Azerbaijan is one of them. This country comprehended the essence of diversification later. That is why its reforms are still in progress, yet not completed. Due to some challenges and barriers the government faces, long-term strategies and economic planning is required for better future. In this article, Azerbaijani economic diversification is analyzed, while the United Arab Emirate’s successful policy implementation is taken as a pattern. I try to show all applicable courses of action realized in the UAE in early 21st century. Considering that geographies, population sizes and histories of these two countries are different, I focus only on common aspects of their economies. Despite Azerbaijan has comparative advantage in agriculture, I prefer tourism as the best short-term option to be developed as a non-oil sector. Tourism not only brings about economic diversification, but also entails institutional, export and partner diversification. The matter is that Azerbaijani government should spend oil revenues for development of tourism industry, as the UAE used rationally its oil and gas incomes for advancement of diverse sectors. Considering this, I built my research project around this question – How to achieve economic diversification in Azerbaijan, by taking the UAE experience as a benchmark?

Multivector diversification Kazakhstans Transnational Future

UNISCI Journal No. 45, 2017

The recent election of the Republic of Kazakhstan as a non-permanent member of the UN Security Council gives the country an opportunity to participate more directly in shaping regional and global energy, economics, and security. A multi-vector and balanced foreign policy will allow Kazakhstan to strengthen regional security and enhance integration processes with Central Asian states. Kazakhstan can contribute to regional energy security, counterterrorism, nuclear nonproliferation, and other goals. Kazakhstan is among a few countries in the Eurasian region where primary energy production significantly exceeds energy consumption. The country also has striven to reduce regional tensions and terrorism. Meanwhile, non-proliferation has since independence has come to represent the organizing principle of the country's cooperative foreign policy, one that seeks independence through simultaneous engagement with external powers Título en Castellano: La diversificación de múltiples vectores: El futuro transnacional de Kazajstán Resumen: La reciente elección de la República de Kazajstán como miembro no permanente del Consejo de Seguridad de las Naciones Unidas da al país la oportunidad de participar más directamente en la conformación de la energía, la economía y la seguridad regionales y mundiales. Una política exterior multivector y equilibrada permitirá a Kazajstán fortalecer la seguridad regional y mejorar los procesos de integración con los Estados de Asia Central. Kazajstán puede contribuir a la seguridad energética regional, al contraterrorismo, a la no proliferación nuclear y a otros objetivos. Kazajstán es uno de los pocos países de la región euroasiática donde la producción de energía primaria excede significativamente el consumo de energía. El país también se ha esforzado en reducir las tensiones regionales y el terrorismo. Entretanto, la no proliferación ha llegado a representar el principio organizador de la política exterior cooperativa del país, que busca la independencia mediante el compromiso simultáneo con las potencias externas

Mülteci Çocukların Türk Eğitim Sistemine Entegrasyonunu Yeniden Değerlendirmek: Konya Örneği

The Migration Conference 2020 Book of Abstract, 2020

Göç konusunun genellikle yetişkinleri ilgilendiren bir mesele olarak ele alınması, mülteci çocuklar ile ilgili politikaların ve çalışmaların çoğunlukla ihmal edilmesine yol açmaktadır. Oysaki zorunlu göçün aktörlerinden biri olarak çocuk mülteciler de hem göç sürecinden etkilenmekte hem de göçü ve sonuçlarını etkilemektedirler. Bu açıdan değerlendirildiğinde, mülteci çocukların yaşam deneyimlerine yakından bir bakış, toplumdaki ihtiyaçlarının ve entegrasyonları önündeki riskler ve fırsatların analizi bakımından önemlidir. Ayrıca çocukların seslerine kulak vererek hazırlanacak politikaların daha sağlıklı ve çocuk dostu olacağı söylenebilir. Buradan hareketle, mülteci çocuklarla ilgili en önemli politika alanlarından biri olarak, eğitim ve bu çocukların eğitime dair deneyimleri bu araştırmanın temel odağını oluşturmaktadır. Çocukların okullaşması (scholling) çocukların nitelikli eğitime erişimlerinde ve topluma uyumlarında tek başına etkili olmayacaktır. Eğitim politikalarının ve uygulamalarının da mülteci çocukların ihtiyaçlarına cevap verir nitelikte olması önemlidir. Bu araştırmada, Türkiye’de mülteci çocukların eğitim sistemine entegrasyonlarına yönelik uygulanan politikaların işlerliğini yerinde gözlemlemek ve konunun aktörleri olarak çocukların ve öğretmenlerinin seslerine kulak vermek için, Konya’da yer alan 2 ortaokulda alan araştırması yürütülmüştür. Araştırma kapsamında, 28 öğretmen (4’ü idareci) ile derinlemesine mülakat; Suriyeli, Afgan ve Iraklı 42 öğrenci ile ise 6 odak grup görüşmesi yapılmıştır. Görüşmeler Ekim-Aralık 2019 tarihleri arasında sürdürülmüştür ve gözlemlerle desteklenmiştir. Araştırma bulguları, okulların çoğunlukla dil öğrenimi merkezleri ve özellikle kız çocukları için sosyalleşme alanları olarak ön plana çıktıklarını göstermektedir. Ancak, yerli ve mülteci çocuklar arasında çatışma ve akran zorbalığı olduğu gözlemlenmiştir. Dil becerisi, mülteci çocukların yerli öğrencilerle ve öğretmenleriyle olan iletişimlerinde ve ders başarılarında en önemli faktör olarak belirmiştir. Öğrencilerin okul başarıları üzerinde etnik kimlikleri, sosyo-ekonomik koşulları ve velilerinin eğitime verdiği önem seviyelerinin de belirleyici olduğu görülmüştür. PICTES kapsamında açılan uyum sınıflarının ise mülteci öğrencilerin kendi aralarında bir ayrışmaya ve etiketlemeye yol açtığı görülmüştür. Bir diğer önemli bulgu ise öğretmenlerin farklı kültürlerden çocuklara aynı anda eğitim vermede yetersiz hissetmeleridir. Sonuç olarak, mülteci çocukların eğitim sürecinin farklı faktörler arası kompleks bir ilişkiler ağı içerisine oturduğu söylenebilir. Kültürel farklılıklar, farklı hayat tecrübeleri, dil becerileri, ekonomik koşullar, veli ilgisi, kent içi ve okul içi deneyimler, akranlar arası ilişkinin niteliği, öğretmen-öğrenci arası iletişim ve kabullenme düzeyleri, öğretmenler arası fikir ayrılıkları, uygulamadaki eğitim politikaları; hepsinin birden çocukların aldığı eğitimin niteliği ve dolayısıyla da hem eğitim sistemine hem de topluma entegrasyonları üzerinde etkili olabildikleri görülmüştür.

Hazarın yeni oluşan petrol ekonomilerinde devlet ve geçiş

2003

The state is the most significant agent, which designates the characteristics of transition of Azerbaijan, Kazakhstan and Turkmenistan in the post-Soviet era. The powerful state is the legacy of the former Soviet regime, which had already created state̕s autonomy from the society. Azerbaijan, Kazakhstan and Turkmenistan differ from other transition economies because of their rich reserves of hydrocarbons. The transformation of these countries can be best analyzed by referring to the attitude of the state toward the issues related to hydrocarbons. The responses of the state to the demands of Russia, multinational oil companies, international organizations coexist with different domestic policies shaped along national peculiarities. In Azerbaijan, state attempted to open the energy sector to foreign capital as much as possible by following a policy of competitive accelerated adjustment in order to balance the external pressures and the national interests. Kazakhstan̕s transition perio...

Azerbaycan Ekonomisi Bilgi Teknolojileri ve Eğitim Fırsatları

DergiPark (Istanbul University), 2010

This paper presents the evaluation of Azerbaijani Economy from the perspective of information technologies and educational opportunities. The progresses on information technologies (IT) that denominated to this century have become the principal determinants of economic activities. Given advantage of its young educated population, Azerbaijan as one of the developing countries is taking an opportunity to survive from vicious circle of backwardness through the information technologies and educational development. From this point of view, it is explained the SWOT Analysis of Azerbaijan in terms of information technologies and education sector's role towards Azerbaijan economic development.

Öğrencilerin dil öğrenme yargıları ve dil öğrenme stratejileri arasındaki ilişkinin Türkiye’de bir orta öğretim ortamında araştırılması

2016

TEZ10213Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2016.Kaynakça (s. 58-62) var.xi, 69 s. : tablo ; 29 cm.Yapılan bu nicel çalışma, Türkiye’de bir orta öğretim ortamındaki öğrencilerin dil öğrenme yargıları ve dil öğrenme stratejileri arasındaki ilişkiyi inceledi. Ayrıca, çalışma öğrencilerin dil öğrenme yargıları ve dil öğrenme stratejileri arasındaki ilişkiyi belirledi. Bu çalışmanın katılımcılarını, Adana Yüreğir Hayret Efendi Anadolu Lisesi’nin öğrencileri oluşturdu. Katılımcılardan dil öğrenme yargilarini belirlemek için Horwitz (1988)’ in Dil Öğrenme Yargıları Envanterine cevap vermeleri istendi. Ayrıca, Oxford (1990)’un Dil Öğrenme Stratejileri Envanteri katılımcıların çeşitli dil öğrenme strateji kullanımlarının sıklığını belirlemek için kullanıldı. Veriler, betimsel analizler ve Pearson r korelasyon yöntemi kullanılarak analiz edildi. Araştırma katılan öğrencilerin en çok hafıza ve telafi edici stratejileri kullandığı belirlendi. Ayrıca, bilişsel stratejiler en az...

Considering Pipeline Politics in Eurasia: South Stream, Turk Stream and TANAP Avrasya'da Boru Hatları Politikası: Güney Akımı, Türk Akımı ve TANAP

After the dissolution of the Soviet Union, the newly independent Republics entered the international arena. As a result, the Caucasus-Caspian region, which possesses significant natural resources such as natural gas and oil, has become an important region of the world. The first part of this study gives a historical overview of the energy policies of Imperial Russia and the Soviet Union. The second part deals with the energy strategy of the Russian Federation. The third part examines various pipeline projects in Eurasia, especially in regards to the new projects of Azerbaijan and Russia, such as the South Stream, the TurkStream and TANAP. These projects and their effects on bilateral relations have been evaluated in the light of theories of interdependence. Öz Sovyetler Birliği'nin dağılmasınnı ardından, bağımsızlığının kazanan dev-letler uluslararası arenaya katılmışlardır. Doğalgaz ve petrole sahip olan Kafkasya-Hazar bölgesi dünyanın önemli bir coğrafyası haline gelmiştir. Bu çalışmanın ilk kısmı, İmparatorluk dönemi Rusyası ve Sovyetler Birliği'nin enerji politikaları üzerinde durmaktadır. İkinci bölümde, Rusya Federasyonu'nun enerji stratejisi anlatılmaktadır. Üçüncü bölümde, özellikle Güney Akım, TürkAkım ve TANAP projelerine değinilerek, Azerbaycan ve Rusya'nın boru hattı projeleri değerlendirilmektedir. Çalışma kapsamında, boru hattı projeleri ve enerji ilişkileri karşılıklı bağımlılık kuramları çer-çevesinde incelenmektedir.

Oyun Kuramı ve Kuşak ve Yol Girişimi Bağlamında Kazakistan-Çin İlişkileri

Turkish Studies-Social Sciences, 2020

Kazakhstan, which is located in the center of Eurasia, is of great importance for China that aims to strengthen the transportation of goods and services to the European countries with its Belt and Road Initiative. Kazakhstan plays a keycountry role in thi sproject. The aim of the study is to provide a beter understanding of Kazakhstan's geographical importance from the perspective of One Belt One Road (OBOR) project. This study suggests that as long as Kazakhstan pays its debts to China, OBOR projectwill be an effective and positive initiative in the economic, social and security fields in Kazakhstan. The questions the study seks answers are as follows: Is Kazakhstan an important actor of the OBOR project? What will be the benefit of the OBOR project, which is seen as a tool to continue the rise of China, to Kazakhstan? Will the geographic importance of Kazakhstan increase due to this initiative? All these questions will be evaluated in the context of Game Theory, which has an important place in the international relations discipline. The most important reason for the use of this theory in the study is that the OBOR Project will demonstrate the possible benefits to be gained by Kazakhstan and the possible losses that Kazakhstan will experience if she does not cooperate. When evaluated in a general framework, the scenario that will maximize the interests of Kazakhstan and China and provide the most benefit has been the 'benefiting' scenario in which both Kazakhstan and China have agreed to cooperate together in the Belt and Road Initiative.