Değerler Olmasa (original) (raw)

Değerlerin tiranlığı

Kural kesindir ve içerdiği değerler, kuralın bağlayıcı olduğu belirli bir duruma göre uyarlanmıştır. Buna karşılık, soyut normlar ve değerler, bir yandan genel formülasyonları nedeniyle binlerce duruma uygulanmayı gerektirirken, diğer yandan bir durumda sürekli olarak ancak diğer soyut normlar ve değerlerle uzlaşarak uygulanabilirler. Başka bir deyişle: Kuralın içerdiği değerleri dikkate alarak bir kuralı formüle ederken zaten yapılmış olan şeyi, yargıç ancak o zaman önündeki davaya uyarlanmış soyut değerleri uygularken yapmalıdır. Çünkü karar vermek için tek bir değeri kullanmak, Carl Schmitt'in o zamanki formülasyonunu kullanırsak, değerlerin tiranlığıdır. Çünkü her vakada dikkate alınması gereken birçok değer vardır ve diğerlerini dikkate almadan sadece bir değeri temel alırsak, en adaletsiz kararı vermiş oluruz. Örneğin, bir kadının kendi bedeni üzerinde kontrol sahibi olması olağanüstü bir değerdir, ancak karnında bir çocuk varsa, kürtaj kararı çocuğun yaşam değerini feda etmek anlamına gelir ve ancak bu iki değer arasında bir uzlaşma adil bir kararı mümkün kılabilir. O halde uzlaşma, çocuğun yaşam değerinin ancak doğum kadının hayatını tehlikeye atacaksa ya da embriyoya verilen ciddi hasar doğası gereği yaşanamaz ya da mutsuz bir yaşama izin verecekse feda edilebileceğidir. Ancak gerçek anlamda ortodoks bir feminist STK, kadının kendi bedeni üzerindeki kontrolünü tek değer olarak görüp tamamen sınırsız bir kürtaj hakkı talep ederken, radikal bir Katolik dini dernek en kısıtlayıcı kürtaj yasasını bile aşırı bulmakta ve sadece embriyonun yaşamının değerini vurgulamaktadır. Ancak toplumun çoğunluğu bu meseleye bu iki uç arasında bir yerde adil bir çözüm bulmaktadır. Bu örnek belki de tek bir değerin mutlak olarak görüldüğü ve diğer tüm değerlerin karar vermek için bir kenara itildiği değerlerin tiranlığını göstermektedir.