15 Yıllık Süreçteki Mandibüler Kırıkların Retrospektif İncelenmesi (original) (raw)

BOLVADİN (AFYON) MERKEZ YERLEŞİM ALANINDA SON 15 YILLIK DÖNEMDE OLUŞMUŞ YÜZEY KIRIKLARININ OLUŞUM MEKANİZMASI

ÖZET Ağustos-Eylül 2014 aylarını kapsayan dönemde Afyon ili, Bolvadin ilçesi merkez yerleşim alanında (1) Mezarlık alanı, (2) Selçuklu Mahallesi, (3) Kırkgöz Mahallesi, (4) Sanayi sitesi-Çarıkçılar Petrol civarı ve (5) Gölbaşı-Yenitekke Vahapdede Türbesi civarında olmak üzere 5 farklı bölgede, uzunlukları 100 m ile 350 m arasında değişen K15-20D, K50D ve K70D gidişli, güneydoğu blokları 20 cm ile 50 cm arasında düşmüş ve yer yer 65-130 cm genişlikte açılmalarının olduğu yüzey kırıkları / yarıkları izlenmiştir.

Mandibular Kondil Kırıkları ve Tedavi Yöntemleri

Arşiv Kaynak Tarama Dergisi, 2014

Maxillofacial injuries are most commonly associated with falls, motor and vehicle accidents, sportsrelated trauma, and interpersonal violence. The complexity of mandibular condyle region and its anatomic proximity to other craniofacial structures complicate diagnosis and treatment. Thus, treatment approaches of mandibular condyle fracture are still controversial. In the literature, different success rates are reported about observation versus treatment, closed reduction versus open reduction and fixation methods. In the present article, controversial issues related to mandibular condyle fractures were reviewed under the light of current literature. In conclusion, the simplest way that can be done with the least risk of complication should be chosen during treatment planning. In addition, current adjunctive treatment methods accelerating healing of fracture should be considered.

Çeneli̇k Uygulamasinin Mandi̇bula Üzeri̇nde Oluşturduğu Geri̇lmeni̇n Üç Boyutlu Sonlu Elemanlar Yöntemi̇ İle İncelenmesi̇

GAZİ ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ …

Bu çalışmanın amacı, ortopedik çenelik uygulamasının mandibula üzerinde oluşturduğu gerilmeyi (stres) incelemektir. Gereç ve Yöntem:Mandibulanın üç boyutlu sonlu sayıda elemana bölünmüş modeli bilgisayarlı tomografiyle alınan kesitlerin bilgisayar ortamında tekrar birleştirilmesi ile elde edilmiştir. Mandibuler simfiz bölgesinden 400 gramlık (3,92 N) çenelik kuvveti uygulanmıştır. Oluşan gerilme alanları sonlu elemanlar stres analiziyle incelenmiştir (SESA). Bulgular:En yüksek çekme gerilme değeri, 5 MPa olarak koronoid çıkıntının iç yüzeyinde ölçülmüştür ve mandibulanın lateral yüzeyinde belirgin çekme gerilmesi oluşmadığı saptanmıştır.-5 MPa'lık baskı gerilmesi ise, koronoid ve kondiler çıkıntılar arasındaki eğimli alanın dış yüzeyinde ölçülmüştür. Sonuç:Kondiler bölgeye oranla mandibulanın diğer bölgelerinde daha fazla gerilme birikimi oluştuğu gözlenmiştir. Koronoid çıkıntı bölgesinin çenelik uygulamasının en fazla etkilediği bölge olduğu saptanmıştır.

Mandibula Kırıklarında Kullanılan “I” Tipi Plakların Tespit Konumlarının Karşılaştırılması

Duzce Universitesi Bilim Ve Teknoloji Dergisi, 2014

Mandibula kırıklarında miniplak kullanımı yaygın görülen müdahale yöntemlerinden biridir. Mandibula kemiği kırıklarında plak-fiksatör uygulaması öncesi tetkiklerde kullanılacak biyomalzemenin taşıyabileceği sınır değerlerinin ortaya konması gerekir. Plak ve fiksatörün, çenenin maksimum kuvvete ulaştığı durumlar dahil her türlü etkiye karşılık verir nitelikte olması istenmektedir. Cerrahi müdahale öncesinde kullanılacak malzeme ve plak geometrisinin belirlenmesi tüm bu etkenler nedeniyle istenilen cerrahi uygulamaya ulaşmak için gereklidir. Bu çalışmada, yaygın olarak kullanılan Titanyum Alaşım ile tasarlanmış ve "I" geometriye sahip plakların tespit konumları kıyaslanmıştır. Her bir model ve modele ait malzeme için ANSYS® sonlu elemanlar yazılımı ile gerilme ve deformasyon kapasiteleri karşılaştırılmıştır. In vitro çalışmaları kadar kullanılabilir değerler elde edilebilen sonlu elemanlar analizi sonuçları I tipi mandibula plakları ve malzemeleri için değerlendirilmiştir. İki farklı tip mandibula kırıklarında kullanılan I tipi plakların hangi şartlar altında tespit tercihinin uygun olduğu ifade edilmiştir.

Çocukluk Yaş Döneminin Torakolomber Ve Lomber Omurga Kırıkları

TOTBID Dergisi, 2018

Çocukluk yaş döneminde görülen torakolomber omurga kırıkları, sık rastlanılan minör çökme kırıklarından nadir görülen tam spinal kord hasarının eşlik ettiği kırıklı çıkıklara kadar farklılık gösterir. Çocuklarda tüm ortopedik travmalar içinde mortalite oranı en yüksek olan yaralanmalar torakolomber kırıklardır. Bu durum sıklıkla kafa travması, torakal ve abdominal yaralanmalar ile ilişkili olup %50'ye varan oranda tanıda gecikmeye bağlıdır. [2,9] Ç ocukluk ve adolesan dönemde görülen torakolomber omurganın travmatik kırıkları nadir görülen, ancak yaşamı tehdit eden yaralanmalardır ve tüm çocukluk çağı iskelet sistemi yaralanmalarının %1-3'ünü oluşturur. [1-5] Çocukluk yaş dönemi omurga yaralanmaların önemli kısmı servikal bölgededir. Bu durum yetişkin hastalarla karşılaştırıldığında, çocuklarda kafatası çapının bedene oranla daha büyük olması yanında, boyun bölgesindeki destek görevi gören yumuşak dokuların daha zayıf olmasına da bağlıdır. Bu nedenle, çocuklarda tüm Çocukluk yaş döneminin torakolomber ve lomber omurga kırıkları Pediatric thoracolumbar and lumbar spine fractures

15. YÜZYIL MESNEVİLERİNİN HÂTİME BÖLÜMLERİ ÜZERİNE KARŞILAŞTIRMALI BİR İNCELEME

TÜRKLÜK BİLİMİ ARAŞTIRMALARI/JOURNAL OF TURKOLOGY RESEARCH, 2023

Türk edebiyatına İran edebiyatından geçen ve yüzyıllar içerisinde gerek şekil gerek konu bakımından millî bir kimliğe bürünen mesnevi nazım şekli ile edebiyatımızda pek çok eser verilmiştir. Mesnevilerde çeşitli konular belirli bir düzen içerisinde işlenir. Mesnevilerin tertip hususiyetlerine bakıldığında genel olarak üç bölümden oluştukları görülür. Bunlar giriş, konunun işlendiği bölüm ve hâtime bölümleridir. Hikâyeyi mesnevinin asıl yani ikinci bölümünde anlatan şairler, giriş bölümünde yer alan sebeb-i telifte ve son söz olan hâtime bölümünde okuyucuya eserlerine, poetikalarına, şiire, yaşadıkları döneme dair hem edebiyat tarihine ışık tutacak hem de tarihî ve kronolojik niteliği olan bilgiler verirler. Bu çalışmada mesnevilerin hâtime bölümleri üzerine karşılaştırmalı bir inceleme yapılmıştır. Dönem olarak Türk mesnevi edebiyatında bir dönüm noktası kabul edilen 15. yüzyıl seçilmiştir. Bu yüzyılda sanat endişesiyle yazılan mesneviler üslup, dil, seçilen konularda özgünlük ve anlatım tekniği bakımından mükemmele yakındır. Çalışmada şairlerin hâtime bölümlerinde verdikleri bilgilerin edebiyat tarihine ne gibi katkılar sundukları ortaya konmaya çalışılmıştır.

Çocukluk Çağı Yer Değiştirmiş Suprakondiler Humerus Kırıklarında Kapalı Redüksiyon Sonrası Perkütan Medial-Lateral Çapraz Çivi ile Tespit

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2012

Çocuklarda yer değiştirmiş suprakondiler humerus kırıklarında kapalı redüksiyonu takiben perkutan medial-lateral çapraz çivi ile tespitin sonuçları retrospektif olarak değerlendirildi. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya ortalama yaşları 6.8 yıl olan 24 çocuk dahil edilmiştir. Kırıklar kapalı redüksiyonu takiben perkutan medial-lateral çapraz çivi ile tespit edilmiştir. Ameliyat sonrası ortalama 3.4 haftalık çivi tespiti sonrasında iki hafta boyunca gün içinde üç kez harekete izin verecek şekilde uzun kol alçı atel uygulanmıştır. Ortalama 28.6 ay olan takip süresindeki son kontrollerinde hastalar klinik olarak Flynn Ölçütleri, radyolojik olarak Baumann ve humerokapital açı kullanılarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Flynn Ölçütlerine göre son değerlendirmede fonksiyonel açıdan sonuç 22 hastada mükemmel, 2 hastada ise iyi idi. Kozmetik değerlendirmede ise 20 hastada mükemmel, 4 hastada iyi sonuç mevcuttu. Son kontrolde çekilen grafilerde Baumann Açısı 16.4±4.8 ve humerokapital açı 7.4±6.1 derece olarak ölçüldü. Sonuç: Çocuklarda yer değiştirmiş suprakondiler humerus kırıklarında kapalı redüksiyonu takiben ideal tespitin hangi çivi yerleşimi ile sağlandığı halen tartışmalıdır. Tespitin yetersizliğine bağlı redüksiyon kaybı kubitus varus ile sonuçlanabilmektedir. Stabilite açısından diğer yöntemlere göre daha üstün olan perkutan medial-lateral çapraz çivi ile tes pit, taşıdığı iatrojenik ulnar sinir hasarı riskine rağmen, yüksek başarı oranı ile tercih edilebilecek bir yöntemdir.

Kutadgu Bi̇li̇g’Deki̇ Önermeler Üzeri̇ne Klasi̇k Mantik Açisindan Bi̇r İnceleme

Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2021

Kutadgu Bilig, Türk düşünce tarihinin en önemli eserlerinden biridir. Bu eserde pek çok konu üzerinde durulmakta; değişik bireysel ve toplumsal sorunlara ilişkin çözümler önerilmektedir. Söz konusu çözümler de kitabın başlığında ifade edildiği gibi, adeta mutluluğa götüren birer yol olarak öngörülmektedir. Bu makalede, düşünsel yönden oldukça zengin olan Kutadgu Bilig'deki anlatımlar incelenecektir. Bu bağlamda, bazı düşünürlere göre Antik felsefenin doğudaki yansımasının bir ürünü olarak görülen bu eserde, Antik Yunan'da ortaya çıkıp gelişen klasik mantıktaki önerme türlerinden hangilerinin örneklendiği araştırılacak; kitabın, düşünsel bakımdan sahip olduğu zenginliğe önermeler bakımından da sahip olup olamadığı gösterilmeye çalışılacaktır.