Rektum kanserinde neoadjuvan kemoradyoterapi cevabına etkili prognostik faktörler (original) (raw)
Related papers
2021
Rektal karsinomlarda cerrahi ve sonrasında (adjuvan) kemoradyoterapi ile pelvik nüks oranı oldukça yüksektir. Bu nedenle neoadjuvan kemoradyoterapi (KRT), rektal kanserlerde giderek daha fazla kullanılan bir tedavi protokolüdür. Çalışmamızda rektal kanserlerde tedavi cevabını ortaya koymayı ve hangi klinik-morfolojik prognostik parametrelerin tedavi cevabını tahmin etmede etkili olduğunu belirlemeyi amaçladık. 2016-2019 yılları arasında tanı almış ve neoadjuvan KRT tedavisi görmüş 46 rektal kanserli hasta çalışmaya dahil edildi. Vakalar prognostik parametreler ve tümör regresyon derecesi (TRD) açısından iki patolog tarafından tekrar değerlendirildi. TRD'yi değerlendirmek için Modifiye Ryan Skorlama sistemi kullanıldı. Tedavi öncesi tümör çapı ve uzak metastaz gibi bazı parametrelerle Mikrosatellit instabilite (MSİ) durumunu gösteren veriler, bilgisayarda hasta dosyaları araştırılarak elde edildi. Çalışmaya dahil edilen 46 olgunun 19'u kadın 27'si erkektir. Olguların 44 tanesi klasik adenokarsinom, 2 tanesi müsinöz adenokarsinomdur. Tedavi sonrası yanıtı değerlendirmek için kullanılan TRD'ye göre, olguların 1'i (%2,2) tam yanıt (Skor 0), 8'i (%17,4) tama yakın yanıt (Skor 1), 18'i (%39,1) kısmi yanıt (Skor 2) ve 19'u (%41,3) ise yanıt yok ya da kötü yanıt (Skor 3) göstermiştir. Prognostik parametrelerden yalnızca tümör derecesi ile tedavi cevabı arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmıştır (p = 0,021). KRT sonrası tedavi cevabı patolojik tümör derecesi ile ters orantılıdır. Düşük dereceli tümörlerde tedavi cevabı daha iyidir. KRT alan rektal kanserli hastalarda sağ kalım, tedavi öncesi klinik evre tarafından değil, daha çok tedavi sonrası TRD'yi de içeren patolojik evre tarafından belirlenmektedir. Rektal kanserli hastalarda KRT'ye tümör yanıtı adjuvan kemoterapi planlanmasında da etkili olmaktadır.
2015
ÖZET Amaç: Mide kanseri progresif seyirli bir hastalıktır. Tek küratif tedavi olan cerrahiye rağmen hastalık nüks edebilmektedir. Çalışmamızda mide kanseri nedeniyle adjuvan kemoradyoterapi uyguladığımız hastalarda klinikopato-lojik prognostik faktörler araştırıldı. Materyal ve Metod: Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalında 2008-2011 yılları arasında postoperatif 5FU bazlı kemoterapi ve eş zamanlı radyoterapi uygulanan hastaların verileri incelendi. Bulgular: Çalışmaya 25'i (%31.6) kadın, 54'ü erkek (%68.4) toplam 79 hasta alındı. Hastaların ortalama takip süreleri 21.5±14.1 (3.8-87.6) aydı. Has-taların 2 yıllık sağkalımı %63.8, 3 yıllık sağkalımı %39.3 olarak saptandı. Genel sağkalımın çok değişkenli analizlerle incelenmesinde cinsiyet, yaş, tümör invazyon derinliği, histolojik grade ve histolojik alt tipi ile sağkalım arasında ilişki tespit edilmedi (p=0.358, p=0.156, p=0.223, p=0.939). Buna karşın hastaların lenf nodu durumu ve hastalığın evresi ile genel sağ-...
Cukurova Medical Journal, 2018
This study aims to systematically evaluate the relationship between baseline blood count levels, simply and basically initiated, and treatment response in locally advanced rectal cancer patients treated with neoadjuvant chemoradiotherapy. Materials and Methods: This retrospective study included 123 locally advanced rectal cancer patients who were treated with neoadjuvant chemoradiotherapy followed by surgery. Pretreatment Hb level was assessed as an independent variable for the whole study sample .The primary endpoint was the impact of pre-treatment Hb levels on overall survival. Results: At a median follow-up of 40,3 months (1,4-92 months). A Hb cutoff value of 12.5 g/dl (AUC=0.673, %95 0.564-0.781) was identified by using ROC analysis. Following the stratification of patients at this cutoff point into two groups: normal-Hb (nHb; Hb>12) and low-Hb (dHb≤12), the comparative survival analysis demonstrated that the patients in the nHb group had significantly increased OS than those in the dHb group, and retained its independent significant association with survival outcomes in the multivariate analysis. Conclusion: Knowledge of pretreatment hematological parameters appears to be an important prognostic factor in patients with rectal carcinoma.
ZET Amaç: Gelişmiş ülkelerde mamografik tarama lokal ileri meme kanseri (LİMK) oranını düşürmektedir (%5-10). Düşük/orta gelirli ülkelerde ise, bu oran %50'nin üzerindedir. Neoadjuvan kemoterapi (NAK), LİMK tanısı alan has-talarda standart bir tedavi olup, tedaviye tam cevap oranı yeni jenerasyon ilaçlarla artmaktadır. Bu çalışmanın amacı, LİMK olan hastalarda NAK sonrası hastalıksız sağkalım ve genel sağkalımı etkileyen faktörleri ortaya koymaktır. Yöntem ve Gereçler: Kliniğimizde LİMK tanısı ile tedavi edilen 322 hasta ça-lışma kapsamına alındı. Patolojik tanılar, kor biyopsi (%59) veya insizyonel biyopsi (%41) ile konuldu. Olguların %97'sine antrasiklin içeren kemoterapi uygulanırken, %18 olguda antrasiklinli rejime taksan eklenmişti. Bulgular: Hastaların %10'unda kemoterapiye cevap alınamadı. Patolojik tam (pTC) ve parsiyel cevap (pPC) oranları, %6 ve %84 olarak bulundu. Taksanlı ke-moterapi alan olguların %15,5'inde pTC alınırken, taksan verilmeyen grupta bu ora...
Genel Tip Dergisi, 2014
Giriş Son elli yıldır rektum kanseri tedavisinde cerrahi ve adjuvan kemoradyoterapi (KRT) kullanımındaki gelişmeler bu hastalığın tedavisinde büyük ilerlemeler sağlamıştır. Rektum kanseri için preoperatif KRT kullanımı ise hızla gelişmektedir. Neoadjuvan KRT'nin tümör regresyonu sağlaması, sfinkter koruyucu işlemlerde artışa yol açması ve evre küçültücü özelliği sayesinde tümör rezektabilitesinde artış gibi yararları kanıtlandı (1). Bununla birlikte
SDÜ Tıp Fakültesi Dergisi
Amaç Bu çalışmadaki amacımız, küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) nedeniyle rezeksiyon uygulanmış hastalarda prognostik faktörlerin cinsiyete bağlı olarak etkilerinin ve kadınlarda sağkalıma etki eden faktörlerin literatür eşliğinde değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntem Çalışmaya Ocak 2007-Aralık 2018 yılları arasında hastanemizde KHDAK nedeniyle akciğer rezeksiyonu uygulanmış hastalar dahil edilmiştir.1491 hasta çalışmaya dahil edilmiştir. Bulgular Hastaların ortalama yaşı 60,0±8,41 (aralık:26-84) yıl idi. 1324 (%88,8) erkek hasta, 167 (%11,2) kadın hasta çalışmada mevcuttu. 406 (%27,2) hastaya pnömonektomi, 1077 (%72,2) hastaya lobektomi ve 8 hastaya (%0,5) segmentektomi yapılmıştır. Ortalama 5 yıllık sağkalım süresi % 57.5 idi. Çalışmada kadın hastaların 5 yıllık sağkalım oranı %66,8 iken erkeklerde %56,4 idi (p=0.005). pN2 durumu değerlendirildiğinde 5 yıllık sağkalım oranı %34,3 iken, pN0 olan hastalarda sağkalım oranı %64,1 olarak saptanmıştır( p
Amaç: Kolorektal kanserler (KRK), gastrointestinal sistemin en çok rastlanan tümörleridir. Literatürde KRK için negatif etkili prognostik faktörler aç›kça belirtilmektedir. Ancak pozitif etkili prognostik faktörler için durum böyle de¤ildir. Bu çal›flman›n amac› KRK sebebi ile tedavi etti¤imiz hastalar›n sonuçlar›n› araflt›rmak ve pozitif prognostik faktörleri tart›flmakt›r. Materyal ve Metod: Çal›flmam›zda, Ocak 1995-Aral›k 2005 y›llar› aras›nda klini¤imizde tedavi edilen hastalar›n verileri geriye dönük olarak incelendi. Yafl, cinsiyet, aile hikayesi, rektal kanama, yandafl kolorektal hastal›k, tümör lokalizasyonu, lokal nüks, takipte uzak metastaz ve sa¤kal›m belirlendi. ‹statiksel metod olarak, Kaplan-Meier sürvi analiz testi ve Forward Stepwise yöntemine göre Cox regresyon testi kullan›ld›. Purpose: Colorectal cancers (CRCs) are most common tumors of the gastrointestinal system. In the guidelines concerning CRCs, negative prognostic factors are clear. However, positive prognost...