Çok Kriterli Karar Verme Yöntemleri ile Kent İçi Raylı Sistem Koridor Planlaması (original) (raw)
Related papers
İstanbul’da önemsenmesi ve çözülmesi gereken başlıca konulardan birisi de ulaşım sorunudur. Gelecek yıllarda inşa edilecek yeni konut alanları ve açılacak yeni istihdam sahaları, bu problemin daha da büyümesine neden olacaktır. Hızla artan yolculuk talebinin karşılanmasında, karayolu odaklı çözümlerden ziyade yüksek kapasiteli raylı toplu taşıma sistemlerinden yararlanılması bir zorunluluk haline gelmiştir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından planlanan yatırımlarda en büyük pay ulaşıma, ulaşımın içinde en büyük pay ise raylı sistemlere aittir. 2004 yılı öncesinde 45,1 km iken şu anda 145,5 km olan raylı sistem ağının 2019 yılında 454,2 km’ye, 2024 yılında 603,7 km’ye, 2024 sonrasında ise toplamda 974,05 km’ye çıkarılması planlanmaktadır. Milyarlarca dolarlık bu yatırımların hem İstanbul’a hem de Türkiye’ye en yüksek faydayı sağlayacak şekilde hayata geçirilmeleri gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı; bu yatırımların fiziki ve beşeri coğrafya faktörleri de göz önünde bulundurularak en doğru şekilde yönlendirilmesine katkıda bulunmaktır. Çalışmada, raylı sistem güzergâh tasarımında kullanılan geleneksel yöntemlere alternatif olarak Coğrafi Bilgi Teknolojileri tabanlı yeni bir tasarım modeli geliştirilmiştir. Çok Kriterli Karar Verme yöntemlerinin kullanıldığı bu model sayesinde, tasarım sürecine etki eden tüm faktörler bir arada değerlendirilerek hem karar vericilere hem de teknik personele yönelik bir karar destek sistemi ortaya çıkarılmıştır. Çalışmanın sonucunda, önerilen tasarım modeli örnek çalışma alanı olarak seçilen İstanbul şehrine başarıyla uygulanmış ve raylı sistem yatırımları için en uygun bölgeler tespit edilmiştir. The issue of traffic congestion is one of the most important problems that has to be solved in near future of İstanbul. Due to the fast urbanization process, new urban areas and new employment zones will increase this problem in the coming years. Instead of highway projects that will be temporary solutions, high capacity rail-based transit systems must be constructed to overcome the rapidly increasing travel demand. Transportation is the major investment area of İstanbul Metropolitan Municipality and urban railway systems have the top priority among all other alternatives. The total length of the current railway network, which was 45,1 km before the year of 2004, is 145,5 km now. It is planned to firstly extend these lines to 454,2 km until 2019, to 603,7 km until 2024, and then to 974,05 km after the year of 2024. These investments need huge budgets reaching to billions of US dollars and very significant for national economy. Therefore they have to be planned very carefully to gain maximum efficiency and profitability. This study aims to direct railway investments in accordance with the physical and human geography. A new point of view has been developed based on integrating the traditional railway route design processes with Geographic Information Systems and Multi Criteria Decision Making techniques within the scope of the study. This new and accurate decision support system will be useful for both decision makers and the design engineers. As a result of the study, the proposed railway route design model has been successfully applied on the case study area, İstanbul. In addition, some conceptual new railway routes have been proposed after interpreting the analysis results.
Çoklu Kriterlerle Karar Verme Yöntemlerinin Tur Güzergâhı Belirlenmesinde Kullanımı
MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi
Alternatif turizm türlerinin artması, insan ömrünün uzaması ve teknolojik yenilikler ile birlikte turizm sektörü her geçen gün daha hızlı gelişmektedir. Turizmin gelişmesi ve avantajlı bir kalkınma aracı olarak kabul edilmesi, işletmeler ve destinasyonlar arasında yıkıcı bir rekabetin yaşanmasına neden olmaktadır. Belirlenen hedeflere ulaşabilmek ve sürdürülebilir rekabet avantajı elde edebilmek için hızlı ve etkili kararların alınması gerekmektedir. Alan yazın incelendiğinde bu konuda oldukça çok çalışmanın ve farklı yöntemlerin geliştirildiği görülmektedir. Bunlardan birisi de 2006 yılında beri kullanılan MULTIMOORA (Multi-Objective Optimization on Basis of Ratio Analysis) yöntemidir. MULTIMOORA çoklu kriterlere göre alternatifler arasında en iyi kararın alınmasına yardımcı olmaktadır. Bundan dolayı bu çalışmada MULTIMOORA tercih edilmiştir. Yöntemin kullanılması için gerekli olan veriler Kırgızistan Tur Operatörleri Birliği (KATO) üyelerine uygulanan anket çalışmasından elde edilmiştir. Veriler hazırlanan tablolara kayıt edilmiş ve MULTIMOORA yöntemi ile değerlendirilmiştir. Yapılan analiz sonucunda Çüy/Bişkek, Issık-Göl ve Celal-Abad destinasyonlarının Kırgızistan için en uygun tur güzergâhı olabileceği sonucuna ulaşılmıştır. Bu çalışmada kullanılan yöntem diğer destinasyonlar ve sektörler için de referans olması amacıyla gerekli önerilerle sonuçlandırılmıştır.
MOORA Optimizasyon Yaklaşımı ile İnşaat Proje Müdürü Seçimi: Çok Kriterli Bir Karar Verme Uygulaması
Journal of Polytechnic
Büyük yatırım bedelleri, detaylandırılmış kalite şartları ve sürekli bir baskı oluşturan sınırlı yapım süreleri; inşaat projelerinin detaylı bir şekilde planlanmasını, organize edilmesini ve metodolojik kontrollerini gerektirmektedir. Günümüz ekonomik şartlarında düşük karlarla yüklenilen yapım projeleri için gereken nitelikte proje müdürleri bulmak da başlı başına bir konu haline gelmiştir. Bu çalışmada, yabancı bir ülkede (Rusya) yapılacak büyük bir inşaat projesinin yönetiminde yer alacak bir proje müdürünün seçilmesi amaçlanmıştır. Seçim, çok kriterli karar verme yöntemlerinden MOORA yaklaşımı ile yapılmış; hem Oran Analizi tabanlı hem de Referans Noktası Teorisi esaslı hesaplamalar yapılarak elde edilen sıralamalar karşılaştırılmıştır. MOORA yönteminin temel alındığı böyle bir karar modelinin inşaat firmalarında proje müdürü seçimi ve değerlendirilmesi konularında kullanılabileceği anlaşılmıştır. Uygulanan model, kriterlerin değiştirilmesiyle benzer yapım firmalarında da kullanılabilir. Anahtar Kelimeler: İnşaat proje müdürü, yönetici seçimi, çok kriterli karar verme, MOORA yöntemi.
Çok Kriterli Karar Verme Yöntemlerinin Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliğinde Uygulamaları
Gemi ve Deniz Teknolojisi, 2021
Tüm mühendislik alanlarında olduğu gibi gemi inşaatı ve gemi makineleri mühendisliğinde de karar verme süreçleri önemlidir. Karar vermenin en çok uygulanan dalı ise, nitel ve nicel faktörleri birlikte içeren, çok kriterli karar vermedir. Bu çalışmada, çok kriterli karar verme (MCDM) yöntemlerinin gemi inşaatı ve gemi makineleri mühendisliğinde uygulamaları 21 Türkçe lisansüstü tezi, 21 İngilizce uluslararası makale ile incelenmiştir. En sık başvurulan MCDM yönteminin, ilk önce AHP ve sonrasında TOPSIS olduğu, en sık kullanım amacının ise ilk önce gemi sistemleri seçimi ve sonrasında gemi dizaynı olduğu tespit edilmiştir. Yöneylem araştırmasının bir alt alanı olan MCDM, konuya yeni giriş yapmak isteyen gemi inşaatı ve gemi makineleri mühendisleri için sunulmuştur. Bu çalışma ile araştırmacılara, tespit ettikleri özgün MCDM problemlerine, özgün MCDM yaklaşımları getirmelerine yardımcı olmak amaçlanmıştır.
Gazi Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dergisi, 2016
Karar vermenin zor ve riskli olduğu en önemli alanlardan birisi yatırım kararlarıdır. Karar vericiler projeleri değerlendirirken birden fazla alternatifi ve değerlendirme kriterini dikkate alarak en uygun alternatifi seçmek durumundadır. Bu çalışmada, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yollarının (TCDD) yük taşıma kapasitesi yüksek olan Organize Sanayi Bölgesi (OSB), fabrika, tesis vb. 78 yere planladığı demiryolu bağlantısı (iltisak hattı) için bir önceliklendirme yapılmıştır. Demiryolu bağlantılarının değerlendirilmesinde kullanılan kriterler; CRITIC (CRiteria Importance Through Intercriteria Correlation), Standart Sapma (Standard Deviation-SD) ve Ortalama Ağırlık (Mean Weight-MW) gibi üç farklı kriter ağırlıklandırma yöntemi ile ağırlıklandırılmıştır. Çok Ölçütlü Karar Verme (ÇÖKV) metotlarından TOPSIS ve VIKOR yöntemi uygulanarak bu 78 yer için altı farklı öncelik sırası belirlenmiştir. Belirlenen sıralamalar bir veri birleştirme yöntemi olarak bilinen Borda Sayım Metodu ile birleştirilerek bütünleşik tek bir sıralama elde edilmiştir. ÇÖKV yöntemleriyle elde edilen sıralamalar, Spearman Sıralama Korelasyon Katsayısı (SSKK) yöntemine göre bütünleşik sıralamayla karşılaştırılmıştır. MW yöntemiyle kriterlerin ağırlıklandırıldığı VIKOR sıralamasının bütünleşik sıralamaya en yakın sıralama olduğu belirlenmiştir.
Çok Kriterli Karar Verme Yöntemleri İle Yaşanabilir İllerin Sıralanması
2015
Cok Kriterli Karar Verme (CKKV); bircok kriteri birlikte degerlendirerek alternatiflere degerler atama sureci olarak ifade edilmektedir. Cok kriterli karar verme yaklasimlari; cok nitelikli karar verme ve cok amaclikarar verme olmak uzere ikiye ayrilmaktadir. Eger problem bir takim ozelliklere puanlar verilerek alternatiflerin degerlendirilmesi ve en iyisinin secilmesi esasina dayaliise bu tip problemlere cok nitelikli karar verme problemi denmektedir. Cok amaclikarar verme problemi ise celisen amaclara dayalien iyi alternatifin secimi ile ilgilidir. Her iki problem tipinde de bir ya da birden fazla karar verici vardir. Bu calismada da cok nitelikli karar verme problemi ele alinmistir. Cok kriterli karar verme, birden fazla ve aynianda uygulanan alternatiflerin icerisinden en iyi tercihin secilmesini saglayan yontemdir. Rasyonel bir karar verme ortaminda en cok tercih edilen secim, genellikle kisitlar ve yonetimin amaclaridogrultusunda sinirlandirilmaktadir. Cok kriterli karar verme...
Çok Kriterli Karar Verme Problemlerinde MOORA Yöntemi
YAEM 2011, 2011
Bu çalışmada, 2006 yılında geliştirilmiş Çok Kriterli Karma Verme problemlerinin çözümüne cevap veren ve yeni bir yöntem olan MOORA (Multi-Objective Optimization by Ratio Analysis) yöntemi incelenmiştir. MOORA yönteminin; tüm amaçları dikkat ve değerlendirmeye alması, alternatifler ve amaçlar arası tüm etkileşimleri bir bütün olarak göz önüne alması nedeniyle, farklı bir yöntem olduğu gözlenmiştir. MOORA yönteminde subjektif olmayan yönsüz değerler kullanılarak normalleştirme yapılmaktadır. Bu çalışmada ise farklı normalleştirme yöntemleri kullanılarak MOORA yönteminin bir uygulaması yapılmıştır.
Kalkınma Planlarının Çok Kriterli Karar Verme Yöntemleriyle Araştırılması
Pamukkale Üniversitesi İşletme Araştırmaları Dergisi
Ülkelerin refah seviyesinin artırılmasında kalkınma sorunsalıyla karşılaşılmaktadır. Kalkınma sorunsalının aşılmasında bazı ülkeler planlı ekonominin çözüm olduğunu düşünmektedir. Türkiye’de de kalkınma stratejisini planlara dayandırmaktadır. Bu çalışmanın amacı Türkiye’de uygulanan kalkınma planlarının performansını maliye politikası açısından değerlendirmektir. Bu kapsamda çok kriterli karar verme yöntemleri kullanılmaktadır. Çalışmada VIKOR yöntemi ile performans sıralaması yapılmaktadır. Elde edilen bulgular ilk iki plan döneminin en iyi performansa sahip olduğunu göstermektedir. En kötü performansa sahip dönemin Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı olduğu sonucu yer almaktadır. Ayrıca TOPSIS yöntemi de çalışmada hesaplanmakta ve elde edilen bulgulara göre Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı ile Dokuzuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı dışında tüm planların aynı performans sıralamasına sahip olduğu görülmektedir.
Kentsel Ulaşımda Karar Süreçleri ve Aktörleri
TRANSİST 2016 ULUSLARARASI İSTANBUL ULAŞIM KONGRESİ VE FUARI BİLDİRİLER KİTABI, 2017
Ulaşım, ölçeği ne olursa olsun ülkemiz kentlerinin hemen hepsinde kentlerin en önemli sorunlarından biri durumundadır. İmar plan değişiklikleriyle asıl hedeflerinden şaşan kentsel gelişme ulaşım ihtiyaçlarına cevap verilememektedir. Ulaşım planları bir yandan sürekli değişen planların ihtiyaçlarına ayak uydurmakta zorlanmakta, diğer yandan yasal çerçevedeki yetersizlikler ve belirsizlikler sorunların çözümünü güçleştirmektedir. Yasalar yerel yönetimlere “ulaşım ana planlarının” hazırlanması yükümlülüğünü getirirken mekânsal planlama süreçleri ile ilişkisinin kurulması konusu tamamen karanlıkta kalmıştır. Kentlerimiz raylı sistem gerekliliğini göstermek için tanımlanan etütlerin kapsam ve süreçleriyle ulaşımdaki geleceklerini planlamaya çalışılırken diğer birçok toplutaşım ve ulaşım türüne yönelik planlama ölçütleri mevzuatta tanımlanmamış, yerel yöneticilerin öngörülerine bırakılmıştır. Ulaşım planlarının hazırlanması sürecindeki belirsizlikler ve mekânsal planlarla bütünleştirilmesindeki eksiklikler uygulamaya yansımakta sorunları daha da büyütmektedir. “Ulaşım Ana Planı” belgelerinin mekânsal planlarla etkileşimli olarak nasıl ve kimler tarafından hazırlanacağı, kimin onaylayacağı, güncelleme koşulları gibi konular yıllardır belirsizliğini korumaktadır. Ulaşım planlama süreçlerindeki aktörler, yetkileri ve katılımcı karar alma sürecindeki rolleri her kentte ve her projede farklı bir şekilde işlemekte, bu konularda yasal çerçeve bulunmamaktadır. Bir örnekte sivil toplum kuruluşlarının sürece katılımı sağlanırken başka bir örnekte kararlardan en son haber alan gruplar olmaktadır. Bildiride mekânsal planlama ve ulaşım planlaması arasındaki bütünlüğün sağlanması açısından mevcut yasal çerçeve, aktörler, kurumlar ve karar alma süreçleri değerlendirilmekte, aksaklıklar ve eksiklikler tanımlanmakta, mevcut uygulamalardaki yanlışlıklar örnekler ile açıklanmaktadır. Karar süreçlerinin ve aktörlerin ayrıntılı analizi sonucunda yeni bir süreç ve bu sürecin gereği olan kurumsal yapılanma önerisi geliştirilmektedir.