Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Polikliniği’ ne başvuran adli olguların değerlendirilmesi, Poster Bildiri (original) (raw)
Related papers
Adli Tıp Dergisi, 2006
Bu çalışmada, Manisa ve çevresinde meydana gelen adli olguların profilinin tanımlanması amaçlanmış olup; çalışmamızda Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Polikliniği’ ne 01.01.2003 tarihinden, 31.06.2006 tarihine kadar olan 42 aylık dönemde müracaat etmiş 723 kişiye ait adli raporlar retrospektif olarak incelenmiş ve bu olgular olay türü, yaş, cinsiyet, anabilim dalı polikliniğine müracaat zamanları, gönderen adli makamlar ve adli raporlarda verilen kararlar yönünden değerlendirilmiştir. Olguların 558 (% 77.2)’ i erkek, 165 (% 22.8)’ i ise kadındı. Olgular 21-30 yaş grubunda yoğunlaşmıştı. 2006 yılının ilk 6 aylık bölümünde yer alan 118 olgu kapsam dışı bırakılarak ve 2003-2004-2005 tam yılları esas alınarak yapılan değerlendirmede; olguların büyük bölümünün polikliniğimize yaz aylarında (n=185; % 30.6), en fazla ise temmuz (n=74; %12.3) ayında gönderildiği görülmektedir. Olguların büyük bölümünü, yaralama eylemine bağlı başvuruların (% 42.4 ; n=307) ve trafik kazaları sonucu yaralanmaların (% 38.4; n=278) oluşturduğu saptanmıştır. Adli olaylarda bölgesel profillerin belirlenmesi, bu tür olayları en aza indirme çabalarına yönelik düzenlemelerde çıkış noktası olarak kullanılabileceği gibi bu veriler ışığında eğitim çalışmalarına da yön verecektir.
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi acil servisine başvuran adli olguların değerlendirilmesi
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi dergisi, 2005
Bu çalışma, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Servisi'ne başvuran adli olguların demografik özelliklerini ve acil serviste görev yapan hekimler tarafından adli olgu olarak değerlendirilip değerlendirilmediklerini incelemek ve 1996 yılından beri acil serviste her ay kurum içi düzenlenen adli tıp seminerlerinin hedeflerine ulaşıp ulaşmadığını araştırmak amacıyla yapılmıştır. Çalışmada 01/04/2002-31/03/2003 tarihleri arasında Acil Servisi protokol defterinde müracaat etmiş tüm adli olgular taranarak çalışma kapsamına alınmıştır. Tüm adli olguların %68,4'ü erkek olup %23,5 ile en fazla olgunun 20-29 yaş grubunda olduğu saptanmıştır. Adli olgu olarak değerlendirilmesi gereken olguların %76'sına adli olgu kaşesi vurulduğu görülmüştür. Bu oranın, 1995-1997 ve 1999-2001 dönemini kapsayan çalışmalarla karşılaştırıldığında sırasıyla %43,57 ve %53.9'dan %76'a çıktığı görülmüştür. Sonuç olarak; kişilerin haklarının kaybolmaması veya gereksiz yere mağdur olmalarını engellemek için hastayı tedavi etmek kadar adli rapor yazma sorumluluğu bulunan hekimlere mezuniyet öncesi ve sonrası eğitimlere devam edilmesi, seminerlerde bilgi kazandırmanın yanı sıra hekimlerimize adli olgulardaki sorumluluklarını iyice kavratacak formasyonların eğitim sürecine aktarılması gerektiğine inanmaktayız.
Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 2021
Dış etkenler sonucu kişilerin beden veya ruh sağlığında bozulmaya hatta ölümüne neden olabilen her türlü olay adli olgu olarak kabul edilmektedir. Kadınların modern hayatın bir parçası olarak iş hayatına katılımı ve ev dışında geçirdikleri zamanın artması, trafik kazası ve iş kazası gibi yaralanmalar neticesinde adli olgu olarak karşımıza daha sık çıkmalarına neden olmaktadır. Çalışmamızda adli rapor düzenlenmek üzere kliniğimize yönlendirilen kadın olgular incelenerek değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: 01.01.2015-31.12.2019 tarihleri arasında polikliniğimize adli rapor düzenlenmesi amacıyla yönlendirilen 443 kadın olgu, geriye dönük olarak değerlendirilerek; yaş, olay türü, yaralanmanın niteliği, olayın gerçekleşme zamanı ile polikliniğe müracaat zamanı ve adli rapor sonuçları yönünden incelenmiştir. Bulgular: Polikliniğimize beş yıllık süre içerisinde başvuran 1450 olgunun %30,6 (n=443)'sı kadın olup, yaş ortalaması 29,36±15,91 bulunmuştur. Olay türleri incelendiğinde; en sık %35,2 ile trafik kazası, ikinci sıklıkta ise %30,2 ile etkili eylem olgularının olduğu görülmüştür. Sonuç: Çalışmamızdaki beş yıllık süre içerisinde polikliniğimize başvuruların yaklaşık üçte birini kadınlar oluşturmaktadır. Ülkemiz nüfusunun yaklaşık yarısını oluşturan kadın bireylerin travmalar nedeniyle mağdur olmaları sonucu bireysel ve toplumsal kayıplar ile maddi ve manevi zararlar oluşmaktadır. Bu zararların önlenmesinde; koruyucu hekimliğin gereği olarak bireysel dikkat göstermek, toplumsal önlemlerin alınmasına kılavuzluk etmek, olaylar meydana geldiğinde de olguların adli tıbbi değerlendirmelerini hızlı ve eksiksiz bir şekilde yapmak, hukuki sürecin işlemesi için son derece önem taşımaktadır.
Adli Bilimler Dergisi, 2016
Bu çalışmada Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaş Tıp Merkezi Adli Tıp Polikliniği’ne 01 Ocak 2014 - 31 Aralık 2015 tarihleri arasında adli makamlarca yönlendirilmiş olguların retrospektif olarak belirlenmesi, bu vakaların adli tıbbi açıdan Van bölgesi profilinin ortaya konması ve elde edilen verilerin literatür bilgileri ile karşılaştırılması amaçlanmıştır. Bu amaç çerçevesinde belirtilen zaman aralığında 385 olguya ait adli raporlar retrospektif olarak incelenmiş ve bu olgular başvuru tarihi, başvuru sebebi, gönderen makam, gönderildiği il-ilçe, olayın türü-mahiyeti, olayın meydana geldiği tarih, şahısların yaşı ve cinsiyeti, düzenlenen adli raporun türü ve adli raporlarda verilen kararlar bakımından istatistiksel olarak değerlendirilmiştir. Olguların %79,7’si (n=307) erkek, %20,3’ü (n=78) kadındı. Olgular 21-30 yaş grubunda yoğunlaşmıştı. En fazla adli olayın yaz mevsiminde (%28,6) meydana geldiği, buna karşılık müracaatların büyük bölümünün Aralık (%12,2) ve Kasım (%11,7) aylarında gerçekleştiği belirlenmiştir. Konularında rapor istenilen olguların %70,2’sinde (n=144) yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceği, %62,7’sinde (n=128) kişinin yaşamını tehlikeye sokacak nitelikte olmadığı saptanmıştı. Adli olaylarda bölgesel profillerin belirlenmesi, ülkemizde henüz tam olarak oluşturulamamış olan veri havuzu için önemli bir katkı sağlayacağı gibi, bölgesel eğitim ve hizmet faaliyetlerinin iyileştirilmesinde önemli bir kılavuz olacaktır.
Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Dergisi, 2011
OZET Ozellikle acil birimlere travma nedeniyle gelen bireylerin eksiksiz muayene edilmesi, bulgularin kayit altina alinmasi ve bildirilmesi hekimlerin onemli sorumluluklarindan biridir. Bu calismada acil servisinde calisan hekimlerin travmali hastalar hakkinda duzenleyecekleri raporlarin onemine dikkat cekilmesi amaclandi. Ocak 2008- Ekim 2011 tarihleri arasinda Mustafa Kemal Universitesi Arastirma Hastanesi Acil servisine gelen adli nitelikteki olgularin kayitlari geriye yonelik incelendi. Belirtilen sure icerisinde 843 adli olgu kaydi mevcut oldugu goruldu. Olgularin 581 (%68.9)’i erkek, 262(%31.1)’i kadindi. Yaslari 1 ile 121 arasinda idi. Gelis nedenlerine gore siklikla %40.1 i trafik kazasi %16.7’i intoksikasyon oldugu saptandi. Mevsim olarak en sik yaz ve agustos aylarinda oldugu goruldu. Acil birimlerde calisan hekimlerin is yukunun bir kismini da adli raporlarin duzenlenmesi olusturmaktadir. Bir taraftan tedavi edici hekimlik meslegi yerine getirilirken, diger taraftan yasal...
Adli Tıp Dergisi, 2009
Motosiklet/motorlu bisiklet ve bisiklet kazaları, güvenlik önlemlerinin kısıtlılığı ve travma mekanizmasının farklılığı nedeni ile, diğer araç kazalarına göre daha ciddi yaralanmalara neden olmaktadır. Çalışmamızda, motosiklet/motorlu bisiklet ve bisiklet kazalarında yaralanmış olguların demografik ve yaralanma özelliklerinin belirlenmesi ve bu yaralanmaların en aza indirilebilmesi için gerekli önlemlerin betimlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Polikliniği’ne, 01 Ocak 2003 - 31 Aralık 2009 tarihleri arasındaki 7 yıllık süre içerisinde motosiklet/motorlu bisiklet ve bisiklet kazalarında yaralanma sonucu müracaat eden 90 olgu hakkında düzenlenmiş adli raporlar retrospektif olarak incelenmiştir. Kazaların %81.1’inin başka araçların motosiklet /motorlu bisiklet veya bisiklete çarpması sonucu sürücüsünün veya yolcusunun yaralanması şeklinde gerçekleşmişti. Yaralananların %84.4’ü erkeklerdi. Olguların %57.8’inin (n=52) 11-30 yaş aralığında yer almaktaydı. Kazalar en sık Mayıs-Eylül ayları arasında (n=54; %60) ve saat 12:00-20:00 arasında (n=60; %65.4) meydana gelmişti. Olguların %61.1’inde (n=55) baş boyun travması, 56 olguda (%62.2) çoğunluğu yüz bölgesinde olmak üzere multipl kemik kırıkları, 15 olguda (%16.7) ciddi iç organ yaralanmaları saptanmış; yaralananların %64.4’ünün (n=58) hastanede yatarak tedaviye ihtiyaç gösterdiği belirlenmiş; olguların adli tıbbi değerlendirmelerinde; yaralanmaların %75.6’sının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif derecede olmadığı ve %26.7’sinde yaralanan şahsın yaşamını tehlikeye sokacak nitelikte olduğu saptanmıştır. Sonuç olarak, bu derecede ciddi yaralanmalara neden olan motosiklet/motorlu bisiklet ve bisiklet kazalarının azaltılabilmesi için, gerekli düzenleme ve çalışmaların zaman kaybedilmeksizin yapılması önerilmiştir.
Adli Bilimler Dergisi, 2006
Trafik kazaları gerek morbidite, gerek mortalite oranları açısından tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz açısından da önemli bir sorun oluşturmaktadır. Bu çalışmada 01.01.2003 tarihinden, 31.12.2004 tarihine kadar olan 24 aylık dönemde Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Polikliniği’ ne müracaat etmiş olgulara ait adli raporlar incelenerek, bunların içerisindeki trafik kazalarının oranının belirlenmesi, trafik kazalarının tipinin, meydana geldiği ayların ve trafik kazası mağdurlarının özelliklerinin sunulması amaçlanmıştır. Anabilim dalı polikliniğinde hakkında adli rapor düzenlenmiş 431 olgunun % 40.4 ( n=174)’ü trafik kazalarına bağlı yaralanma sonucu müracaat etmişti. Olguların 126 (%72.4)’sı erkek, 48 (% 27.6)’i ise kadın olup, yaş ortalamaları 29.1 (SS: 0.2) idi. Yaralanmalar 158 kaza sonucu meydana gelmiş olup, büyük bölümü yaz aylarında meydana gelen kazalarda olmuştu (n=75, % 43.1). Kazaların çoğunluğu bir aracın başka araç(lar) ile çarpışması (%30.8 ; n=40) şeklinde gerçekleşmişti ve en sık kazaya karışan taşıt cinsi otomobillerdi (% 59.1 ; n=107). Kazalar sonucu meydana gelen yaralanmaların yarısından fazlası multipl travmalar şeklindeydi (n= 108; %54.8). Sonuç olarak, her gün onlarca insanın öldüğü ya da ağır şekilde yaralandığı trafik kazalarının en aza indirilebilmesi için, taşımacılık tercihlerinin değiştirilmesi, trafik eğitimine hız verilmesi, karayollarında yapısal değişiklikler yapılması, araç güvenliğinin artırılması ve yasal düzenlemelerdeki boşlukların giderilmesi önlemlerinin bir arada ele alınması gerektiğini düşünüyoruz.
Adli Tıp Dergisi, 2009
Aile içi şiddet; öğretim düzeyi, ekonomik ve kültürel gelişmişlik ve coğrafi bölge ayrımı gözetmeksizin, tüm dünyada ve kültürlerde yaygın bir biçimde görülmektedir. Aile içi şiddetin yüzyıllardır değişmeyen mağdurlarından olan kadınların bu şiddeti kabullenmesi ve erkeğin sosyal statüsü nedeniyle sesini çıkarmaması ve hatta kendini suçlu hissetmesi, kadına yönelik şiddetin bir kısır döngüye dönüşmesinin en büyük nedenini oluşturmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Polikliniği’ne 2003-2008 yılları arasında başvurmuş, aile içi şiddet mağduru olan kadınlarının özelliklerinin tanımlanmasıdır. Bu amaçla, aile içi şiddet mağduru 53 kadına ait raporlar, muayeneler sırasında kaydedilen ayrıntılı anamnez formları ve tüm tıbbi belgeleri retrospektif olarak gözden geçirilmiştir. Olguların %71.70’inin (n=38) partnerlerinin, %28.30’unun (n=15) diğer aile bireylerinin istismarına maruz kaldığı, partner şiddetine uğrayan olguların büyük bölümünün (n=17, %44.74) 25-34 yaş, diğer aile bireylerinin şiddetine uğrayan olguların büyük bölümünün ise (n=9, %60.00) 15-24 yaş aralığında yer aldığı, olguların 39’unun (%73.58) daha önce de bir şekilde şiddete maruz kaldığı, fiziksel şiddetin büyük çoğunluğunun çıplak el ve ayak kullanılarak meydana geldiği, yaralamalarda ağırlıklı olarak yüz bölgesi hedef seçildiği belirlenmiştir. Çalışmada elde edilen veriler, aile içi şiddetin hala toplumumuzun önemli bir problemi olarak yer tutmakta olduğunu göstermektedir.
Ortadoğu Tıp Dergisi, 2020
Amac: Bu calismada adli psikiyatri poliklinigimize yonlendirilen olgularin sosyodemografik ozellikleri ile yas ve egitim durumlari gibi ozellikleri on plana cikarilarak, isledikleri suc kapsamlari, madde kullanim durumlari ve klinik ozellikleri ile psikiyatrik olarak en sik konulan tanilar belirlenmeye calisilacaktir. Yontem: Calismaya Egitim ve Arastirma Hastanesi psikiyatri poliklinigine 01.01.2018 -15.12.2018 tarihleri arasinda adli makamlarca rapor duzenlenmesi ve ayaktan basvuru ile yonlendirilen 191 olgu calismaya dahil edilmistir. Bu vakalar yas, cinsiyet, egitim durumlari gibi sosyodemografik ozellikleri ile klinik tanilari ve madde kullanim durumlari geriye donuk olarak taranmistir. Bulgular: Adli olgularin 36’si kadin (%18,8), 155’i (%81,2) erkek olurken, grubun yas ortalamasi 44,52±16,522 (18-92) yil olarak saptanmistir. Egitim duzeyi 104 (%54,45) ilkokul, 72 (%42,93) orta ogretim, 15 (%2,62) yuksekokul olarak tespit edilmistir. Vakalarin 137’sinin gecmiste psikiyatrik oy...