Can Yücel Şi̇i̇rleri̇nde Yalnizlik (original) (raw)
Related papers
Can Yücel Şi̇i̇ri̇nde Bi̇r Varoluş Bi̇çi̇mi̇ Olarak Güzelden Kaçmak
Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi
Sanatçının bir insan olarak doğuştan getirdiği mizaç özellikleri yanında özellikle çocukluk ve ergenlik dönemlerinde çevresiyle kurduğu/kuramadığı ilişkiler, onun yaratma edimiyle doğrudan ilgilidir. Süperego ile uyum sağlamış bir egonun ürettikleri karşısında, bu dengeyi kuramamış bir başka egonun ürettikleri arasında yapısal ve tematik bütünlük bakımından farklar vardır. Can Yücel'in ilk şiirinden son şiirine doğru yapılacak kronolojik bir okumada göze çarpan ilk şey, şiirlerdeki öznenin gittikçe marjinalleşen bir şekilde güzel ve güzellik duygusundan uzaklaşmaya başlamasıdır. Bu da bize onun-bahsettiğimiz-süperegoego uyumsuzluğunun içinde olduğunu düşündürmektedir. Şiirlerdeki özne güzel olana karşı adeta savunma oluşturmuş ve savaş açmış gibidir. Tahammüden girişilen bu tutum ego inşa ederken kendine özgü bir varoluş biçimi arayan şairin bulduğu sıra dışı yol ile ilgili olmalıdır. Diğer taraftan şiir türünün estetik ilkeleri düşünüldüğünde bir şairin mesleğine mugayyir bir şekilde güzellikle işinin olmadığını söylemek de kolay değildir. Şairin hemen her şiirine yansıyan bu tezatlı durum, onun şiir estetiğinin de en belirgin yönlerinden birini oluşturur. Bu çalışmanın amacının Can Yücel'in psikolojisini tahlil etmek ya da şiirleri ile psikolojisi arasında bağlantı kurmak olmadığını öncelikle belirtmek gerekir. Amaç, onun şiirlerinde bu olgunun ne denli yoğun bir biçimde karşımıza çıktığı ve estetiğinin yapı taşlarından biri olduğunu ortaya koymaktır.
BICOASP (International Conference on Academic Studies in Philology), 2019
Uyarlama ve yeniden yazma stratejileri çeviri ediminin hem ayrılmaz bir parçası hem de eleştiri odağı olmaya devam etmektedir. Bu gibi stratejileri uygulayan çevirmenler ve çevirileri, çeviribilimdeki “sadakat” kavramı çerçevesinde eleştiri odağı olmaktan kurtulamamıştır. Türkiye’de bu duruma maruz kalan ve çok dikkat çeken çevirmenlerden biri ise Can Yücel olmuştur. Yücel yaptığı şiir çevirilerinde yerelleştirmeye oldukça önem veren ve kaynak dizgedeki şiiri erek dizgeye duygusal açıdan yansıtmayı kendisine amaç edinen bir çevirmendir. Fakat şiir çevirisinin mümkün olup olmadığının hala tartışıldığı ortamlarda şiirin yerelleştirme yöntemi ile yeniden yazılması (çevrilmesi) Yücel’i eleştirinin odağı haline getirmektedir. Bu duruma ilişkin olarak, Yücel ise yaptığı işin ve verdiği kararların arkasında durarak kendisine “Çevirmen” değil de “Türkçe Söyleyen” denmesini istemiş ve eleştirilere karşı bu şekilde bir çözüm yaratmıştır. Bu çalışmanın da asıl amacı, Yücel’in kendisini erek dizgede bir söylem üreticisi olarak kabul etmesi ve yaptığı işin arkasında durması açısından çevirmen etiğine uygun davrandığını öne sürmektir. Bu bağlamda, çevirinin sadece diller arası geçiş sağlayan bir köprü olamayacağını göstermek için Maria Tymoczko’nun “in between” kavramından yararlanılmaktadır. Yücel’in söylediklerini üstlenip kararlarının arkasında durması durumu ise Jean-Claude Coquet’nin “özne” kavramı üzerinden incelenmektedir. Sonuç olarak, bu çalışmada Yücel’in çevirmen olarak erek dizgede yeniden bir söylem oluşturmak ve söylediğini üstlenmek suretiyle kendini özne olarak ortaya koyması ve bu durumun arkasında durarak aldığı kararları sebep-sonuç ilişkisi ile anlatması üzerinden çevirmen kararları ve etiği arasındaki ilişkiye dair genel bir analiz yapılmaktadır.
Türk Şi̇i̇ri̇ni̇n “İğneli̇” Şai̇ri̇: Can Yücel
The Journal of Social Sciences, 2019
Can Yücel şiirlerinden yola çıkılarak ironi kavramına yöneldiğimiz bu çalışmada, sözün bir duruş olduğu görülmüştür. Estetik'in değindiği kavramlardan biri olan komik ve bunun yansıma biçimleri de ele alınmıştır. Düşünmeye sevk eden bir gülmecenin şiirde işlenişi aktarılır. Eleştirel bir tarz olarak karşılaşılan ironi tanımlanırken şiire nasıl yerleştirildiği de örneklendirildi. İmgeden çok düşünceye hizmet veren bir şairin üslubuyla şiirin söylemi iletmede bir araç haline getirildiği de çalışma esnasında gösterilmektedir. Üslup ve bakış açısının paralel gittiğine şahit olunan bu çalışmada şiirin farklı bir boyutuyla karşı karşıya gelindi. Geleneksel şiir dilinden ayrı olarak oluşturulmuş, şaire özgü, yani orijinal bir düş dünyasıyla ortaya çıkan bir dil yapısı da tanıtılma imkânı bulmuştur.
Can Yücel Şiirlerinde Postmodern İzler
International Journal of Language Academy
Can Yücel has an important place in Turkish literature through his poems and translations. And he is seen as a modernist poet, who stands between Strange (Garip) and Second New (İkinci Yeni) trends in literary circles. In this study, the poems of Can Yücel are studied within the context of their postmodern features. The period, in which he lived and wrote, the form and the content in some of his poems and the fact that his poems have not been approached before from this point of view are the main reasons for us to study on this theme. One another reason is that in the postmodern literary context, more researches on novels but not in poetry in Turkey are being explored. And it is thought that the postmodern poetry is a little ignored in this sense. For these reasons, after mentioning the general features of postmodern poetry, how and how much of these features are found were examined in poems of Can Yücel, which are selected from his book of poetry, Rengahenk. According to the findings, it can be said that Can Yücel, a modernist poet, frequently used postmodern elements in his poems. However, he defines himself as a "premodern" poet with a postmodernist language game.
Ayfer Tunç Öyküleri̇nde Yalnizlik
2017
Uluslararası Bakalorya bitirme tezi olarak A dersi kapsamında hazırlanan bu çalışmada amaç, Ayfer Tunç’un Mağara Arkadaşları adlı yapıtındaki öykülerde yalnızlık temasının ve yalnızlıktan sıyrılma yollarının nasıl işlendiğini incelemektir. Yazınsal yapıtlarda sıklıkla ele alınan yalnızlık konusunun bu yapıtta yaşamın olağan bir parçası olarak ele alınması ve yalnızlığın nedenlerinden daha çok kişide yarattığı duygu durumuna yer verilmesi yapıt ve araştırma sorusu seçiminde etkili olmuştur. Tezin giriş bölümünde araştırma sorusuna yer verilmiş, yapıttaki öykülerde yer alan odak figürlerin yaşadığı yalnızlık ve bu durumla başa çıkma yolları genel hatlarıyla değerlendirilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde ise öykü figürlerinin yalnızlığı, içinde bulunduğu koşullar ve duygu durumu bağlamında incelenmiştir. Tezin üçüncü bölümünde ise öykü figürlerinin yaşamına hakim olan bu yalnızlık durumundan sıyrılma çabaları üzerinde durulmuş, başka yaşamlara duyulan merakın ve arkadaşlığın sıyrılma...
Hasan-Âli Yücel Kitabı, Kültür Bakanlığı Yay., Ankara, 2011
Türk modernleşme hareketinin temellerinden biri halkın aydınlatılması gerektiği düşüncesidir. Bu düşüncenin uygulayıcıları da "moderni" belirleyen ve bunu yaşama geçirme sorumluluğunu üstlenen aydınlardır. Yeni bir devlet ve belki de "millet" kurma heyecanıyla hareket eden bu aydınlardan birisi Hasan-Âli Yücel'dir. Söz konusu sorumluluğu en çok hisseden aydınlardan biri olan Hasan-Âli, bürokrat ve siyaset adamı olarak inandıklarını yaşama geçirme konusunda inatçı olmuş, bu uğurda hem sevilmiş hem de çok eleştirilmiştir. 1