Bâbertî’nin Tuhfetu’l-Ebrâr İsimli Eserinin Hadis Tarihindeki Yeri (original) (raw)

Ali b. Rabben et-Taberî’nin Kitâbu’d-Dîn ve’d-Devle Adlı Eseri ve İsbat-ı Nübüvve Geleneğindeki Yeri

Ali b. Rabban at-Tabarî’s Kitâbu’d-dîn ve’d-devle and His Place in The Tradition of Isbat-ı nubuvvah Quran have many statments that claim aim to demonstrate the prophethood of Muhammad (pbu). The statements give rise to occur a literature that is called ıs isbâti'nnübevvet. That literature, especially, after convertion of many christians and jewishes to Islam, had become very rich for the texts that signify the prophethood of Muhammad (pbu).Though there are many reference to the works, except of Ali b. Rabban atTabarî's, not survive. Tabarî's work contain very comprensive answer to the oppostion try to show tha Muhammad (pbu) not is a prophet.

Ebü’l-Abbas El-Müstağfirî ve hadis ilmindeki yeri

2018

Mâverâünnehir’in Hanefî hadis hâfızlarından sayılan Ebü’l-Abbas el-Müstağfirî (ö. 350/432) Nesef’te doğup ilmî gelişimini farklı bölgelere rihle yaparak çeşitli âlimlerden istifade etmekle tamamlamıştır. Bununla birlikte yaklaşık 20’ye yakın eser telif etmiş ve pek çok öğrenci yetiştirmiştir. Ayrıca Nesef’in hatipliğini de üstlenen Müstağfirî ömrünü ilim ve İslâm’a hizmet etmekle geçirerek hicrî 432 yılında vefat etmiştir. “İmam”, “fakih” ve “hafiz” unvanlarıyla nitelenen Müstağfirî, hadis ilminde önemli yere sahiptir. Bu çalışmada eserleri esas alınarak Müstağfirî’nin hadisçiliği incelenmiştir. Müstağfirî’ye dair bu çalışmada onun yaşadığı ortam ve zaman dilimi ilmî, siyâsi, sosyal, kültürel ve ilmî açılardan ele alınmış, sonrasında ise Müstağfirî’nin hadisçiliğini tespit adına eserlerindeki açıklama ve değerlendirmeleri araştırılmıştır. Çalışma sonucunda Müstağfirî’nin meşhur hadisçi olduğuve kendisinden sonra gelen âlimler üzerinde etkin rol oynadığı söylenebilir. ---------------...

Mâverâünnehir Hanefî Hadis Âlimlerinden Ebü’l-Abbâs el-Müstağfirî ve Hadis İlmindeki Yeri

Scientific Journal of Faculty of Theology

Mâverâünnehir bölgesinin Hanefî hadis hâfızlarından Ebü’l-Abbas el-Müstağfirî (ö. 350/432) Nesef’te doğup ilmî gelişimini farklı bölgelere rihle yaparak çeşitli âlimlerden istifade ederek tamamlamıştır. Mustağfirî, yaklaşık 20’ye yakın eser telif etmiş ve pek çok öğrenci yetiştirmiştir. Ayrıca Nesef’in hatipliğini de üstlenen Müstağfirî, ömrünü ilim ve İslâm’a hizmet etmekle geçirerek hicrî 432 yılında vefat etmiştir. “İmam”, “fakih” ve “hafız” unvanlarıyla nitelendirilen Müstağfirî, hadis ilminde önemli bir yere sahiptir. Bu çalışmada Müstağfirî’nin eserleri esas alınarak hadisçiliği incelenmiştir. Çalışmamızda onun yaşadığı ortam ve zaman dilimi ilmî, siyâsi, sosyal, kültürel ve ilmî açılardan ele alınmış, sonrasında ise Müstağfirî’nin hadisçiliğini tespit adına eserlerindeki açıklama ve değerlendirmeleri araştırılmıştır. Çalışma sonucunda Müstağfirî’nin meşhur bir hadisçi olduğu ve kendisinden sonra gelen âlimler üzerinde etkin rol oynadığı neticesine ulaşılmıştır.

Ekmelüddin Bâbertî'nin Hadis Şerhçiliği

Yalova Sosyal Bilimler Dergisi, 2016

Özet Klasik hadis şerh edebiyatının örneklerinin verildiği dönemde yaşamış hadis şârihlerinden biri olan Bâbertî, İslâmî ilimlerin birçok dalında eser vermiş ünlü bir Hanefî fakihidir. Bu makalede onun hadis şerhi alanındaki yegâne çalışması Ebü'l-Fezâil es-Sâgânî'nin Meşâriku'l-envâr isimli meşhur hadis kitabı üzerine kaleme aldığı ve henüz yayınlanmamış olan Tuhftetü'l-ebrâr isimli eserinden ha-reketle onun hadis şerhçiliği incelenmektedir. Önce esas kitap ile şerh hakkında bilgi verilmiş ardından Bâbertî'nin takip ettiği şerh metodu tespit edilmeye çalı-şılmış son olarak da Bâbertî ve Tuhfetü'l-ebrâr'ın hadis ilmindeki yeri üzerinde durulmuştur. Abstract Bābartī, one of the commentators from the most prolific period of classical hadīth commenteries, is a well-known Hanafī jurist who has works on various branches of Islamic sciences. In this article, he is studied as a hadīth commentator based on his only hadīth commentary Tuhfatu'l-abrār, which written on on Ebu al-Fadāil as-Sāgānī's Mashāriku'l-anwār and has not been published yet. At first, the book and commentary is reviewed, and then the method Bābartī followed in his hadīth commentary is tried to be established. Lastly, the position of Bābartī and his Tuhfatu'l-abrār in hadīth science is analysed.

Buhârî’nin Et-Târîhu’l-Kebîr’ine Yönelik Tenkitler

2003

Al-Tarikh al-Kabir is the most voluminous work of al-Bukhari. In this work, he gives information about the transmitters of hadith until his lifetime. There are some criticisms leveled against this work done by leading scholars like Abu Zur'a alRazi, Abu Hatim al-Razi and Khatib al-Baghdadi, to name only four of them. These criticisms focused on the mistakes in determining the names of the transmitters, of their fathers and teachers. Yes, they are right in some of their criticisms; however it is to be noted that these mistakes are resulted from different manuscripts of this work. As it is well known, al-Bukhari began compiling al-Tarikh in the early period of his life. Therefore, it is not surprising to find some differences between earlier copies of it and the later ones.One of the indications of this difference is that out of 771 mistakes, which are allegedly reported in the manuscripts of Al-Bayan by Ibn Abi Hatim, we found that 300 of them in approximate as true / corrected i...

Ebû Bekr el-Katîî ve Hadis İlmindeki Yeri

III./IX. ve IV./X. yüzyıl, hadis ilminin gidişatını daha iyi anlama açısından önem arzetmektedir. İlgili dönemlerde Bağdat siyasi ve ilmi açıdan merkezi bir konuma sahipti. Burada Katîatü'd-dakîk mahallesinde yaşayan Ebû Bekr el-Katîî (v. 368/979), döneminde "müsnidü'l-Irâk" unvanıyla tanınmıştır. O, muhaddis kimliğinin yanı sıra zâhid bir kişiliğe sahiptir. Ayrıca Ahmed b. Hanbel'in (v. 241/855) Müsned'inin tamamını Abdullah b. Ahmed'den (v. 290/903) dinleyen ve rivayet eden tek râvidir. Ancak Katîî'nin Müsned'e yaptığı iddia edilen ziyâdeler/ilâveler tartışma konusu olmuş, ziyâde yaptığı hususunda ulemâ ittifak etmiş ancak bu ziyâdelerin sayısı hakkında farklı görüşler ileri sürülmüştür. Bunlar arasında İbn Hacer el-Askalânî'nin (v. 852/1449) tespitiyle de uyumlu olan Züheyr en-Nâsır ve Luheydân'ın dört ziyâde görüşü tercih edilmeye daha uygun görünmektedir. Cüz'ü'l-elf dînâr ve el-Fevâid gibi eserleri bulunan Katîî, münekkit muhaddisler nezdinde güvenilir bir râvi kabul edilmiş, kendisi hakkında müsnidü'l-vakt, sadûk, sika, hâfız sâhibü's-sünne, müfîd, me'mûn gibi sıfatlar kullanılmıştır. Ta'dîl niteliği taşıyan bu sıfatların yanı sıra Katîî'yi cerh edenler de bulunmaktadır. Nitekim kitaplarını sel baskınında kaybetmesinin ardından semâ yöntemi ile elde etmediği başka nüshalardan kitaplarını yeniden yazması, ömrünün sonlarına doğru ihtilâta uğraması ve görme duyusununun zayıflaması, mestûr olması ve Müsned'e ziyâdede bulunması gibi durumlar cerh edilmesine neden olmuştur. Neticede onun adalet yönünden sika kabul edildiği; zabt yönünden ise cerhe uğradığı ifade edilebilir.

Ebû Hafs Ömer b. Abdilmecîd el-Meyyânişî ve Mâ Lâ Yese‘u’l- Muhaddise Cehlüh Adlı Eserinin Hadis Tarihindeki Yeri

There are some works which were turning points in the history of hadīth. One of them is the work of Ibn Hajar called Nuzhat al-Nazar. The information given in this work was repeated in later works due to the authority of Ibn Hajar in the science of hadīth. One of these kind of noteworthy works in terms of the historical course of development in of hadīth is Ma la yasa' al-muhaddith jahluh. This study compiles the information on the work and its author, and it has been tried to determine the historical tradition and the importance of the work. Citation: Abdulvahap ÖZSOY, " Abū Hafs 'Umar b. 'Abd al-Majīd al-Mayyānishī and the Place of his Mā lā yasa' al-muhaddith jahluh's in Hadīth History " (in Turkish), Hadis Tetki-kleri Dergisi (HTD), XII/2, 2014, pp. 27-63.

Tarihsel Süreçte Sünnetin Bağlayıcılığı Olgusuna Buhârî’nin Fıkhu’l-Hadîsi Özelinde Bir Bakış

2004

The issue of understanding religious texts and instructions of God and His prophet after the revelation of Islam has been subject to a deep effort and occupation. The question which speeches and deeds of Prophet are to be taken a model (paradigm) and which model is to be taken a binding authority have been discussed throughout the history of Islam. This paper presents the developments and the course of understanding sunnah until the third century after hicra, which is considered to be the golden age of hadith. Then, it deals with 1) al-Bukhari’s approach toward the issue of binding authority of sunnah and hadith; 2) His method of understanding by taking his canonical perspective of al-hadith (fikh al-hadith) as reflected in the headlines of different sections in his work called al-Sahih into consideration as concrete samples of his thought. The main purpose of this paper is to determine the level of understanding of al-muhaddisun, who are accepted as the conservative trend in Islami...