AFGAN TARİH YAZIMININ KAVRAMSAL SORUNSALLARI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME (original) (raw)
Related papers
AFGAN GÖÇÜNÜN TARIMSAL İŞGÜCÜ PİYASASINA ETKİSİ
Avrasya Tarım Ekonomistleri Derneği, 2021
Türkiye’de özellikle tarım sektöründe kayıtdışı çalışma koşullarının artması, sosyal güvence imkânının bulunmaması, insana yakışır iş koşullarının sektöründe henüz oluşmamış olmasının uzun vadede olumsuz etkiler yaratacağı bilinmektedir. Küresel rekabet koşullarına uyum sağlamak, gıda üretiminde kendine yeter hâle gelmek için sosyal ve ekonomik olarak değişen koşullar dikkate alınmalıdır. Tarımda istihdam edilecek işgücünün teknik bilgi ve teknoloji kullanımı düzeyinin artırılması ve üretimde etkinliğin sağlanması gerekmektedir. Sektörde üretimin planlanmasına, tarımda istihdam edilen işgücünün mesleki tanımlamalarının yapılmasına ve işgücünün örgütlenmesine duyulan ihtiyaçların analiz edilerek acil eylem planlarıyla ihtiyaçların giderilmesi gerekmektedir. Tarım sektöründe istihdam edilen kişilerin kayıtdışı faaliyetlerin kontrol altına alınması, istihdama yönelik denetimlerin gerçekleştirilmesi ve işgücü çeşitlerine göre tarımda istihdam edilen kişilere yönelik verilerinin oluşturulması gerekmektedir.
FATİH KANUNNAMELERİNİN TEOLAİK KARAKTERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME
Academic Journal of Philosophy / Felsefi Düşün, 2023
The Ottoman Empire which is the sui generis model of the pre-modern power forms has huge transformations since the era of Mehmed II (The Conqueror) in order to gain an imperial aura. The lawbooks (Kanunnamahs) which were codified and systematized in his era is one of these huge transformations. When these kanunnamahas, known as Fatih Kanunnameleri in Turkish, are examined some findings on the source of authority and power can be detected. The Ottoman Empire can be defined as a theocratic state since the source of its power comes from the divine arguments. Yet, given the implementations there some cases in which the source of authority is the order (authority) of the sultan. This problematic is developed around whether the kanunnamahs have secular character or theocratic one. While some scholars and thinkers argue that the kanunnamahs are theocratic referring to the source of the power, some other scholars and thinkers offer they are secular due to the case of the authority in the practices of the monarchs. This study proposes, through a neology, the theolaicity of the kanunnamahs considering the political ontology of the monarchy in the Classical Islamic tradition of politics.
TARİHÖNCESİ SAVAŞ VE ARAŞTIRILMASI İLE İLGİLİ SORUNLAR
ULUSLARARASI EĞİTİM VE TARİH ARAŞTIRMALARI DERGİSİ (ETA JOURNAL), 2022
Tarihöncesi savaş ve araştırmasıyla ilgili sorunlar" başlıklı bu makale, tarih öncesi savaş alanındaki araştırma problemlerinin incelenmesi konusunu ele almaktadır. Yazar, deneysel ve savaş alanı arkeolojisinin yanı sıra kültürel ve fiziksel antropolojiden elde edilen sonuçları kullanarak sorunun kapsamlı bir incelemesinin önemini vurgulamaktadır. Erken dönem çatışmalarıyla ilgili temel bilgimizin neredeyse tamamı arkeoloji ve antropolojiden gelmektedir. Çalışma, tarih öncesi savaşın, ilkel silahların ve disiplinler arası araştırmasının evrimine genel bir bakış sunmakla birlikte, ana bölümü tarih öncesi dönemi inceleme ve araştırma konularına odaklanıyor. Ek olarak, militagenez ve tarih öncesi militarizasyonla ilgili kavramları ve insanlık tarihindeki çatışma ve savaş biçimlerinin ayrıntılarını kısaca analiz ediyor. Çalışma ayrıca, savaş çalışmaları ve savaşın gelişimi konusunda geniş deneyime sahip yazarın bazı fikirlerini, düşüncelerini ve görüşlerini yansıtmakta ve ilim alanında tarih öncesi savaş sorununu çözmek için disiplinler arası bir yaklaşımın önemini vurgulamaktadır. Bu nedenle yazar yeni bir bakış açısı ve farklı bir dönemlendirme önermektedir. Sonuç olarak makale, tarihsel savaşlar ile diğer savaş ve çatışmalar arasındaki sınırların zaman ve anlam çerçevesinde belirlenmesinin önemini ortaya koymaktadır.
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi, 1988
Studie~on reproduetive perfomıance on pure arabian mares in Çifteler Anadolu Tarım İşletmesi Summary: Data on 57 normal parluritions and 4 abnormal parturilions (patlıologic group) during the period from ı. ı .1985 to ı 5.6. ı987 in ı herd is presented. State of production, managemen! and environmental conditions are described. /n the normal group, first oestrus (foal heat) appeared af ter an average of 9.78 days with a standart deviation (s.d) of 0.60 d., second oestrus occured af ter an average of 50.9 d. and a s.d. of 5.3 d.
XVI. YÜZYILIN BAŞLARINDA KANUNNNAMELERE GÖRE ERGANİ'DE ALINAN VERGİLER ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
Sultan I. Selim, XVI. Yüzyıl başlarında (1512-1520) Osmanlı Devleti'nin başında bulunmakta idi. Daha şehzâdeliğinde Safevî tehlikesinin farkında olan Yavuz Sultan Selim, tahta geçince Şii tehlikesini defetmek için harekete geçti. 1514'te Edirne'den hareket eden padişah Çaldıran'a geldi ve burada Safevî hükümdarı Şah İsmail ve ordusunu yenilgiye uğrattı. Çaldıran savaşından sonra Tebriz'e geçen Yavuz Sultan Selim burada bir hafta kaldıktan sonra Amasya'ya geçti. 1 Çaldıran savaşından sonra Diyarbakır ve çevresi Osmanlı hâkimiyetine girdi. Ama bu çok ta kolay olmadı. Çünkü Safevî garnizonları mücadelelerini kolayca bırakmadılar ve inatla savaşmaya devam ettiler. Savaştan sonra Amasya'ya geçen padişah, beraberindeki İdris-i Bitlisî'yi Güneydoğu Anadolu'ya göndererek, halkı Şah İsmail'e karşı ayaklandırması ve buralarda Osmanlı hâkimiyetini tesis etmesi konusunda vazifelendirdi. Bölgeye giden İdris-i Bitlisî, derhal çalışmalara başladı ve faaliyetleri hakkında Sultan Selim'e bilgiler verdi. 2
FEMİNİZM ÜZERİNE GENEL BİR DEĞERLENDİRME: KAVRAMSAL ANALİZİ, TARİHSEL SÜREÇLERİ VE DÖNÜŞÜMLERİ
Öz: 18. yüzyıldan itibaren özellikle Aydınlanma dönemi sonrası kadınlar; toplumsal, siyasal, sosyal, hukuki, idari gibi pek çok alanda var olan eşitsizliklere ve toplum için-deki rollerine karşı mücadeleye girişmişlerdir. 19. yüzyılın ortalarından itibaren ka-dınların erkeklerle eşit statü, eşit haklar ve özgürlükler için verdikleri mücadeleler fe-minizm kavramını ortaya çıkarmıştır. Feminizm, temelde cinsiyet ayrımcılığına karşı tavır alan, kamu ve özel bütün alanlarda kadınların maruz kaldığı baskıların ve de-netimlerin ortadan kaldırılmasının gerekliliğini savunan ve ataerkil yapılanmaların önüne geçerek kadınların meşru haklarına ulaşmada mücadele eden bir yaklaşımdır. Feminizmin tarihsel süreci, 19. yüzyılından 21. yüzyıla kadarki dönemi kapsamakta ve üç dalgaya ayrılmaktadır. Bu feminist dalgalarda kadınlar, evrensel ve bireysel olarak meşru haklarını elde etmek için mücadele etmişlerdir. Bu mücadeleler içerisin-de kadınlar, eylemsel ve fikri yapılarını çeşitli ideolojilerden, farklı algı ve anlayışlar-dan ve kuramlardan faydalanarak şekillendirmişlerdir. Bunun sonucu olarak, farklı feminist yaklaşımlar ortaya çıkmış ve uluslararası ilişkiler disiplini içerisinde teorik bakımından katkı sağlayacak şekilde yer almıştır. Bu çalışmada, feminizm kavramı, dünyadaki feminist akımları/hareketleri ve fikirleri analiz edilmiştir. Abstract Women have been struggling against their assigned roles in the community and inequality, which has existed in such areas as political, legal, administrational and communal life since the 18 th century, especially after the age of Enlightenment. The struggles women carried on for equal status, equal rights and freedom against men beginning from the middle of 19 th century have brought out the concept of feminism. Feminism is an approach that defends elimination of all pressures and controls, to which the women, who develop an attitude towards gender segregation, are exposed in all public and private areas of life; struggles to make women have an access to their legal rights by preventing male-dominated settlements. The historical process of feminism covers the period from 19 th century until 21 st and is divided into the three