Alevîlik-Bektaşîlik Araştırmalarında Yöntem Problemi Etrafında Bazı Düşünceler (original) (raw)
Related papers
Son dönemlerde dikkat çekici biçimde yoğunlaştığı görülen Alevîlik-Bektaşîlik araştırmalarında karşılaşılan sorunların önemli bir kısmı, yöntem ve yaklaşım problemlerinden kaynaklanmaktadır. Yöntem problemi, her şeyden önce çalışılan konu, mesele ve sorunlarla ilgili olarak bilimsel anlamda doğru ve geçerli bilgiye ulaşabilme ve bu bilgileri doğru ve gerektiği biçimde analiz etme ve değerlendirebilme problemidir. Bu nedenle ciddi problemler yumağı içinde boğuşan Alevîlik-Bektaşîlik araştırmalarında bilimsel metodolojiyi önceleyen bir anlayış ile tarafsız bir yaklaşımı öne çıkarmak suretiyle ideolojik ve politik tutumlardan uzak durmak, olmazsa olmaz bir zorunluluktur. Ayrıca, konunun politik ya da ideolojik tartışmalara malzeme olmaktan kurtarılması için böyle bir yaklaşım, oldukça önemlidir. Aksi halde farklı birtakım etkenler ve ideolojik bakış açıları ile yapılan çalışmalar, konunun daha iyi anlaşılıp çözümlenmesini bir kenara bırakın, konuyu daha karmaşık ve içinden çıkılmaz bir duruma getirecektir. Alevîlik-Bektaşîlik konusunun çok yönlü olduğunu unutmadan hareket etmek gerektiği de ortadadır; zira bu konu, sosyal bilimlerin konusu olduğu kadar, aynı zamanda ilahiyat bilimlerinin de konusudur. Bu yüzden tarihsel, dinî, siyasal, sosyolojik ve güncel boyutlara da sahiptir. Bu çerçevede önemli bir tarihsel derinliğe sahip olan konunun tarihsel arka planını bilmek, bu süreci sağlam bir biçimde çözümlemek ve bu süreçte ortaya çıkan pek çok etkeni dikkate almak, bize büyük avantajlar sağlayacaktır. Bu makalede, ülkemizde yapılan Alevîlik-Bektaşîlik araştırmalarında genel hatlarıyla ortaya çıkan yöntemle ilgili problemler üzerinde durmaya ve bu problemler etrafında bazı düşünceler ortaya koyarak birtakım çözümler sunmaya çalışacağız. Bu çerçevede öncelikle literatürde karşılaşılan ana problemler ortaya konulacak, arkasından bu noktada üzerinde durulması gereken metodoloji merkezli ve konuyu daha iyi anlamaya yönelik öne çıkan araştırma alanları ve bu alanlara yönelik değişik yaklaşımlarla birlikte tartışmaların odağındaki isim olan Hacı Bektaş Velî üzerinde durulacaktır. Anahtar Kelimeler: Alevîlik-Bektaşîlik, Yöntem-yaklaşım sorunu, Kavram analizleri, Kurucu metinler, Ocak sistemi.
Dinî Tebliğ Ve Öğretimde Metodun Önemi
Istanbul University - DergiPark, 2000
Hz. Peygamber (sav) Mekke'den Medine'ye hicret ettikten sonra burada yeni bir devletin temellerini attı. Müslümanlar burada kendi güvenliklerinin sağlamalarının ardından önce Arap yarımadasının merkezi Mekke'ye, daha sonra Hicaz'ın geri kalan topraklarına hakim oldular. Yarımada dışına seferlerin ilk adımları da yine Hz. Peygamber (sav) tarafından başlatıldı. Allah Rasûlü'nün vefatından sonra halife seçilen Hz. Ebu Bekir de, ümmeti derinden sarsan ridde hareketlerini bastırdıktan sonra, yeniden fetih faaliyetine girişerek Suriye ve Irak üzerine ordular gönderdi. Hz. Ömer zamanında daha da hızlandırılan seferler neticesinde doğuda İran topraklarının tamamı zaptedilirken, batıda da Bizans'ın Orta Doğu ve Mısır hakimiyetine son verildi. Hz. Osman'ın halifeliğinde ise, başlatılmış olan fütühât son hedefine ulaştırıldı ve Hulefâ-i Raşidîn döneminin en geniş sınırlarına ulaşıldı. Biz bu çalışmamızda bu son dönemde, yani Hz. Osman'ın hilafetinde yapılan fetihleri ele alacağız. Fetih hareketlerine geçmeden önce fetih üsleri olan Kûfe, Basra Mısır ve Şam eyâletleri 1 hakkında kısa bilgiler verdikten sonra fetih faaliyetlerine geçeceğiz. A. Kûfe Merkezli Fetih Hareketleri Kûfe, Güney Irak'ta Babil harabelerinin güneyinde ve Fırat'ın batı kolu üzerinde kurulmuş bir şehirdir 2. Bu merkez, Kadisiye zaferinden sonra Müslümanlar'ın, elde ettikleri topraklardaki halkı idare edebilmek, aynı zamanda başkent Medine ile sürekli irtibat sağlayabilmek için müstahkem karargâhlara ihtiyaç duymalara sebebiyle kurdukları şehirlerden birisidir 3. Şehir Halife Hz. Ömer'in emriyle başkomutan Sa'd b. Ebî Vakkas tarafından 17 (638) yılında kuruldu 4. Kûfe'nin önemi, Müslümanlar'ın doğuda yaptıkları fetihlerle daha da arttı. Fatih Araplar yanında, onlara boyun eğmiş İranlılar'ın buraya yerleşmesi ve şehir nüfusunun daha da yoğunlaşmasıyla Kûfe büyük bir eyâlet merkezi haline geldi 5. Hz. Osman'ın halife seçildikten sonraki ilk siyasî icraatı 24(645) yılında Kûfe valisi Hz. Ömer'in vasiyeti gereği Muğire b. Şu'be'yi görevden alıp yerine Sa'd b. Ebî Vakkas'ı getirmek oldu 6. Ancak Sa'd'ın valiliği fazla sürmedi. Yaklaşık bir buçuk yıl sonra 7 o da azledilerek 26(647) senesinde yerine Velid b. Ukbe b. Ebî Muayt tayin edildi 8. Bu nedenle Hz. Osman döneminde Kûfe merkezli ilk fetih hareketleri Velid b. Ukbe tarafından başlatılmıştır. Velid b. Ukbe'nin Kûfe'ye tayini akabinde Azerbaycan halkı isyan ederek Hz. Ömer zamanında yapılmış olan anlaşmayı bozmuştu. İsyanı bastırmak üzere vali 26(647) yılında Abdullah b. Şibl el-Ahmesî'nin öncü kuvvet komutanı olarak görevlendirildiği bir sefer düzenledi. İsyana iştirak etmiş olan Mukan (Mugan) 9 , Beber (Babr) 10 , Taylasan 11 gibi Azerbaycan şehirleri tekrar itaat altına alındı 12. Velid daha sonra Selman b. Rebîa el-Bahilî'yi Ermenistan üzerine gönderdi. Burada da ordular başarılı neticeler aldılar 13. Azerbaycan ve Ermenistan seferinde ordu komutanı olarak görev yapan Said b. el-Âs da fetih hareketlerine büyük başarı gösterdi 14. Hz. Osman da 30(650) yılında Velid'i Kûfe valiliğinden aldıktan sonra onun yerine Said b. el-Âs'ı görevlendirdi 15. Yeni vali göreve başladıktan hemen sonra, daha hiç sefer düzenlenmemiş olan Taberistan'a 16 yöneldi. Bölge
Alevi-Bektaşi Düşüncesinde İman
2003
... Hacı Bektâş'a göre iman kesin olmalıdır ve gerçek bir imana şüphe sokmak kolay değildir.33 Zira Rahman'ın aslı iman, Şeytan'ın aslı şüphedir. ... Bkz. Yalçın, Makâlât-ı Hacı Bektâş Veli, (Yorum ve Açıklamalarla), s.174. 29 Hacı Bektaş Veli, Makâlât, s.8. Krş. ...
İnternet Araştırmalarında Yöntem Sorunu
Erciyes Üniversitesi Dergisi, Academia, 2014
İnternetin geniş kitlelerce kullanılmaya başladığı 2000’li yıllardan itibaren, internet çalışmalarındaki yöntem sorunu araştırmacıların ilgisini daha fazla çekmeye başlamıştır. Bu ilgi, özellikle web 2.0 dönemi ve sosyal medya araçlarıyla birlikte daha da artmıştır. Disiplinlerarası çalışmaların odağı olan internet sunduğu sanal yöntemlerle, sosyal bilimcilerin araştırmalarına konu olmaya devam etmektedir. Bazı araştırmacılara göre, internet zamanında sosyal bilimler araştırması yapmak bazı riskleri de beraberinde getirmektedir. İnternet ortamında sürekli değişen verilerle araştırma yapmak, çoğu zaman ceteris paribus1 koşulunu sağlamayı imkansız kılmaktadır. Bu da yapılan araştırmaların yöntemsel olarak geçerliliği sorununu gündeme getirmektedir. Diğer taraftan, geleneksel medyaya kıyasla, internet üzerinden veri toplamanın kolaylığı ve ucuzluğu ve de daha geniş bir örnekleme ulaşabilme imkanı, internetin çalışma alanı olarak ortaya koyduğu artılar olarak karşımıza çıkmaktadır. Gerek iletişim araştırmaları, gerek pazar araştırmaları gerekse sosyolojik araştırmalar bakımından farklı eğilimlerle ele alınan internet araştırmalarında, amaç ne olursa olsun, bazı yöntem sorunları yaşanabilmektedir. Bu çalışmada, web 1.0 döneminden web 2.0 dönemine geçişte, internet tabanlı veri toplama yöntemleri ve sosyal medyayı temel alan araştırmaların sunduğu yöntemler açıklanarak uygulamaya ilişkin eksikliklere değinilecektir. Niceliksel ve niteliksel araştırma yöntemlerinin, web 2.0 araçlarını araştırırken nasıl uygulanabileceği ve bu uygulamaların eksiklerinin giderilmesi için neler yapılabileceği tartışılacaktır. Böylelikle farklı alanlarda yapılan ve farklı yöntemleri kullanan çalışmalar üzerinden yapılan literatür taraması ile yöntem sorunları ortaya konulmaya çalışılacaktır.