DİLBİLGİSELLEŞME ÇERÇEVESİNDE YUNUS EMRE’DE "BİR" METAFORU (original) (raw)

YUNUS EMRE MENKIBELERİNDE KAHRAMANLIK VE BİREYLEŞME ARKETİPLERİ

Türk kültürünün kilometre taşlarından biri olan Yunus Emre, Türk tasavvufunun Anadolu'daki en önemli temsilcisidir. Yunus Emre'nin tarihi kimliği hakkında yeteri kadar bilgi bulunmasa da kerametlerinden oluşan efsanevi hayatı dilden dile nakledilmektedir. Saim Sakaoğlu'nun Behçet Mahir'den derlediği menkıbede Yunus Emre, devrin yaşamına uygun bir elbise ile fiktif dünyada varlığını sürdürür. Bu dünyada anlamlı yolculuk metinde yer alan arketiplerin gizil dilinin çözümlenmesiyle gerçekleştirilir. Yirminci yüzyılda anlatma esasına bağlı metinlerin çözümlenmesinde ve incelenmesinde multi-disipliner bir çalışma yürütülmektedir. Felsefe, sosyoloji, psikoloji ve mitoloji vb. bilimlerin verileri ışığında fiktif metinlerin/edebî eserlerin gizil tarafları anlaşılmaya çalışılmaktadır. Bir kültürün ontik serüvenini/erginlenmesini dile getiren anlatılar vasıtasıyla bireyler var oluş sürecini gerçekleştirir. "Yaşanmışlıklar ağıyla örülmüş anlatmaya dayalı türlerin amacı, deneyimlerden faydalanılarak kendilik bilincimizi kurabilmemizdir." (Şenocak, 2013: 2535). Öz bilincin sağlanmasına yardımcı olan bu anlatılarda insanlığın kolektif/ortak bilinç dışından izlere rastlanır. Bunlar semboller vasıtasıyla geleceğe taşınır. Kolektif bilinçdışı, Carl Gustav Jung'un "Arketipsel Sembolizm" teorisiyle ilgilidir. Bu teoriye göre bütün insanlar doğuştan getirilen ruhsal bir benzerliğe sahiptir.

YUNUS EMRE'NİN FİİLLERİNDE METAFOR / METAPHOR in YUNUS EMRE'S VERBS

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 2021

Yunus Emre, Anadolu'da yazı dilinin oluşmasında etkili olmuş, Türk kültürünün yapı taşlarından birisidir. Yunus Emre'nin kullanmış olduğu dil, Türkçenin söz varlığının tarihi ve tespiti açısından oldukça önem arz etmektedir. Yunus Emre'yi anlamak ve anlamlandırmak için çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmada da Yunus Emre Divanı'ndaki fiillerin metaforlarla kazandığı mecaz anlamlar incelenmiştir. Çalışmada tarama modellerinden genel tarama modeli kullanılmıştır. Tarama modeliyle Yunus Emre'nin Divanı'nda geçen basit ve türemiş Türkçe fiillerden yeni mecaz anlam kazanan fiiller bu çalışmaya dâhil edilmiştir. Anlam genişlemesi yoluyla çok anlamlı durumda olan fiiller, çeşitli aktarmalarla yeni metaforik anlamlar kazanmıştır. Fiillerin kazandığı yeni metaforik anlamlar makalede tanıklarıyla birlikte verilmiştir. Araştırma bu yönüyle Divan'daki fiillerin metaforik sözlüğü durumundadır. Yunus Emre'nin yüzyıllar önce kullandığı söz varlığı, geniş anlam dünyası, metaforik kullanımlar ile Yunus Emre'nin birikimi, hayal gücünü eserlerine yansıtması, kullandığı dilin işlerliği bir kez daha ortaya çıkmıştır. Araştırmada 83 fiilde metaforik anlam tespit edilmiştir. Bu fiillerin kimisinde birden farklı metaforik anlam söz konusudur. Dolayısıyla çalışmada 100'den fazla metaforik anlam kaydedilmiştir. Tanıklarıyla verilen bu metaforik anlamların çoğunun dizinlerde ve tarihî sözlüklerde kayıtlı olmadığı görülmüştür. Çalışmada yer alan söz konusu genişlemiş yeni anlamların sözlüklere geçirilme çıktısı çalışmanın amaçlarındandır. Bununla birlikte çalışmada yer alan fiillerin metinde bağlam içinde kazandığı yeni anlamların, sözcük ve sözlük bilimi çalışmalarına da katkı sağlayacağı beklenmektedir.

YUNUS EMRE DİVANINDA GEÇEN İKİLEMELER ÜZERİNE

YUNUS EMRE DİVANINDA GEÇEN İKİLEMELER ÜZERİNE, 2018

Dilin söz hazinesi, dilde yer alan temel söz varlığı unsurları, yabancı sözcükler, ikilemeler, deyimler, atasözleri, kalıp sözler vb. anlatım kalıplarının hepsini kapsamaktadır. Türkçenin söz varlığı unsurlarından olan ikilemeler, Türk dilinin her döneminde olduğu gibi Eski Anadolu Türkçesi döneminde de yaygın olarak kullanılmıştır. Eski Anadolu Türkçesi dönemi eserlerinden olan Yunus Emre Divanı, dönemin söz varlığı hakkında da bilgiler ihtiva etmektedir. Çalışma boyunca Yunus Emre Divanı, dil yönünden bir incelemeye tabi tutulacaktır. Bu çalışmada, Yunus Emre Divanı’nda yer alan ikilemeler, sözcük kökenine göre sınıflandırarak ele alınacaktır. Türkçe kökenli ikilemeler son eklerine göre sınıflandırılacaktır. Bu sınıflamanın ardından, alıntı kelimelerle kurulan ikilemeler ve alıntı yapılarla kurulan ikilemeler üzerinde durularak bu yapılar örnekleri ile tanıtılacaktır. Daha sonra, iki Türkçe kelime arasındaki atıf terkibi örnekleriyle verilecektir. Çalışmada uygulanan taramalar sonucunda Divan’da en çok iki Arapça kelimeden oluşturulmuş ikilemeler tespit edilmiştir. Türkçe ikilemelerden ise en çok adlarla kurulan yalın durumdaki ikilemeler kullanıldığı görülmüştür. Eserde Türkçenin söz varlığına katkı sağlayan ikilemelerin sayıları ve kullanımları da tespit edilmiştir.

METAVERSE'DE BİREYİN TOPLUMSALLAŞMA SÜRECİ

Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2022

Öz: Her geçen gün popülerleşen, ancak çok yeni bir kavram olan Metaverse; Web 2'den Web 3'e geçişii habercisi olarak, sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik, karma gerçeklik ve NFT gibi yeni iletişim teknolojileri içeren, gerçekliğin fiziksel dünyada yaşanıyormuşçasına algılandığı üç boyutlu bir dijital toplumsallaşma alanı olarak karşımıza çıkmaktadır. İnternetin geleceği olarak adlandırılan Metaverse, kullanıcılara ait ve değerli hissetmek, toplum tarafından onaylanmak ve dışlanmamak, sosyalleşmek ve er tür duyguyu deneyimlemek imkanı sunmaktadır. Bunun yanında NFT'ler ve avatarları aracılığıyla kendi statülerini, sosyoekonomik sınıflarını, kimliklerini, imajlarını oluşturdukları toplumsallaşma süreçlerini de gerçekleştirecekleri dijital bir alan yaratmaktadır. Araştırma sonucunda kullanıcıların fiziki dünyadaki toplumsallaşma süreçleri ile oldukça benzer ama çok daha hızlı ve çok daha çeşitli bir şekilde toplumsallaşma türlerini deneyimleyebildikleri görülmüştür. Kullanıcılar fiziki dünyada yaşadıkları tüm deneyimleri, Metaverse'de de gerçeğe yakın bir şekilde deneyimleme imkânı bulmaktadır. Bu da göstermektedir ki geleceğin dünyasında fiziksel yaşam Metaverse'de tekrar yaratılacak gibi görünmektedir. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden durum analizinin kullanılmıştır. Metaverse'de toplumsallaşmanın nasıl olacağı konusunda yapılan ilk çalışmalardan olması sebebiyle, alana katkısı bakımından önem arz etmektedir.

YUNUS EMRE'DE TASVİRİ FİİLLER

Yunus Emre’nin Divan’ı Oğuz Türkçesinin kuruluş dönemi ve bu dönem özellikleri için akla ilk gelen eserdir. Bu eserin öneminin bilinmesine rağmen henüz dili üzerinde istenilen düzeyde çalışmalar yapılamamıştır. Bunun en önemli ve belki de tek nedeni Yunus Emre’nin eserinin kendisinden sonra gelen Yunus Emrelerin şiirleriyle karışması, gerçek Yunus Emre’nin dilini ortaya koyacak sağlam metnin elde edilememiş olmasıdır.Bu güçlüğe rağmen araştırmacılar eldeki nüshalardan gerçek Yunus Emre’ye ait şiirleri tespit etmeye çalışmışlardır. Bunun gibi Yunus Emre’nin dili ve Divan’ından yola çıkarak Oğuz Türkçesinin dil özelliklerini ortaya koymaya çalışan araştırmalar da mevcuttur. Bu bildiride Yunus Emre’nin Risaletü’n-Nushiyye’si ve Divan’ında geçen bütün tasviri fiil yapılarının ele alınıp döneminde ve Türkiye Türkçesinde kullanılan tasviri fiil yapılarıyla karşılaştırılması amaçlanmıştır.

YÛNUS EMRE’NİN DÎVÂN’INDA “YETMİŞ İKİ MİLLET” KAVRAMI VE MÜSÂMAHA AHLÂKI

I. ULUSLARARASI İSLAM KÜLTÜR VE MEDENİYETİ SEMPOZYUMU “YUNUS EMRE” TAM METİN BİLDİRİLER KİTABI, 2021

XIII. yüzyıl tasavvufî Türk edebiyatının en önemli temsilcilerinden olan Yûnus Emre (öl. 720/1320 [?]) söylediği şiirler ile hem Anadolu sözlü kültürünün hem de dinî anlayışının taşıyı- cısı olmuştur. Yûnus Emre’nin tekke kültüründen telakki ettiği tasavvufî anlayışı, halk inanışıyla birleştiren kendine has üslubuyla derlediği Dîvân’ı yüzyıllar boyunca okunmuş ve şerh edilmiş- tir. Varlık, insan, Tanrı, ahlâk gibi ana temalar üzerinde yoğunlaşan şiirleri, İslâmî ilimlerce ele alınan konuları da barındırması hasebiyle ilahiyat araştırmaları için büyük bir hazinedir. Yûnus Emre’nin şiirlerinde sıkça zikrettiği kavramlardan biri de “yetmiş iki millet” kavramıdır. Yetmiş iki millet; Hz. Peygamber’in İslâm ümmetinin yetmiş üç fırkaya ayrılacağını, bunlardan yetmiş ikisinin cehennemde, birinin ise cennette olduğunu ifade eden hadislerinden mülhem bir kavram- dır. Bu hadisler hakkında kelâm ve mezhepler tarihi çerçevesinde pek çok mülâhaza olmakla bir- likte Yûnus’un kullandığı bağlam genelde tüm dinleri ve insanları kapsayıcı niteliktedir. Ona göre “yetmiş iki millete birlik ile bakmayan şeriatta evliya olsa bile hakikatte günahkardır”. Bazen “yetmiş iki dil” tabirini kullanan şairin bu kapsayıcı kullanımı, Anadolu’nun pek çok din ve kül- türün kavşak noktası olması hasebiyle Müslüman Türkler nezdinde gelişen müsamaha ahlâkının tezahürlerinden biridir. Hemen belirtmek gerekir ki Yûnus’un bu kullanımı Batılı araştırmacıların dile getirdiği gibi tüm dinleri eşit gören perennial bir anlayış değildir. Nitekim şairin “gayrıdır bu milletten bu bizim milletimiz, hiç dinde bulunmadı din ü diyanetimiz” gibi ayırıcı ifadeleri bulunmaktadır. Bu tebliğde Yûnus Emre’nin kullandığı “yetmiş iki millet” kavramı kelâm ve mezhepler tarihi bağlamında değerlendirildikten sonra Dîvân’da kullanılan çerçevenin şairin din anlayışı ve müsamaha ahlâkı açısından bir tahlili yapılmıştır.

ANLAMBİLİMSEL YAKLAŞIMLARLA YUNUS EMRE’DE AŞK VE ÖLÜM KAVRAMLARI

Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2021

Yunus Emre Türk edebiyatının zirve şahsiyetlerindendir. Şiirlerinde Türkçenin gücünü ortaya çıkarmış ve Türkçe ile adeta bir atasözü hâline gelmiş sözceler oluşturmuştur. Anlambilimsel yöntemler ise bir metni çözümlemeyi amaçlar. Bu yöntemler F. de Saussure öncülüğünde Fransız diline uygulanmış ve izleyicileri tarafından da uygulanmaya devam etmektedir. Türk dilinin anlatım kabiliyeti, derinliği ve sanatsal işlenilebilirliği anlambilimsel yöntemlerle incelenmeye oldukça uygundur. Bu bağlamda, göstergebilimsel ve dilbilimsel çözümleme yöntemleri Türkçe metinlere de uygulanmaya başlanmış ve önemli sonuçlar elde edilmiştir. Yaptığımız çalışmada Yunus Emre’nin “Aşık Canı Ölmeye” şiiri temel alınarak, genel anlamda da Yunus Emre’nin eserlerinde aşk ve ölüm kavramları üzerinde bir çözümleme denemesi oluşturulmuştur. Çalışmada J. Derrida’nın “Yapıbozucu eleştiri” yöntemi, A.J. Greimas’ın “Göstergebilimsel Dörtgen” şeklinde tanımladığı çözümleme yöntemi, U. Eco’nun “üst okur”, M. Riffaterre’in “örnek okur” kavramları kullanılmıştır. Bu kavramlar metin dilbilimi düzlemine indirgenerek, metinler ve bağlamlar merkeze alınarak çözümlemeye dâhil edilmiştir. Aşk ve ölüm temel metaforları üzerinden anlamsal gelişimler tespit edilerek sonuca ulaşılmıştır.

YUNUS EMRE DİVANI'NDA GÖNÜL

Türk edebiyatının hemen her safhasında gönül kavramı yer almıştır. Gerek Klâsik Türk Edebiyatı’nda gerekse Halk Edebiyatı’nda vazgeçilmez bir konudur. Türkçe’ de gönül sevgi, istek, düşünüş, anma gibi kalpte var sayılan duygu kaynağı olarak tanımlanır. Dilimizde gönül kelimesinin yer aldığı birçok deyim vardır. Sosyal hayatta farklı durumlarda yer alan gönül kavramı tasavvufta da önemli bir mevki olarak geçmektedir. Gönül tasavvufi aşkın kısacası aşkın tecelli ettiği yerdir. Yunus Emre Divanı’ nda “gönül” tasavvufi bir unsur olarak görülür. Divanda “Gönül” kelimesinin geçtiği iki yüz üç beyit tespit ettik. Ayrıca gönül redifli iki şiiri vardır. Yunus Emre’nin ifadesiyle gönül tahtının sahibi Tanrı’dır. Gönülle bizzat ilgilenen O’ dur. Dolayısıyla gönlü kıran kimse iki dünyada da mutsuz olacaktır. Yunus Emre Divanı’nda gönül bazen derviş, bazen dost, sırdaş, arkadaş olur. Gönlün temiz olması, temizlenmesi önemlidir. Gönül pisi ise, kibr ve kindir. Bunları bıraktın ise namaz kılabilirsin. Gönül kırmak veya yıkmak birini çok üzecek bir davranışta bulunmak, gücendirmek demektir. Yunus Emre’ ye göre gönül (dostun evi) yıkıldı mı her şey boşa, ibadette ilimde boşuna yapılmış olur. Israrla gönül kırmamak gerektiğini söyler. Yunus Emre bazen de sözü kendi gönlüne getirir. Derviş gönüllü olan şair gönlünün aşkla dolu olduğunu ifade etmiştir. Anlaşılıyor ki Yunus Emre de tıpkı diğer şairlerimiz gibi gönüle bir hayli yer vermiş. Burada hemen hatırlatmalıyız ki Yunus Emre sadece bir şair değildir. O aynı zamanda mutasavvıftır. Gönül ehlidir, gönül adamıdır… Bu sebepledir ki Yunus Emre ‘ nin sözlerinin inanılmaz büyüsü vardır.