Türk Söylence Sözlüğü (original) (raw)

Türk Söylence Mitoloji Sözlüğü

Türk Söylence Mitoloji Sözlüğü

Kızıl renkli giysileri olan, kızıl gözlü bir adamdır. ALAHÇIN: Yaşam Tanrıçası. Doğaya can verir. Yeşillik alanlarda rüzgar olup gezer. Bataklık bölgelerde dolaşır. ALANKOVA: Moğolların Soy Annesi. Gece çadırının penceresinden içeriye parlak bir ay girmiş gebe bırakmıştır. ALASIĞIN: Kutsal Geyik. Bazı Türk, Moğol ve Macar boyları, soylarının bu kutlu varlıktan türediğine inanırlar. ALAŞA: Kazakların Soy Atası. Alaş boyunun kurucusu ve Kazakların atasıdır. O yüzden savalarda Alaş! diye bağırılırdı. ALAZ: Ocak Tanrısı. Ülker burcunun altı yıldızı göğün altı deliğidir ve oradan sıcak hava üfler. Böylece yaz gelir. ALAZLAMA: Ateş Tedavisi. Hastalıkları ateşle tedavi etme. Kırmızı bir bez parçası yakılıp hastanın etrafında dolaştırılır. ALBAN: İntihar Ruhu. İntihar edenlerin ruhlarıdır. İnsanları intihar etmeye zorlarlar. ALBASMA: Ruh Çarpması. Albıs'ın (Alkarısı'nın) neden olduğu ruh hastalığına yakalanmak. Boğucu sıkıntı. ALBASTI: Ruh Çarpması. Albıs'ın (Alkarısı'nın) neden olduğu ruh hastalığı. Hasta tedavi için "Al Ocağı"na götürülür. ALBIS: Cadı. Albastı'ya neden olan kızıl renkli varlık. Çirkin, gözleri kanlı, uzun tırnaklı, çok kuvvetlidir. ALCI: Şeytan Kovucu. Albıs'ı kovma yeteneği olan, Albastıyı tedavi edebilen kişi. Al Ocağının piridir. ALDAÇI: Ölüm Tanrısı. İnsanların canlarını alır. Uzun kara giysileri ve kara bir atı vardır. Görünümü korku vericidir.

Türki̇ye’De Sözlü Tari̇h Çalişmalari Bağlaminda Faruk Sümer

Türk Dünyası Araştırmaları, 2019

Sözlü tarih, son dönemlerde gelişen ve yaygınlaşan bir araştırma yöntemidir. Aslında yazılı tarihin tahakkümüne tepki olarak ortaya çıkmış bir alternatif arayışın ürünüdür. Sözlü tarihin kullanımı, araştırmacılar tarafından modern zamanlara ulaşmaktadır. Ancak sözlü tarihin kullanımı çok daha eski zamanlara dek uzanmaktadır. Antikçağ'dan Ortaçağ'a kadar pek çok yazar sözlü tarihten faydalanmıştır. Hatta bunların bir kısmı kendilerine has bir metot geliştirmişlerdir. Ancak yine de sözlü tarihçiliğin başlangıcı daha sistematik bir metot geliştiren modernizm ile anılmaktadır. Türkiye'de modern metodoloji ile sözlü tarihe yaklaşım erken dönemlere rastlar. Ancak bu durum genellikle göz ardı edilmiştir. Bunda özellikle Türkiye'de, sözlü tarih yazımının, bir geleneğe oturtulamaması önemli rol oynamaktadır. Bunun yanı sıra, sözlü tarihin, kavramsallaştırılamaması da bu durumda etkilidir. Her şeye rağmen, Türkiye'de önemli sözlü tarih çalışmalarını gerçekleştiren Faruk Sümer, yazının konusunu oluşturmaktadır.

Atatürk’ün Söylev ve Demeçlerinde Söz Dizimi

Journal of Turkish Studies, 2019

This article was checked by iThenticate. ATATÜRK'ÜN 'SÖYLEV VE DEMEÇLERİ'NDE KULLANDIĞI TÜRKÇENİN SÖZ DİZİMSEL ÖZELLİKLERİ Ali TAŞTEKİN * ÖZ Dil; milletin can damarı, yaşam kaynağı ve değerler yumağıdır. Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Büyük Önder, bu gerçeğin bilincinde olarak yaşamının her döneminde iletişimin vazgeçilmez aracı olan dil konusuyla ilgilenmiş; Türkçenin yazı, yazım, söz dizimi; köken, yapı ve anlam bilgisi gibi dilbilimsel niteliğinin tespiti, tahlili ve tanıtılarak geliştirilmesi için ne gerekiyorsa yapmış ya da yaptırmaya çalışmıştır. Bir dil bilgini gibi Türkçenin hemen her yönüyle yakından ilgilenen Atatürk; yazı, ses, kelime ve cümle yapıları, etimoloji ve diğer alanlarda çalışan dilcilere rehber olmuş bir liderdir. Atatürk'ün meclisteki konuşmaları; hem onun Türkçeyi kullanma becerisini tespit etmek, hem de Türkiye Türkçesi'nin tarihi gelişimini incelemek için orijinal kaynak niteliğindedir. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi tarafından yayımlanan "Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri I-III " adlı eserin birinci cildindeki toplam 92 adet konu tarafımızdan incelenmiş ve metinlerde geçen 7.477 cümlenin Atatürk tarafından kurulduğu tespit edilmiştir.