Kamu Eği̇ti̇m Harcamalari Ve Ekonomi̇k Büyüme İli̇şki̇si̇: Seçi̇lmi̇ş Oecd Ülkeleri̇ Üzeri̇ne Bi̇r Panel Veri̇ Anali̇zi̇ (original) (raw)
Related papers
Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
ÖZ: Çalışmada, 24 OECD ülkesinde vergi gelirleri ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki 1980-2018 dönemi için analiz edilmektedir. Ampirik analizde, literatüre uygun olarak Westerlund (2007) tarafından önerilen panel eşbütünleşme yönteminden yararlanılmaktadır. Elde edilen bulgulara göre, vergi gelirleri ile ekonomik büyüme arasında eşbütünleşme ilişkisi bulunmaktadır. Sonrasında Pedroni (2001) tarafından önerilen DOLSMG panel eşbütünleşme tahmincisi kullanılarak elde edilen katsayıya göre, vergi gelirlerinin ekonomik büyüme üzerinde pozitif etkisi olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Kesit bazında sonuçlar değerlendirildiğinde, İsveç dışında tüm ülkelerin katsayıları istatistiksel olarak anlamlıdır. Bu ülkelerin içinde ise sadece Yunanistan'ın katsayısı negatiftir. Özetle, analiz edilen ülkelerin önemli kısmında, vergi yapısı ekonomik büyümeyi olumlu yönde teşvik etmektedir.
Oecd Ülkeleri̇nde Ekonomi̇k Büyüme Ve Hava Ki̇rli̇li̇ği̇ İli̇şki̇si̇: Panel Veri̇ Anali̇zi̇
2015
Bu calis manin amaci 24 OECD ulkesinde 2000-2012 donemi icin ekonomik buyume ile hava kirlilig i arasindaki uzun donemli ilis kiyi aras tirmaktir. Bu amacla Pedroni es butunles me, Pedroni FMOLS, Pedroni DOLS, Dumitrescu ve Hurlin (2012) Panel Granger Nedensellik yontemleri kullanilmis tir. Es butunlesme testleri ekonomik buyume ve hava kirlilig i deg is kenlerinin uzun donemde es butunles me ilis kisine sahip oldug unu gostermektedir. Panel FMOLS test sonucuna gore ise Panel genelinde hava kirlilig inin katsayisi 2.9 olarak hesaplanmis tir. Yani 24 OECD ulkesi genelinde ekonomik buyumedeki %1’lik artis , hava kirlilig inde uzun donemde %2,9’luk bir artis meydana getirmektedir. Panel DOLS test sonucuna gore panel genelinde hava kirlilig i katsayisi 3,91 olarak hesaplanmis tir. Yani 24 OECD ulkesi genelinde ekonomik buyumedeki %1’lik artis hava kirlilig i uzerinde uzun donemde yaklas ik %3,91’lik bir artis meydana getirmektedir. Dumitrescu ve Hurlin (2012) panel Granger nedenselli...
Sosyal Bilimler Dergisi, 2018
ÖZ Ekonomik büyüme, en basit anlatımla reel milli gelirin artmasıdır. Yapılan çalışmada ekonomik büyümenin ana unsurlarından sağlık harcamaları ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin ortaya konulması hedeflenmektedir. Sağlık, bireyler için refahın kaynağı iken ekonomik büyümenin de önemli bir belirtecidir. İktisadi büyüme için önemli rol oynayan sağlık, bireyin verimliliği hususunda olumlu katkıda bulunarak ekonomik büyümeyi desteklemektedir. Sağlık harcamaları bütün OECD ülkelerinde son otuz yıldır yükselişle beraber giderek farklılaşmaktadır. OECD ülkeleri arasındaki farklılık açıklayabilmek için sağlık harcamalarını belirleyen faktörlerin analiz edilmesini gerekmektedir. Çalışma da 21 OECD ülkesinin kişi başına GSYH ($/kişi), toplam ilaç satışları (tutar/$) ve kişi başına sağlık harcamaları (cari fiyatlar) arasındaki ilişki 2000-2015 yılları için incelenmiştir. Analizde durağanlık sınaması için birim kök testi, Pedroni ile Kao eş bütünleşme testi ve Granger nedensellik testi kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlar, eşbütünleşme analizi neticesinde kullanılan değişkenler arasındaki ilişkinin uzun dönemli olduğu şeklindedir. Granger nedensellik testi sonucunda ise kişi başına GSYH, kişi başına sağlık harcamaları ile çift yönlü nedensellik ve kişi başına sağlık harcamalarından, toplam ilaç satış tutarına tek taraflı nedensellik ilişkisinin olduğu sonucuna varılmıştır.
Beşeri̇ Sermaye Ve Sürdürülebi̇li̇r Kalkinma: Oecd Ülkeleri̇ İçi̇n Panel Veri̇ Anali̇zi̇
Dumlupınar Üniversitesi İİBF Dergisi
Bu çalışma, OECD ülke grubunda beşeri sermaye ve sürdürülebilir kalkınma arasındaki ilişkiyi analiz etmeyi amaçlamaktadır. 34 OECD ülkesinin 1990 – 2020 yıllarını kapsayan veriler kullanılmıştır. Analizde kullanılan değişkenler arasında Pedroni eşbütünleşme testine göre bir eşbütünleşme ilişkisi bulunmuştur. Eşbütünleşme ilişkisi bulunan değişkenlere PMG analiz yöntemi uygulanarak uzun vadeli katsayıları tahmin edilmiştir. Tahmin sonuçlarına göre, beşeri sermaye uzun dönemde sürdürülebilir kalkınma üzerindeki etkisi istatistiksel olarak pozitif ve anlamlı bir etkiye sahiptir. 34 OECD ülkesinde beşeri sermayede gerçekleşen %1’lik artış sürdürülebilir kalkınmayı %0.68 oranında artırmaktadır. Nedensellik analiz sonuçlarına göre beşeri sermaye uzun dönemde sürdürülebilir kalkınmanın nedenidir. Analiz sonuçları, OECD ülke grubunda sürdürülebilir kalkınma için beşeri sermayenin önemli olduğunu göstermektedir. Bu sebeple OECD ülkeleri, beşeri sermayenin gelişmesi için en önemli faktör olan...
DOĞUŞ ÜNİVERSİTESİ DERGİSİ
Son yıllarda, ekonomik büyüme literatürüne yapılan teorik ve ampirik katkılar, ekonomik büyüme sürecinde beşeri sermayenin rolünü vurgulamaktadır. Ampirik çalışmaların büyük bir kısmı, genellikle eğitim ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bu çalışmada ise, sağlığın ekonomik büyüme üzerindeki etkisi bir panel veri analizi ile test edilmektedir. Çalışma, 15 OECD ülkesine ilişkin 1990-2006 dönemi yıllık verilerini içerir. Analizlerde, diğer açıklayıcı değişkenlerin yanı sıra, kamu sağlık harcamalarının toplam sağlık harcamaları içindeki payı kullanılmıştır. Sağlık harcamaları ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki, Havuzlanmış Regresyon Modeli çerçevesinde panel OLS metodu ile tahmin edilmiştir. Ampirik sonuçlara göre, sağlık harcamaları ile ekonomik büyüme arasında istatistikî olarak anlamlı bir ilişki tespit edilememiştir.
Demokratik ülkelerin görev ve fonksiyonlardaki değişimle beraber, artan kamu harcamalarının finansmanı için vergilerle birlikte alternatif bir kaynak olarak kamu borçları ön plana çıkmıştır. Vergilerden farklı olarak kamu borçları vade sonunda ana para ve faizi ile birlikte geri ödenecek olmaları ve özellikle yüksek faiz ve birtakım vergisel avantajları nedeniyle gelir dağılımı üzerinde negatif etki yaratabilmektedir. Bu etki; borcun kaynağı, vadesi ve faiz oranına göre değişmektedir. Bu çalışmada 17 OECD ülkesine ait verilerden yola çıkılarak kamu borçlarının gelir dağılımı ile ilişkisi, Toda-Yamamoto yaklaşımına dayanan Emirmahmutoğlu-Köse (2011) nedensellik testi ile analiz edilmiştir. Modelde 2004-2015 yıllarına ait kamu borçları/GSYIH, enflasyon oranları, vergi yükü, kişi başına gelir bağımlı değişken ve ülkelere ait gını katsayıları ise bağımsız değişken olarak kullanılmıştır. Seçilmiş 17 OECD ülkesine ait verilerden kamu borçları ile gelir dağılımı arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Oecd Ülkeleri̇nde Sağlik Harcamalarinin Beli̇rleyi̇ci̇leri̇: Panel Veri̇ Anali̇zi̇
Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi, 2019
Kalkınmanın temel göstergelerinden biri olan sağlık harcamalarının ülke ekonomileri açısından önemi son derecede fazladır. Ülkelerin geliĢmiĢlik düzeyleri ne olursa olsun çeĢitli sağlık sorunları ile karĢılaĢılmakta ve sağlık harcamalarına daha fazla harcama yapılmaktadır. Sağlık harcamaları, sağlıkla ilgili tüm mal ve hizmetler için hem kamu hem de özel harcamaların toplamı olarak tanımlanmaktadır. Sağlık harcamalarının artması bireylerin yaĢam süresini ve kalitesini olumlu yönden etkilemektedir. Temelde ekonomik, teknolojik, sosyal ve kültürel faktörlerin sağlık harcamalarını artırdığı söylenebilir. Sağlık harcamalarındaki artıĢ, bireylerin yaĢam süresi ve beklentisini de arttırmakta ve böylece ekonomik büyümenin de gerçekleĢmesine katkı sağlamaktadır. Sağlık harcamalarının, ülkelerin gelir ve refah düzeyi, iĢgücü verimliliği ve beĢeri sermaye faktörlerinin üzerinde doğrudan etkisi bulunmaktadır. Ayrıca, sağlıklı kiĢilere sunulan eğitimin çıktıları daha görünür olacak, sağlıklı kiĢiler çalıĢma hayatlarında daha uzun ve baĢarılı bir süreç geçirecek ve böylelikle kiĢilerden daha uzun süreli faydalanılacaktır. Sağlık harcamalarını dolayısıyla sağlıkla ilgili çeĢitli çıktıları etkileyen en önemli faktörler, ülkelerin sağlık sistemleri ve bu sistemlerin sahip olduğu özelliklerdir. Sağlık hizmetlerinin sunumu ile birlikte sağlık harcamalarının finanse edilmesinde kullanılabilecek yöntemler de önemlilik arz etmektedir. Bu çalıĢmada, 18 OECD ülkesinde sağlık harcamalarının belirleyicileri panel veri yöntemi kullanılarak 2000-2015 dönemi itibariyle araĢtırılmaktadır. Bağımlı değiĢken olarak kiĢi baĢına sağlık harcaması; bağımsız değiĢken olarak da kiĢi baĢına reel gelir, doğumda yaĢam beklentisi, 65 yaĢ ve üstü nüfus, kaba doğum oranı ve nüfus artıĢı değiĢkeni kullanılmıĢtır. Elde edilen sonuçlar, kiĢi baĢına sağlık harcamalarının sırasıyla kiĢi baĢına reel gelir, doğumda yaĢam beklentisi, 65 yaĢ ve üstü nüfus ve kaba doğum oranı tarafından belirlendiğini ortaya koymaktadır.
Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi, 2019
Devletin ekonomiye müdahale etmesi gerektiğini savunan Keynesyen yaklaĢımda etkili müdahale kalemlerinden biri kamu harcamalarıdır. Bazı iktisatçılar, kamu harcamalarının politikacıların oy toplama amaçlarına hizmet ettiği için verimsiz harcamalar olduğunu, bu harcamaların ileriki dönemlerde vergi olarak geri döneceğini söylemekteyken bazı iktisatçılar da ekonomik durgunluk durumunda yapılacak olan kamu harcamalarının ekonomiyi tekrar canlandıracağı için gerekli ve yararlı olduğu görüĢündedirler. Bu çalıĢmada 1997-2017 yılları arasında Avrupa"da hükümet harcamalarının kiĢi baĢı Gayri Safi Yurt Ġçi Hâsıla büyümesini nasıl etkilediği mekânsal bağımlılığı dikkate alan modeller kullanılarak araĢtırılmıĢtır. Birbirine komĢuluk iliĢkisi bulunan yatay-kesitler (ülkeler), mekânsal ekonometrik yöntemlerin kullanılmasını gerekli kılmıĢtır. Bunun için mekânsal gecikme modeli, mekânsal hata modeli, mekânsal Durbin model, genel mekânsal model ile bunların rassal ve sabit etkili versiyonları ve genelleĢtirilmiĢ rassal etkili mekânsal hata modeli incelenmiĢtir. Kurulan modellerden elde edilen bulgulara göre, tüm modellerde hükümet harcamaları yıllık büyümesinde meydana gelen artıĢlar kiĢi baĢı GSYĠH büyümesini artırmaktadır. Avrupa"da tam istihdam seviyesini yakalamak isteyen politikacılar, hükümet cari harcamalarını artırma yoluna gidebilir. Bunun yanında, komĢu ülkelerdeki durumu da dikkate almak zorundadırlar. Çünkü mekânsal otokorelasyonu gösteren katsayılar istatistiksel olarak anlamlı bulunmuĢtur, yani mekânlar birbirine yaklaĢtıkça birbirini daha çok etkilemektedirler. Bu mekânsal bağımlılık, hem mekânsal hata hem de mekânsal gecikme modellerinde görülmüĢtür. Yani hem komĢu hataları hem de komĢu bağımlı değiĢken olan kiĢi baĢı GSYĠH büyümesi değerleri komĢularını etkilemektedir.
Beşeri̇ Sermaye Ve Ekonomi̇k Büyüme: Geli̇şmekte Olan Ülkeler İçi̇n Bi̇r Panel Veri̇ Anali̇zi̇
Uluslararası İktisadi ve İdari İncelemeler Dergisi, 2018
Çalışmanın odaklandığı konu, beşeri sermaye ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkidir. Çalışmanın temel amacı; 1980'lerden bu yana birçok iktisatçının üzerinde araştırmalar ve analizler yaptığı beşeri sermaye ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin ampirik olarak test edilmesidir. Çalışmada öncelikle konuyla ilgili literatür incelenerek detaylı biçimde ortaya konulmuş ve panel eş-bütünleşme analiz yöntemi kullanılarak ekonomik büyüme ile beşeri sermaye arasındaki ilişki ampirik olarak test edilmiştir. Çalışmada kullanılan veriler Penn World Tables (PWT9)'dan elde edilmiştir. Türkiye'nin de dâhil edildiği 30 gelişmekte olan ülke için 1970-2014 dönemini kapsayan bir panel veri seti oluşturulmuştur. Diğer taraftan, Westerlund'un yapısal kırılmaları da dikkate alınarak panel eş-bütünleşme analizi uygulanmış ve sonuçlar analiz edilmiştir. Geride bırakılan bütün bu aşama ve analizlerin ardından, beşeri sermaye ile ekonomik büyüme arasında bir eşbütünleşme ilişkisinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Sağlik Harcamalarinin Beli̇rleyi̇ci̇leri̇: Oecd Ülkeleri̇ İçi̇n Panel Veri̇ ANALİZİ1
DergiPark (Istanbul University), 2022
Sağlık harcamaları, son yirmi yılda reel olarak iki kat artarak 8,5 trilyon dolar ($) seviyesine ulaşmıştır. Günümüzde bu oran küresel GSYH'nin yaklaşık %10'unu oluşturmaktadır. Sağlık harcamalarındaki süregelen artış ve bu harcamaların sürdürülebilir finansmanının sağlanabilmesi amacıyla sağlık harcamalarını etkileyen etmenlerin belirlenmesi hem araştırmacıların hem de sağlık hizmetlerinin yönetimi ve planlanmasında yer alan kişi ve kurumların yoğun olarak ilgisini çekmektedir. Bu çalışma sağlık harcamalarının belirleyicilerini tespit edebilmek amacıyla, gelişmiş/gelişmekte olan üyesi olduğu ve küresel sağlık harcamalarının önemli bölümünü de gerçekleştiren OECD üyesi ülkelerde sağlık harcamalarını etkileyen etmenleri karşılaştırılabilir veriler üzerinden tespit edebilmek için 2000-2018 yıllarını kapsayan bir panel veri analizidir. Araştırmada bağımlı değişken olarak kişi başı toplam sağlık harcaması; bağımsız değişkenler olarak ise kişi başı GSYH, istihdam oranı, 65 yaş üstü nüfus oranı, doğumda beklenen yaşam süresi ve kentleşme oranı ile ilgili veriler kullanılmıştır. Modelde yatay kesit bağımlılığı, birim ve zaman etkileri açısından test edilmiş, gölge değişkenli en küçük kareler yöntemi ile tahmin edilmiştir. Panel veri analizi sonucunda, OECD ülkesinde kişi başı toplam sağlık harcamasını pozitif yönde etkileyen etmenler kişi başı GSYH ve istihdam oranı olarak tespit edilmiştir. Negatif yönlü etmen ise 65 yaş üstü nüfus oranı olarak tespit edilmiştir. Doğumda beklenen yaşam süresi ve kentleşme oranının istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olmadığı bulunmuştur. Araştırma sonucunda, kişi başı toplam sağlık harcamasına pozitif yönlü etkisi olan kişi başı GSYH ile ilgili sonuç, literatürdeki araştırmaları destekler niteliktedir. İstihdam oranının pozitif etkisi üzerine literatürde karşılaştırılabilir nitelikte araştırma tespit edilememiştir. Bu açıdan istihdam ve sağlık harcaması arasındaki ilişki özgünlük taşımaktadır. Yaşlanmanın sağlık harcamaları üzerine pozitif etkisi olduğu ve 65 yaş üstü nüfus oranı ile bu ilişkinin ortaya konduğu pek çok araştırma olmakla birlikte bu araştırmanın sonucu negatif yönlü bir ilişkiyi ortaya koymaktadır. Bu sonuç, bir nedensellik olarak değerlendirilmemekle birlikte özgünlük taşımaktadır. Bu açıdan yaşlanmanın sağlık harcaması üzerine etkisinin farklı boyutları ile araştırılması gerekmektedir. Ayrıca sağlık harcamalarının belirleyicilerinin tespit edilmesi için gerçekleştirilecek çalışmaların; kapsamdaki ülke sayısı, zaman boyutu ve değişkenler açısından çeşitlendirilmesi, sağlık sistemleri özellikleri ve sağlık politikası açısından da farklı boyutlardan da değerlendirilmesi önerilmektedir.