Emevî İktidarın Kuruluş ve Yıkılışında Salgın Hastalıkların Etkisi (original) (raw)
Related papers
Salgın Hastalıkların Dinî ve Siyasî Açıdan Yorumlarına Mukayeseli Bir Bakış (Emevî-Abbâsî Örnekliği)
Öz Salgınlar, insanlığın seyri üzerinde büyük etkileri bulunan hadiseler olduklarından hastalığın sebep ve sonuçları tarih boyunca her zaman tartışılmıştır. Konu hakkında ilk açıklama yapması gereken tabipler sebebi virüs, sonucu hijyenle bağdaştırarak çözüm önerileri geliştirmeye çalışmışlardır. Ancak hadise onların tespitleriyle sınırlı kalmayıp din adamları, günahla; halk, yöneticilerin liyakatsizliğiyle; yöneticiler de halkın samimiyetsizliği yahut kendilerinden önceki iktidarların meşru olmayışıyla ilişkilendirmiştir. Yöneticiler cihetindeki bu değerlendirme Abbâsî halifelerinde net bir şekilde kendisini gösterir. İkinci halife Ebû Ca‘fer el-Mansûr kendi iktidarlarına şüpheli ve mesafeli olan Şam halkına yaptığı bir konuşmada salgınları siyasi propaganda aracına dönüştürmüştür. Doksan yıl civarında iktidarı ellerinde bulunduran Emevî hanedanlığının neredeyse her beş yılda bir salgına maruz kalmalarının buna karşılık kendileri iktidara geldiklerinde bunun bir anda kesilmesinin normal bir durum olmadığını dile getirerek “Allah bizim sayemizde üzerlerinizdeki musibeti kaldırdı” demekten çekinmemiştir. İşte onun bu sözü üzerinden hareketle Emevî ve Abbâsî dönemleri meydana gelen salgınlar araştırılarak bunların mukayese edilmesi, salgın ile idarelerin meşruiyeti arasında bir bağlantının olup olmadığının sorgulanması gerekir. Dolayısıyla bu çalışmada salgının dinî ve siyasî açıdan yorumlanışı konu edinilerek her iki devlet üzerinden bir değerlendirilmeye gidilecektir. Bunun için kaynaklardaki veriler toplanarak listelenip önemli görülen vakalar ve etkileri anlatıldıktan sonra kıyaslama yöntemleri hesaba katılacaktır. Kuru bir tarih anlatısının ötesinde hadiselerin ve sözlerin gerçekliği üzerine çıkarımlar yapılarak meselenin boyutları anlaşılmaya çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: İslam Tarihi, Emevî, Abbâsî, Salgın, Siyasi Söylem A Comparative Examination of the Religious and Political Interpretations of Epidemic Diseases (With Umayyad and Abbasid Examples) Abstract Pandemics, being events with significant impacts on the course of humanity, have always been subjects of debate regarding the causes and consequences of diseases throughout history. Physicians, as the first to address the issue, have tried to develop solutions by linking the cause of the disease to a virus and its outcome to hygiene. However, this phenomenon goes beyond their observations. Religious leaders have associated it with sin, the general public with the incompetence of rulers, and the rulers with the insincerity of the public or the illegitimacy of previous regimes. In the context of political leadership, this evaluation is prominently exemplified by the Abbasid caliphs. The second caliph, Abu Ja'far al-Mansur, used pandemics as a political propaganda tool in a speech to the people of Damascus, who were skeptical and distant from their rule. He argued that it was not a normal situation that the Umayyad dynasty, who held power for about ninety years, experienced pandemics almost every five years, and yet, when they took over, the pandemics suddenly ceased, stating, "It was by our agency that God lifted the calamity from upon you." Based on this statement, a comparative analysis of the pandemics that occurred during the Umayyad and Abbasid periods should be conducted to investigate whether there is a connection between pandemics and the legitimacy of governments. Therefore, this study will focus on the interpretation of pandemics from both religious and political perspectives, and an evaluation will be made through both states. To do this, data from the sources will be collected and listed, significant cases and their effects will be described, and then comparative methods will be considered. Beyond a dry historical narrative, inferences will be drawn about the reality of events and statements to better understand the dimensions of the issue. Keywords: Islamic History, Umayyad, Abbasid, Pandemic, Political Discourse
Salgın hastalıkların tarihi dönüşümlere etkisi
Independent Türkçe, 2021
Koronavirüsün bütün sınırları aşarak neredeyse küresel bir korkuya sebep olduğu 2020 kışında, en çok merak edilen bir husus da salgınların insanlık tarihinde bir değişim veya dönüşüme zemin hazırlayıp hazırlamadığı konusu olmuştur.
Salgın Hastalıkların Havayolu İşletmeleri Üzerindeki Etkileri
Hava Taşımacılığında Güncel Araştırmalar, 2022
Bu çalışmanın amacı, salgın hastalıkların havayolu işletmelerinin yolcu sayıları ve gelirleri üzerindeki etkilerinin ortaya çıkarılmasıdır. Çalışma kapsamında SARS, MERS, Domuz gribi (H1N1) ve Covid-19 hastalıklarının havayolu işletmeleri üzerindeki etkileri incelenmiştir. Çalışmanın verileri ICAO, IATA ve Dünya Bankası gibi kurumların raporlarından ve Statista internet sitesinden elde edilmiştir. Çalışmada yolcu sayıları, Ücreti Yolcu Kilometre (ÜYK) ve gelirlerinin yer aldığı veri serileri trend analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Çalışmanın sonuçları SARS, Domuz gribi (H1N1) ve MERS hastalıklarının havayolu yolcu sayısı ve gelirlerinde bölgesel olarak kısmi etkiler ortaya çıkardığını, Covid-19 salgınının ise yolcu sayısı ve gelirlerini dramatik şekilde azalttığını ortaya çıkarmıştır.
KILIÇ, Orhan; "Salgın Hastalıkların Osmanlı Vergi Düzenine Etkisi"
ÜÇÜNCÜ İKTİSAT TARİHİ KONGRESİ BİLDİRİLERİ-1, 2019
Özet Salgın hastalıklar, tıbbi tedavi usulleri bulununcaya kadar insanların toplu ölümüne yol açan doğal bir afettir. Veba, çiçek, sıtma vb. salgın hastalıklar, orta ve yeniçağlarda tarihin gidişatını etkileyen önemli bir faktördür. Muafiyeti olmayan her ferdin, devlet nazarında bir vergi mükellefi olduğu dikkate alınırsa, ölen her kişi vergi gelirlerinde bir azalma anlamına geliyordu. Bunun yanı sıra, salgın hastalığın görüldüğü yerlerde yaşayan halkın bulundukları yeri terk ederek göç etmeleri de bir müddet kayıt dışı kalmaları sonucunu doğurmuştur. Vergilerin iltizama verilmesi halinde, mültezimler toplamaları gereken parayı toplayamıyorlar ve devlete ödemekle yükümlü oldukları iltizam bedelini ödeyemiyorlardı. Bu durumda devlet mecburen mültezimlerden alması gereken meblağlarda indirim yapmak zorunda kalıyordu. Devlet, salgın hastalık sebebiyle nüfusu azalan ve ciddi manada işgücü kaybı yaşayan bölgelere uzun veya kısa vadeli olarak bir vergi muafiyeti de getirmek zorunda kalmıştır. Bütün bu yaşananlar vergi gelirlerinde bir azalmaya sebep oluyordu. Bu ve buna benzer sebeplerle salgın hastalıkların iktisadi bir sonucu olarak vergi düzeninde ciddi aksamalar yaşanıyor ve bütçeye ağır bir yük binebiliyordu. Salgın hastalıkların iktisadi sonucu elbette sadece vergi düzenin bozulmasından ibaret değildi. Azalan işgücü, üretimin azalmasını; üretimin azalması, kıtlığı; kıtlık, fiyatların artışını; fiyatların artışı ise karaborsacılığı doğurabiliyordu. Böylelikle birbirini tetikleyen bir dizi iktisadi sorun ortaya çıkıyordu. Bildiride, ölümcül olduğu zamanlarda Osmanlı Devleti’nde yaşanan salgın hastalıkların iktisadi hayata etkisinin sadece bir boyutu olan vergi düzenine etkisi üzerinde durulmuştur. Çalışma büyük ölçüde arşiv kaynaklarına ve devrin kaynak eserlerine dayalı olarak hazırlanmış, yer yer çağdaş kaynaklardan da faydalanılmıştır. Anahtar Kelimeler: Osmanlı, ekonomik hayat, vergi, salgın hastalık. Abstract Epidemic diseases are a natural disaster that causes mass death of people until medical treatment procedures are found. Plague, variola, malaria etc. epidemics are an important factor affecting the course of history in middle and new ages. Considering that every non-exempt person was a taxpayer in the sight of the state, each person who died was a reduction in tax revenues. In addition, the people living in the places where the epidemic disease has been abandoned, leaving their place and causing them to remain unregistered for a while. In the event that taxes were granted to asylum, the taxpayers could not collect the money they had to collect, and could not pay the state they were obliged to pay. In this case, the state had to make a reduction in the amount it had to buy from the refugees. The state had to bring a tax exemption either long or short-term to the regions where the population was declining due to epidemic disease and had serious labor losses. All this has led to a decrease in tax revenues. As a result of these and other similar reasons, tax breaks were experienced as a result of the economic outbreaks of epidemics, and the budget was a heavy burden. Of course, the economic outcome of epidemics was not just a deterioration of the tax order. Decreasing labor force, production reduction; production reduction, scarcity; scarcity, increase in prices; the increase in prices could give rise to trafficking. Thus, a series of economic problems triggered each other. In the paper, the impact of the epidemic diseases in the Ottoman Empire on the economic life, which is only one dimension of the impact on tax order, was emphasized. The study has been prepared based on the archive resources and the main sources of the period and the modern sources have been used. Key Words: Ottoman, economic life, tax, epidemic.
Osmanlıda Seferberlik Dönemlerinde Salgın Hastalıklara Karşı Halk Sağlığı Muhafazasına Dair Bulgular
Findings on Public Health Protection Against Epidemic Diseases During Ottoman Mobilization Periods, 2019
Ülkeler arası yaşanan savaşlar hem savaşan hem de savaşa dahil olmayan taraflar açısından siyasi, sosyal, demografik ve ekonomik sıkıntıların yaşanmasına sebep olmuştur. Böyle bir durumda ülkelerin yaşadığı sıkıntılardan biri de seferberlik durumlarında ortaya çıkan ve bir çok insanın ölümüne yol açan salgın hastalıklardır. Osmanlı Devleti de son dönemleri itibarıyla sömürgeci devletlerle savaş halinde olduğundan salgın hastalıkların yarattığı insan ölümleri ile pek çok kez karşılaşmıştır. Dolayısıyla devlet adamları uzmanlar vasıtasıyla bu gibi durumlarda oluşacak salgınlara karşı mücadele yöntemleri üzerinde çalışmalar yapmışlardır. Böylece savaş durumunda meydana gelebilecek insan ölümlerini en aza indirmeyi amaçlamışlardır. Bu bağlamda yapılan çalışmalardan biri olan Doktor Vefik Nahi’nin kaleme almış olduğu “Seferberlik Salgınlarına Karşı (1911-12)” adlı eser Osmanlı son dönemlerinde seferberlik dönemi salgınlarında yapılması gereken uygulamalardan bahsetmektedir. Eserde sıhhiye zabitanının görevleri, beden temizliğinin önemi, köy ve kasaba ordugahlarının kurulması, emraz-ı intaniye ordugahı, asker ve sivillere hizmet sunan menzil hıfzıssıhhasının oluşturulmasının önemini anlatan bölümler tespit edilmiştir. bunun dışında: sıhhiye zabitanının en büyük görevinin her türlü zorluğa karşı seferberlik salgınlarını önlemek olduğu, köy ve kasabalarda ordugahlar kurup bu merkezlerde sıhhiye zabiti bulundurulması, yine her bölgede konakçı müfrezeleri bulundurarak gerekli olan sıhhi tedbirlerin ve temizliğin yapılması, zorunlu durumlarda emraz-ı intaniye ordugahının kurulup, genel sıhhi tedbirlerin alınmasını sağlayarak insanların tedavi edilmesinin sağlanması, hıfzıssıhha menzilleri kurularak askerlerin ve sivil insanların ileri hatlara her hangi bir bulaşıcı hastalığa yakalanmadan gitmesinin sağlanması gibi hususlar ayrıntılarıyla belirtilmiştir.