Sermaye Bütçelemesi ve Reel Opsiyonlar (original) (raw)

Bölüm 6-Yatırım Kriterleri ve Sermaye Bütçelemesi

Bu yöntemde projenin ekonomik ömrü boyunca sağlayacağı net nakit girişlerinin ortalaması, projenin yatırım tutarına oranlanır. Bir önceki yöntemden farkı, elde edilen net nakit girişlerinin yıl sayısına bölünerek ortalamasının alınmasıdır.

Sermaye Piyasası Araçlarının Kaydileştirilmesi

Selcuk Universitesi Hukuk Fakultesi Dergisi, 2011

Kaydileştirme, sermaye piyasası araçlarının, fiziki olarak kağıt üzerine basılmasından vazgeçilerek bu sermaye piyasası araçlarına karşılık gelmek üzere elektronik ortamda kayıtlar oluşturulmasıdır. Kaydileştirme sayesinde 1) sermaye piyasası araçları kaydi olarak elektronik ortamda saklanabilmekte ve 2) kaydi olarak saklanan bu sermaye piyasası araçlarına ilişkin işlemler kaydi olarak yapılabilmektedir. Kaydi sistem, kaydi sermaye piyasası araçlarının ve bu araçlara ilişkin hakların merkezi saklama kuruluşu nezdinde tutulan hesaplarda kayden izlendiği ve bu araçlara ilişkin hukuki işlemlerin merkezi saklama kuruluşu nezdindeki hesaplar üzerinde kaydi olarak yapılan değişiklikler yoluyla gerçekleştirildiği merkezi bir saklama sistemidir. Dolayısıyla kaydileştirme, senetlerin yok edilmesi; kaydi sistem ise, senedin yok edilmesi sonucu oluşturulan merkezi saklama sistemidir.

Proje Değerlendirmesi ve Karar Verme Süreçlerinde "Reel Opsiyonların" Kullanımı

4. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi, 3 – 5 Kasım, 2016

Gündeş, S., Buyukyoran, F. (2016) Proje Değerlendirmesi ve Karar Verme Süreçlerinde “Reel Opsiyonların Kullanımı”, 4. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi Bildiriler Kitabı, Eskişehir, 3-5 Kasım. Özet İlk olarak finans dünyasında ortaya çıkan Reel Opsiyon Analizinin (ROA), inşaat projelerinin değerlendirmesinde ve karar verme süreçlerinde kullanımı proje yönetimi literatüründe son on beş yılda belirgin bir artış göstermiştir. İndirgenmiş nakit akışları gibi geleneksel proje değerlendirme teknikleri ile karşılaştırıldığı zaman ROA, belirsizlik altında karar verme süreçlerinde riskin süreç boyunca yeniden değerlendirilmesi esnekliğini dinamik olarak sunduğu için gitgide ön plana çıkan bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle Kamu-Özel Sektör İşbirlikleri gibi çok sayıda paydaşı bir arada bulunduran, kapsadığı projelerin ölçekleri itibariyle birçok belirsizliği içinde barındıran inşaat ve altyapı yatırımlarının, gerek yatırım kararlarının verilmesi gerekse de proje boyunca ortaya çıkabilecek çeşitli seçeneklerin değerlendirilmesi sırasında, ROA üstün özellikler sunan bir araç olarak göze çarpmaktadır. Bu çalışmada ROA'nın kapsamı, önemi, uygulama alanları ve inşaat sektöründeki yeri tartışılmaktadır. Yapım yönetimi literatüründe yer alan çalışmaların incelenmesi sonucunda ROA'nın uygulanmasında takip edilen farklı yollar ve ihtiyaçlar tespit edilmiş, gelecekte bu yöntemin proje değerlendirilmesinde daha yaygın olarak kullanılması için çıkarımlar ortaya konmuştur. Anahtar Kelimeler: Reel Opsiyonlar, Proje Değerlendirme, Karar Verme Teknikleri, Kamu-Özel Sektör İşbirlikleri.

Bir Finansal Istikrar Aracı Olarak Rezerv Opsiyon Mekanizmasının Etkinliginin Zahide Derin

UYSAD, 2021

Özet Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2011 yılının Eylül ayında sermaye hareketlerinde yaşanabilecek aşırı oynaklığın finansal istikrar üzerindeki olumsuz etkilerini önleyebilmek adına zorunlu karşılık politikasının yeni bir yaklaşımı olan rezerv opsiyon mekanizmasını uygulamaya koymuştur. Bu çalışmada rezerv opsiyon mekanizması kullanımı ile brüt döviz rezervleri, toplam kredi hacmi, cari işlemler hesabı üzerindeki değişimler arasındaki regresyon ilişkisi araştırılmıştır. Zaman serilerinin durağanlığının sınanmasında genişletilmiş Dickey Fuller birim kök testinden yararlanılmış ve durağan olmayan serilerin birinci dereceden farkları alınarak durağanlaştırılmıştır. Son aşamada, regresyon analizi yöntemiyle bağımlı ve bağımsız değişkenler arasındaki ilişki ortaya koyulmuştur. Yapılan araştırma sonucunda rezerv opsiyon mekanizması kullanımı ile TCMB brüt döviz rezervleri arasında pozitif yönlü bir ilişki olduğu, toplam kredilere (mali kesim hariç) anlamlı bir şekilde etki edilmediği ve cari işlemler hesabı arasında negatif yönlü bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Abstract Reserve option mechanism has been put into practice by Central Bank of Turkey as a new approach of required reserve ratio in 2011 to prevent the negative effects of excessive volatility in capital movements on financial stability. In this study, the regression relationship between the use of the reserve option mechanism and the changes on CBRT gross foreign exchange reserves, total loan volume, current account is investigated. Augmented Dickey Fuller unit root test was used to test the stationarity of time series and the non-stationary series were stabilized by taking the first degree differences. At the last stage, the relationship between dependent and independent variables was revealed by regression analysis method. As a result of the research, it was found that there is a positive relationship between the use of the reserve option mechanism and the CBRT gross foreign exchange reserves, no significant impact on total loans and it is concluded that there is a negative relationship between the current account.

Reel opsiyonlar ile bilişim teknolojileri yatırımlarının değerlemesi

İTÜDERGİSİ/b, 2011

Karar vericiler, bilişim teknolojileri (BT) yatırımlarını değerlerken risk ve belirsizlikle başa çıkmak zorundadırlar. Net Bugünkü Değer ve İç Verim Oranı gibi klasik değerleme tekniklerinin risk ve belirsizliği değerleme sürecine katmadaki yetersizlikleri yöneticileri karar aşamasında sıklıkla içgüdülerini kullanma zorunluluğunda bırakmaktadır. Reel opsiyonlar yaklaşımı bir yatırımın bünyesinde barındırdığı risk ve belirsizliği değerleme sürecine katan alternatif bir tekniktir. Bu makalede erteleme esnekliğine sahip gerçek bir BT yatırımı reel opsiyonlar yaklaşımıyla incelenmiştir. Bu amaçla standart Black-Scholes modeli üzerinde bazı düzenlemelere gidilerek, riskten kaçınan yatırımcıların beklentilerini dikkate alabilecek ve aynı zamanda, Black yaklaşımıyla, erken uygulanma özelliğine sahip Amerikan tipi opsiyonlar için kullanılabilecek, Microsoft® Excel tabanlı bir matematiksel model oluşturulmuştur. Sunulan model, bir e-ticaret şirketinin önündeki modernizasyon projesinin değerlemesinde kullanılmıştır. Önerilen otomasyon, gerek nakit akışlarını gerekse de ana ekonomik faktörleri dikkate alarak, karar vericiye etkin ve esnek bir çözüm sunmaktadır. Ortaya konan kapsamlı yol haritası model parametreleri cinsinden hassasiyet analizi sunmakta ve parametreler arası bağlantıları ortaya koymaktadır. Çalışmanın neticesinde, negatif NBD'e sahip bir BT projesinin bile bünyesinde barındırdığı potansiyel değerlerle bağlı olarak karlı bir yatırıma dönüşebileceği görülmüştür.

Beşeri̇ Sermaye Tahmi̇ni̇: Gi̇zli̇ Deği̇şken Yaklaşimi

Yönetim Bilimleri Dergisi

Beşeri sermaye bir ülkenin iktisadi büyüme performansını açıklamada önemli bir rol oynamaktadır. Literatürde beşeri sermayenin bireysel düzeyde sayısal ölçümüne yönelik farklı yaklaşımlar önerilmiş, çapraz ülke düzeyinde eğitim stokuna dayalı farklı ölçümler ya da yine çapraz ülke düzeyinde beşeri sermayenin kısıtlı bileşenlerinin ortalamalarına dayalı yeni ölçümler geliştirilmiştir. Bu yaklaşımlar arasında gizli değişken yaklaşımı, beşeri sermayenin karmaşık, çok yönlü, doğrudan gözlenemeyen ve kesin olarak ölçülemeyen bir olgu olduğunu yani istatistiksel olarak beşeri sermayenin gizli bir değişken olduğunu önermektedir. Bu çalışmanın amacı, gizli değişken yaklaşımını benimseyerek Türkiye ekonomisi için 81 il kapsamında 2008-2013 dönemi panel verileri ile makroekonomik düzeyde bir beşeri sermaye endeksi oluşturmaktır. Bu doğrultuda çalışmada gizli değişken tahmin yöntemlerinden Doğrulayıcı Faktör Analizi ve Çoklu Gösterge-Çoklu Neden Modelleri kullanılmıştır. İller için kurulan model tahminleri eğitim değişkenlerinin beşeri sermayeyi belirlemede iyi birer gösterge olduklarını bir kez daha göstermiştir. Çoklu Gösterge-Çoklu Neden model tahminlerine göre en yüksek etkiye sahip eğitim değişkeni ortaöğretim okullaşma oranı iken; Doğrulayıcı Faktör Analizi model tahmin sonuçlarına göre en yüksek etkiye sahip eğitim değişkeni üniversite mezun oranı olmuştur İller bazında beşeri

Sermaye Birikimi Krizine Kuramsal Yaklaşımlar

2004

Kapitalist sistemin özü karın ençoklaştırılmasına ve hızlı sermaye birikiminin gerçekleştirmesine dayanır. Bu nedenle, kapitalist üretim tarzı dönem dönem kar oranlarının düşme eğilimine girmesiyle birlikte istikrarlı sermaye birikimi olanağını kaybeder. Ortaya çıkan kriz bir yandan sistemin sürekliliğini ve kendini yeniden üretmesini tehdit eder, diğer yandan da sistemde yapısal dönüşümlere yol açarak sermaye birikiminin hızlanmasının koşullarını yaratır. Günümüzde 1970'lerin başında başlayan ve bugüne kadar farklı evrelerden geçerek bütün dünyayı etkisi altına alan bir ekonomik kriz yaşanmaktadır. Kar oranlarının düşme eğilimiyle birlikte sermaye birikiminin yavaşlaması, ödemeler dengesi açıkları, enflasyonun hızlı artışı, işsizlik ve borçlanma krizin temel göstergeleridir. Böyle bir ekonomik kriz döngüsünden kurtulma arayışı içine giren ekonomiler istikrar sağlamak ve sermaye birikimini devam ettirmek için bir dönüşüme girmiştir. Bu kitabın amacı, kapitalist sisteme eklemlenmeye çalışan ekonomilerin izledikleri sermaye birikimi modellerinin ve bu eklemleme sırasında kapitalist ülkeler tarafından dayatılan makro ekonomik politikaların bu ülkelerde yarattığı yapısal dönüşümlerin (tahribatların) nasıl krizlerle sonuçlandığını ve bu krizlerin nasıl ve neden süreğen hale geldiğini ortaya koymaktır. Bununla birlikte genel olarak sermaye birikim modellerinin teorik temelde gelişim ve sonuçları da ortaya konulmaya çalışılmıştır. Çalışmada sermaye birikimi modellerine yer verilmiş. Sermaye birikimi modelleri çerçevesinde kriz olgusu nedenleri ve sonuçları açısından ele alınmıştır. Ekonomide gelir dağılımının adaletsizleşmesinden, merkez ülkelerle derin ve sürekli, ama tek yanlı bir bağımlılık ilişkisinin oluşmasına kadar, reel değişkenleri belirleyen ve etkileyen sermaye birikimi modeli krizlerinin nasıl ve neden ortaya çıktıklarının anlaşılması ile bu çalışmanın yukarıda anılan amacının gerçekleşmesine katkı sağlamış olacaktır. İnsanların sınırsız gereksinmelerini gidermeye yönelik kıt mal ve hizmetlerin miktar ya da faydalarını arttırmayı amaçlayan üretim faaliyetinde dört temel üretim faktörü vardır. Bunlar; emek, toprak, sermaye ve girişimcidir. Sermayenin diğer üretim faktörlerinden farklı yanı insan tarafından oluşturulmuş olmasıdır. Sermaye kavramı, üretimde emeğin verimini artıran ve insanlar tarafından üretilmiş fakat tüketilmemiş olan üretim araçları olarak tanımlanabilir 1. Sermaye her zaman fiziki bir görünümde değildir. İnsanların bilgi ve beceri kazanabilmeleri ve bunu geliştirebilmeleri için yapılan yatırımlarda bir tür sermayedir. Ekonomi terminolojisinde beşeri sermaye olarak adlandırılan bu sermayenin ekonomik kalkınmadaki rolü gün geçtikçe önem kazanmaktadır 2. Bir ülkede sermaye stokuna yapılan net ilaveler sermaye birikimi olarak ifade edilir. Ekonomik kalkınmanın stratejik faktörlerinden biri olan sermaye birikiminin kaynağı tasarruftur. Gelirin tüketilmeyen bölümü olan tasarrufun sermayeye dönüşebilmesi için yatırıma yöneltilmesi gerekir ve bunun sonucunda oluşan sermaye birikimi bir ülkenin üretim kapasitesindeki artışları gösterir. Azgelişmiş

Fi̇nansal Varliklari Fi̇yatlama Modeli̇ Ve Beta Katsayisinin Düzenlemeye Tabi̇ Pi̇yasalarda Kullanimi

Sosyal Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 2016

Modeli (FVFM), herhangi bir menkul kıymetin beklenen getirisi ve risk derecesi arasındaki ilişkiyi göstermektedir. FVFM, firmaların sermaye maliyetinin hesaplanmasında sıklıkla kullanılan yöntemlerden birisidir. Sermaye maliyetinin borç ve öz sermaye şeklinde iki temel unsuru bulunmaktadır. Öz sermayenin maliyeti FVFM benzeri modeller kullanılarak hesaplanmaktadır. Sermaye maliyeti, aynı zamanda, düzenleyici işlemler için de temel girdi konumundadır. Bu çerçevede FVFM ve beta yalnızca yatırımcı ya da firmalar için değil, düzenleyiciler bakımından da merkezi bir öneme sahiptir. Bu nedenle, FVFM, bazı farklılıklar olmakla birlikte, düzenlemeye tabii fiyatın bulunmasında sıklıkla kullanılmaktadır.

Bilişim Teknolojisi Projelerinde Reel Opsiyonlar

2009

Çoğu zaman teknolojilerin olgunlaşmamış olması, karmaşıklığı, bu teknolojilerin kendilerinin tahmin edilemez gelişimi ve pazar talebini önceden tahmin etmenin zorluğu gibi nedenler Bilişim Teknolojisi (BT) projelerinde belirsizliğe neden olmaktadır. Belirsiz proje ve pazar karakteristikleri hakkında sürekli bilgi toplayabilen ve bu bilgiye dayalı olarak kararlarını ve aksiyonlarını revize edebilen bir yönetim söz konusu ise, yönetsel esneklik, belirsiz BT projeleri bağlamında bir değere sahiptir. Geleneksel sermaye bütçeleme (ya da proje değerleme) yöntemleri, projelerde gizli olan bu yönetsel esnekliği doğru değerleyemediğinden, son zamanlarda "reel opsiyonlar" olarak adlandırılan yeni bir değerleme yaklaşımı ortaya çıkmıştır. Finansal opsiyon teorisine dayanan bir yatırım yönetimi yaklaşımı olarak "opsiyonlarla düşünme", projelerdeki belirsizlik durumlarında risklerden korunmayı sağlayabilir. Bu çalışmanın amacı, büyüme esnekliğine sahip gerçek bir BT yatırımını reel opsiyonlar yaklaşımı ile analiz etmektir. Spesifik olarak, bir yazılım projesine yatırım yapmanın ve bu fırsatın barındırdığı esnekliklerin değeri, bir opsiyon sözleşmesi olarak modellenmiştir. Bu sözleşmede, temel alınan durum değişkenleri olarak, projenin tamamlanması ile elde edilen varlığın değeri ve projeyi tamamlamanın beklenen maliyeti söz konusudur. Binom yaklaşımına dayalı olarak elde edilen opsiyon değerleri, projenin değerlendirilmesinde dikkate alınmış ve bu değerlere bağlı olarak optimal yatırım politikası belirlenmiştir. Sonuç olarak, bir BT projesinin barındırdığı esnekliklere bağlı olarak değerinin, geleneksel sermaye bütçeleme yöntemleri ile elde edilen değerden daha farklı olabileceği ve kazançsız görülüp reddedilen bir projenin bu esnekliklerle daha karlı bir projeye dönüşebileceği gösterilmiştir.