Türkiye’de Aile İçi Şiddet Sarmalı ve Bir Çözüm Önerisi: Evlilik Kursu (original) (raw)
Related papers
2017
Bu araştırmanın amacı, bir aile eğitim programının evli annelerin evlilik doyumu, evlilikte sorun çözme becerisi ve psikolojik iyi oluşuna etkisini incelemektir. Araştırmanın modeli öntest-sontest eşleştirilmiş kontrol gruplu seçkisiz desendir. Deney ve kontrol grubu toplam 22 kişiden oluşmaktadır. Araştırmada katılımcıların, sosyodemografik ve evlilikle ilgili özellikleri ‘Kişisel Bilgi Formu’ ile, evlilik doyumu düzeyleri ‘Evlilik Doyum Ölçeği’ ile, sorun çözme becerileri ‘Evlilikte Sorun Çözme Ölçeği’ ile, psikolojik iyi oluş düzeyleri ise ‘Psikolojik İyi Olma Ölçekleri’ ile ölçülmüştür. 11 kişilik deney grubuna her biri 120 dakika süren 9 oturumluk aile eğitim programı toplam 9 haftada uygulanmıştır. Verilerin analizinde Mann-Whitney U Testi ve Wilcoxon Eşleştirilmiş Çiftler İşaretlenmiş Sıra Sayıları Testi kullanılmıştır. Yapılan araştırma sonrasında, aile eğitim programının evli annelerin, evlilik doyumlarını, evlilikte sorun çözme becerilerini ve psikolojik iyi oluş düzeylerini geliştirdiği görülmüştür.
Türkiye’de Çocuk Evliliklerinin Siyaseti: Çocuğun Yaralanabilirliğinin İnşası
Sosyal Bilimler Üzerine Araştırmalar III
Çocuk evlilikleri bir çocuk istismarı formudur ve siyasetin konusudur ve siyaset üretilmekte olan, daha da üretilecek olan ve en önemlisi üretilmesi gereken bir konudur. Çocuk evlilikleri siyasaldır: dar anlamı ile resmi siyasi aktörlerin, örneğin yasa koyucuların, siyasa yapanların ve uygulayanların siyasal ideolojik konumları ile şekillenir, geniş anlamı ile iktidar ilişkilerinin tezahür ettiği bireysel, örgütsel ve toplumsal alanda, hukuk eliyle, siyaset eliyle ve toplumun da desteği ile var olur. Bu makale çocuk evliliklerini bireysel boyutu da olan, ancak hem toplumsal hem de siyasal bir mesele olarak görür ve şu soruları sorar: Türkiye’de çocuk evlilikleri göz önüne alındığında çocuk kimdir, çocuk ve yetişkin ayrımı nasıl yapılır, çocuk evliklerinin çocuk istismarı olarak görülmemesi nasıl mümkün olur ve böylelikle hangi çocukların evliliği “meşru” gösterilmeye çalışılır? Sonuç olarak, hangi çocuklar yaralanabilir kılınır?
Spiral of Domestic Violence in Turkey And a Solution Proposal: Marriage Course
Hafıza Dergisi, 2021
Abstract Domestic violence is closely related to the personal characteristics of the individual as well as social, environmental and economic factors. The increase of violence in families today, the low levels of happiness of married couples and the short-lived marriages are due to the rapid changes, as well as the lack of knowledge, skills and preparations for the marriage processes, apart from the cultural capital that the spouse candidates who try to marry receive from their immediate environment. It is also due. Ensuring that spouse candidates are aware of the risk factors that cause domestic violence and receive an education in which they can acquire knowledge and skills about marital life is effective in reducing the level of violence among family members and increasing the level of happiness of couples. The aim of this study is to draw attention to and discuss the necessity of providing a training named "Marriage Course" to spouse candidates before marriage within the scope of training studies that are found to be effective in reducing the level of violence in the family. In this study, which was conducted as a compilation with the method of literature review, the importance of communication, conflict and problem solving skills to be acquired by prospective spouses as well as the knowledge and awareness they can acquire in solving a number of problems encountered during the marriage process are emphasized. In the study, which deals with the risk factors that cause violence and conflict in the family, the studies on premarital education, the examples applied and the results obtained are also discussed, and it is recommended to provide compulsory education to spouse candidates before marriage in order to reduce the level of violence in families. Keywords: Family, Domestic Violence, Marriage, Marriage Education, Marriage Course. Türkiye’de Aile İçi Şiddet Sarmalı ve Bir Çözüm Önerisi Olarak Evlilik Kursu Özet Aile içi şiddet, sosyal, çevresel ve ekonomik faktörler kadar bireyin sahip olduğu kişisel özelliklerle de yakından ilişkilidir. Günümüzde ailelerde meydana gelen şiddetin çoğalması, evli çiftlerin mutluluk düzeylerinin düşük oranlarda seyretmesi ve evliliklerin kısa ömürlü olması yaşanan hızlı değişimlerden kaynaklandığı kadar, evliliğe adım atmaya çalışan eş adaylarının yakın çevrelerinden aldıkları kültürel sermaye dışında, evlilik süreçleri ile ilgili herhangi bir bilgi, beceri ve hazırlıklarının olmamasından da kaynaklanmaktadır. Eş adaylarının aile içi şiddeti doğuran risk etmenlerinin farkında olmalarını ve evlilik yaşantısı hakkında bilgi ve beceri edinebilecekleri bir eğitim almalarını sağlamak, aile bireyleri arasında görülen şiddetin düzeyinin düşürülmesinde ve çiftlerin mutluluk düzeyinin arttırılmasında etkilidir. Bu çalışmanın amacı, aile içinde yaşanan şiddet türlerinin düzeyini düşürmede etkili olduğu tespit edilen eğitim çalışmaları kapsamında evlilik öncesinde eş adaylarına ‘Evlilik Kursu’ adı altında bir eğitimin verilmesinin gereğine dikkat çekmek ve tartışmaktır. Literatür taraması yöntemiyle derleme şeklinde yapılan bu çalışmada, eş adaylarının evlilik sürecinde karşılaşılan bir takım sorunların çözümüne yönelik edinebilecekleri bilgi ve farkındalığın yanında, kazanacakları iletişim, çatışma ve sorun çözme becerilerinin önemi üzerinde durulmaktadır. Aile içinde şiddeti ve çatışmayı doğuran risk faktörlerinin ele alındığı çalışmada, ayrıca evlilik öncesi eğitim konusunda yapılan çalışmalar, uygulanan örnekler ve elde edilen sonuçlar tartışılmakta ve ailelerde meydana gelen şiddet düzeyinin düşürülmesi için evlilik öncesinde eş adaylarına zorunlu bir eğitimin verilmesi önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: Aile, Aile içi Şiddet, Evlilik, Evlilik Eğitimi, Evlilik Kursu
TASHKENT I st-International Congress on Modern Sciences Tashkent Chemical-Technological Institute, 2022
İnsan hayatının en önemli dönüm noktasından birini hiç şüphesiz evlilik oluşturmaktadır. Evliliğin temel amaçlarından biri ise eşlerin, tek bir çatı altında birlikte mutlu ve huzurlu bir hayat sürme istediğidir. Bu isteğin gerçekleşmesi ise ancak eşlerin karşılıklı olarak birbirlerine karşı görev ve sorumluluklarını yerine getirmelerine bağlıdır. Bu konuda eşlerden birinin ya da her ikisi evlilik hukukuna riayet etmemeleri aile içinde anlaşmazlık, çatışma, uyumsuzluk ve geçimsizlik gibi hoş olmayan durumların ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir. Bu tür durumlarda evli çiftlerin büyük çoğunluğu aralarındaki problemleri çözmek yerine çareyi evliliklerine son vermede aramaktadır. Düşünürümüz Ebû Mansûr el-Mâtürîdî (ö. 333/944), eşler arasında bu tür problemlerin ortaya çıkmasını bir realite olarak kabul eder ve çözüme kavuşturulması için Te’vilâtü’l-Kur’an eserinde farklı bağlamlarda yeri geldikçe eşlere çeşitli tavsiyelerde bulunur. Ona göre evlilikte asıl olan eşlerin birbirine karşılıklı olarak sevgi, saygı, anlayış, şefkat, merhamet ve fedakârlık vb. erdemli davranışları sergilemeleridir. Çünkü evliliğin başlangıç döneminden itibaren sağlıklı ve mutlu bir şekilde devam edebilmesi, eşlerin birbirine karşı sevgi, saygı, anlayış ve şefkat temelli davranışlar sergilemelerine, baskıcı ve otoriter tutumlardan uzak durmalarıyla mümkündür. Bu anlamda eşler arasında sağlıklı bir iletişim ve diyalogun kurulabilmesi için aile içinde işlenen birtakım hata ve kusurları affedip, birbirine karşı nazik ve yumuşak sözlerle öğüt vermeli, hoşgörülü ve bağışlayıcı davranmalıdır. Özellikle ailenin reisi olan erkeğin hanımı ve çocukları üzerindeki otoritesini, gücünü ve kudretini onlara karşı af ve müsamaha şeklinde kullanmalı, aile içi şiddetten sakınmalıdır. Buna göre denilebilir ki; eşler arasında bir çatışma veya anlaşmazlığın yaşanması durumunda, bunların giderilmesi için evlilik bağına zarar verecek, sevgi ve merhametin kesilmesine neden olacak çekişme ve kavga etme gibi tutum ve davranışlardan sakınmalı, ülfet ve muhabbeti sağlayacak çarelere başvurmalıdırlar. Bu konuda acele karar verip, evliliklerini sonlandırmamalı, aile yuvasının devamı için teenni ile hareket etmeli, aralarında yaşanan çatışma ve anlaşmazlıkları karşılıklı fedakârlıkta bulunarak ve rıza ve anlayışla aile mahremiyeti içerisinde çözmeye çalışmalıdır. Bu konuda fevri davranarak çareyi boşanmada aramamalı, aksine bunu en son seçenek olarak düşünmelidirler. Şayet tüm çabalar olumsuz şekilde sonuçlanır, boşanmayı zorunlu ve haklı kılan bir sebep vuku bulursa, bu durumda karı ve koca, kendilerini bu sıkıntılı ve huzursuzluk halinden kurtarıp selamete çıkaracak hukukî bir seçenek ve imkân olarak boşanmayı tercih edebilirler. Onların bu boşanmaları da tıpkı evlilik gibi doğal bir süreç olarak kabul edilmesi gerekir. Mâtürîdî’ye göre İslam dini, eşlere, boşanma kararı almadan önce aile yuvasının devamı için aralarındaki anlaşmazlık ve çatışmaların giderilmesine yönelik birtakım çözüm önerileri, tedbirler ve yöntemler de sunmaktadır. Bunların yerine getirilmesi hususunda ise sorumluluğun büyük bir kısmının ailenin reisi ve kadının yönetici konumunda bulunan erkeğe ait olduğunu bildirmektedir. Aile içinde anlaşmazlıkların giderilmesi ve boşanmanın önlenebilmesi için Kur’an’da birtakım tedbirler ve önlemlerin alındığını ifade eden Mâtürîdî, bunları Nisâ 4/34. ayetten hareketle tespit etmeye çalışmaktadır. Bu tebliğde Mâtürîdî’nin mezkûr ayeti nasıl anlayıp yorumladığı, konuya dair temel görüşlerinin neler olduğu tespit edilmeye çalışılacaktır. Undoubtedly, one of the most important turning points in human life is marriage. One of the main purposes of marriage is that the spouses want to live a happy and peaceful life together under one roof. The realization of this wish only depends on the spouses fulfilling their duties and responsibilities towards each other. In this regard, the failure of one or both spouses to comply with the marriage law may cause unpleasant situations such as conflict, conflict, incompatibility and incompatibility within the family. In such cases, the vast majority of married couples seek to end their marriage instead of solving their problems. Our thinker, Abū Manṣūr al-Māturīdī (d. 333/944) accepts the emergence of such problems between spouses as a reality and makes various recommendations to spouses in his work Ta’wilat al-Qur’an in different contexts when appropriate. According to him, what is essential in marriage is mutual love, respect, understanding, compassion, mercy and self-sacrifice, etc. their virtuous behavior. Because the continuation of the marriage in a healthy and happy way from the beginning is only possible if the spouses display behaviors based on love, respect, understanding and compassion towards each other and stay away from oppressive and authoritarian attitudes. In this sense, in order to establish a healthy communication and dialogue between spouses, they should forgive some mistakes and faults committed in the family, give advice to each other with gentle and soft words, and behave tolerantly and forgivingly. In particular, the man, who is the head of the family, should use his authority, power and power over his wife and children in the form of forgiveness and tolerance, and should avoid domestic violence. Accordingly, it can be said that; In the event of a conflict or disagreement between spouses, they should avoid attitudes and behaviors such as quarrels and quarrels that will damage the marriage bond, cause the loss of love and compassion, and resort to remedies that will ensure friendship and affection. They should not make a hasty decision on this matter and end their marriage, act with the teen for the continuation of the family home, and try to resolve the conflicts and disagreements between them by mutual sacrifice and in the privacy of the family with consent and understanding. They should not look for a solution in divorce by acting impulsively on this matter, on the contrary, they should consider it as the last option. If all efforts result in negative results and if a reason that makes the divorce necessary and justified occurs, then the husband and wife may prefer divorce as a legal option and opportunity that will save them from this troubled and uneasy situation. Their divorce should be accepted as a natural process just like marriage. According to Māturīdī, Islam also offers some solution suggestions, measures and methods to the spouses for the continuation of the family nest before they decide to divorce. He states that most of the responsibility for the fulfillment of these belongs to the man who is the head of the family and the woman is in the managerial position. Māturīdī stated that some measures and precautions were taken in the Qur’an in order to resolve disputes within the family and to prevent divorce. He tries to determine it based on the verse. In this paper, it will be tried to determine how Māturīdī understands and interprets the aforementioned verse and what his basic views are on the subject.
Aile İçi Şiddet ve Huzur/Din Eğitimi
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2010
Aile ici siddet, ailenin bir uyesinin ya da uyelerinin ailenin diger uyesi }ta da uyelerine karsi gosterdigi her turlu sozlu ve fiili saldirganligi anlamina gelmektedir. Temel insan haklariyla ilgili bir sorun olan aile ici siddet, tum dunyada oldugu gibi ulkemizde de insan onuruna yonelik bir saldiri olarak kabul edilmektedir. Biyolojik, psikolojik ve sosyal nedenlerden kaynaklanan aile ici siddet, yasalarda suc kabul edilmesine ragmen, toplumsal bir sorun olmaya devam etmektedir. Aile ici siddetle mucadelede yasalarin, kitle iletisim araclarinin ve aydinlarin yaninda egitimcilerin de sorumlulugu vardir. Cunku egitim, bireyleri bilinclendirerek toplumda mutlu ve huzurlu bir aile anlayisini gelistirecek en onemli unsurdur. Bu calismada aile . ici siddet, neden ve sonuclariyla birlikte ele alinmakta ve siddetin olmadigi huzurlu bir aile hayatinin gelistirilmesine yonelik bazi dini, ahlaki ve egitsel oneriler sunulmaktadir.
Şiddetsizliği Mümkün Kılmanın Olası Bir Aşaması: Şiddeti Çözümlemek
Bu yazı, bin yıllardır bir arada yaşadığımız ve hem çözümlemesi hem de kurtulması titiz ve sabırlı düşünsel ve pratik yolculuklar gerektiren şiddet olgusunu çözümleme iddiasında değildir. Şiddet çözümlemesi ve şiddetsizliği mümkün kılma arayışı adına şimdiye kadar yapılan çalışmalar sonucu elde edilen bazı görüşlerden bir seçki niteliğindedir. Özellikle şiddeti şiddetsizliğe bir yol arayışıyla analiz eden iki düşünürün görüşleri üzerinde durulmuştur: Almanya’da Yahudi soykırımını yaşamış bir Yahudi siyaset bilimcisi olan Hannah Arendt ve yine ailesinin büyük bir kısmını Yahudi soykırımında kaybetmiş birinden doğup felsefeye Yahudi etiği derslerinde merak salan, en geniş şiddet alanlarından biri olan cinsiyet ayrımcılığı üzerine çalışmalar yapan ve kendisi de bu ayrımcılığın menzilindeki bir lezbiyen olan Judith Butler.
Çift İlişkilerinde Şiddet: İlişkisel Faktörler, Köken Aile Deneyimleri ve Baş Etme Stratejileri
Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi, 2020
Cift iliskilerinde yasanan siddet, hem Turkiye’de hem de dunyadaki onemli problemlerden biridir. Ciftler arasindaki iliskilerin nelerden ve nasil etkilendigini, bireylerin icinden geldigi aile kokenindeki iliskilerin cift iliskilerine nasil yansidigini ve ciftler arasinda yasanan bu sorun ile nasil bas edildigini ortaya cikaran arastirmalara ihtiyac bulunmaktadir. Bu cercevede, bu arastirmada cift iliskilerinde yasanan siddetin nedenleri, katilimcilarin cift iliskisinde siddetle bas etme stratejileri ve alan yazindaki diger calismalardan farkli olarak ciftlerin koken aile deneyimlerinin cift iliskisine yansimalari incelenmistir. Bu calisma betimleyici turde bir arastirmadir ve arastirma deseni olarak nitel arastirma turlerinden olgu bilim kullanilmistir. Arastirma verileri nitel arastirma yontemlerinden olan yari yapilandirilmis gorusmelerle elde edilmistir. Verilerin analizinde icerik analizi yontemi kullanilmistir. Arastirma sonucunda, evli bireylerin cift iliskilerinde yasadiklar...