Şeyh Gâlib’in Leylâ ve Mecnûn Hikâyesi Üzerine Bir İnceleme (original) (raw)
Related papers
Böyle İşitdük Bir Rivâyetde: Leylâ ve Mecnûn Mesnevilerinde Anlatıcı Sorunu
Söylem 2. Uluslararası Filoloji Sempozyumu Bildiri Tam Metinleri, 2023
Anlatma esasına bağlı eserlerde yazar, genellikle okuyucusu ile doğrudan konuşmaz. Bu eserlerde olayların aktarılması, edebî esere içkin bir anlatıcıya devredilir. Edebî anlatıları, diğer iletişim biçimlerinden ayıran en önemli farklardan biri, gönderici ve alıcı arasına eklenen bu anlatıcı katmanıdır. Anlatıcı, bir edebî metinde anlamsal ve estetik işlevler üstlenmektedir. Türk mesnevilerinin üretim ve alımlama süreçleri ile düşünce geleneklerinin farklılığı, mesnevileri modern anlatılardan farklı yaklaşımlarla anlamayı gerektirmektedir. Mesnevilerdeki anlatıcı, doğrudan yazarın müdahalelerini, mesnevihanların sesini, hikâyenin eski rivayetlerinin aktarımlarını ve daha fazlasını birleştiren çok katmanlı bir unsurdur. Söylemin anlamının onu söyleyen kişiye ve söylendiği bağlama göre anlam kazandığını öne süren sözceleme kuramı çerçevesinde bakıldığı zaman, mesnevide konuşanın kim olduğu mesnevinin anlam katmanlarını etkiler ve epistemik farklılıklar yaratır. Özellikle Leylâ ve Mecnûn mesnevilerinin aklın ve bilginin ne olduğunu sorgulayan iç yapısı, anlatıcının bilgi düzeyinin metnin anlamı üzerindeki etkisini arttırmaktadır. Sözlü icra edilen halk edebiyatı metinleri için kullanılan meddah tipi anlatıcı, mesnevilerin çok katmanlı metinlerarası ilişkilerini açıklamak için yeterli olmamaktadır. Bu çalışmada, mesnevilerin anlaşılmasına katkı sağlamak amacıyla, mesnevilerdeki anlatıcı tiplerinin ve bu tiplerin mesnevinin diğer unsurları ile etkileşimlerinin tespit edilmesine yönelik yeni bir yaklaşım geliştirilmeye ve bu yaklaşımın anlamsal katkıları gösterilmeye çalışılacaktır.
Fuzûlî’nin Leylâ vü Mecnûn Mesnevisinin Dibacesi Hakkında Bazı Mülahazalar
Leylâ vü Mecnûn mesnevisiyle ilgili çalışmalarda, Fuzuli'nin bu eseri "Mecnun'un mecazi aşktan ilahi aşka geçişi" düşüncesini ispatlamak amacıyla yazdığı söylenmekte ve bu iddia "Leyla'dan Mevla'ya ulaşmak" şeklinde ifade edilmektedir. Oysa eserin dibace ve hikâye kısımları birlikte değerlendirildiğinde, bu eserin "ilahi aşkı arayan insanın macerası"nı ele aldığı, aslında Mecnun'un Leyla'ya layık olmak için bir tür olgunlaşma sürecinden geçtiği görülür. Nitekim Fuzuli eserinin dibace kısmında, hikâyedeki unsurların birer sembol olarak kullanıldığını, hikâye anlatmanın bir bahane olduğunu, aslında mecaz yoluyla ilahi aşkın sırları ile gizli hakikatlerini anlatmak istediğini söylemekte ve eserinde kullanacağı sembollerin gerçekte neye tekabül ettiklerini belirtmektedir.
Celîlî’nin Leylâ vü Mecnûn Mesnevisinde Mekan
DergiPark (Istanbul University), 2023
Edebî metinlerde mekân olayların yaşandığı yerlerdir. Mekân birçok amaç doğrultusunda kullanılmaktadır. Karakterlerin ruh tasvirlerini ve olayların gidişatını belirlemede büyük bir öneme sahiptir. Edebî eserlerde mekânlar, iç mekân ve dış mekân olmak üzere iki kısımda incelenmektedir. Aynı zamanda mekân, çevresel ve olgusal olarak da yorumlanabilmektedir. Celîlî'nin Leylâ vü Mecnûn mesnevisinde gerçek dünyadaki şehirler veya ülkeler bulunmamaktadır. Eserde olaylar daha çok çöl, bağ ve bahçe üzerinde geçmektedir. Bunun yanı sıra sadece Leylâ'nın kabilesinin adı "Benî-hay" ve çöldeki dağın adı "Necd Dağı" belirtilmiştir. Mesnevilerdeki mekânlar hakkında birçok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalardan bazıları ise çevresel ve olgusal çerçevede hazırlanmıştır. Bu makale de yapılan çalışmalara bir yenisini daha ekleyip literatüre katkıda bulunmak amacıyla hazırlanmıştır. Bu çalışmada, 16. yy. şairlerinden olan Celîlî'nin "Leylâ vü Mecnûn" mesnevisindeki mekânlar ve bu mekânların karakterler üzerindeki etkisi incelenip açıklanmaya çalışılmıştır.
Rıza Tevfik'in Fuzûlî'nin Leylâ Ve Mecnûn'u Üzerine Notları
Journal of Turkish Studies, 2013
Leylâ and Mecnûn of Fuzûlî who is the powerful representative of our classical poetry is one of the most important works of our literature and was handled by various researchers up to now and had been the subject of several investigation with it's different aspects. One of the figures who expressed their views on the work is Rıza Tevfik. The author who attracted attention with his thoughts on the different literary issues in his period had harpped on Fuzûlî and evaluated his literary aspect and works from various angles. Rıza Tevfik who expressed a significant portion of his views about Fuzûlî by articles published in newspapers and magazines as well as wrote his thoughts about Fuzûlî's works in short notes on the edges of the pages of the book published under the name of Külliyât-ı Fuzûlî by Yeni Şark Kütüphanesi in 1342/1924. This book includes Fuzûlî's Turkish Dîvân, Beng ü Bade, Sâkînâme, Şikâyetnâme, Leyla and Mecnun and introduction which was written by M.Fuat Köprülü for this book. Our study deals with notes which contains Rıza Tevfik's thoughts about Leylâ and Mecnûn. We also made some comments about notes in the study in places. While expressing his thoughts on Leylâ and Mecnûn, Rıza Tevfik harpped on Fuzûlî's language and style, his literary aspect, the figures influenced him and the figures were influenced by him and defined the meaning of some words which are difficult to understand and described some couplets. He also compared his copy with the different transcript and defined some differences between two copies. With these features, these notes are remarkable sources for researches on Fuzûlî and Leylâ and Mecnûn, hence these notes provide important information for researchers.
Divan Şiirinin Leylâ ve Mecnûn'u: Lafız ve Mana
Many definitions of Divan poetry have been made throughout the history and many ideas have been declared on its style and content. Among these this poetic tradition has preceded the word and after a certain period it is a common understanding that it gave weight to the meaning. Nowadays it is seen as a settled perception of classical poetry. General characteristics of poetry when viewed within the framework of eloquence rules, the general lines of Islamic art and the poets' sense of art the supposed issue is faced with an otherwise state. First and foremost, poetry is the relationship of word and meaning that both out of our reading of Divan Poetry we choose from different centuries and our encounter of emphasis of poets as well a sin theory it is possible to find its application in poetry. The Divan Poet is aware of this and highlights it from time to time between verses. This poetry tradition bears resemblance in words and meanings from the beginning to present day in the way it looks at poetry. Poetry is an art based on integration of word and meaning. Choice or preference of one over another is not necessary. One of the necessities of being a successful poet requires incorporating these two basic elements. This is the path to persistence and classical poetry owes its being classical to this fact.
Fuzûlî’nin Leylâ ve Mecnûn Mesnevisinde “Ağyar” efad
Karadeniz Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2021
Eski Türk edebiyatında mesneviler birer anlatma esasına dayalı metin türü olarak sahada geniş yer bulmuş ve özellikle dönem edebiyatının geniş halk kitleleri ile buluştuğu bir alan olmuştur. Klasik Türk edebiyatının saray ekseninden uzaklaşarak geniş coğrafyalara yayıldığı mesnevi alanında şüphesiz Türk edebiyatı eşsiz eserlere sahiptir. Tüm mesneviler arasında ise akıllara ilk olarak Leyla ve Mecnun gelmektedir. Neredeyse her yüzyılda karşılaşılan bir hikâye olan bu mesnevi, birçok şair tarafından işlense de Fuzûlî ile bu mesnevinin özdeşleşmiş olması herkesçe kabul gören bir gerçektir. Eldeki çalışma, adı geçen mesnevide iki ana karakter olan Leylâ ve Mecnûn dışındakileri ele almakta ve mesneviye farklı bir açıdan yaklaşmaktadır. Mesnevi, çalışmamızda “ağyâr” eksenli olarak ele alınmıştır. Âşık ve maşuk tasvirleri aşkı anlamak için bir çıkış noktası olarak görünse de aşkı anlamak için neyin aşk olduğunun yanında nelerin aşk olmadığını da iyice irdelemek gerekir. Bu sebeple çalışmamız âşık ve maşuk dışında kalan ve “ağyâr” olarak tabir ettiğimiz kişi ve kavramlara odaklanmaktadır. “Ağyâr”, yabancılar anlamında olup Leylâ ve Mecnûn dışındaki tüm tip ve kavramları kapsayan temel bir unsur olarak çalışmamızda yer bulacaktır.
Leylâ vü Mecnûn mesnevisiyle ilgili çalışmalarda, Fuzuli'nin bu eseri "Mecnun'un mecazi aşktan ilahi aşka geçişi" düşüncesini ispatlamak amacıyla yazdığı söylenmekte ve bu iddia "Leyla'dan Mevla'ya ulaşmak" şeklinde ifade edilmektedir. Oysa eserin dibace ve hikâye kısımları birlikte değerlendirildiğinde, bu eserin "ilahi aşkı arayan insanın macerası"nı ele aldığı, aslında Mecnun'un Leyla'ya layık olmak için bir tür olgunlaşma sürecinden geçtiği görülür. Nitekim Fuzuli eserinin dibace kısmında, hikâyedeki unsurların birer sembol olarak kullanıldığını, hikâye anlatmanın bir bahane olduğunu, aslında mecaz yoluyla ilahi aşkın sırları ile gizli hakikatlerini anlatmak istediğini söylemekte ve eserinde kullanacağı sembollerin gerçekte neye tekabül ettiklerini belirtmektedir.
Fuzûlî’Ni̇n Leylâ Vü Mecnûn Di̇bâcesi̇’Nde Yi̇nelemeleri̇n Anlamla İli̇şki̇si̇
Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2020
Bu yazıda Fuzûlî (ö.1556) tarafından yeniden üretilen Leylâ ve Mecnûn (1535) mesnevisinin baĢlangıcında yer alan "Dibâce" (Önsöz) kısmının dilsel ve anlamsal düzeyde mesnevideki fonksiyonu incelenmiĢtir. Gelenekte Fuzûlî"nin, model aldığı diğer Leylâ ve Mecnûn yazarlarından farklı olarak eserini düzyazı ile baĢlatması bir yeniliktir. Fuzûlî, bu kısmı (Mensur Dibâce), üç rubai ve yaklaĢık iki sayfa nesir olarak kurar. Dibâce"nin nazım kısmında (rubailer) görülen üçlü bölünme devamında gelen düzyazı kısmında yüzeyde değildir. Ancak gramer ve anlama yansıtılmıĢtır. Düzyazı kısmı için şart cümlesi yapısı seçilmiĢtir. Seçilen bu yapı, üç kez yinelenir. Ancak bunlar, uzun tamlamalar ve iç içe geçen seci cümlecikleri ile gizlenmiĢtir. Bu dil sınanmasını tecrübe eden okur, Fuzûlî"nin üçlü katmanını ve bu katmanlara yerleĢtirdiği anlamı, fark ederse metinde daha sonra geleceklere de hazırlıklı hâle getirilmiĢ olur. Bu araĢtırmada mesnevinin baĢlangıcındaki Dibâce incelenmiĢ ve diğer bölümleri ile bağı kurularak yazarın, okurunu yinelemelerle metne hazırlama yöntemleri gösterilmiĢtir.