Tip II Di̇abette Beta Sti̇mülan Oral Anti̇di̇abeti̇k Droglar Ve Kullanim Endi̇kasyonlari (original) (raw)

Di̇yabeti̇k Hastalarda İlaç Dişi Bi̇tki̇sel Ürün Veya Di̇ğer Yöntemleri̇n Kullanimi

Kocatepe Tıp Dergisi, 2021

AMAÇ: Tüm dünyada ve ülkemizde insanların tamamlayıcı ve alternatif tıp yöntemlerine ilgileri gün geçtikçe artmaktadır. Genellikle bitkisel ürünler ve gıda takviyeleri hastalar tarafından en çok kullanılan yöntemlerdir. Bu ürünlerin kullanımı diyabet hastalarında da çok sık tercih edilmektedir. Bu hastalarda bitkisel ürünler veya diğer yöntemlerin kullanımı morbidite ve mortalite açısından risk oluşturabilmektedir. Bu çalışma diyabetik hastalarda kullanılan bitkisel ürün, gıda takviyesi veya diğer yöntemleri, hangi sıklıkla kullandıkları ve yan etkilerini incelemek amacıyla planlanmıştır.GEREÇ VE YÖNTEM: Tanımlayıcı ve kesitsel tipte olan bu çalışma, Şubat 2020 - Mart 2020 tarihleri arasında Balıkesir Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Polikliniği ile Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Polikliniğine başvuran, 18 ile 90 yaş arasında görüşmeyi kabul eden diyabetes mellitus tanılı ve takipli 569 hastada yüz yüze görüşme yöntemi ile yapılmıştır.BULGULAR: Çalışmamıza katılan d...

Tip 2 Diyabetli Hastalarda Oral Anti Diyabetik İlaçların HBA1c, Obezite ve Komplikasyonlar ile İlişkisi

2018

Amac: Tip 2 diyabetes mellitus hastalarinin kullandiklari oral anti diyabetik tedavilerin glisemik kontrol, vucut kitle indeksi ve komplikasyonlarla iliskisinin degerlendirilmesi. Yontem: Okmeydani Egitim ve Arastirma Hastanesi Aile Hekimligi Poliklinikleri’ne basvuran 18 yas ve uzeri tip 2 diyabet tanili hastalardan son 6 aydir tek basina ya da kombinasyon seklinde oral anti diyabetik kullanan, gonullu 270 hasta calismaya alindi. Bozulmus aclik glukozu ve/veya bozulmus glukoz toleransi olan hastalar, insulin kullanan hastalar calismaya dahil edilmedi. Karsilastirmalarda t testi ve ki kare analizleri kullanildi. P<0,05 anlamli kabul edildi. Bulgular: Katilimcilarin %46,7 si erkek, %53,3 u kadin olup grubun yas ortalamasi 53.9 (±0.7)’dur. 270 hastadan 82’sinin (%30,4) kan sekerinin regule oldugu, 188’inin (%69,6) kan sekerinin regule olmadigi saptandi. Kan sekeri regule olan grupta her uc kisiden birinde mikrovaskuler komplikasyon saptanirken; regule olmayan grupta bu oran daha yu...

Hipertansif Tip 2 Diyabetik Hastalarda Farklı Antihipertansif İlaç Rejimlerinin İnsülin Direnci Üzerine Etkisi

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi dergisi, 2017

Hipertansif tip 2 diyabetli hastalarda losartan tedavisinin tek başına ve silazapril veya karvedilol ile kombinasyonunun kan basıncı, glisemik kontrol, insülin direnci (IR) ve lipid profili üzerine kısa dönem etkinliklerini karşılaştırmayı amaçladık. Çalışma, tip 2 diyabetik ve hipertansif 21 hastada yapıldı. 2 haftalık izlem sonrası (Dönem 1), hastalar 6 hafta süreyle losartan 50 mg/gün aldı (Dönem 2). Sonra 6 hafta süreyle hastalar 3 gruba ayrıldı: losartan 100 mg/gün (Grup 1), losartan 50 mg/gün ve karvedilol 25 mg/gün (Grup 2) veya silazapril 5 mg/gün (Grup 3) (Dönem 3). Losartan tedavisi sonrası ortalama vücut kütle indeksi, kan basıncı, bel ve kalça çevreleri anlamlı azaldı. Dönem 3'te grupların sistolik kan basınçları anlamlı azaldı. Sadece Grup 3'te diyastolik kan basıncındaki azalma anlamlıydı. Grup 1'de vücut kütle indeksi, Grup 1 ve Grup 3'te bel çevreleri, Grup 1'de kalça çevresi anlamlı azaldı. Dönem 1, 2 ve 3'te hastaların açlık ve tokluk glukoz, insülin, HOMA IR, fruktozamin, HbA1c, lipid düzeyleri anlamlı değişmedi. Tip 2 diyabetik hastalarda yüksek doz losartan, losartan+silazapril ve losar-tan+karvedilol tedavileri kan basıncını düşürdü. Ancak bu rejimler glisemik kontrol, IR ve lipid profilini etkilemedi. Anahtar Kelimeler: Diabetes mellitus. Hipertansiyon. İnsülin direnci.

Oral antidiyabetik ajanlar

Journal of Experimental and Clinical Medicine, 2012

Diabetes mellitus tüm dünyada prevalansı gittikçe artan kronik bir hastalıktır. Farmakolojik tedavi optimal glisemik kontrolü sağlamak için çoğu zaman gereklidir. Günümüzde klinisyenlere tip 2 diyabet tedavisi için çok geniş yelpazede oral antidiyabetik ilaçlar sunulmaktadır. Bu oral antidiyabetik ilaçlar; insülin sekresyonunu stimüle edenler (sülfonilüreler ve hızlı etkili sekretagoglar), hepatik glukoz üretimini azaltanlar (biguanidler), intestinal karbonhidrat sindirimi ve emilimini geciktirenler (α-glukozidaz inhibitörleri) ve insülin etkisini iyileştirenler (tiazolidindionlar) olarak ayrılabilir. Bu makalede farklı oral antidiyabetik ilaçların etki mekanizmaları, etkinlikleri ve yan etkileri ile birlikte kullanımları ile ilgili en son öneriler tartışılacaktır.

TIBBİ DERLEME: Sirtuin(SIRT) Agonistleri, Insulin Direnci-Tip 2 Diyabet ve Aterosklerozun Kombine Tedavisinde Kullanılabilecek Klinik bir Tedavi Mekanizması Olabilir mi? (2017)

ÖZET: Inflamatuar ortam hücresel stresi tetikler. Aynı şekilde hücresel stres inflamatuar mediyatörlerin salgılanmasını uyararak hücresel stresi tetikler. Hücresel stres mekanizmaları hücresel yaşlanmayı tetikleyerek hücresel fonksiyonları baskılar. Artan hücre stresi, reaktif oksijen ürünlerinin ve inflamatuar sitokinlerin uyarısıyla, tümor supresor genlerin aktivasyonunun artmasına neden olur.Tumor supresor genlerle uyarılan JNK, p53 gibi bazı faktörler; onkogenlerle uyarılan PI3K, Akt, ras, raf gibi faktörleri antagonize ederek işlevlerini baskılamaya çalışır. Tumor supresor faktörlerin işlevi; hücre metabolizması, sağkalımı ve proliferasyonu gibi yaşamsal faaliyetleri yöneten onkogenlerle ilişkili faktörlerin baskılanmasına yol açar. Böylece,kronik inflamatuar ortamda aşırı sitokin uyarısıyla yaşlanması tetiklenmiş hücreler fonksiyonlarını yerine getiremez.Bu yaşlanmış hücrelerden oluşan dokuların fonksiyon kaybı nedeniyle, vucuttaki lipit ve glikoz gibi metabolitlerin hücrelerde metabolize edilmesi baskılanmış olur. Plazmada biriken metabolitler reaktif oksijen ürünleriyle etkileşerek Toll Like Reseptörleri(TLR) uyarır. TLR uyarısı NfkB bağımlı hücre stresini ve stresle ilişkili hücresel yaşlanmayı daha da artırır.Dokuların fonksiyon kaybıyla metabolik olaylar baskılanır, glikoz ve lipit gibi metabolitlerin kan plazmasındaki derişimi artar.Bu mekanizmanın Insulin direnci-Tip 2 Diyabet ve Ateroskleroz gelişim patogenezinde yer aldığı düşünülmüştür. Sirtuin(SIRT) agonistleri, NfkB bağımlı hücresel stresi baskılar. SIRT ile NfkB'nin baskılanması inflamatuar sitokin üretimini engelleyerek organizmada inflamatuar stres bağımlı hücresel yaşlanma gelişiminin yavaşlatılmasını sağlar, bu sayede doku fonksiyonlarının korunmasına yardım edebilir. Böylece SIRT agonistleri Tip 2 diyabet ve aterosklerozun kombine tedavisinde kullanılabilir.

Geti̇ri̇ Araliğinin Si̇stemati̇k Ri̇ski̇n Ölçüsü Olan Beta Üzeri̇ne Etki̇leri̇: İmkb’De Bi̇r Uygulama

2008

Getiri araliginin beta tahminleri uzerine etkisine iliskin calismalar yapilmis olmasina ragmen farkli kapanis fiyatlariyla hesaplanan getirilerin beta tahminleri uzerine etkilerini incelemis calismalara rastlanmamistir. Bu calismanin amaci, beta katsayisinin ayni donemde farkli getiri araliklarina ya da farkli kapanis fiyatlariyla hesaplanan getiri araligina gore degisip degismedigini test etmektir. Bu amac dogrultusunda, Finansal Varlik Fiyatlama Modeli’ne gore, 2002:01–2006:12 donemi IMKB100 endeksi tarihi verilerine dayanarak hesaplanan beta katsayilari, gelecege yonelik tahminlerde kullanilabilmesi icin, ayni donemde farkli getiri araligi (haftalik, aylik) ve farkli kapanis degerlerine gore hesaplanmis ve farklilik gosterip gostermedigi IMKB100 endeksi kapsamindaki hisse senetlerinden yararlanilarak test edilmistir. Calismanin sonucunda, getiri araliklari degistikce betalarin anlamli bir sekilde farklilastigi tespit edilmistir.

Tip 2 Diyabet Tedavisinde Son Gelişmeler

Turkiye Aile Hekimligi Dergisi, 2007

ADA: American Diabetes Association, OGTT: Oral glikoz tolerans testi. (birden çok kez açl›k 126 mg'›n üstünde ise yükleme gereksizdir. 126 mg'›n alt›nda diyabet tan›s› için alttaki her iki de¤erin de saptanmas› gerekir.)

Kombine Oral Kontraseptifler: Riskleri Ve Yararları

Turkiye Klinikleri Tip Bilimleri Dergisi, 1997

1950'lerde projesteronun ovulasyonu bloke ettiðinin bulunmasý ve takiben kombine oral kontraseptif haplarýn geliþtirilmesi, insanda fertilite kontrolünün kilometre taþlarý olarak kabul edilir (1). Hormonal kontraseptiflerin kullanýmý, güvenli fertilite kontrolü saðlamalarý nedeniyle, çok kýsa zamanda tüm dünyada yaygýnlaþmýþtýr. Bu ilaçlar bugün, özellikle Batýlý ülkelerde, en popüler kon-trasepsiyon aracý olarak kullanýlmaktadýr. Bu popülarite, etkin aile planlamasýnýn saðlanmasý nedeniyle toplumsal ve ekonomik boyutlar içerir. Mutsuzluk nedeni olan istenmeyen doðumlarýn nisbeten düþük bir külfetle önlenebilmesi de önemli bir bireysel-insani boyutu oluþturur. Alýndýklarý sürece ve tersinir bir þekilde gebe kalmayý önleyen hormonal kontraseptiflerin intramüsküler, vajinal, sübkütan implant gibi çeþitli uygulama þekilleri de vardýr. Ancak en sýk kullanýlan þekil oral kontraseptif (OK)'lerdir. Kombine OK'ler, biri sentetik bir estrojen (ekseriya etinil estradiol veya bazen menstranol), diðeri projestojen