Türki̇ye’De Kamu Harcamalari Ve Dişa Açiklik İli̇şki̇si̇ni̇n İncelenmesi̇: Mekânsal Panel Veri̇ Anali̇zi̇ (original) (raw)
Related papers
Kafkas Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2021
With the increasing globalization trends in the 1990s, developing countries started to encounter high inflation rates. As of this period, the relationship between trade openness and inflation started to take an important place in the economic literature. The discussions are based on Romer's hypothesis, which argues for the negative impact of trade openness in developing countries on inflation. The aim of this studyafter 2002 survived the phenomenon of high inflation in the economy of Turkey is to test the hypothesis of Romer econometric methods. The ARDL bound test approach and Toda Yamamoto causality tests were applied in the study in which quarterly data from 2003Q1-2020Q3 were used. As a result of the study, together with the cointegration relationship, one-way causality relationshipfrom trade openness to inflation was determined.
International Journal of Management Economics and Business, 2018
İhracat ve ithalat toplamının GSMH'ye oranı şeklinde ifade edilen ticari dışa açıklık, ülke ekonomisi üzerinde dış ticaretin ne kadar etkin olduğunu gösteren bir değişkendir. Çalışmada ticari dışa açıklığın enflasyon ve büyüme ile ilişkisi 19 ülke üzerinden panel veri analizi yöntemiyle test edilmektedir. Analizlerde kullanılan Westerlund (2007) eşbütünleşme testi sonucunda seriler arasında uzun dönemli eşbütünleşme ilişkisinin olduğu görülmüştür. Emirmahmutoğlu ve Köse (2011) nedensellik testinde ise ticari dışa açıklık ile ekonomik büyüme arasında çift yönlü, enflasyon ile ticari dışa açıklık arasında enflasyondan ticari açıklığa doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi bulunmaktadır.
Türki̇ye'De Dişa Açiklik Ve Ekonomi̇k Büyüme
Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 2008
Q4 dönemini kapsayan verilerle dışa açıklık ve ekonomik büyüme değişkenleri arasındaki nedensellik ilişkilerini ve dinamik etkileşimleri VAR ve varyans ayrıştırması yöntemlerini kullanarak araştırmıştır. Dışa açıklık değişkenleri olarak, dış ticaret hacminin ve ithalatın RGSMH'ya oranları ile ihracat artışı kullanılmıştır. Analizlerden elde edilen sonuçlar dışa açıklık ve ekonomik büyüme arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisi olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, büyüme ve ithalat arasında çift yönlü, ithalattan ihracata ve ihracattan büyümeye doğru tek yönlü nedensellik ilişkileri olduğu belirlenmiştir. Çalışmanın sonuçları, içsel büyüme teorilerinin öne sürdüğü dışa açıklığın ekonomik büyümeyi arttıracağı hipotezini desteklemektedir.
Türki̇ye’De Diş Deneti̇m Mevzuati Ve Kamu Mali̇ Yöneti̇mi̇ne Yansimalari
M U Iktisadi ve Idari Bilimler Dergisi, 2017
Kamuda bütçeleme ve bütçelemenin bir aşaması olan denetim alanında dünyada yaşanan gelişmeler, Türkiye' de kamu mali yönetimi ve denetim sisteminde esaslı değişimlerin yaşanmasına zemin hazırlamıştır. Bir denetim türü olan dış denetim alanında 1982 Anayasası'ndan sonra ilk esaslı mevzuat değişikliği, 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile yaşanmıştır. 5018 Sayılı Kanun sayesinde şekillenen yeni kamu mali yönetim sistemi ile uyum içinde hareket edecek dış denetim sürecinin temelleri de aynı kanun ile atılmıştır. 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile dış denetim alanındaki mevzuat revizyonu, 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu ile detaylandırılmış ve tamamlanmıştır. Bu çalışma, dış denetim alanında Türkiye' de yaşanan mevzuat değişikliklerine eski ve yeni kanunların karşılaştırmalarını yapmak suretiyle detaylı olarak yer vermekte; mevzuat değişikliklerinin kamu mali yönetimine yansımaları ile literatüre katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
Türki̇ye’De Kirsal Kalkinma Ve Göç İli̇şki̇si̇: Bi̇r Panel Veri̇ Anali̇zi̇
Uluslararası İktisadi ve İdari İncelemeler Dergisi, 2021
Günümüzde kalkınma sorunlarının merkezden değil aşağıdan yukarıya doğru bir kalkınma anlayışıyla çözüleceği genel kabul görmektedir. Bu anlayış çerçevesinde dikkatler giderek daha fazla oranda kırsal bölgelere yönelmektedir. Kırsal alanların kendine has özelliklerine yönelik politikaların oluşturulması, kırsal kalkınma açısından oldukça önemlidir. Kırsal alanların en belirgin özelliklerden ve sorunlarından biri ise göç olgusudur. Bu kapsamda ele alınan çalışmada öncelikle, Türkiye’de kırsal alan tanımlamasına yönelik bir yöntemle il ölçeğinde kırsal alanlar belirlenmiştir. Daha sonra, kırsal alanlarda yaşayan insanların yaşam standartlarını gösteren değişkenler kullanılarak Temel Bileşenler Analizi (PCA) yöntemiyle her bir il için kırsal kalkınma endeksi hesaplanmıştır. 2008-2018 dönemi için hesaplanan kırsal kalkınma endeksi ile illerin aldığı göç, verdiği göç, yüksekokul mezun sayısı ve tarım ihtiyaç kredi gelirleri arasındaki ilişkiler Pedroni ve Kao Eşbütünleşme testleri ile ana...
Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi
Tüm Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de doğal ve toplumsal kaynakların dengeli ve eşit dağılmadığı bir gerçektir. Bu gerçeklik bir ülkedeki iller ve bölgeler ve hatta ülkeler arasındaki gelişmişlik farklılıklarının en önemli sebeplerinden biri kabul edilmektedir. Bölgesel gelişmişlik farklılıkların azaltılmasında kamu kesimi tarafından kullanılan mali araçların başında ise kamu harcamaları ve kamu gelirleri gelmektedir. Bu çalışmada Türkiye’de fonksiyonel kamu harcamalarının ve kamu gelirlerinin iller arasındaki dağılımı analiz edilmiş ve kamu harcamalarının ve kamu gelirlerinin dağılımına göre illerin nasıl kümelendikleri incelenmiştir. Analizde Kümeleme Analizi Yöntemi kullanılmıştır. Yapılan analiz sonucunda kamu harcamalarının büyük oranda nüfusun, iktisadi ve ticari hayatın kısmen daha yoğun olan Kocaeli, İstanbul, İzmir gibi iller tarafından ödenen vergilerle finanse edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Harcamaların ise daha çok Tunceli, Iğdır ve Artvin gibi illerde yoğunlaştığı kıs...
Türki̇ye’De İç Göçün Beli̇rleyi̇ci̇leri̇ne İli̇şki̇n Panel Veri̇ Anali̇zi̇
Toplum, ekonomi ve yönetim dergisi, 2023
Göç, insanlık tarihi boyunca var olmuş bir kavramdır. Medeniyetin ilk yıllarından itibaren bireyler ve toplumlar çeşitli sebeplerden dolayı göç etmişlerdir. Göçün ekonomik, sosyal ve kültürel birçok sebebi bulunmaktadır. Göç, temelde insanların yaşadıkları yerlerden daha iyi şartlara sahip başka bir yerlere yapmış oldukları harekettir. Türkiye açısından baktığımızda da göç hareketlerinin az gelişmiş bölgelerden daha gelişmiş olan bölgelere doğru olduğu görülmektedir İç göç hareketliliğini belirleyen birçok faktör bulunmaktadır. Bu çalışma iç göç hareketliliği ve buna neden olan faktörleri belirleyip panel veri analizi ile tespit etmeyi amaçlar. 2011-2020 yılları arası Türkiye'nin 12 alt bölgesinin net göç hızı oranları bağımlı değişken olarak belirlenirken; işsizlik oranı, eğitim durumu, tarım alanındaki istihdam oranı, sanayi alanındaki istihdam oranı, nüfus artış oranı ve kentleşme oranı ise bağımsız değişkenler olarak belirlenmiştir. Stata17 istatiksel ve ekonometrik program ile panel veri modeli kurularak çalışılmıştır. Yapılan çalışma sonucu sanayi alanındaki istihdam oranı, eğitim değişkeni ve nüfus artış oranının net göç hızını açıklamada anlamlı birer değişken olduğu ve pozitif yönde etkilediği görülmüştür.
Business & Management Studies: An International Journal
Since the 1960s, increased health spending has caused much concern all over the world. Researches done on this subject while one hand have tried to explain the causes of the increase in health expenditures, on the other hand, investigated which variables could be affected to reduce costs. The aim of this study is to investigate the trends and determinants of health spending by means of panel data method for Level 2 Region in Turkey. As a result of the analysis, while there was statistically significant and positive relationship between health expenditures and population, inflation rate and tax rate; statistically significant yet negative correlation was found between health expenditures, infant mortality rate and literacy rate.
Türki̇ye Ve Piigs Ülkeleri̇nde Üçüz Açik Hi̇potezi̇ni̇n Testi̇: Panel Veri̇ Anali̇zi̇
Yönetim ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, 2022
Bu çalışma 1986-2018 döneminde Türkiye ve PIIGS ülkelerinde Üçüz Açık Hipotezi'nin geçerliliğini test etmektedir. Çalışmada ele alınan döneme ait veriler gözlem eksikliği içerdiğinden dengesiz panel veri analizi geçerli olmuştur. Serilere ait tanımlayıcı istatistiklerden sonra Westerlund panel eşbütünleşme testi yapılarak değişkenler arasında uzun dönemli ilişki tespit edilmiştir. Değişkenlere ilişkin kısa ve uzun dönem katsayı tahminleri ise Ortalama Grup Tahmincisi (MGE) ve Dinamik Sabit Etkiler Tahmincisi (DFE) ile gerçekleştirilmiştir. Buna ek olarak MGE yaklaşımında her bir ülke için ayrı ayrı kısa ve uzun dönem katsayılarına da ulaşılmıştır. Ülkelere ait katsayılar hem kısa hem uzun dönemde Portekiz, İtalya, Yunanistan ve İspanya için tasarruf açığı ile cari açık ilişkisini doğrulamıştır. Türkiye ve İrlanda için değişkenler anlamlı olarak yorumlanamamıştır. Tüm panel için yapılan analizde ise hem MG hem de DF tahmincileri yalnızca tasarruf açığı ile cari açık arasındaki ilişkiyi doğrulayarak Üçüz Açık Hipotezi'nin geçerli olmadığını ortaya koymuştur.
Kamu Harcamalari Ve Diş Borçlanma İli̇şki̇si̇: Türki̇ye İçi̇n Ekonometri̇k Bi̇r Anali̇z
Global Journal of Economics and Business Studies, 2017
Bu çalışmanın amacı 2002 sonrası dönemde Türkiye'de kamu harcamaları ve dış borçlanma arasındaki ilişkiyi ampirik olarak test etmektir. Bu bağlamda 2003: Q1-2017: Q1 dönemi verileri kullanılarak Johansen eşbütünleşme yöntemi ve Granger nedensellik testi yardımıyla ekonometrik bir analiz gerçekleştirilmektedir. Yapılan analizden elde edilen bulgulara göre ele alınan dönemde kamu harcamaları ve dış borçlanma arasında pozitif yönlü bir ilişki mevcuttur. Kamu harcamalarında meydana gelen %1'lik bir değişim dış borçlanmayı %1.21 oranında artırmaktadır. Bununla birlikte Granger nedensellik test sonuçlarına göre kamu harcamalarından dış borçlanmaya doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi bulunmaktadır. Bu bulgular 2002 sonrası dönemde dış borçlanmanın kamu harcamalarına duyarlı olduğunu göstermekle beraber, mali disipline uyulmasının dış borçlanma düzeyinde de gelişmelere yol açacağı konusunda fikir vermektedir.