Eski Uygur Türkçesinde Ölüm Kavramıyla İlgili İfadeler (original) (raw)
Related papers
Uygur Atasözlerinde Ölüm ile İlgili Sözcükler Üzerine
Kültürel aktarımın gerçekleşmesinde, bilgi ve deneyimlerin paylaşılmasında önemli bir yeri olan atasözleri, deneyimlere ve gözlemlere dayalı düşüncelerden doğmuştur. Toplumsal yaşantı içinde önemli bir yer edinen tüm varlıklar ve olaylar, atasözlerinde kendine bir yer bulur. Bu bağlamda ölüm de Uygur atasözlerinde kendine yer bulmuştur. Ölüm ile ilgili sözcükleri ölen kişi için kullanılan sözcükler, ölüm ile ilgili eylemler, ölüm zamanı ile ilgili sözcükler, ölünün gömülmesi ile ilgili sözcükler ve ölüm sonrası hayat ile ilgili sözcükler şeklinde sınıflandırmak mümkündür. Uygur atasözlerinde ölüm ile ilgili pek çok sözcük kullanılmaktadır. Ölüm ile ilgili sözcükler, ölümün Uygur toplumunun gözlemlerinde ne kadar yer edindiğini göstermekle kalmaz, aynı zamanda onların ölüm ile ilgili dünya görüşünü de yansıtır.
Altay Türkçesinde Ölüm Kavramını Anlatan Sözler ve Söz Kalıpları
Altay Türkleri yaşadıkları bölge ve inanış biçimleriyle Türk kültürü içinde özel bir yere sahiptir. Bugün, Altay Türklerinde, Moğol ve Rus kültüründen, dininden, dilinden ve hayat tarzından izler görmek mümkündür. Her ne kadar uzun yıllar boyunca Altay Türklerinin resmî dinleri Hıristiyanlık olarak görünse de inanç dünyalarında Şamanizm daha ağırlıklı bir yere sahiptir. Bu durum Altay Türkçesinin söz varlığında da kendini gösterir. Şüphesiz “ölüm” inanış sistemleriyle doğrudan ilişkili bir kavramdır. Bundan dolayı bu incelemede de Altay Türklerinin ölüm ve ölümle ilişkili kavramları nasıl yorumladıkları ve bunu söze nasıl aktardıkları gösterilmeye çalışılmıştır.
Eski Uygur Türkçesinde "Kötülük Bildiren" Kavramlar Üzerine
Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi/ Journal of Turkish World Studies (Yaz – Summer 2018), 2018
Özet Manihaist ve Budist dönem Eski Uygur Türkçesi metinleri ve onlar üzerine yapılmış kaynak niteliğindeki çalışmalar göz önüne alınarak " kötülük bildiren " kavramlar ortaya konulmuştur. Böyle bir incelemenin yapılmasındaki amaç, gelecekte herhangi bir araştırmacı veya araştırmacı grubu tarafından yapılacak " Eski Türkçenin Kavram Alanı Sözlüğü " ne katkıda bulunmaktır. Huastuanift, Irk Bitig ve Manihaist Uygur Metinleri adlı Manihaist dönem metinleri ile Altun Yaruk, Eski Uygurca Hsüan-Tsang Biyografisi ve Üç İtigsizler adlı Budist dönem metinlerinin söz varlığında, " kötülük bildiren kavramlar " tespit edilip açıklanmıştır. Bu metinler üzerine yapılan çalışmalardan hareketle örnekler verilmiş ve Türkiye Türkçesine aktarılmıştır. Anahtar kelimeler: Eski Uygur Türkçesi, kötülük, kavramlar. Abstract " The concepts of stating evil " were revealed by considering Old Uigur Turkic texts of Manichaean and Buddhist periods and the works characterized as the sources on these texts. The purpose of such a review is to contribute to the "Dictionary of the Conceptual Domain of Old Turkic" which will be made by any researcher or researcher group in the future. " The concepts of stating evil " on the vocabulary of the texts of Manichaean period named Huastuanift, Irk Bitig and Manichaean Uigur Texts and on the vocabulary of the texts of Buddhist period named Altun Yaruk, The Biography of Xuanzang in Old Uigur and Uc Itigsizler were determined and explained. The examples were given and translated into Turkish.
Türkiye Türkçesi Ağızlarında Ölüm Kavram Alanına Ait Söz Varlığı
Türkiye Türkçesi Ağızlarında Ölüm Kavram Alanına Ait Söz Varlığı, 2021
Bir dilde, aynı yer ve zaman diliminde dilin konuşurları arasında konuşma farklılıkları bulunması doğaldır. Seslik farklılıklar başta olmak üzere biçimsel farklılıklar, söz varlığı düzeyinde çeşitlenmeler ve hatta bazı durumlarda söz dizimsel farklılaşmalar ağızları oluşturur. Bu noktada ağızlar, bir üst dilin konuşulduğu coğrafyanın daha küçük yerleşim birimlerinde varlığını sürdüren, yazı diline kıyasla birbirinden az çok ayrılan konuşma biçimleri olarak genel itibarıyla tanımlanabilir. Yaklaşık bir asır öncesinde diyalektolojik farkındalığı oluşmaya başlayan Türkiye Türkçesi ağızları üzerine bu zamana değin pek çok araştırma ve çalışma yapılmıştır. Derleme faaliyetlerinin yaygın olduğu bu araştırmalar arasında müstakil bir konu üzerine yapılan ağız çalışmalarının sayısı oldukça azdır. Bu nedenle var olan çalışmalara ek olarak hazırlanan ve "ölüm" temasının esas alındığı bu çalışmada, Türkiye Türkçesi ağızlarında yakın tarihsel süreçte kullanılmış ya da hâlihazırda kullanılmaya devam eden ölüm kavram alanına ilişkin mevcut söz varlığının dokümantasyonu ve incelemesi yapılmıştır. Var olan çalışmalar esas alınarak derlenen söz varlığı unsurlarının özgün biçimlerine bağlı kalınmış, bunlar ilgili bulundukları başlıklar altında sınıflandırmaya tabi tutulmuştur. Çalışmada yer alan söz varlığı unsurları arasında madde başı olarak verilen sözcükler ve diğer söz varlığı unsurları köken bilgisi itibarıyla araştırılmaya çalışılmış, tarihsel süreç içerisindeki gelişimleri dikkate alınmış ve bu doğrultuda tanım ve izahı yapılarak hemen ardından ağız çalışmalarından temin edilen ilgili bağlamlar alfabetik sırayla sunulmuştur.
Türkmen Türklerinde Ölüm: Geleneksel Uygulamalar ve Söz Varlığı
ÖZET İnsan hayatında üç önemli geçiş töreni olduğuna inanılır. Bunlar " doğum, evlenme ve ölüm " dür. İslam inancına göre ölümün son olmadığı ve ahiret hayatına olan inanç düşünülürse ölüm, tam olarak bu dünyadan öteki dünyaya geçişi temsil eden bir kavram olarak karşımıza çıkar. Metaforlarla dolu dünyamızda, insan hayatı bir yolculuğa benzetilecek olursa, doğumla başlayan bu yolculuğun son durağı ölümdür. Nerede, nasıl gerçekleşeceği bilinmediğinden ve insanı sevdiklerinden ayırmasından ötürü ölümden korkulsa da, kaçınılmaz bir son olmasından ötürü eski Türkler tarafından bir tehdit olarak görülmediği ve soğukkanlılıkla karşılandığı ifade edilir. Bu çalışmada ölümle ilgili söz varlığı, Türkmen Türkçesinde ele alınıp incelenmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda ölmek fiili başta olmak üzere bu fiilden türeyen ölü, ölüm, ölen gibi isimler ile ölüyü defnetmek anlamındaki fiiller ve defin işlemleri sırasında kullanılan eşyaların (kefen, tabut vb.) Türkmen Türkçesindeki karşılıkları tespit edilmiş; yer yer bunlarla ilgili karşımıza çıkan metaforik kullanımlara (örneğin TTü. tahta at " tabut " = TrkmT. ağaç at), ölümle ilgili inanışlara, ölümden sonra ölüyü gömme sırasındaki ve defin sonrasındaki uygulamalara dikkat çekilmiştir. Türkmen Türklerinde ölüm, dil ve kültür bağlamında ele alınmaya çalışılmıştır. Bu çalışmanın teorideki ilham kaynakları Jean Paul Roux'un Altay Türklerinde Ölüm ve Edward Tryjarski'nin Türkler ve Ölüm adlı eserleri olmakla birlikte, Türkmen Türkçesindeki söz varlığı Türkmen Türkçesindeki sözlüklerden ve başta büyük Türkmen şairi Mahtumkulu'nun şiirleri olmak üzere edebî eserlerden tespit edilmiş ve tanıklanmıştır. ABSTRACT It is believed that there three major transitions in human life; these are " birth, marriage, and death ". Death is not the end according to the Islam, and when one considers the afterlife, death becomes a concept that symbolizes the transition from one World to another. In the
Eski Uygur Türkçesi Manzum Metinlerde Baş Kafiye Usulleri
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2021
ESKİ UYGUR TÜRKÇESİ MANZUM METİNLERİNDE "BAŞ KAFİYE" USULLERİ PER-LINE RHYME METHODS OLD UYGHUR TURKISH VERSE TEXTE Nurdan BESLİ * Öz VIII-XIII yüzyıllar arasında yazılmış veya tespit edilmiş Eski Uygur Türkçesi manzum metinleri, belli bir din ve kültür muhiti çevresinde şekillenmiş eserlerdir. Büyük çoğunluğu Budist anlayışla yazılmış şiirlerin bir kısmı Manihaist karakterde diğer bir kısmı ise din dışı konularla ilgilidir. Eski Uygur Türkçesi şiir metinleri çeviri, uyarlama ve telif eserlerden oluşmaktadır. Çeviri ve uyarlama eserleri genellikle mısra başı kafiyesiz şiirler oluştururken, telif eserler mısra başı kafiye düzeni ile yazılmıştır. Mısra başı kafiyesiz şiirler başka dillerdeki metinlerden çeviri ve uyarlama olup muhteva, sözcük tekrarları çeşitli aliterasyonlar bakımından şiir anlayışına uymaktadır. Mısra başı kafiyeli şiirler ise şairin bizzat estetik unsurlara bağlı kalarak yazdığı, ses uyumlarını önemsediği şiir türüdür. Telif ya da uyarlama şeklinde karşımıza çıkan bu metinler, okuyucu ve dinleyici üzerinde edebi zevk uyandırabilecek niteliktedir. Şairlerin belirli bir düzen dâhilinde yazdıkları bu edebi mahsüller, geleneksel şiir anlayışı olan "mısra başı kafiye" düzeniyle şekillenmiştir. Eski Uygur Türkçesi manzum metinleri denildiğinde ilk akla gelen bu baş-kafiyeli şiirler, şairlerin kullandığı çeşitli yöntemlerle klasik şiir formunu almıştır. Mısra başı kafiye düzenini sağlamak adına en çok kullanılan yöntemlerden olan ikilemelerin yerlerini değiştirme, sözcük tekrarlarına başvurma, aynı kökten sözcük kullanma, yakın ünlü ile dönüşümlü kullanımlar, terimlerden faydalanma vb. usuller, şairlerin sıkça başvurdukları metotlar olmuştur.
Eski̇ Uygur Türkçesi̇ Manzum Meti̇nleri̇nde "Baş Kafi̇ye" Usulleri̇
The Journal of International Social Research, 2021
ESKİ UYGUR TÜRKÇESİ MANZUM METİNLERİNDE "BAŞ KAFİYE" USULLERİ PER-LINE RHYME METHODS OLD UYGHUR TURKISH VERSE TEXTE Nurdan BESLİ * Öz VIII-XIII yüzyıllar arasında yazılmış veya tespit edilmiş Eski Uygur Türkçesi manzum metinleri, belli bir din ve kültür muhiti çevresinde şekillenmiş eserlerdir. Büyük çoğunluğu Budist anlayışla yazılmış şiirlerin bir kısmı Manihaist karakterde diğer bir kısmı ise din dışı konularla ilgilidir. Eski Uygur Türkçesi şiir metinleri çeviri, uyarlama ve telif eserlerden oluşmaktadır. Çeviri ve uyarlama eserleri genellikle mısra başı kafiyesiz şiirler oluştururken, telif eserler mısra başı kafiye düzeni ile yazılmıştır. Mısra başı kafiyesiz şiirler başka dillerdeki metinlerden çeviri ve uyarlama olup muhteva, sözcük tekrarları çeşitli aliterasyonlar bakımından şiir anlayışına uymaktadır. Mısra başı kafiyeli şiirler ise şairin bizzat estetik unsurlara bağlı kalarak yazdığı, ses uyumlarını önemsediği şiir türüdür. Telif ya da uyarlama şeklinde karşımıza çıkan bu metinler, okuyucu ve dinleyici üzerinde edebi zevk uyandırabilecek niteliktedir. Şairlerin belirli bir düzen dâhilinde yazdıkları bu edebi mahsüller, geleneksel şiir anlayışı olan "mısra başı kafiye" düzeniyle şekillenmiştir. Eski Uygur Türkçesi manzum metinleri denildiğinde ilk akla gelen bu baş-kafiyeli şiirler, şairlerin kullandığı çeşitli yöntemlerle klasik şiir formunu almıştır. Mısra başı kafiye düzenini sağlamak adına en çok kullanılan yöntemlerden olan ikilemelerin yerlerini değiştirme, sözcük tekrarlarına başvurma, aynı kökten sözcük kullanma, yakın ünlü ile dönüşümlü kullanımlar, terimlerden faydalanma vb. usuller, şairlerin sıkça başvurdukları metotlar olmuştur.
Olasılık Bildiren Kipliklerin Eski Uygur Türkçesi Metinlerindeki Görünümü
Kiplik, konuşurun bir olay veya durumla ilgili tutum, tavır ve bilgisini yansıttığı dilsel işaretleyicilerdir. Kipliğin alt kategorilerinden biri olan olasılık kipliği; şüphe, tahmin, varsayım, olasılık, kesin olmama, belirsizlik gibi durumları gösteren kiplik türüdür. Bu çalışmada, Eski Uygur Türkçesi metinlerinden İyi ve Kötü Prens Öyküsü, Kuanşi İm Pusar, Irk Bitig, Huastuanift, Çaştani Bey Hikâyesi, Uygurca Üç Hikâye ve Üç İtigsizler olmak üzere yedi eserde kullanılan olasılık bildiren kipsel işaretleyiciler incelenmiştir. Eski Uygur Türkçesinde olasılık kiplikleri sayı bakımından azımsanmayacak ölçüdedir. –sA/birök…erser, -gAy, bolgu kergek gibi olasılık kipliklerinin kullanıldığı Eski Uygur Türkçesinde olasılık anlamının daha çok bağlamdan beslendiğini söylemek mümkündür.