Jonathan N. Lipman, “Çin Mahkemelerinde Tasavvuf: XVIII ve XIX Yüzyillarda Islam ve Çing Hukuku”, Dogusundan Günümüze Tasavvufa dair Tartismalar, TTK, Ankara 2020. (original) (raw)

Aygün Akyol, "Türk İslam Ahlak Tasavvurunun Oluşumunda Kutadgu Bilig'in Rolü", Yusuf Has Hacib'in Doğumunun 1000. Yılında Kutadgu Bilig Türk Dünya Görüşünün Şaheseri Uluslararası Sempozyumu", 18-20 Kasım 2016, İstanbul. [Bildiriler Kitabı, Şen Yıldız Yay., İstanbul 2016]

İslam dünyasında Türk, Arap ve Pers İslam tasavvurları olmak üzere üç ana anlayış hâkimdir. Türkler; Karahanlı, Selçuklu, Osmanlı devletlerindeki çalışmalarıyla İslam düşüncesinde yeni ve özgün bir bakış açısı ortaya koydu. Ancak günümüzde ortaya çıkan Selefi yaklaşımlar, Türk İslam ahlak tasavvurunu da tehdit etmektedir. Bu durumun farkına varma ve Türk İslam ahlak tasavvurunu devam ettirmenin yolu ise geleneğimize sahip çıkmaktan geçmektedir. Tebliğimizde Türk İslam ahlak tasavvurunun oluşumunda Kutadgu Bilig’in rolünü müzakere edeceğiz. Bu bağlamda bugün bizlerin orta doğunun şiddet sarmalından Türk İslam Ahlak tasavvuruna vurgu yaparak korunmanın imkânını müzakereye açacağız. Bu noktada Töre, Kut, Akıl ve Gönül merkezli kurulan bireysel ve toplumsal yapının bugünkü sorunlarımızı çözmede ne tür bir katkı sağlayacağını tartışacağız.

İslam Hukuku Ve Tasavvufta İlmî Bi̇r Siniflandirma Olarak Avâm-Havâs

Uluslararası Anadolu Sosyal Bilimler Dergisi

Avâm, havâs ve havâsu’l-havâs, genellikle İslâm âlimleri tarafından dile getirilen ve insanların bilgi ve algılama seviyelerine göre belli bir hiyerarşi ile ele alınması gerektiğini konu edinen bir sınıflandırmadır. Konu derinlemesine incelendiğinde hemen her topluluğun (özellikle de kendi uzmanlaştıkları ilimler söz konusu olduğunda) benzer sınıflandırmaları yaptığı göze çarpmaktadır. Bu açıdan bakıldığında örneğin bir cerrahın, cerrahî ilimler merkeze alındığında havâs, diğer bütün insanların da bu noktada avâm olarak nitelendirilebileceği bir gerçektir. Dolayısıyla sıradan halk ve seçkinler/uzmanlar ile ilgili yapılan tanımlamaların her toplulukta farklı bir anlam ifade ettiğini hatta bazen bir topluluk içindeki kişilerin bile birbirinden bağımsız tanımlar yaptıkları söylenebilir. Bu minvalde mevzubahis kavramların keskin bir sınırını çizmek veya efradını cami ağyarını mâni bir tanımını yapmak pek de mümkün görülmemektedir. Bu nedenle çalışmamızda ilk olarak söz konusu kavramları...

Tasavvuf geleneğinin Osmanlı siyasî düşüncesinde tezâhürü

2014

GENEL BİLGİLER İsim ve Soyadı: Özkan ÖZTÜRK Anabilim Dalı: Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı Programı: Felsefe ve Din Bilimleri Bilim Dalı Tez Danışmanı: Prof. Dr. İsmail KARA Tez Türü ve Tarihi: Doktora-Mart 2014 Anahtar Kelimeler: Siyâset Felsefesi, Osmanlı Siyâsî Düşüncesi, Bursevî, Sarı Abdullah Efendi, İbn Arabî, Vahdet-i Vücûd, Siyâset, Ricâlu’l-Gayb TASAVVUF GELENEĞİNİN OSMANLI SİYASÎ DÜŞÜNCESİNDE TEZÂHÜRÜ İbn Arabî düşüncesinin siyâsetle ilişkisi özellikle İsmail Hakkı Bursevî and Sarı Abdullah Efendi olmak üzere Osmanlı sûfileri tarafından yeniden yorumlanmıştır. Onlar siyaset alanında İbnü’l-Arabî’nin önemli takipçileri olmuşlardır. Varlık alanında, içinde yaşanılan dünyanın dışında, akılla kavranılması mümkün olan siyâsî bir âlem düzeni tasarlamışlardır. Bu düşünce temelde dört varlık mertebesi için geçerlidir. Bu mertebelerin en üstü ilâhî isimler mertebesidir. Bu mertebe diğer mertebeler için de belirleyicidir. Diğer mertebeler misâl, mülk ve insân âlemleridir. Büt...