POZİTİF PSİKOLOJİK SERMAYE VE STRESLE BAŞA ÇIKMA STRATEJİLERİ İLİŞKİSİ (original) (raw)
Related papers
ÖZET: Yapılan bu çalışmanın amacı, TRB-1 bölgesinde (Malatya, Elazığ, Tunceli, Bingöl) bulunan özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde çalışanların algıladıkları örgütsel destek ve kontrol odağının stresle başa çıkma davranışları üzerindeki etkisini belirleyebilmek, psikolojik sermayenin bu ilişkideki aracılık rolü oynayıp oynamadığını tespit edebilmek ve bu değişkenlerle demografik faktörler arasında farklılıklar olup olmadığını ortaya koymaktır. Bu maksatla anket yöntemi ile 307 çalışandan veri toplanmıştır. Yapılan regresyon analizleri sonucunda; iç kontrol odağı ile problem odaklı stresle başa çıkma davranışları arasında pozitif ve anlamlı, duygu odaklı stresle başa çıkma davranışları arasında ise negatif ve anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür. Ayrıca iç kontrol odağı ile psikolojik sermaye arasında pozitif ve anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Algılanan örgütsel destek ile problem odaklı stresle başa çıkma davranışları ve psikolojik sermaye arasında pozitif ve anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür. Psikolojik sermaye ile problem odaklı stresle başa çıkma davranışları arasında ise pozitif ve anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Ayrıca algılanan örgütsel destek ile problem odaklı stresle başa çıkma davranışları arasındaki ilişkide psikolojik sermayenin aracılık rolü oynadığı tespit edilmiştir. Buna paralel olarak iç kontrol odağı ile problem odaklı stresle başa çıkma davranışları arasındaki ilişkide de psikolojik sermayenin aracılık rolü oynadığı görülmüştür. Ayrıca cinsiyet, medeni durum, iş tecrübesi ve kurum büyüklükleri ile yukarıda belirtilen değişkenler arasında anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir. ABSTRACT: The aim this study is to explore the impacts of perceived organizational support and locus of control on stress coping behavior and to test mediating role of psychological capital between these relationships using data collected from 307 participants who are employed in special education and rehabilitation centers located in TRB-1 region (Malatya, Elazığ, Tunceli, Bingöl) of Turkey. This study also scrutinizes the variance in abovementioned variables caused by demographic factors. As a result regression analyses, we see a significant and positive association between internal locus of control and problem focused stress coping behavior and a significant and negative association between internal locus of control and emotion focused stress coping behavior. Besides, we trace a positive and significant association between internal locus of control and psychological capital, and we also find a positive and significant association between perceived organizational support and problem focused stress coping behavior. Moreover, we see that there is a positive and significant association between psychological capital and problem focused stress coping behavior. At the end, we trace mediating role of psychological capital in relationship between perceived organizational support and problem focused stress coping behavior; we also trace its mediating role on the association between internal locus of control and problem focused stress coping behavior. In addition, we find some significant associations between abovementioned variables and demographic variables such as gender, marital status, work experience, and institution size. We interpret abovementioned findings of this research.
ULUSLARARASI PAZARLAMADA PSİKOLOJİK MESAFE İLE ÜRÜN STRATEJİLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ
Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2012
Dünya genelinde süregelen ekonomik bütünleşme ve ülke ekonomilerinin her geçen gün birbirlerine daha bağımlı hale gelmesiyle, işletmeler diğer ülke pazarlarında bulunan fırsatlara ulaşma konusunda daha da istekli hale gelmeye başlamışlardır. İşletmelerin uluslararasılaşmasında ve diğer ülke pazarlarında uygulayacakları pazarlama stratejilerinin belirlenmesinde psikolojik mesafe önemli bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışma kapsamında, psikolojik mesafe ile ürün stratejileri arasındaki ilişkinin ortaya çıkartılması amaçlanmaktadır. Bu amaçla bazı hipotezler geliştirilmiş ve test edilmiştir. Verilerin toplanmasında anket yönteminden yararlanılmıştır. Çalışmada kullanılan veriler, Türkiye’deki şekerli ve çikolatalı mamuller alanında ihracat yapmakta olan işletmelerden toplanmıştır. 164 işletme sahibi/yöneticisinden eksiksiz olarak cevap alınabilmiştir. Sonuç olarak, psikolojik mesafenin ürün stratejileri üzerinde etkili olduğu belirlenmiştir. Çalışmanın, psikolojik mesafe ile ürün stratejileri arasındaki ilişkiyi Türkiye örneği üzerinden ele almasından dolayı; literatüre önemli katkılar sağlayacağı düşünülmektedir.
POZİTİF PSİKOLOJİK SERMAYE AKADEMİSYENLER İÇİN NE DERECE ÖNEMLİ?
23. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi, 2015
Son yıllarda örgütlerde pozitif psikoloji alanından hareketle olumsuz davranışlar yerine olumlu davranışlara yönelen “pozitif örgütsel davranış” akımı ve bu akımın örgütlerde somut uygulaması olduğu kabul edilen “pozitif psikolojik sermaye” kavramı doğmuştur. Pozitif psikolojik sermaye üzerine yapılan araştırmalar genellikle nicel ve kavramın sonuçlarına yönelik çalışmalara dayanmaktadır. Bu nedenle kavramın derinlemesine incelenmesi açısından nitel araştırmalara ihtiyaç olduğu görülmektedir. Bu çalışmada Marmara bölgesinde faaliyet gösteren bir kamu üniversitesinde görev yapan akademisyenlerin pozitif psikolojik sermayelerine ne derece önem verdikleri ve onlar için bu sermaye türünün hangi unsurlarının önemli olduğu belirlenmeye çalışılmıştır.
Öz: Günümüzün rekabetçi ve çalkantılı iş çevresinde, çalışanların teknolojik, ekonomik, siyasi, sosyal gelişme ve değişmeler karşısında daha verimli olmalarını ve örgütün rekabetçi gücünü artırmalarını sağlayacak çare arayışları, örgütsel davranış alanında yeni yaklaşımların doğmasını sağlamıştır. Psikolojide ortaya çıkan pozitif yaklaşım, uzun yıllardır zihinsel hastalıkları iyileştirmeye odaklanan psikolojinin, unutulan, " insanların hayatlarını daha anlamlı ve verimli kılma, potansiyellerini açığa çıkarma " misyonunu tekrar canlandırmıştır. Pozitif psikoloji hareketinin örgütsel davranışa uyarlanması neticesinde ortaya çıkan pozitif örgütsel davranış yaklaşımı, çalışanları hep olumsuz bakış açısıyla değerlendiren yöneticilerin, onları pozitif bir yaklaşımla değerlendirmeleri ve sahip oldukları pozitif psikolojik sermayelerini geliştirmeleri gereğini ortaya çıkarmıştır. Bu çalışmanın amacı, işletmelerin yenilenebilen ve geliştirilebilen rekabetçi kaynağı olan insan unsurunun sahip olduğu sermaye türü olan pozitif psikolojik sermaye kavramını ve bileşenlerini tanıtmak, işletmelerde bu sermaye türüne neden önem verilmesi gerektiğini, sürdürülebilir rekabet üstünlüğünü sağlama bakımından sahip olduğu rolü ortaya koyarak literatüre katkıda bulunmaktır. Abstract: Socio-economic, technologic and politic changes in today’s work life lead new perspectives in organizational behavior to increase competitive advantage. A new movement called positive psycholog redirects focus away from healing mental illnesses and pathologies, and toward psychology’s two forgotten missions: making people’s lives more productive and worthwhile, and actualizing human potential. Positive psychology has spurred a related movements that applied positivity and strength-based management to the workplace called positive organizational behavior. This approach applies positively oriented human resource strengths and psychological capacities that can be measured, developed and managed for performance improvement in today’s workplace. The aim of this study is to explain the concept and importance of positive psychological capital that human resources have as a renewable and developable source.
REKABETÇİ DAVRANIŞLARIN STRATEJİ YÜRÜTME ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: OTOMOTİV SEKTÖRÜNDEN BULGULAR
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2021
Bu araştırmanın temel amacı, rekabetçi davranışların strateji yürütme üzerindeki etkisinin tespit edilmesidir. Araştırmanın evrenini, Düzce ve Sakarya illerinde faaliyet gösteren otomotiv işletme bayii yöneticileri oluşturmaktadır. Yöntem olarak nicel araştırma yönteminden yararlanılmış, veriler anket toplama tekniği ile elde edilmiş ve araştırmanın analizinde kullanılmak üzere 185 anket değerlendirilmiştir. Değişkenlerin yapısını incelemek için yapılan faktör analizi sonucunda, rekabetçi davranış tarzları ve strateji yürütmenin unsurları ile ilgili olarak üç boyutlu bir yapılar elde edilmiştir. Değişkenler arasındaki etkileşimi ortaya koymak amacı ile yapılan regresyon analizleri sonucunda rekabetçi davranış boyutlarından işbirlikçi rekabetçi davranışın strateji yürütme boyutlarının tamamını pozitif yönde etkilediği saptanmıştır. Agresif rekabetçi davranışın ise strateji yürütme boyutlarından yalnızca yapısal düzenlemeler gerçekleştirme boyutunu pozitif yönde etkilediği görülmüştür. Son olarak savunmacı rekabetçi davranışın strateji yürütme boyutlarının hiçbiri üzerinde anlamlı bir etkisi olmadığı belirlenmiştir. Ayrıca strateji yürütme unsurlarının rekabetçi davranışların hangisi ile daha fazla ilişkili olduğu konusunda önemli bulgular elde edilmiştir.
Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 2000
ÖZET Bu çalışmada öğrencilerin başa çıkma stratejileri ve olumsuz otomatik düşünceleri ile depresyon düzeyleri incelenmiştir. Buca Eğitim Fakültesi'ne devam eden yaş ortalaması 21.58 olan 501 (285 kız ve 216 erkek) üniversite öğrencisine "Başa çıkma Stratejileri Ölçeği" (BSÖ); başa çıkma stillerini ölçmek üzere: "Beck Depresyon Ölçeği" (BDÖ), depresyon düzeylerini ölçmek üzere ve "Geliştirilmiş Otomatik Düşünceler Ölçeği" (ODÖ- G) olumsuz otomatik düşüncelerini ölçmek üzere uygulanmıştır. Elde edilen bulgularda, başa çıkma stratejileri, depresyon düzeyi ve olumsuz otomatik düşünceler arasında anlamlı düzeyde ilişkiler olduğu belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: Başa çıkma. otomatik düşünceler, depresyon. SUMMARY Relationships beıween students' coping strategies and their negative automatic thoughts and depression levels are examined in the paper. A group of 501 (285 female and 216 malej university students (with a mean age of 21.58) attending the Faculty ot' Education at Buca were examined using the Coping Strategy Indicator (CSI) to measure the coping styles; the Beck Depression Inventory (BDI) to measure the level of depression and the Revised Automatic Thoughts Scale (ATS-R) to measure the negative automatic thoughts. Signilîcant relationships were established among CSI, BDI and ATS-R. Key words: Coping, automatic thoughts, depression.
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN STRESLE BAŞA ÇIKMA STRATEJİLERİ: BİLİŞSEL ESNEKLİK VE ÖZ-DÜZENLEMENİN ROLÜ
Turkish Studies Social Sciences, 2019
ÖZ Bu çalışmada, üniversite öğrencilerinde bilişsel esneklik, öz-düzenleme ve stresle başa çıkma stratejileri arasındaki ilişkilerin incelenmesi ve bilişsel esneklik ile öz-düzenleme değişkenlerinin başa çıkma stratejilerini yordayıcılığının belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma, Türkiye'deki çeşitli üniversitelerde eğitim alan 312'si kadın (%66.3), 160'ı erkek (%33.7) toplam 472 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Verilerin toplanmasında, Bilişsel Esneklik Envanteri, Öz-Düzenleme Ölçeği ve Stresli Durumlarla Başa Çıkma Envanteri Kısa Formu kullanılmıştır. Verilerin analizinde, betimsel istatistikler, Pearson korelasyon katsayısı ve çoklu regresyon analizi kullanılmıştır. Araştırma bulgularına göre, bilişsel esneklik ile öz-düzenleme arasında pozitif yönde orta düzeyde ilişki bulunmuş ve her iki değişkenin de çözüme dönük başa çıkma ile pozitif yönde, duygusal başa çıkma ile negatif yönde ilişkili olduğu görülmüştür. Buna karşın, kaçınmacı başa çıkma ile bilişsel esneklik ve öz-düzenleme arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Çözüme dönük başa çıkmanın yordanmasına ilişkin yapılan analiz sonuçlarına göre modelin bir bütün olarak anlamlı olduğu ve modelde yer alan bilişsel esneklik ve öz-düzenleme değişkenlerinin çözüme dönük başa çıkmadaki toplam varyansın %55'ini açıkladığı görülmüştür. Duygusal başa çıkmanın yordanmasına ilişkin yapılan analiz sonuçlarına göre ise, modelin bir bütün olarak anlamlı olduğu ve modelde yer alan bilişsel esneklik ve öz-düzenleme değişkenlerinin, duygusal başa çıkmadaki toplam varyansın %15'ini açıkladığı görülmüştür. Sonuçlar alan yazın ışığında tartışılmış ve ruh sağlığı alanında çalışanlara ve araştırmacılara önerilerde bulunulmuştur.
Öz Bu araştırmanın amacı, ilköğretim okullarında görev yapan öğretmenlerin olumlu psikolojik sermaye algılarının, iş doyumu ve örgütsel bağlılık düzeyleri üzerindeki etkisini belirlemektir. Betimsel nitelikte ve ilişkisel tarama modelindeki bu araştırmanın örneklemini, 2012–2013 eğitim-öğretim yılında Diyarbakır il merkezindeki resmi ve özel ilköğretim okullarında görev yapan 900 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama araçları olarak Luthans, Youssef ve Avolio, (2007) tarafından geliştirilen " Psikolojik Sermaye Ölçeği " ; Weiss, Dawis, Lofquist ve England, (1967) tarafından geliştirilen Minnesota Đş Doyum Ölçeği ve Üstüner (2009) tarafından geliştirilen " Öğretmenler için Örgütsel Bağlılık Ölçeği " kullanılmıştır. Elde edilen verileri analiz etmek amacıyla SPSS paket programı ile parametrik ve non-parametrik testler uygulanmış, AMOS programı ile model oluşturulmuş ve böylece öğretmenlerin psikolojik sermaye algılarının, iş doyumları ve örgütsel bağlılıkları üzerindeki etkisi belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırma bulguları incelendiğinde; öğretmenlerin psikolojik sermaye algılarının " yüksek " düzeyde, iş doyumları ve örgütsel bağlılıklarının ise " orta " düzeyde olduğu belirlenmiştir. Yapısal eşitlik modellemesi aracılığı ile yapılan analiz sonuçlarına göre, öğretmenlerin psikolojik sermaye algılarının, iş doyumu ve örgütsel bağlılık düzeylerini pozitif yönde etkilediği ve anlamlı bir şekilde yordadığı; ayrıca aracılık testi sonuçlarına göre iş doyumunun, psikolojik sermaye ile örgütsel bağlılık arasında aracılık etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Abstract The aim of this study is to assess the influence of perceived positive psychological capital of primary school teachers on their job satisfaction and organizational commitment level. The research sample, which falls in descriptive and relational screening model, is 900 teachers working in primary schools in the city of Diyarbakır during 2012-2013 educational year. Psychological Capital Scale, developed by Luthans et al. (2007), Minnesota Satisfaction Questionnaire, developed by Weiss et al. (1967), and Organizational Commitment Questionnaire for Teachers, developed by Üstüner (2009) were usedas data collection tools parametric and nonparametric tests were applied through SPSS to analyse collected data, and a model was developed through AMOS program in order to assess the effect of perceived psychological capital of teachers on their job satisfaction and organizational commitment level. Results of descriptive and basic analyses show that teachers' perception of psychological capital is " high " ; the level of job satisfaction and organizational commitment of teachers is " intermediate ". Results of structural equation modelling indicate that teachers' perception of psychological capital positively influences and significantly predicts their job satisfaction and organizational commitment. According to the results of mediation test, job satisfaction has mediation effect between psychological capital and organization commitment.
ÇEVRİMİÇİ PSİKOEĞİTİM PROGRAMLARI: SİSTEMATİK BİR İNCELEME
International Journal of Eurasia Social Sciences (IJOESS), 2023
Changing life conditions, which require different skills related to more life, have also brought new technological developments. This situation has increased the need for individuals, especially online applications. One of the areas where this need is felt is the field of psychological counseling and guidance (PCG), which is one of the areas of specialization where structured group practices called group guidance/group psychoeducation are carried out the most. The ease with which technology is offered to users, such as accessibility and accessibility, has allowed the work carried out by psychological counselors to be transferred to online environments. In this context, it seems important to have detailed information about online psychoeducation programs and to provide resources to experts who will work in the relevant field. The aim of the research is to evaluate the scientific reports on "online psychoeducational programs" between 2010-2022. In order to systematically examine the scientific reports made within the scope of the relevant years, the document review method was preferred. As a result of the systematic review carried out, it is seen that the number of studies conducted in Turkish and English is equal, with 65% of the scientific reports being made by female researchers. It was concluded that all of the scientific reports were made by the advisors with the title of professor, the most among the advisor titles of the scientific reports within the Institute of Educational Sciences and the Department of Guidance and Psychological Counseling. It is seen that 55% of the scientific reports examined are in the type of articles, the most preferred type of research is quantitative research with 50%, when the research models are examined, it is seen that the experimental research model is used the most with 55%, and 38% of the research populations are universities. In the scientific reports examined, it was concluded that the sampling preference was random sampling with 38%, students were the data sources with 72%, scales were the most preferred data collection tools, and statistical analysis methods were the most preferred among the data analysis methods.