KARADENİZ KIYILARINDA BİR MODERN; SÜMERBANK ORDU-SOYA FABRİKASI (original) (raw)
Related papers
KARABÜK’TE MODERNLEŞME SÜRECİ ve ÇAMKENT YAPI KOOPERATİFİ
2021
Türkiye’de 20. yüzyıl modernleşme ve endüstrileşmenin bir sonucu olarak, sanayileşen kentlerde işçi ve memur kesimi için konut yetersizliği sorunu ortaya çıkmıştır. Bu sorunu çözebilmek için Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından üretilen yapı kooperatifleri yaygınlaşmıştır. Bir endüstri kenti olan Karabük’te, Karabük Demir Çelik Fabrikası memurları için üretilen Çamkent yapı kooperatifi bu bağlamda üretilmiştir. Çamkent yapı kooperatifi, Karabük’ün modernleşme sürecinde görülen ilk modern kimlikli kooperatif örneklerinden olması nedeniyle çalışma kapsamına alınmıştır. Bu kapsamda çalışmada, Çamkent yapı kooperatifinin modern mimari kimliğinin irdelenmesi amaçlanmıştır. Yapının mimari kimliğini irdelemek için Karabük Belediyesi’nden elde edilen arşiv belgelerinden yararlanılmıştır ve yapıya ait plan-cephe çizimleri incelenmiştir. Buna göre, yapının, üretildiği dönemin mimari anlayışına paralel olarak modern mimarlık ilkeleriyle tasarlandığı tespit edilmiştir. Yapı, konut yetersizliği s...
MODERN KAVİMLER GÖÇÜ: SURİYE, 2016
Yaklaşık olarak dört buçuk yıldır devam eden ve başladığı ilk andan itibaren Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da domino etkisi yaratan “Arap Baharı”nın son durağını Suriye oluşturmaktadır. Bölge coğrafyası bir nevî meşruiyet testinden geçmekte, sonuçları ise tüm dünyada bilhassa da ülkemizde yankı bulmaktadır. Bu sebeple Suriye, “Arap Baharı”nın yaşandığı diğer ülkelere kıyasla Türkiye için çok daha fazla önem arz etmektedir. Mart 2011’den beri gittikçe karmaşıklaşan bir iç savaş yaşayan Suriye, en uzun kara sınır komşumuz olması itibarıyla, Türk Dış politikası için zorlu bir sınav niteliği taşımaktadır. Suriye yaşanan iç savaş nedeniyle ortaya çıkan ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından “günümüzdeki en büyük insanî kriz”[1] olarak nitelendirilen Suriyeli sığınmacıların durumu; hukukî statüsü, Türkiye Cumhuriyeti’ne olan ekonomik etkisi ve bu zorunlu misafirliğin kalıcılığa doğru seyrettiği süreçte kalıcılığın en az hasar ile nasıl yönetileceği Türkiye gündeminde önemli bir yer tutmaktadır.
ÜSKÜP'TEN KARESİ'YE MEŞRUTİYET DÖNEMİNİN MODERNİST BİR MUALLİM VE MUHARRİRİ: SABRİ CEMİL BEY
Sabri Cemil Bey is one of the names frequently mentioned in the cultural life of Skopje between 1908-1912 and in the cultural life of Balıkesir between 1912-1916. After the declaration of Constitution II in 1908, Sabri Cemil’s papers and poems published in Yıldız and Yeni Mektep magazines in Skopje. There were his poems and translated and coppyrighted papers in Yıldız Magazine. In contrast, the author's important works were published in the Yeni Mektep magazine, published 14 issues between April 1327/1911 and June 1328/1912. In this period Sabri Cemil was both the Director of Skopje Teacher School and the editor of Yeni Mektep Magazine. The Papers which he wrote about simplification of the Turkic, love of the country, education of children etc. are published in the Yildiz newspaper, while the papers which he wrote about morality, history consciousness, music etc. are published in Yeni Mektep Magazine. All this shows that Sabri Cemil has been a pioneer in the development of the cultural life of the Turks and has made important contributions to the development of the Turkish press and Turkish literature in Skopje. Sabri Cemil Bey, a state official, arrived in Balikesir from Skopje, presumably after the Balkan Wars. During World War I Sabri Cemil, Director of Education of the Karesi District, has contributed significantly to the modernization activities in Balikesir. Sabri Cemil has been leading theater activities in Balıkesir during this period. These activities are the construction of the theater building, the theater text writing and the establishment of the theater companies. In this paper, Sabri Cemil Bey's works on literary and cultural studies in Skopje and Karesi provinces will be analyzed.
MODERNLEŞEN ORDULAR VE BÜROKRASİDE YÜKLENDİKLERİ İŞLEV: OSMANLI ÖRNEĞİ
ÖZET Osmanlı Devleti, 18. yüzyıldan itibaren benimsediği Batılılaşma siyasetiyle ekonomik ve siyasi gelişmelerin sonucu olarak ortaya çıkan modern dünyaya uyum sağlamayı, dolayısıyla ayakta kalmayı amaçlamıştır. 17. yüzyılla birlikte görünür hale gelen idari, mali ve askeri sorunların devlet merkezli algılanması, çözüm olarak görülen Batılılaşmanın da devletle sınırlı bir alanda hayata geçirilmesine neden olmuştur. Böylece kalemiye, ilmiye ve seyfiye olmak üzere üç sacayağı üzerine kurulu Osmanlı bürokrasisi, modern dünyanın Batı’da ürettiği yeni siyasi model olan modern devlet esaslarına dayalı bir dönüşüm içerisine girmiştir. Osmanlı bürokrasisinde, söz konusu dönüşümün ilk ve en köklü olarak yaşandığı yönetici sınıf seyfiye olmuştur. Eğitim, teçhizat ve teşkilatlanma konularında modern orduları model alan Osmanlı ordusunun Batılı esaslar çerçevesinde güçlendirilmesiyle devletin de güçleneceği düşünülmüştür. Ancak savaş meydanlarında öncekilere benzer bir biçimde üst üste alınan yenilgiler amaçlanılana ulaşılamadığını göstermiştir. Asli görevleriyle ilgili kendisinden bekleneni yerine getiremeyen seyfiye, Tanzimat Dönemi’nden itibaren bünyesinde belirginleşen modern kadroların öncülüğünde, Klasik Dönem’den farklı bir hareket alanına sahip olmaya başlamıştır. Tanzimat Dönemi ile başlayan bu farklılaşma, sırasıyla II. Abdülhamid ile İttihad ve Terakki Cemiyeti (İTC) Dönemlerinde yaşanan gelişmelerle daha da pekişmiştir. Ortaya çıkan ise Batı’da modern devletin iç ve dış egemenlik iddiasını yerine getirmekle yükümlü modern ordularla işlevsel açıdan örtüşmeyen askeri bir yapı olmuştur. Anahtar Kelimeler: Batılılaşma, Osmanlı, bürokrasi, seyfiye. ABSTRACT The Ottoman Empire aimed to adapt to the modern world, which emerged as the result of economic and political developments through Westernization politics adopted as of 18th century, and thus aimed to survive. The fact that administrative, financial and military problems, which became apparent in 17th century, were perceived as state-centred caused Westernization, which was considered as a solution, to be implemented in a state-limited area. Thus, the Ottoman bureaucracy based on three trivets as kalemiye, ilmiye and seyfiye underwent a transformation that is based on the principles of modern state, the new political model produced by the modern world in the West. In the Ottoman bureaucracy, seyfiye was the ruling class where the transformation in concern was experienced first and most profoundly. It was thought that the state would also be strengthened by strengthening the Ottoman army, which took modern armies as a model in education, equipment and organizational matters, within the framework of Western principles. However, the defeats sustained one after the other on the battlefields in a similar fashion to the previous ones showed that they could not reach what was intended. Seyfiye, which was unable to fulfil what was expected from it regarding the principal duties, started to have a movement area different from the Classical Period in the pioneer of the modern establishments that became evident within its body as of Tanzimat period. This differentiation, which started in Tanzimat Period, was further strengthened through developments experienced in the periods of Abdul Hamid and the Committee of Union and Progress (CUP). What was emerged was a military structure that was not functionally compatible with modern armies which were obliged to fulfil the modern state's internal and external sovereignty claim in the West. Keywords: Westernization, Ottoman, bureaucracy, seyfiye.
MODERN MİMARLIK MİRASI OLARAK KERVANSARAY MOKAMPLARI VE KIZKALESİ MOKAMP KORUMA YAKLAŞIMI
TÜBA-KED, 2020
Kervansaray AŞ İngiliz petrol şirketi British Petroleum’un (BP) Türkiye turizmine katkı amacı ile kurduğu bir anonim şirkettir. 1960’ların başında kurulan bu şirket bünyesinde Türkiye’nin farklı yerlerinde 10 mokamp tesisi inşa edilmiştir. Türkiye’deki yabancı sermayeli ilk turizm yatırımlarından biri olan Kervansaray Mokampları yeni bir turizm şekli için tasarlanmış öncü mimari tasarımlardır. Kervansaray Mokamplarının tasarımcısı karikatürist, ressam ve mimar Güngör Kabakçıoğlu’dur. Bu yazının amacı, modern mimari tasarım yaklaşımlarını yansıtan ve döneminin sosyal ve ekonomik yapısının belgesi olan Kervansaray Mokamplarının sahip olduğu kültürel değerleri ortaya koymak ve günümüze büyük oranda özgün olarak ulaşabilmiş olan Kızkalesi Mokamp’ı koruma yaklaşımlarını tanımlamaktır. Mokampların kampçı kullanımı için tasarlanan ana servis yapılarını inceleyen bu yazı kapsamında, birinci bölümde Kervansaray AŞ ve Güngör Kabakçıoğlu hakkında genel bilgiler verilirken, ikinci bölümde 10 adet mokamp alanındaki ana servis yapılarının mimari biçimlenmeleri anlatılmaktadır. Üçüncü bölümde, Kızkalesi Mokamp’ı ana servis yapısı ve zaman içinde geçirdiği değişimler sunulmaktadır. Son bölümde, mokamp yapıları üzerine genel değerlendirmeler ve Kızkalesi Mokamp’ının korunması için öneriler yer almaktadır.
MODERNLEŞME SÜRECİNDE MUAYEDE TÖRENLERİ VE DOLMABAHÇE SARAYI'NDA UYGULANIŞI
Her dcvlctin kcndisini ifade edip tammladtgt, uygulanmasmda titizlik gostcrdigi bir te §ri-fat1 dlizcni vardtr. Tarih boyunca kurulmu § olan devlctlcr ic;:indc tqrifat kurallanna azaml olc;:i.idc onem vcrcn devletlerden birisi de Osmanh Devlcti olrnu~tur. Zira, tqrifat di.izenindeki oturnm §luk, o devletin koklcrinin derinligine ve dcvlct gelcncgine i §arct cdcr. Alo astrdan fazla tarih sahnesindc kalan vc stmrlart lie;: kltaya yayuan OsmanlJ. Dcvleti gi.ini.imiizdc, ozcllikle kurdugu saglam idare tqkilatt ve oturmu § te §rifao ile mcrak konusu olmakta ve ara §ttnlmaktadtr.
ISCI SINIFI ICIN MODERN YASAMIN KODLARI ALPULU SEKER FABRIKASI
Alpullu şeker fabrikası Erken Cumhuriyet döneminde kurulmuş modern fabrikalardan biridir. Alpullu şeker fabrikası yalnızca bir üretim tesisi değil aynı zamanda modern Türk ailesinin yaşamının kültürel kodlarını yansıtan bir alandır. Fabrika yerleşkesindeki binaların gelişimi ve çeşitliliği genç Türkiye'nin sosyal ve kültürel aktivite sunma çabasını temsil eder. Üretim binalarının yanında işçi konutları, villalar, tiyatro salonu, spor alanları ve sosyal yaşamın mimari altyapısı bu fabrikanın Türkiye'nin kuzey batı bölgesindeki Kırklareli ili yakınında bir kültürel merkez olarak planlandığının göstergesidir.
KONFORMİST “SÖMÜRGE AYDINLARI” YA DA “YERLİ KOLONYAL KÂHYALAR”
Türkiye Siyaset Bilimi Dergisi
Sömürgecilik olgusu, yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren değişim ve dönüşüme uğrasa da yüzyıllar boyunca mazlum halkların ve ülkelerinin zenginliklerinin talan edilmesidir. Sömürgeciler güç kullanmak yoluyla ele geçirdikleri ülkeleri farklı yöntemlerle sömürmüşler, insanları köleleştirip katletmişler, kimliklerine ve kültürlerine yabancılaştırmışlardır. Sömürgeciler bununla da kalmamış, çekip gittiklerinde de arkalarında sömürü düzeninin devamını güvence altına alacak kolonyal kâhyalar ya da sömürge aydınları bırakmışlardır. Seçkinler kendi çıkarlarını sömürgecilerin çıkarları ile özdeşleştirmiş, sömürgecilere ve onların değerlerine öykünmüşlerdir. Ancak bu öykünme ve kullanılma rızası onların hiçbir zaman efendileri ile aynı seviyede değerlendirilmesi sonucunu getirmemektedir. Türkiye, tarihinde hiç sömürge olmamış, yirminci yüzyılın başında gerçekleştirdiği Kurtuluş Savaşı ile mazlum milletlere örnek olmuştur. Bununla birlikte, İkinci Dünya Savaşı ertesinde Batı ile bütünleşme süreciyle sömürge aydını tiplemesine uyan bir politikacı, aydın, akademisyen ve bürokrat tipi ile karşılaşmıştır. Bu seçkinler kendilerinin ve ülkenin çıkarlarının her halde ve şartta Batı penceresinden görülmesi görüşündedir. Türkiye toplumu içinde uzlaşmaz gibi görülen çelişkilere ve gerginliklere yol açan “milliyetçi-ulusalcı-küreselci” ikilemi eski sömürgelerin “sömürge aydınımilliyetçi- ulusalcı” çatışmasını andırmaktadır.
KOPERNİK DEVRİMİ: MODERN KOZMOLOJİNİN OLUŞUM SÜRECİ
THE FORMATION PROCESS OF MODERN COSMOLOGY ÖZ Kopernik Devrimi, bilim tarihinde gerçekleşen ve insan aklının doğasını, gücünü ve sınırlarını kavramamızda bize yardımcı olan belki de en önemli olaydır. Bu devrim pek çok tarihsel gelişmenin bir sonucu olarak Dünya merkezli kozmolojiden Güneş merkezli kozmolojiye geçiş sürecine verilen isimdir. Fakat bu devrim yalnızca basit bir astronomik model değişimi değil, doğayı ve kültürü mekanik felsefenin perspektifinden yorumlama girişimidir. Doğayı ölçülebilir ve sayılabilir olana indirgeyen bu felsefe, matematiği bilimin yöntemi olarak konumlandırmıştır. Doğa bilimlerinde elde edilen başarılar, kültür bilimlerinin de benzer bir felsefi zemine yaslanmasının gerekliliğini ortaya çıkarmış ve bugün modernite dediğimiz dünya görüşünün temellerini inşa etmiştir. Bu makale, modernitenin yaslandığı metafizik temelleri açık kılma girişimlerine, modern kozmolojinin inşa sürecinin analizi üzerinden katkı yapmayı amaçlamaktadır.