İngiliz Yazılı Basınına Göre Bab-ı Ali Baskını ve Uluslararası Sonuçları (original) (raw)

Türkiye’de Gerçekleşen Askeri Müdahalelerin İngiliz ve Amerikan Basınına Yansımaları

Karadeniz Sosyal Bilimler Dergisi, 2021

Military interventions that have occurred since the beginning of multi-party period in Turkey has been a dark stain on the history of Turkish democracy. Although each of the interventions followed different methods, they produced similar results. The reduction of Turkey's international prestige, replacement of the will of the Turkish people with military dictatorship, damage to people's trust in equality, and justice are the most obvious results. This article examines the perspective of the British- American press to the military interventions in Turkey. Military interventions on May 27, 1960, on March 12, 1971, on September 12, 1980 and on February 28, 1997 were examined through the newspapers to provide an “external view” to the military interventions occurred in the republican period. For this purpose, first of all, the courses of the coups were explained with their key features, and then the news that took place in newspapers regarding interventions were examined. It is seen that all of the military interventions in Turkey were supported by Anglo-American press and the overthrown governments were described as ineffective, despot and reactionary. In addition, while the coups were shown as a positive development in the press, overthrown administrations were discredited. Turkey was a close ally of Britain before World War II, and became ally of USA after the war; however, the press of two distinguished defenders of liberal democracy took a positive attitude towards the military interventions in Turkey.

Hakan-ı Sabık’tan Hakan-ı Mağfur’a: II. Abdülhamid’in Ölümünün Yerli ve Yabancı Gazetelerdeki Yansımaları

Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi , 2022

Osmanlı Devleti'nin en uzun süre tahtta kalan padişahlarından biri olan II. Abdülhamid, yaklaşık otuz üç yıl devam eden saltanatının ardından 1909'da tahttan indirildi. Saltanatı boyunca önce 1870'lerin ortalarındaki Balkan Krizi'nde, sonra bilhassa 1890'lardaki Ermeni isyanlarında aldığı tedbirler nedeniyle Batı kamuoyunda olumsuz ithamlara ve yakıştırmalara maruz kaldı. Osmanlı Sultanı olarak sürekli ötekileştirilen II. Abdülhamid için hakaretlere varan "Kızıl Sultan/Red Sultan", "Büyük Cani-Katil/Great Assassin " ve "Mel'un Abdul/Abdul the Damned" gibi yakışıksız tabirler kullanıldı. Sultan Abdülhamid'in bu menfi imajını Batı kamuoyunda en fazla işleyen, gazeteler olmuştur. Benzer bir durum Jön Türk hareketinin mensuplarınca yayımlanan gazetelerde de dikkati çekmektedir. Sultan'ın muhalifleri olarak önce Osmanlı coğrafyasında daha sonra yurt dışında birçok yerde çıkarılan gazete ve dergilerde Osmanlı Sultanı'na karşı menfi yayınlar yapılmış ve Abdülhamid imajının olumsuz yönde gelişmesine neden olunmuştur. Tahttan indirildikten sonra Osmanlı gazetelerinde "hakan-ı sabık" yabancı gazetelerde ise eski sultan anlamlarına gelen "ex-sultan" ifadesi kullanılan II. Abdülhamid önce Selanik'te daha sonra ise Beylerbeyi Sarayı'nda toplamda dokuz yıl sürgün hayatı yaşadı. Şubat 1918'deki vefatı sonrasında Osmanlı gazetelerinde "hakan-ı mağfur, yabancı gazetelerde ise "death sultan" şeklinde gazete sütunlarına haber oldu. Bu çalışmada II. Abdülhamid'in ölümünün yerli ve yabancı basındaki yansımalarının irdelenmesi hedeflenmektedir. Ati, İkdam, Sabah, Tanin, Tasvir-i Efkar, Tercüman-ı Hakikat, Servet-i Fünun ve Vakit gibi Osmanlı gazeteleri ile İngiliz, Fransız ve Amerikan basınının önde gelen gazeteleri çalışmanın kaynaklarını oluşturmaktadır. Bu çerçevede yerli ve yabancı gazetelerde ilk olarak II. Abdülhamid'in ölümü ve cenaze merasiminin nasıl tasvir edildiğinin betimlenmesi, ikinci olarak Sultan hakkındaki görüşlerinde menfi/müspet herhangi bir değişme olup olmadığının tespit edilmesi hedeflenmektedir. Böylece yerli ve yabancı basının tahttan indirildikten dokuz yıl sonra Abdülhamid'e yaklaşımı da mukayese edilmiş olacaktır

Uluslararası Basında Türkiye’ye İlişkin Haberlerin Yansıması

MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi

Küreselleşmenin etkisiyle dış politika-iç politika, siyasal alan, ekonomi ve askeri alan ayrımları silikleşmiş, soğuk savaşın sona ermesi ile birlikte yaşanan belirsizlik, uluslararası imajı koruma yolunda medyaya yeni sorumluluklar yüklemiştir. İmaj, gelişen ve dönüşüm günümüz şartlarında hem kişiler hem de kurumlar açısından önem taşımaktadır. Genel olarak herhangi bir kişi, kurum veya ülke hakkında zihinlerde bırakılan anlayış ve izlenimlerin toplamı olarak imajı açıklamak mümkündür. Ülke imajı, ülkelerin dışa yansıyan görüntüsü ve bu yansıma sonucunda kamuoyu tarafından nasıl algılandığı ile ilgilidir. Bir devletin kendini vatandaşlara nasıl gösterdiğinin yanı sıra uluslararası arenada nasıl görüldüğü de ülke imajı konusunda fikir edinmeyi sağlar. Bu anlamda ülke imajının belirlenmesinde kitle iletişim araçları önemli bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu anlamda kitle iletişim araçları yoluyla ülkelerin dış basında nasıl lanse edildiği ve ülke imajının ne durumda olduğu ha...

Halâskâr Zâbitân Grubu'nun Müdahalesinden Bab-ı ali Baskını'na İktidar Mücadelesi

Yedi Aralık Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2024

II. Meşrutiyet’in ilan edilmesiyle Osmanlı ülkesinde ordu ve siyaset ilişkisinde neler yaşandığı bu çalışmanın ana konusudur. Bu çalışma süresince birincil ve ikincil kaynaklar aktif ve karşılaştırmalı bir şekilde kullanılarak sonuçlara varılmaya çalışılmıştır. Halâskâr Zâbitân Grubu Müdahalesi ve Bâb-ı Âli Baskını askeri darbeler olduğu için birincil kaynaklara ulaşmak zor olmuştur. Fakat titiz bir çalışma sonucu önemli arşiv belgeleri ve gazete nüshaları bulunarak çalışmada uygun bir şekilde kullanılmıştır. Osmanlı tarih yazımında askeri darbeler konuşulurken imparatorluğun en çalkantılı sürecinde yaşanan Halâskâr Zâbitân Grubu Müdahalesi çoğu zaman göz ardı edilip Bâb-ı Âli Baskını üzerinden konuşulmaktadır. Yaşanan bu eksiklik tarih açısından önem arz etmektedir. Çünkü bu durum imparatorluğun son dönemlerinde hâkim tek gücün İttihat ve Terakki Cemiyeti olduğuna yönelik bir sonuç ortaya çıkarmaktadır. Halbuki ordu içerisinde fazlaca desteği bulunan Halâskâr Zâbitân Grubu ülkenin askeri ve siyasi sahasında araştırılması gereken önemli olaylar meydana getirmiştir. Balkan Savaşları üzerine çalışma yapılırken çoğu zaman asker-siyaset ilişkilerinden bahsedildiğinde sadece İttihatçı bir yönetimden bahsedilip muhalefet geri plana atılmaktadır. Bu nedenle çalışma boyunca II. Meşrutiyet’in ilanından Balkan Savaşları’na kadar olan süreçte asker-siyaset ilişkileri ele alınmıştır. Meclisin feshedilmesine yol açan Halâskâr Zâbitân Grubu, kabine değişikliyle sonuçlanan ve İttihatçıların tam anlamıyla iktidar olmasını sağlayan Bâb-ı Âli Baskını incelenmiştir. Balkan Harbi boyunca muhalefetin ve İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin etkileri de kaynaklar ışığında açıklanmıştır

Kobani̇ (Ayn El-Arap) Kuşatmasi Bağlaminda Uluslararasi İli̇şki̇lere Bi̇r Bakiş

2018

XXI. yuzyil guclu devletlerin “yeni dunya duzeni” iddialariyla baslamis ve zamanla bu politikalarin bir baris ve istikrar degil de, ic catismalar ve bolunmeler getirdigi gorulmeye baslanmistir. Yeni bir Ortadogu iddiasiyla baslayan bu olaylar Suriye meselesinde cikmaza girmis ve dunya barisini tehdit eder bir vaziyet almistir. Gelismeler Turkiye’yi de ilgilendirmektedir ve Turkiye’nin uluslararasi politikalardaki yeri icin de bir test niteligindedir; Turkiye, bu iliskiler manzumesi icinde muttefikleri tarafindan cifte standarda ugradigi kanaatindedir. Muttefikleri ise, sorunlarin cozumune askeri ve siyasi bakimdan daha fazla katki vermesi icin Turkiye’yi zorlamaktadirlar. Diger taraftan onemli bir kitle de hem hukumet uzerinde hem de Turk kamuoyunda terorist baskilar yaratmaktadir. Iste bu baglamda Kobani olaylari politik bir sinav olmus ve bu ornekleme uzerinden bir arastirma yapilmistir.