Deneysel Mutfak", Kültürel Mirasin Yaşatilmasinda Bir Araç Olabilir MI (original) (raw)

2019, Journal of International Social Research

Öz Beslenme, eski zamanlardan beri sosyo-kültürel, siyasal, ekonomik, duygusal ve sağlık açısından vazgeçilmez bir ihtiyaçken yemek yeme, temel fizyolojik boyutların ötesinde bir eylem olmuştur. Yiyecek maddelerini elde etme, hazırlama, tüketme ve depolama gibi eylemler insanoğlunun hayatının çok önemli bir bölümünü kapsamıştır. Önceleri sadece hayatta kalabilmek amacıyla beslenen insanoğlu, Paleolitik çağda ateşin bulunması ve Neolitik devrim ile birlikte buğdayın tarıma alınması ve bazı hayvanları evcilleştirmesi sonucunda mutfak kültürünün temellerini atmıştır. Binlerce yıl içerisinde Eski Çağlar'dan günümüz Türkiye Cumhuriyeti'ne kadar birçok farklı kültürün etkisi altında kalan Anadolu, mutfak kültürünün de en zengin olduğu coğrafyalardan birisidir. Bu çalışmada, uzak geçmişimizde Anadolu'da yaşamış özellikle Hitit, Yunan, Roma mutfak kültürleri literatürde taranmış ve incelenmiştir. Eskiçağ toplumlarına göre yakın geçmişimiz olarak değerlendirebileceğimiz ve 24 Temmuz 1923 yılında imzalanan Lozan Barış Antlaşması Nüfus Mübadelesi maddesi gereğince Balkanlar'dan gelerek Didim'e yerleşen mübadillerin sembol yiyeceği olan "Kaşopita", nitel veri toplama yöntemlerinden yararlanılarak deneysel mutfak çalışmasıyla yeniden yorumlanmış ve kraker formuna getirilmiştir. Böylelikle "geleneğin güncellenmesi" olarak tanımladığımız yeni ürünün ortak bellek, paylaşılan deneyim, toplumsal kimlik ve tarihsel süreklilik gibi temaları içinde barındıran ve "değişen kültüre dahil olmaya ya da tutunmaya çalışan bir tat" olduğu savunulmuştur. Araştırma sonuçlarının somut olmayan kültürel mirasın korunmasını ve gelecek nesillere aktarılmasını, mutfak kültürü temelli turistik ürünlerin çeşitlendirilmesini ve geliştirilmesini hedefleyen kişi, kurum ya da kuruluşlara katkı sağlaması v e fikirler vermesi beklenmektedir.