A Cryptococcal Meningitidis Case, HIV Negative, with Pigeon Contact (original) (raw)

[Cryptococcus neoformans meningitis in a HIV negative miliary tuberculosis-suspected patient]

Mikrobiyoloji bülteni

Cryptococcosis caused by Cryptococcus neoformans has a wide range of clinical presentations, varying from asymptomatic colonization of the respiratory airways to the dissemination of infection into different parts of body. It is more common among immunosupressed patients such as human immunodeficiency virus (HIV) positive ones. In this report we present a case with C. neoformans meningitis and miliary pulmonary infiltrates suggesting pulmonary tuberculosis without HIV infection. A-70-years-old male was admitted to the hospital with mental confusion, 3-weeks history of headache, weight loss, dry cough and fatigue. Physical examination was normal except neck stiffness. Cerebrospinal fluid (CSF) white cell count was 120/mm3 (80% polimorphonuclear cells). Gram staining of CSF revealed poorly stained gram-positive yeast cells. Empirical therapy with lipozomal amphotericin B, ceftriaxone and ampicillin combination was started. When C. neoformans growth was detected on CSF culture, ceftria...

Cryptococcosis Infections

Flora Infeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Dergisi, 2008

K riptokok infeksiyonlarında etken Cryptococcus neoformans'tır. Doğada yaygın olan kapsüllü bir maya mantarıdır. İnsan vücuduna solunum yolu ile girip kriptokokoza neden olur. Sağlıklı kişilerde akciğerlerde semptomsuz veya gribe benzer belirti ve bulgularla seyreden ve kendiliğinden geçen bir infeksiyon oluşturur. Bağışık engelli olan kişilerin akciğerlerinde çoğalan etken kana karışıp yaygın infeksiyonlar oluşturur. Mantar tüm sistemlere yerleşebilmekle birlikte, en çok santral sinir sistemi (SSS)'ne yerleşmeye eğilimlidir. En yaygın klinik şekil meningoensefalittir. Kriptokokoz uygun şekilde tedavi edilmezse ölümcüldür. Tedavide klasik ilaç amfoterisin B'dir. ETKEN ve PATOGENEZ C. neoformans dünyada yaygındır. Mantarın kapsül yapısındaki farklılıklara göre A, B, C ve D şeklinde dört serotipi vardır. Serotip A, C. neoformans var. grubii; serotip D, C. neoformans var. neoformans (CNVN); serotip B ve C ise C. neoformans var. gattii (CNVG) olarak adlandırılmıştır. Serotiplerin klinik epidemiyolojik önemi vardır. C. neoformans dışında seyrek olarak Cryptococcus albi-dus ve Cryptococcus laurentii de infeksiyonlara neden olmaktadır [1]. Etkenin bazı virülans faktörleri (kapsül, melanizasyon, 37°C'de üreme özelliği) ile birlikte, hastalığın ortaya çıkmasında belirleyici olan konağın karşılaştığı mantar yoğunluğu ve bağışıklık durumudur [2-4]. Etken çevreden solunur. C. neoformans ilk hastalığını akciğerlerde yapar. C. neoformans'a bağlı pulmoner lezyon kendiliğinden iyileşir veya mantar kompleksi içinde sessiz kalır. Bağışık engel durumunda ikincil infeksiyon nedeni olarak ortaya çıkar, yayılım sonucu menenjit ve başka organ tutulumları görülür. Ekstrapulmoner kriptokokozun belirtilerinden biri deri lezyonları olabilir. EPİDEMİYOLOJİ Kriptokokoz sporadik bir infeksiyondur. Hayvandan insana veya insandan insana bulaşma görülmemiştir. Ancak infekte organın transplantasyonu (kornea) ile insandan insana bulaşma bildirilmiştir. Serotip A ve D dünyada yaygındır. Mantar doğada azottan zengin ortamları sever. Bu nedenle kuru kanatlı hayvan dışkısı ile bulaşlı topraklardan sık soyutlanır. Serotip B ve C ise tropikal ve subtropikal bölgelerde yaygındır ve ökaliptus ağaçları ile ilişkilidir [2,5-9]. Kriptokokoz erkeklerde daha sıktır. Her yaşta görülür, ancak olguların çoğunluğu 20-50 yaş arasındadır. Irka yatkınlık yoktur. Hastalığın mevsimsel ilişkisi yoktur [3] .

Cryptococcal Sepsis in a HIV/AIDS Patient: Clinical Findings, Diagnostic and Therapeutic Approach

Flora Infeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Dergisi, 2014

Cryptococcus neoformans is an encapsulated yeast causing infection in patients with acquired immune deficiency syndrome (AIDS). With the introduction of highly active antiretroviral therapy (HAART), the incidence of infection due to Cryptococcus has significantly decreased. The era of HAART has not only affected the incidence ratebutalso the clinical presentation called immune reconstitution inflammatory syndrome as a consequence of the immune recovery of the host. In this paper, we presented a HIV/AIDS patient with cryptococcal sepsis and discussed clinical manifestations of cryptococcosis, diagnostic and therapeutic approach.

Pneumococcal Meningitis in Children: Evaluation of 46 Cases

Flora Infeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Dergisi, 1999

A retrospective study was performed to review the clinical features, laboratory findings and the outcome of 46 children with pneumococcal meningitis hospitalized in a 10-year period. The median age of the cases was 3 years (range 1.5 months-11 years). Forty-eight percent of the cases were younger than two years of age. Nine out of the 46 children (19.5%) had underlying conditions. All of the strains isolated were susceptible to penicillin. Thirty-six patients were treated with crystallized penicillin, 8 patients with ceftriaxone and 2 patients with vancomycin plus ceftriaxone. A mortality rate of 10.8% was observed. At discharge, 13 survivors (28%) had neurologic sequelae as developmental delay, hearing loss, spasticity and/or paresis, and seizure disorder. The importance of early diagnosis and treatment of pneumococcal meningitis was emphasized.

A Case of Meningitis Related to Listeria monocytogenes

Flora the Journal of Infectious Diseases and Clinical Microbiology, 2019

Listeria monocytogenes toplumda nadir görülen bir infeksiyon hastalığı etkenidir. Bununla birlikte bazı özel hasta gruplarında hayatı tehdit eden infeksiyonlara neden olabilmektedir. Burada, ilk izolasyonunda Corynebacterium spp. olarak bildirilen, L. monocytogenes'e bağlı gelişen bir menenjit olgusu, nadir görülen bu etkene dikkat çekmek amacıyla sunulmuştur. Bilinç bulanıklığı ve konuşma güçlüğü ile acil polikliniğe başvuran 67 yaşındaki kadın hastanın ateşi 37.7°C idi. Şuuru açık ancak oryante ve koopere değildi. Ense sertliği mevcuttu. Başka bir patolojik bulgu saptanmadı. Laboratuvarında; lökosit 10.800/mm 3 , C-reaktif protein (CRP) 188 mg/dL idi. Beyin omurilik sıvısı (BOS) tetkikinde, lökosit 900/mm 3 , protein 552 mg/dL, glukoz 0 (kan şekeri 150 mg/dL) olarak saptandı. İnkübasyonun ikinci gününde BOS kültürü Corynebacterium spp. olarak bildirildi. Ancak üreyen bu mikroorganizmanın Listeria spp. olabileceği konusunda mikrobiyoloji laboratuvarına bilgi verildi. İleri inceleme sonrası BOS kültürü sonucu L. monocytogenes olarak sonuçlandı. Ayrıca hastadan alınan kan kültüründe de L. monocytogenes izole edildi. Tedavisi üç haftaya tamamlanan hasta şifa ile taburcu edildi. L. monocytogenes'e bağlı santral sinir sistemi (SSS) tutulumu bakteremiye ikincil olarak gelişmekte ve en sık olarak menenjitle karşımıza çıkmaktadır. Hastamızda da klinik tabloya bakteremi eşlik etmekteydi. Santral sinir sistemi tutulumu olan hastaların %60-75'inde kan kültürleri erken dönemde pozitif bulunurken, BOS kültürlerinin geç dönemde pozitifleştiği bildirilmektedir. Hastaların %60-70'inde BOS Gram boyamasında etken gösterilememiştir. Hastamızın da BOS boyamasında mikroorganizma tespit edilememiştir. BOS kültürünün Gram boyamasında difteroid görüntüsü olduğu ve kontaminasyon şüphesi tarafımıza bildirilmiş, uyarımız ile yapılan ileri inceleme sonrası üreyen bakteri L. monocytogenes olarak tanımlanmıştır. Listeria menenjitinde tedavinin süresi hastaya ve infeksiyonun tipine göre değişmekte ve optimal süre bilinmemektedir. Olgumuzda altta yatan bir immünyetmezlik saptanmamıştır. Sağlıklı olgularda Listeria infeksiyonu için önerilen tedavi süreleri; menenjitte 21 gün, bakteremide 14 gün ve beyin apsesinde en az altı hafta olarak önerilmektedir. Bu olgu dolayısıyla, kan veya BOS kültüründen üreme olarak difteroidler rapor edildiğinde Listeria'nın akla gelmesi gerektiği ve menenjit dışlanamadığı durumlarda yaş grubu önerileri doğrultusunda ampirik tedavinin zaman kaybetmeden başlanması gerektiği vurgulanmak istenmiştir.

[Meningitis and white matter lesions due to Streptococcus mitis in a previously healthy child]

Mikrobiyoloji bülteni, 2011

Streptococcus mitis, an important member of viridans streptococci, is found in the normal flora of the oropharynx, gastrointestinal tract, female genital tract and skin. Although it is of low pathogenicity and virulence, it may cause serious infections in immunocompromised patients. Meningitis caused by S.mitis has been described in patients with previous spinal anesthesia, neurosurgical procedure, malignancy, bacterial endocarditis with neurological complications and alcoholics, but it is rare in patients who are previously healthy. In this report, a rare case of meningoencephalitis caused by S.mitis developed in a previously healthy child has been presented. A previously healthy eight-year-old girl who presented with fever, altered state of consciousness, and headache was hospitalized in intensive care unit with the diagnosis of meningitis. Past history revealed that she was treated with amoxicillin-clavulanate for acute sinusitis ten days before her admission. Whole blood count r...

[Mediterranean spotted fever due to contact with dog-tick]

Mikrobiyoloji …, 2008

Akdeniz benekli ateşi (ABA), Rickettsia conorii'nin etken olduğu kene ile bulaşan riketsiya enfeksiyonlarından biridir. Etken insanlara genellikle enfekte kahverengi köpek keneleri (Rhipicephalus sanguineus) aracılığıyla bulaşır. Bu yazıda Bartın ilinde köpek kenesi ile temas sonrasında ABA gelişen 16 yaşında bir erkek hasta sunulmaktadır. 2007 yılı Haziran ayında hastanemize başvuran olgunun öyküsünden, beş gün önce köpeğinin kenelerini temizlediği, bundan yaklaşık 12 saat sonra bacağına bir kenenin yapıştığını fark ettiği ve keneyi bacağından cımbızla uzaklaştırdığı öğrenilmiştir. Yaklaşık üç gün sonra, olguda yüksek ateş, baş ağrısı, el ve ayak tabanları da dahil olmak üzere tüm vücutta yaygın döküntü ve bacakta kenenin ısırdığı bölgede siyah renkli bir lezyon ortaya çıkmıştır. Fizik incelemede sağ bacak ön yüzünde kenenin ısırdığı alanda saptanan ortası siyah ve çevresinde mor bir halka bulunan lezyon, ABA'ya özgül olan "tache noire" ile uyumlu bulunmuştur. Olgunun ilk başvurusunda ve başvurudan 10 gün sonra alınan serum örneklerinde çalışılan Rickettsia indirekt immünofloresan antikor (IFA) testi ilk serumda negatif, ikinci serumda ise 1/512 dilüsyonda pozitif olarak saptanmıştır. Olgu, 10 günlük doksisiklin tedavisi ile herhangi bir komplikasyon olmaksızın iyileşmiştir. Bu olgu ile, özellikle son yıllarda kene ile ilişkili enfeksiyon insidansının artış gösterdiği ülkemizde, yaz mevsiminde yüksek ateş, makülopapüler döküntü, baş ağrısı, miyalji, artralji şikayetleri ve kene ısırığı öyküsü olan, özellikle ısırık bölgesinde siyah renkli eskar gelişen olguların ayırıcı tanısında ABA'nın düşünülmesi gerektiğinin vurgulanması amaçlanmıştır.