Dönemsel bir akciğer ödemi nedeni: Meyan şerbeti içimi (original) (raw)

Tekrarlayan Pnömoni Kliniğinin Nadir Nedeni: Geç Tanı Koyulan Bochdalek Hernisi

Konuralp Tip Dergisi, 2010

Konjenital diyafragma hernisi, her 5000 canlý ve her 2000 ölü doðumda bir görülür. Vakalar genellikle term yenidoðanlardýr. Genellikle aðýr solunum sýkýntýsýyla bulgu verir. Eºlik eden diðer organ anomalileri bulunabilir. Mortalitesi %40-50 kadardýr. Biz burada, tekrar eden pnömoni tanýlarýyla yanlýºlýkla medikal olarak tedavi edilmeye çalýºýlan ve gecikmiº olarak konjenital diyafragma hernisi (Bochdalek hernisi) tanýsý alan 2.5 yaºýndaki bir kýz olguyu sunduk. Anahtar kelimeler: Konjenital diyafragma hernisi, bochdalek hernisi, pnömoni A rare cause of recurrent pneumonia: A delayed diagnosis of Bochdalek hernia ABSTRACT The incidence of congenital diaphragmatic hernia is 1/5000 in livebirths and 1/2000 in stillbirths. Cases are usually term newborns. Most prominent symptom is respiratory distress. Other organ malformations may accompany. Mortality rate is about 40-50%. Here, we presented a girl 2.5 years-old admitted with reccurent pulmonary infections and treated with medications but diagnosis of congenital diaphragmatic hernia (Bochdalek hernia) was delayed.

Nadir bir akut batın nedeni: Amyand hernisi

Kocaeli Tıp Dergisi, 2015

Amyand fıtığı; inguinal herni kesesi içerisinde apendiks vermiformisin bulunması durumudur. Tanı genellikle intraoperatif konulur. Genellikle herni kesesi içerisinde normal bir apendiks gözlenir.Basınç artışına bağlı olarak apendiks inflamasyonunun gelişmesi oldukça nadir olarak karşımıza çıkmaktadır. Biz bu olguda akut batın ön tanısı ile laparoskopik opere edilen bir Amyand hernisi vakası sunacağız

COVID-19 Pandemi Sürecinde Yaşanan Korkunun Merhemi: Öz-Şefkat

Psikiyatride Guncel Yaklasimlar - Current Approaches in Psychiatry, 2021

COVID-19, insan sağlığı üzerinde hayati fizyolojik etkiler oluşturmasının yanı sıra ciddi ruhsal etkiler de ortaya çıkarmaktadır. Artan ölüm sayıları, ortaya çıkan yeni varyantlar ve hala pandemi süreci ile ilgili olan belirsizlikler insanların korku duymasına sebep olmaktadır. Bu dönemde bireysel koruyucu faktörlerinin arttırılması pandemi gibi olumsuz bir süreçte dahi korkunun ortaya çıkmasına engel olacaktır. Buna bağlı olarak, COVID-19'un olumsuz etkilerinden toplumu korumada yardımcı olabilecek potansiyel kavramlardan birinin öz-şefkat olduğu düşünülmektedir. Bu zorlu zamanlardan geçerken bireyin kendisine göstereceği öz-şefkat bu dönemde yaşadığı COVID-19 korkusunun ve yol açtığı ruhsal sorunların merhemi olabilir. Bu doğrultuda; bu derlemede COVID-19 korkusu ile öz-şefkat kavramları arasındaki ilişkiyi ortaya koymak amaçlanmıştır. PubMed, PubMed Central (PMC), Google Scholar veri tabanları taranmış ve COVID-19 korkusu ile öz-şefkat kavramını birlikte inceleyen altı çalışmaya ulaşılmıştır. Yapılan çalışmalar incelendiğinde, öz-şefkat düzeyi yüksek olan bireylerin COVID-19 korkusunu daha az yaşadıkları ve COVID-19 korkusuna bağlı ortaya çıkan stres, anksiyete ve depresyon, bozukluğu gibi ruhsal sorunları da azalttığı bildirilmektedir. Bu derlemenin sonuçları, öz-şefkati odak alan müdahale çalışmalarının hem klinik ortamda hastalara hem de koruyucu ruh sağlığı açısından topluma uygulanması gerektiği konusunda ruh sağlığı profesyonellerine farkındalık kazandıracaktır. Anahtar sözcükler: COVID-19, korku, öz-şefkat, ruh sağlığı. COVID-19 not only creates vital physiological effects on human health, but also creates serious mental effects. Increasing death numbers, emerging new variants and uncertainties about the pandemic process cause people to fear. Increasing the individual protective factors during this period will prevent the emergence of fear even in a negative process such as a pandemic. Accordingly, one of the potential concepts that can help protect individuals from the negative effects of COVID-19 is thought to be self-compassion. The self-compassion that an individual will show to himself while going through these difficult times can be the salve for the fear of COVID-19 and the mental problems it causes during this period. In this direction; In this review, it is aimed to reveal the relationship between the fear of COVID-19 and the concepts of selfcompassion. PubMed, PubMed Central (PMC), Google Scholar databases were searched and six studies were found that examined the fear of COVID-19 and the concept of self-compassion together. When studies are examined, it is reported that individuals with high self-compassion levels experience less fear of COVID-19 and reduce mental problems such as depression and anxiety disorder due to fear of COVID-19. The results of this review will raise awareness of mental health professionals that intervention studies focusing on self-compassion should be applied both to patients in clinical settings and to society in terms of preventive mental health.

OZBEK TURKLERINDE EVLILIKLE ILGILI YASAYAN HALK INANISLARININ ISLEVSEL ACIDAN INCELENMESI

Folklor Akademi Dergisi, 2022

Din ve inanış, insanlığın ilk gününden beri bütün toplumlarda yer almıştır. Toplumlar benimsedikleri dinlerin yanında günlük hayatlarını devam ettirecek birtakım inanışlar ve dinsel uygulamalar oluşturmuştur. İnanışlar, bir toplumun kültürünü oluşturan ve onu diğer toplumlardan ayıran halk dininin bir unsurudur. Bu inanışlar maddi ve manevi olmak üzere yaşamın ve dolayısıyla geleneklerin şekillenmesinde etkili olmuştur. İnsanlar ait oldukları toplumların bir parçası olarak günlük hayatlarının her alanında bu inanışları benimsemiş ve uygulama noktasında çeşitlilikler oluşturmuştur. Sosyal hayatı düzenleme işlevi olan halk inanışları halkı bir arada tutarak toplumsal birliği güçlendirir. Hem Türk hem de Özbek kültüründe geçiş dönemleri ayrı bir öneme sahiptir. İnsan hayatının tamamı bu geçiş dönemleri üzerine kuruludur. Geçiş dönemleri kişinin içinde bulunduğu toplumla birlikte hareket etmesini sağlayan dönemlerdir. Doğum-evlilik-ölüm olmak üzere üç evreye sahip olan bu geçiş dönemleri aynı zamanda bu kişiye toplumda bir statü de belirlemeye yardımcı olur. Özbek Türklerinde geçiş dönemlerinde gerçekleştirilen ritüellerin temelinde halk inanışlarının olduğu ifade edilmelidir. Köklü bir medeniyete sahip olan Özbekler, halk inanışlarını geçmişten günümüze kadar yaşatmış ve günümüzde uygulamaya devam etmektedir. Özbek aileleri arasında benimsenen inanışlar ve bu inanışlarla ilgili uygulamalar, Özbek Türklerinin çok köklü bir millet olduğunu kanıtlamış durumdadır. Evlilik kişinin hayatıyla ilgili verdiği en önemli sözdür. Nikah anı Özbek Türkleri için kutsal kabul edildiği için evliliğin her aşamasında uygulanması gereken ritüeller oluşturulmuştur. Bu ritüeller İslam dininin yanı sıra Eski Türk Dininin inanış sistemlerinin de izlerini taşımaktadır. Özbekler bu ritüellerin uygulanması noktasında oldukça hassas davranmışlardır. Evliliği devam ettirmek için bu ritüellerin uygulanmasının şart olduğuna inanmışlardır. Bu çalışmada geçiş dönemlerinden ikincisini oluşturan evlilik ile ilgili günümüzde yaşayan Özbek halk inanışları üzerine tespitlerde bulunulacaktır. İnanışlarla ilgili uygulamalarda her ne kadar çevre ve zamana göre çeşitlilik görülse de temelde uygulanma amaçları benzerdir. Özbekistan ve Özbekistan dışında yaşayan Özbekler arasında gerçekleştirilen çevrimiçi anket yöntemiyle toplanan verilerden evlilik ile ilgili birkaç örneği incelenecektir. Tespit edilmiş bu ritüeller değerlendirilerek içinde barındırdıkları halk inanışlarını değerlendirmek çalışmanın amacını oluşturmaktadır.

PEYGAMBER SOFRASI MI FİRAVUN SOFRASI MI: MEVLÂNÂ ve YEME İÇME

Sizlere "yemek yeme yahut su içme ile şiir veya ilham arasında bir ilişki var mıdır?" diye sorulsa ne cevap verirsiniz? Yani şiir yazma ile açlık-tokluk arasında nasıl bir münasebetten bahsedilebilir? Hz. Mevlana "“Dün biraz bir şey yemiştim, onun için layıkıyla anlatamıyorum. Yoksa bunu tamamıyla anlatır, yuları anlayışının eline teslim ederdim.” diyor (Mesnevi 3. Cilt, 204. sayfa). demek ki bir ilişki var. Sadece bu değil tabii ki, mesela" Lokmadan kesişmeden Lokman olamazsın!" diyor yahut "Topraktan beslenmeye devam ettikçe göklerden beslenemezsin!" bütün bunlar Mevlana ve yeme içme bahsini derinden ve başka bir gözle incelememizi gerektiriyor. Yazı, bu yolda atılmış küçük bir adım.

Sarhoşluktan Keyif Haline: Osmanlı İstanbul’unda İçki İçme ve Meyhâne Âdâbı

Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi (OTAM), 2020

İçki içerken dikkat edilecek unsurlar, tarihin en eski dönemlerinden itibaren toplumların bağlı bulunduğu siyâsî yapı ve inanç sistemleri/din ile bu iki unsurun etkisiyle şekillenen sosyal yaşam biçimi etrafında çeşitli evrelerden geçerek, değişerek ve gelişerek oluşmuştur. Bu süreç, içki içme usullerinin toplumlara özgü uyulması gereken davranış kalıplarının ifadesi olan âdâbın içerisinde yer almasını beraberinde getirmiştir. Hemen her devleti ve toplumu ilgilendirecek düzeydeki davranışlar ise, zamanla evrensel olarak kabul edilmeye başlamıştır. İçki içme âdabı, bir yandan meyhânecilerin olası kavga ve adam öldürme gibi asayiş olayları ile karşılaşıp meyhânesinin adına leke sürülmemesi ve maddî zarara uğramaması, diğer yandan da müşterilerin meyhânede rahatsız edilmeden güven ve keyif ile işret edebilmesi açısından işret âlemlerine yön veren en öncelikli öneme sahip konudur. Osmanlı İstanbul’unda içki içme ve meyhâne âdâbını konu alan çalışmada, bu yöndeki davranış kalıplarının hangi unsurların etkisiyle şekillendiği, ne zaman ve nasıl bir değişime uğradığının belirlenip açıklanması amaçlanmaktadır. Osmanlıların içki içme ve meyhâne âdabını, yenileşme sürecindeki değişimleri de dikkate alarak belirlemeyi hedefleyen çalışma, seyahatnamelere, hatıratlara ve araştırma eserlerine dayanmaktadır. Bu doğrultuda içki içme âdâbının önemli bir sınırı olan sarhoşluğun, eski toplumlarda, erken ve orta zamanların Avrupa’sında olduğu gibi Osmanlı Devleti’nde de oldukça önemli olduğu görülmektedir. Osmanlı Devleti, hem eski toplumların ve Batı medeniyetinin birikiminden, hem de mensubu olduğu İslâm dininin içkilere yönelik hükümlerinden, Müslüman Türk devletleri ve İran kültüründen etkilenmiştir. Tüm bu unsurlar, Osmanlı toplumunun içki tüketim usullerine, farklı dönemlerde farklı derecelerde yön vermiştir.

Bir Osmanlı İçeceği: Yemen Kahvesi

Dünya İnsan Bilimleri Dergisi, 2021

Kahvenin Etiyopya'da (Habeşistan) keşfedilmesinden sonra Yemen'de ehl-i tarikat mensuplarının gece zikirlerinde bu içeceği tüketmeleri, kahvenin Arap yarımadasında tanınma serüvenini başlatmıştır. XVI. yüzyılda ise muhtelif yollarla Osmanlı topraklarına ulaşan kahve zaman zaman tepkilerle karşılaşsa da özellikle dönem padişahlarının ve saray erkânının bu içeceği tüketmesi kahvenin kabul görmesine olanak tanımıştır. Kahvenin sevilmesi ticari anlamda da değerini arttırmıştır. Her yıl belirli periyodlarla Yemen'den Mısır'a gelen kahvenin başta İstanbul olmak üzere tüm Osmanlı şehirlerine aktarılması sağlanmıştır. Böylece Osmanlı toplumu da Yemen kahvesini tüketmeye başlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nda XVI. yüzyıldan itibaren var olan kahvenin sık kullanımı, ticari anlamda da talebinin artmasına sebebiyet verdiği tespit edilmiştir. Kahveye karşı bu denli talebin olması kurumsallaşmasına vesile olmuş ve kahvehanelerin açılmasına olanak tanımıştır. Nitekim günümüzde hala Yemen kahvesi kadim bir kültür olarak varlığını devam ettirmektedir. Çalışma; Habeşistan topraklarında görülen Yemen kahvesinin Osmanlı İmparatorluğu'nda benimsenmesini ve akabinde yaşanan hadiselerin tarihsel arka planını ele almaktadır.

Akciğer komplikasyonlarına yol açan ağız yoluyla

Amaç: Ağızdan yutulan hidrokarbonlu bileşikler doku hipoksisi, pulmoner irritasyon ve sistemik toksisite ile etkilerini gösterirler. Akciğerlerin hasarı ölüme kadar giden çeşitli komplikasyonlara yol açmaktadır. Bu çalışmada tiner, neft ve kenaz zehirlenmeleri sunularak konuya dikkat çekilmek istenmiştir. Yöntem: Hastaların bilgileri retrospektif olarak tarandı. Demografik ve klinik takip özellikleri incelendi. Pulmoner komplikasyonlara inhaler steroidin etkisi incelendi. Sonuçlar literatür eşliğinde tartışıldı. Bulgular: On iki hastada dinlemekle akciğerlerde raller, altı hastada ciddi solunum sıkıntısı, beş hastada lökositoz, beş hastada ateş, üç hastada bilinç kaybı, iki hastada karaciğer fonksiyon testleri bozukluğu vardı. Hastaların beşinde solunum yolu bulgularının 24 saat sonra ortaya çıkması dikkat çekici idi. Hastalar medikal tedavi desteği ile 3-8 gün arasında şifa ile taburcu edildi. Sonuç: Biz pulmoner komplikasyonların düzeltilmesinde inhaler steroid kullandık. Ancak, katkısı olduğunu söyleyebilmek için karışlaştırmalı yayınlara gereksinim vardır. Bu tür zehirlenmelerin büyük çoğunluğu önlenebilir. Öte yandan, ebeveynler bu tür tehlikelerin farkında olmalıdır.

Çocuk Hastada Nadi̇r Bi̇r Göğüs Ağrisi Nedeni̇: Spontan Pnömomedi̇asti̇num

Zeynep Kamil Tıp Bülteni, 2018

Spontaneous pneumomediastinum (Hamman's syndrome) is a rare, self-limiting disorder commonly seen in young adult males. It occurs by the flow of air towards to the hilum and mediastinum due to increaced intrathoracic pressure secondary to alveolar rupture. The cases usually present with the complaints of chest pain, neck pain, back pain, dysphonia, dysphagia and coughing. In this article, we present a case of spontaneous pneumomediastinum (SPM), who admitted to the pediatric emergency clinic with the complaint of chest pain. SPM should be kept in mind in the differential diagnosis of chest pain.

İnmede Myeloperoksidazın Rolü

Arsiv Kaynak Tarama Dergisi, 2013

Ischemic stroke is a significant pathological state which results from sudden infract in brain tissue. Most common cause of ischemic stroke is atherosclerosis. It is the most common cause of mortality in developed countries. Atherosclerosis has been purposed to be a chronic inflammatory disease. There is significant association between inflammatory process and ischemic events. Oxidative stress and inflammation significantly contribute to development of atherosclerosis. Myeloperoxidase enzyme is a lysosomal enzyme secreted from leucocytes as a response to oxidative stress. Myeloperoxidase which has been abundantly present in leucocytes, forms reactive oxidant products and plays role in atherosclerotic reactions thorough its catalytic activity.