Gıda Etiği Üzerine Bir Değerlendirme (original) (raw)

ELÂZIĞ EFSANELERİNDE YEME-İÇME KÜLTÜRÜ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

HALK GASTRONOMİSİ 2, 2024

Toplumlara ait değerlerin geleceğe aktarımında sözlü ve yazılı anlatıların büyük bir etkisi vardır. Anlatılar, teşekkül ettikleri toplumların sosyo-kültürel bir ürünü niteliğindedir. Bu anlatılardan biri olan efsane, kültürel kodları bünyesinde barındıran önemli bir edebî türdür. Efsanelerde, birey ve toplumların yaşam şekilleriyle sosyal normlarına dair olguları görmek mümkündür. Bu bağlamda yeme-içme kültürü de temel bir ihtiyaç olarak efsanelerde yer alan toplumsal bir değerdir. Efsanelerin mitik ve sembolik yapısı zengin bir anlatı türünün oluşmasını sağlamıştır. Bu zengin yapı kültürel çeşitliliğin varlığını da kuvvetlendirir. Nitekim bu çeşitliliğe bağlı olarak efsanelerdeki olay örgüsü içerisinde yeme-içme kültürünün etkisi de görülmektedir. Elâzığ efsanelerinde yeme-içme kültürü, halkın yaşam biçimini ve değerlerini yansıtan önemli bir unsurdur. Bu efsanelerde yemek ve içeceklerin sadece fiziksel bir ihtiyaç değil aynı zamanda kültürel ve ruhsal bir deneyim olduğunu görmek mümkündür. Bu çalışmada yazılı kaynaklarda bulunan Elâzığ efsanelerinin incelenmesi sonucu tespit edilen yeme-içme kültürüne dair unsurlara değinilecektir. Efsanelerde bulunan yiyecek ve içecekler, sembolik açıdan ele alınarak anlatı içerisindeki rolleri bakımından değerlendirilecektir. Bu incelemeler sonucu Elâzığ efsanelerinde yeme-içme kültürü bağlamında; buğday, tuz, üzüm gibi yiyecekler ve süt gibi içeceklerle diğer yeme-içme kültürüne ait unsurların sembolik değerleri kültürel boyutlarıyla efsanelere yansıması değerlendirilmeye çalışılacaktır. Ayrıca tuz-ekmek hakkı anlayışının yansımaları metinden hareketle açıklanmaya çalışılacaktır

Gıdanın Müşterekler Siyaseti

Gıdanın müşterekliğini gıdayı bir süreç olarak tanımamızı sağlayan ilişkiler çerçevesinde ve bu ilişkiler içerisinde yer alan (oluşan) aktörler üzerinden düşünebiliriz. Dolayısıyla gıda, gıdanın üretim, işleme, dağıtım ve tüketim süreçlerini bir bütün olarak, yani bir gıda sistemi olarak düşünmemizi gerektirir. Gıda sistemini, yani gıda etrafında ortaya çıkan bütün ilişkileri ve aktörleri sorunsallaştırmak bize gıdanın müşterekliğini düşünme imkanı verecektir. Dahası, gıda sisteminde yaşanan şirketleşme ve metalaşma ilişkilerine karşı gelişen müşterekleştirme pratiklerini yine bu bağlamda görme ve anlama imkanımız bulunmaktadır.

Gıda İsrafının Davranışsal Belirleyicileri; Tokat İli Örneği

Gaziosmanpaşa Bilimsel Araştırma Dergisi, 2020

İsraf, sosyal bir durum olmakla birlikte büyük ekonomik ve çevresel sonuçlar doğurabilen bir sorun olarak görülmektedir. Gıda da yapılan israf ise dünyanın tümünü etkileyebilecek derece de önemli olarak algılanmaktadır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre dünya genelinde her yıl ortalama 750 milyar dolar değerindeki gıda, yani üretilen gıdanın üçte biri israf olmaktadır. Bu israfın %20'si tarlada, %40'ı ise sofrada meydana gelmektedir. Bu çalışmanın amacı Tokat'ta yaşayan tüketicilerin gıda israf davranışına etki eden faktörlerin ortaya konulmasıdır. Çalışmada sonlu popülasyon standart sapma yerine popülasyon oranı kullanımı ile basit tesadüfi örneklem yöntemiyle %95 güven düzeyi ve %5 hata payı için gerekli olan asgari örnek hacmi belirlenmiştir. Buna göre 383 adet anket yeterli olmasına rağmen 435 adet anket yapılması ön görülerek sonucun daha güvenilir hale getirilmesi amaçlanmıştır. Anket çalışmasında 5'li likert ölçeği kullanılarak faktör ve güvenilirlik analizleri yapılmıştır. Çalışmada faktörlerin 3 başlık altında toplandığı görülmektedir. I. faktör grubu toplam varyansın %49.048'ini açıklayan ve ''Gıda israfına karşı farkındalık ve dikkat'' olarak adlandırılan grubu, II. faktör grubu %20.520'sini açıklayan ''Gıda israfının önlenmesi'' faktörünü, III. faktör grubu ''Gıda israfına yönelik bilinç'' diye adlandırılan ve varyansın %16.341'ini açıklayan grup olmak üzere hepsi birden toplam varyansın %85.909'unu açıklamaktadır. İsrafla mücadele insalığın geleceği açısından zorunluluk arz ettiğinden dolayı buna yönelik eğitimlerin aileden başlamak üzere verilmesi bunun için de öncelikle ebeveynlerin bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca israfta önemli bir boyut olan gıda tedariği soğuk zincirine dikkat edilmesi gıdaların bozulmasının önlenmesini sağlayacaktır.

ÂŞIKLIK GELENEĞİNDE YEMEK DESTANALARI: TEMATİK VE İŞLEVSEL BİR YAKLAŞIM

Folklor Akademi Dergisi, 2024

Türkler tarih boyunca pek çok farklı coğrafyada devletler kurmuştur. Bu durum Türklerin o coğrafyalarda yaşayan milletlerin kültürleriyle alışveriş içinde olmasını sağlayarak din, dil, gelenek-görenek, yeme-içme kültürü gibi birçok kültürel unsurların etkileşimine sebep olmuştur. Yeme-içme kültürü karşılıklı etkileşimin sık yaşandığı alanlardan birisidir. Farklı coğrafyalarda farklı toplumlarla iç içe yaşamak, mutfak kültürünün zenginleşmesini sağlamıştır. Bu zenginlik hayatın her alanında olduğu gibi Türklerin edebiyatlarına da yansımış ve bunun sonucunda gerek sözlü kaynaklarda gerekse yazılı kaynaklarda Türk mutfak kültürünü ele alan pek çok edebi ürün ortaya çıkmıştır. Bu edebi ürünlerden biri de âşıklık geleneğinde âşıklar tarafından kaleme alınan yemek destanlarıdır. Âşıklık geleneğinde oldukça önemli bir yer tutan yemek destanları, Türklerin yeme-içme kültürlerini mizahi bir şekilde ele alan edebi ürünlerinden biridir. Âşıklarca kaleme alınan veya dile getirilen yemek destanlarının ilk örneklerine Anadolu sahasında XIV. yüzyılda rastlanmaktadır. Sımâtiye olarak adlandırılan bu şiirlerin tespit edilen ilk örnekleri Kaygusuz Abdal’a aittir. Bu manzumelerde genellikle çorbalar, sebze yemekleri, kebaplar, köfteler, börekler, çörekler, pilavlar, turşular, tatlılar, salatalar, meyveler vb. yiyecekler konu edinilmiştir. Sonraki yüzyıllarda kaleme alınan yemek destanlarında ise konu biraz daha genişletilerek içecekler ve keyif verici ürünler de yemek destanlarının kapsamına girmiştir. Bu çalışmada Anadolu sahasında âşıklar tarafından kaleme alınmış yemek destanları incelenecektir. Çalışmanın örneklemini 20. yüzyılda yaşamış âşıkların dile getirdiği yemek destanları oluşturacaktır. Çalışmaya sadece 20. yüzyılda üretilen yemek destanlarının alınmasının sebebi, ilgili yüzyılda söylenen yemek destanlarındaki yemekler ile günümüz yemeklerinin benzerlik göstermesidir. Ayrıca belirtilen yüzyıldaki destanlarda geçen yemek isimleri ile günümüzdeki yemek isimlerin aynı olması çalışmanın ilgili yüzyılla sınırlandırılması gereğini ortaya çıkarmıştır. Çalışmada öncelikle tarihî açıdan Türk yemek kültürü üzerinde durularak yazılı kaynaklarda geçen Türk yemeklerinden örnekler verilmiştir. Sonrasında 20. yüzyılda kaleme alınmış yemek destanları şekil, konu açısından incelenmiştir. Ayrıca çalışmanın örneklemini oluşturan yemek destanlarından hareketle modern Türk mutfak kültürüne göre yemek destanları tasnif edilmiştir. Son olarak çalışmada, yemek destanları folklorun dört temel işlevine göre bir incelemeye de tabii tutulmuştur.

EFELİK MÜESSESESİNDE ZEYBEKLİĞE TERFİ ETME VE YEMİN TÖRENİ

Bu çalışmamızda Türkiye'de Batı Anadolu bölgesinde geçmişi çok eski tarihlere dayanan ve Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte varlığını tamamen yitiren "Efelik Müessesesi" incelenmiş, bu yapı içerindeki hiyerarşi, emir-komuta zinciri, terfi sistemi ve yemin olgusu ile törensel yönü analiz edilmeye çalışılmıştır.

Gastronomik Akımlar Çerçevesinde Gıda Tüketim Ölçeği

Gastronominin insanların yaşadıkları deneyimler üzerindeki önemi göz önünde bulundurulduğunda; yeme-içme eğilimlerinin incelenmesi, turizm işletmecilerinin, özellikle de turizm pazarlama yöneticilerinin, turistik ürün geliştirme ve tutundurma stratejilerini belirlemelerinde önemli olduğu söylenebilir. Bu bağlamda, günümüz gastronomik akımları çerçevesinde Lawshe tekniği kullanılarak bir gıda tüketim ölçeği geliştirilmiştir. Çalışma sonunda ortaya çıkan faktör yapıları incelendiğinde; moleküler mutfak yeme eğilimliliği (16 madde; α=,935), füzyon mutfak yeme eğilimliliği (11 madde; α=,917) ve yerel mutfak yeme eğilimliliği (12 madde; α=,929) olmak üzere toplam 3 faktör ve 39 maddeden oluşan bir gıda tüketim ölçeğinin ortaya çıktığı anlaşılmaktadır.

Yemek Sektöründe Hedoni̇zm Etki̇si̇ Ölçeği̇ Geli̇şti̇rme Çalişmasi

Elektronik sosyal bilimler dergisi, 2022

Son yıllarda özellikle tüketici davranıĢlarında hedonizmin etkisinin yüksek olduğu bilinmektedir. Hedonizm, fayda ve somut edinimlerden ziyade zevk ve mutluluğu temel alan bir yaĢam felsefesidir. Bu çalıĢmada da hedonizmin yemek yeme davranıĢı üzerindeki etkisini saptayan bir ölçek geliĢtirmek amaçlanmıĢtır. Yemek sektöründe hedonizm etkisinin farklı boyutlarını içeren 70 maddelik taslak ölçek, Ağustos-Aralık 2019 tarihleri arasında 1000 tüketiciye uygulanmıĢtır. AraĢtırmaya katılan tüketiciler kolayda örneklem metodu ile seçilmiĢtir. 1000 veriden elde edilen bulguların analizi sonucunda, ölçeğin 10 boyuttan oluĢtuğu anlaĢılmıĢtır. Ölçeğin geçerliği için boyutlar arasındaki korelasyon incelenmiĢ ve elde edilen verilerin literatüre uygun olduğu anlaĢılmıĢtır. Ayrıca ölçeğin güvenirliği için yapılan analiz sonucunda Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı en düĢük 0,924 çıkmıĢtır.

Mutfaktan Çöpe Ekmek: Tüketi̇m Ve Değerlendi̇rme

2014

Tum toplumlarda temel besin kaynaklarinin basinda tahil ve tahil urunleri yer almaktadir. Ekmek de en onemli tahil urunu olarak toplam gida tuketimindeki payi ile onemini korumaktadir. Ekmek, geleneksel olarak beslenme aliskanligimizda aldigi payin yuksekligi kadar farklilastirilmis urunlerin artmasi, ihtiyac fazlasi satin alma ve israfa konu olmasi acisindan da dikkat cekici bir urundur. Dunyada gida arz ve fiyatlarinda yasanan dalgalanmalar, gida guvenligi ve guvenilirligi tartismalarinin gelismis ve gelismekte olan ulkelerde gundemde olmasi ve ayrica, iklim degisikliginin yarattigi baski altinda surdurulebilirligin risk altinda olmasi gida israfi ve bu israfin sosyal, ekonomik ve cevresel etkilerini su yuzune cikarmistir. Turkiyede de gundemde olan ekmek tuketimini, israf boyutu ile ele almayi amaclayan bu calisma TR6-Akdeniz Bolgesinde onemli nufus artislari olan ve goc alan sosyo-ekonomik duzeyleri farkli 3 buyuksehir sinirlari icinde 2011 yilinda 20 yas ve ustu kadinlarla gerc...