Kale Eteği Nekropolü (Şanlıurfa) Kaya Oda Mezarında Trepanasyon Örneği (original) (raw)

Olba’daki Tapınak Cepheli Kaya Mezarı

Özet Olba’nın en gösterişli eserlerinden biri olan tapınak cepheli kaya mezarı ne yazık ki bu çalışmayı yayına hazırladığımız sırada defineciler tarafından haince dinamitle patlatılıp tahrip edilmiştir. Daha önceki çalışma ve yayınlarda söz konusu esere değinilmekte, özellikle de tarihlemesi konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Çalışmamızın amacı, konuyu yeniden değerlendirerek, konu ile ilgili görüş ve önerilerimizi arkeolojik veriler ışığında sunmaktır. Bu bağlamda kaya mezarının cephesindeki Korinth düzenindeki sütun ve anta başlıkları tarihlemeye önemli katkı sağlamaktadır. Yine cephe düzenlemesinde yer alan ve girişin iki yanında görülen birer “cippus” kabartması da mezarın tarihlemesi için kullanılabilecek verilerdir. Öte yandan, mezar odasındaki naiskoslu niş, mezar ritüelline ilişkin bazı öneriler sunmamızı sağlamaktadır. Olba’da Roma İmparatorluk Dönemi ile birlikte başlayan yeni süreç, refahın ve nüfusun artması ve kentin birçok anıtsal yapı ile donatılmasıyla sonuçlanmıştır. Bu durumun en önemli göstergelerinden biri de bölgede Roma İmparatorluk Dönemi’nin yaygın anıtsal mezar oluşturma geleneği bağlamında değerlendirilebilecek Olba Tapınak Cepheli Kaya Mezarı’dır. Anahtar Sözcükler: Olba, Kilikia, Ölü Kültü, Kaya Mezarı, Cippus Abstract Regrettably, as this study went to press, one of the most important monuments of Olba, the rock-cut tomb overlooking the Eastern Valley had been irreversibly damaged by means of explosives in a heinous attack. The tomb was the subject of many previous studies and various views have been expressed regarding its dating. The aim of this study is, by reevaluating the situation, to present our views and suggestions about the subject based on archaeological evidence. In this context, columns in Corinthian order and anta capital that are found on the façade of the rock-cut tomb are of particular importance in dating. In addition, the two ‘cippus’ (altar) reliefs constituting a part of the design of the façade, which appear on both sides of the entrance, offer valuable data. On the other hand, the naiscos niche in the tomb chamber enables us to make some suggestions about the tomb rituals. The new era that began in Olba with the Roman Imperial Era saw the increase in welfare and population, and the construction of several monuments. One of the notable indicators of this situation is the Olba rock-cut tomb, which can be considered to be a product of the monumental tomb building tradition of the Roman Imperial Era. Keywords: Olba, Cilicia, Death Cult, Rock-Cut Tomb, Cippus.

Teke Kale'de Bir Mezar

Olba, 2006

On the highest hill between Amyzon and Tralleis stands an admirably pre- served fortress so-called “Teke Kale” which was built at a strategic point of Northern Caria for blocking military infiltration to interior Caria in the Hellenistic period. There is a very important necropolis around Teke Kale which suggests an association with some nearby settlements, perhaps Thasthara or Parpariotai which are small towns of Amyzon. The rock-cut necropolis also have some monumental tombs around Teke Kale. Two of them are pyramid tombs and eleven are Carian type rock-hewn trough graves. The trough graves are sunk into the outcrops of the bed- rock, which are worked out in Carian type. Especially one of them is the monu- mental Carian type rock-hewn trough grave which was surrounded by a wall con- structed by rectangular blokcs, and has rock hewn three-steps at the west side which makes transition to the smoothed front surface resembling a podium. The tomb was canceled by rock-hewn wall beds of the Hellenistic fortress of Teke Kale; for this reson, the masonry of Teke Kale helps us to solve the problem of dating the tomb. A large number of fortification walls in Caria have been assigned to the period of Maussollos. This Maussollo-centric approach was questioned by L. Karlsson, and he suggested that the fortification walls in Caria were built not only in the peri- od of Maussollos, but olso built in the third century B.C. The masonry of the fortress of Teke Kale is isodomic ashlar with long stretchers and projected narrow headers, which point out to the third century B.C. Thus I suggested that the tomb which was canceled by rock-hewn wall beds of Teke Kale was built before the construc- tion of the fortress, probably dating to the fourth or early third century B.C.

Priene Doğu Nekropol'den Tonozlu Bir Mezar

Metallurgica Anatolica Festschrift für Ünsal Yalçın anlässlich seines 65. Geburtstags Ünsal Yalçın 65. Yaşgünü Armağan Kitabı, 2020

The small south-Ionian town of Priene has a long excavation history and history of research, which goes back to the 17th century and continues up until today. One of the research questions of the new excavations, which were initiated in 2015, is concerned with Priene’s necropolises and their grave monuments. The following contribution discusses a barrel vaulted grave (TM-1) from the east-necropolis. In particular its layout, the building technique and its location should be discussed also its period of use should be reviewed.

Pontos Bölgesi̇’Ni̇n İç Kesi̇mi̇ndeki̇ Kaya Mezar Geleneği̇ Üzeri̇ne Bi̇r Değerlendi̇rme (Gaziura Ve Zela Örnekleri̇ Üzeri̇nden)

Türkiye Bilimler Akademisi Arkeoloji Dergisi, 2020

Araştırdığımız kaya mezarları arasında; Turhal ilçesi, Şenyurt beldesi sınırları içerisinde yer alan Sivrikaya Kaya Mezarı ile Zile ilçesi, Evrenköy'de bulunan Kapıkaya Kaya Mezarı, anıtsal sayılabilecek görünümleri ile dikkat çekicidir. Zile ilçesi, İğdir köyü Göz ve Ağılönü mevkilerindeki kaya mezarları ise, birbirlerine yakın konumda bulunmaları ve çok sayıda olmaları ile araştırma alanımızda genel olarak dağınık ve tekil örnekler şeklinde karşımıza çıkan diğer kaya mezarlarından farklı bir özellik gösterir. Ele aldığımız kaya mezarlarında, tarihlendirmeye yardımcı olabilecek yazıt veya kabartma gibi herhangi bir bulguya rastlanmamıştır. Bu yüzden, kaya mezarlarının tarihlendirilmesinde öncelikle mezarların sahip olduğu mimari özellikler dikkate alınacaktır. Bununla birlikte, söz konusu mezarlar etkileşim bölgeleri bağlamında, Pontos Bölgesi ile bu bölgenin batı komşusu olan ve köklü bir kaya mezarı geleneğine sahip olan Paphlagonia Bölgesi'ndeki araştırılan ve tarihlendirilmesi yapılan kaya mezarları ile karşılaştırılacaktır. Ayrıca, Pontos'un güneyinde bulunan ve Antik Dönem'de Galatia ve Kappadokia Bölgesi sınırlarında yer alan Yozgat ilinin güneydoğusundaki Sarıkaya ilçesi sınırları içerisinde yer alan Karabacak köyünde bulunan kaya mezar örnekleriyle de mukayese edilecektir. Böylece, Pontos Bölgesi'nin araştırdığımız bu iç kesimindeki kaya mezar geleneği ile ilgili olarak genel ve kronolojik değerlendirmelerde bulunulacaktır.

Van/Üçpınar Örneği Işığında Doğu Anadolu’da Kilise Olarak Kullanıldığı Düşünülen Urartu Kaya Mezarları / Urartu Rock-Cut Tombs That Used as a Church in the Eastern Anatolia in the Light of the Van/Ucpinar Sample

VAN İNSANİ VE SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ, 2021

Özet MÖ I. binyılın ilk yarısında Van ve çevresinde hüküm süren Urartu Devleti kayalardan yararlanarak kale, tapınak, saray ve kaya mezarları yapmışlardır. Urartu Kaya Mezarları, çoğunlukla kalelerin sarp ve ulaşımı zor yüzlerine yapılmışlardır. Tek odalı örneklerinin de olduğu bu mezarların en belirgin özelliklerinden biri de çok odalı olmalarıdır. Her ne kadar ana kayanın oyulmasıyla oluşturulmuş odanın mezar olduğuna ilişkin tasarım ve döşemler bulunsa da Urartu kaya mezarları ile kaya kiliselerinin de çoğunlukla sarp ve ulaşımı zor kayalara oyulan çok odalı ve nişli olmasından dolayı zaman zaman karıştırılmaktadır. Kaya odaları sığınak, ev, mezar, depo, ahır ve kilise gibi pek çok amaç için açılmıştır. Mezar odalarının sonradan konut ve depo işlevlerinin yanında dinsel içerikli olarak şapel ya da inziva odaları şeklinde kullanıldıkları bilinmektedir. Urartu Kaya Mezarı olduğu ileri sürülen Van/Üçpınar’ın da gerek kiliselerin yapım tekniğinin farklı olması, gerekse Ermenice bir yazıtın olması ve apsis ile naos gibi birtakım döşemlere yer verilmiş olmasından dolayı buranın bir kaya mezarından ziyade kilise olduğu düşüncesindeyiz. Anahtar sözcükler: Ermeni, Hristiyan, Kaya Kilisesi, Kaya Mezarı, Urartu. Abstract Castles, temples, palaces, and rock-cut tombs were made by using the rocks Urartu Kingdom which were ruled around Van Lake for 9-7 centuries B.C. Urartu rock-cut tombs, mostly made of steep and hard-toreach faces, come in two types, one-roomed and multi-roomed. Although the design of the room and the tombs of the room built by the carving of the main rock is a grave, the Urartu rock-cut tombs and the rock churches are mixed with occasionally due to the fact that they are mostly multi-roomed and niches that are steep and hard to reach. Rock rooms have been opened for many purposes such as shelters, houses, graves, warehouses, stables and churches. In addition, a rock chamber originally opened as a grave was later used as a retreat chamber for chapels, houses, warehouses or dervishes and alterations or additions were made for later use. Van / Üçpınar, which is claimed to be the Urartu rock-cut tomb, is thought to be a church rather than a rock tomb because of the fact that the construction techniques of the churches are different, if there is an Armenian inscription and some of the apses and naos are included. Keywords: Armenian, Christian, Rock-Cut Church, Rock-Cut Tombs, Urartu.

Keçiborlu İlçesi’nde Bulunan Phrygıa Pisidiası Kaya Mezarı Örnekleri

Mehmet Akif Ersoy üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü dergisi, 2015

İlçesi günümüzde Akdeniz Bölgesi'nde olup, Antik Dönem'de Pisidia Bölgesi sınırları içerisinde kalmaktaydı. Phrygia Pisidia'sı olarak adlandırılan bu bölgede bulunan ve Keçiborlu' İlçesi'nin farklı köylerine dağılmış olan kaya mezarları makalemizin konusunu oluşturmaktadır. Keçiborlu İlçesi'ne bağlı Aydoğmuş Köyü'nde üç adet, Kaplanlı Köyü'nde bir adet, İncesu Köyü'nde bir adet ve Çukurören Köyü'nde bir adet olmak üzere toplam altı adet kaya mezarı ilk kez Mehmet Özsait başkanlığında yürütülen Isparta-Burdur yüzey araştırmalarında bahsedilmiştir. Bu kaya mezarları üzerine şimdiye kadar detaylı bir çalışma yapılmamış olup, bu eserler tarafımızdan gerçekleştirilen bir yüksek lisans tezi kapsamında değerlendirilmiş, kaya mezarlarının planları, kesitleri çizilmiş ve detaylıca fotoğraflanarak belgelenmiştir 2. Kuzeybatı Pisidia olarak da adlandırılan bölgede yer alan kaya mezarları yerleşim yeri ilişkileri, çevresinde ele geçen arkeolojik malzemelerin ve mimari değerlendirmelerin sonucunda Roma Dönemi'ne tarihlendirilmektedir. Pisidia'nın Phrygia'ya açılan kapısı konumundaki Keçiborlu'da yer alan bu kaya mezarları üçgen kırma çatı tavanı, basit ve sade girişleri, üçgen alınlıkları, dikdörtgen-kare girişleri, bir-üç arasında değişen kline sayıları, tek odalı olmaları gibi birçok başka Phryg etkili öğeyi kendi potasında eritip yerel özelliklerle kaynaştırarak bir mezar geleneği yaratmışlardır. Dolayısıyla bu kaya mezarlarının incelenmesi, Pisidia Bölgesi araştırmaları açısından önem arz eder.