The success of cardiotocography in predicting perinatal outcome (original) (raw)
Related papers
Üçlü Test Sonuçlarının Perinatal Sonuçlar Üzerine Etkisinin Değerlendirilmesi
Perinatal Journal, 2016
Üçlü test sonuçlar›n›n perinatal sonuçlar üzerine etkisinin de¤erlendirilmesi Amaç: Bu çal›flma ikinci trimesterde maternal serum alfa fetoprotein (AFP), beta human koryonik gonadotropin (β-hCG) ve unkonjuge estriol (uE3) MoM de¤erleri ile olumsuz perinatal sonuçlar aras›ndaki iliflkinin belirlenmesi amac›yla yap›lm›flt›r. Yöntem: Klini¤imize ikinci trimester tarama testi için baflvuran 1111 gebenin maternal serum AFP, β-hCG ve uE3 MoM de¤erleri ve perinatal sonuçlar› incelendi. Anormal MoM de¤erlerine sahip hastalar, normal de¤erleri olan hastalarla olumsuz perinatal sonuçlar aç›s›ndan karfl›laflt›r›ld›. Bulgular: Çal›flmam›zda artm›fl maternal serum AFP seviyeleri (≥2 MoM) ile gebeli¤in indükledi¤i hipertansiyon geliflimi aras›nda anlaml› iliflki görüldü ve bu olgularda riskin 4 kat artt›¤› saptan-d›. Artm›fl β-hCG seviyeleri (≥2 MoM) ile gebeli¤in indükledi¤i hipertansiyon ve izole fetal büyüme k›s›tl›l›¤› geliflimi aras›nda an-laml› iliflki görüldü ve gebeli¤in indükledi¤i hipertansiyon riskinin 3 kat, izole fetal büyüme k›s›tl›l›¤› riskinin ise 2 kat artm›fl oldu¤u saptand›. Azalm›fl uE3 seviyeleri (<0.5 MoM) ile olumsuz perinatal sonuçlar aras›nda anlaml› iliflki görülmedi. Maternal serum AFP ve β-hCG seviyelerinin beraber yükseldi¤i (≥2 MoM) gebelerde gebeli¤in indükledi¤i hipertansiyon görülme oran›nda an-laml› art›fl saptand› ve riskin 16 kat artt›¤› görüldü. Maternal serum AFP, β-hCG ve uE3 ölçüm de¤erleri normal olan olgularda perinatal komplikasyon görülme oran› anlaml› olarak düflük sap-tand›. Sonuç: ‹kinci trimester tarama testinde de¤erlendirilen serum belirteçleri, anöploidi ve konjenital anomalileri ve beraberinde yüksek riskli gebelikleri saptamada kullan›labilir. Çal›flmam›zda aç›klanamayan artm›fl maternal serum AFP ve β-hCG seviyeleri kötü perinatal sonuçlarla iliflkili bulundu.
Introduction: Electronic fetal heart rate monitoring (EFM) involves the use of a cardiotocography (CTG) to record the fetal heart rate (FHR) so as to determine the fetal well-being in order to detect signs of intrapartum hypoxia. Objectives: The objective of this study is to find relationship between abnormal cardiotocography and cord blood pH at birth in term pregnancies. Material and methods: This Observational study was conducted at Services hospital Lahore during 2019. From all females or attendants, their contact information, demographic, gestational history was taken. Immediately after the delivery of the baby, about 10 cm of umbilical cord was doubly clamped. Two milliliters of arterial cord blood was taken in a pre-heparinized syringe and sent to laboratory within 10 minutes for assessment of fetal pH. According to operational definition pH levels < 7 was noted. All data was collected on performa by researcher herself. Results: The data was collected from 323 patients. The mean gestational age was 39.27±5.65 weeks. The mean birth weight of new born was 3189±203.48 grams. The most common perinatal risk factors accompanied with low umbilical artery pH were prolonged rupture0 of membranes, breech presentation, and meconium stained amniotic fluid. According to data, there was no significant correlation between cardiography and 5 th minute umbilical cord pH in term pregnancies. Conclusion: It is concluded that cardiotocography (CTG) had become a popular method for monitor fetal wellbeing and it is assisting the obstetrician in making decision on the mode of delivery to improve perinatal outcome. But there is no significant relationship between CTG and cord blood pH.
Clinical evaluation of the fetus and neonate
Archives of Gynecology and Obstetrics, 1993
The relation between intra-partum cardiotocography (CTG), cord blood acid-base status, Apgar score and neonatal morbidity was studied in 1228 consecutively live-born babies and in a subgroup of 200 babies (148 babies with a 1 min Apgar score <8 and 52 randomly selected babies with a 1 rain Apgar score >__9). The scores for the individual components of the 1 min Apgar score were strongly associated with each other, whereas the scores for the individual components of the 5 rain Apgar score were less strongly associated. At 1 rain the scores for muscle tone, reflex irritability and respiration but not the scores for heart rate and skin colour were associated with arterial and venous cord blood pH (low scores being associated with low pH). Out of the individual components of the Apgar score, heart rate and reflex irritability at 1 min were the best discriminators between "healthy or relatively healthy" and "severely ill" babies. Intrapartum CTG, total Apgar score and cord blood acid-base status were only weakly related. Venous cord blood pH was the best predictor of the 1 min Apgar score. Intra-partum CTG (silent pattern), 5 min Apgar score and venous cord blood pH were the best predictors of severe neonatal morbidity.
Maternal fetal medicine-perinatology
Archives of Gynecology and Obstetrics, 2005
OBJECTIVES: To examine the value of uterine artery Doppler at 11-14 weeks of gestation in the identification of women at risk of developing pre-eclampsia and fetal growth restriction.
Abnormal Cardiotocography and Perinatal Outcome
2017
Background: Cardiotocography is the graphic presentation of the fetal heart rate activity and the fetal hypoxia. It is the most commonly used test for antepartum and intrapartum fetal surveillance in the majority hospitals of developed countries. 1 Corresponding author: eva.nandi@gmail.com Eva R. Nandi, Nurun N. Khanam, Fatema Ashraf, Gopen K. Kundu, Jinnat A. Islam, Farhana Parveen, Jannatara ShefaEffect of FoliarAbnormal Cardiotocography and Perinatal Outcome EUROPEAN ACADEMIC RESEARCH Vol. IV, Issue 10 / January 2017 8406 Methods: In this prospective observational study total 384 tracings, 192 consecutive normal & 192 abnormal were collected from admitted pregnant patients during July 2008 to December 2008 in the department of obstetrics in BSMMU. Results: Out of all patients of case group 92.7% had C/S & 7.3% had NVD & in control group 77.1% had C/S & 22.9% had NVD. Here abnormal CTG needed higher rate of C/S. Apgar score at 1st& 5th min was significantly less in case group. Imm...
Prevalence and distribution of structural heart diseases in high and low risk pregnancies
Anadolu Kardiyoloji Dergisi/The Anatolian Journal of Cardiology, 2011
Amaç: Doğuştan kalp hastalıkları için yüksek ve düşük risk taşıyan gebelerde intrauterin kalp hastalığı sıklığını belirlemek ve karşılaştırmak. Yöntemler: Üniversitemiz Tıp Fakültesi Pediatrik Kardiyoloji Ünitesinde fetal ekokardiyografi yapılan 3782 gebenin kayıtları ve ekokardiyografi sonuçları retrospektif olarak değerlendirildi. Gruplar arasındaki değişkenler Ki-kare testi kullanılarak analiz edildi. Bulgular: Yüksek ve düşük riskli gruplardaki tüm fetüslerin 213'ünde (%5.6) yapısal kalp hastalığı bulundu. En sık patolojiler ventriküler septal defekt (%36.2) ve atriyoventriküler septal defekt (%14.1) idi. Yüksek riskli grupta doğuştan kalp hastalığı sıklığı %7.8 (169 fetüs) bulundu; %4.1'i kompleks, %2.3'ü önemli, %1.4'ü minör patolojiydi. Düşük riskli grupta bu oran %2.7 (44 fetüs) idi; %0.6'sı kompleks, %0.8'i önemli ve %1.3'ü minör patolojiydi. Bu grupta bazı nedenlerle başvuranlarda yapısal kalp hastalığı sıklığı yüksek bulundu; önceki gebelikte intrauterin fetal ölüm (%6.3), anormal birinci ve ikinci üç aylık dönem tarama testleri (%4.3) ve çoğul gebelik (%3.4). Fetal ekokardiyografik incelemenin duyarlılığı %86, özgüllüğü %98 bulundu. Sonuç: Doğuştan kalp hastalığı sıklığı beklenildiği gibi yüksek riskli grupta daha yüksek bulundu. Düşük riskli grupta yer almalarına rağmen önceki gebelikte intrauterin fetal ölüm, anormal birinci ve ikinci üç aylık dönem tarama testleri ve çoğul gebelik nedeniyle başvuranlardaki kalp hastalığı sıklığı ile yüksek riskli gruptaki kalp hastalığı sıklığı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı. Bu nedenle kardiyoloji kliniğinin bu konuda uzman kardiyoloğu ve ekipmanı yeterli ise yukarıdaki nedenlerle başvuran gebelere rutin fetal ekokardiyografik çalışma yapılmasını öneriyoruz.
DergiPark (Istanbul University), 2020
İnvazif prenatal tanıda (IPT) maternal serum tarama testlerinin (MS-TT) ve fetal ultrasonografinin (USG) klinik ve sitogenetik bulgular üzerine olan etkisini belirlemek. Gereç ve Yöntem: 23 yıllık süreçte invazif girişimle elde edilen 23469 amniyosentez (AS) ve 2492 koryon villus aspirasyonu uygulama (KVA) sonuçları, 2000 yılı öncesi ve sonrası iki döneme ayrılarak karşılaştırıldı. Bulgular: İleri anne yaşı (İAY) ile başvuran olgu sayısı azalırken, MS-TT ve fetal USG endikasyonu ile başvuran olguların sayısında artma gözlendi. Kromozom anomali oranı KVA'da %10,1'den %17,6'ya ve AS'de %3,2'den %4,3'e yükseldi. Yaygın anöploidiler, KVA'da anomalilerin %69,6'sını (n=385) ve AS'de anomalilerin %65,1'ini (n=892) oluşturdu. Bilinen kromozom anomali taşıyıcıları hariç tutulduğunda, kromozomal yeniden düzenlemelerin oranı KVA'da %1,4 ve AS'de %1 idi. KVA'nun %1,7'sinde KVA ve AS arasında uyumsuz sitogenetik sonuçlar gözlendi. KVA'da gerçek/olası gerçek mozaiklik, yalancı pozitif plasentayla sınırlı mozaisizm (PSM) ve yalancı negatif PSM oranı sırasıyla %1,02, %0,57 ve %0,49 bulundu.
Cukurova Medical Journal, 2020
We aimed to investigate the relationship between adverse neonatal outcomes and the time period of labor in between urinary tract infection in preterm premature rupture of membranes (PPROM) to preterm labor (PL). Materials and Methods: We evaluated a total number of 1033 pregnant patients who admitted to our center between 2008 and 2014, with retrospective analysis. Study groups consisted of 446 PPROM and 587 PL patients who had urine cultures. Results: We determined cervical lengths which were measured by transvaginal ultrasonography, with OR = 0.806 and amniotic fluid index (AFI), OR = 0.961 in PPROM group, which had positive urine culture, and also cervical length OR = 0.862 in PL group which had positive urine culture and to be associated with shorter than seven days of delivery. Additionally, we determined that only the AFI, with OR= 0.982, to be associated with adverse neonatal outcomes in the PPROM group, having positive urine culture. Conclusion: AFI and cervical length can also be used to predict adverse neonatal outcomes and time of delivery in urine culture positive PPROM and PL patients. Amaç: Preterm erken membran rüptüründe (PPROM) ve preterm doğumda (PD) idrar yolu enfeksiyonunun olumsuz neonatal sonuçları ve doğum süresine ile arasındaki ilişkinin araştırılmasını amaçladık. Gereç ve Yöntem: 2008-2014 yılları arasında merkezimize başvuran 1033 gebe hastayı retrospektif olarak değerlendirdik. Çalışma grupları 446 PPROM ve 587 PD hastasından oluşuyordu. Bulgular: İdrar kültürü pozitif PPROM hastalarında transvajinal ultrasonografi ile ölçülen servikal uzunluk(OR = 0.806,) ve amniyon sıvısı indeksi (AFI), (OR = 0.961) ve idrar kültürü pozitif PD hastalarında sadece servikal uzunluk OR = 0.862 doğum süresinin yedi günden daha kısa olacağı ile ilişkili idi. Ayrıca idrar kültürü pozitif olan PPROM grubunda AFI' nin (OR = 0.982) olumsuz neonatal sonuçlarla ilişkilendirileceğini belirledik. Sonuç: İdrar kültürü pozitif PPROM ve PD hastalarında olumsuz neonatal sonuçları ve doğum zamanını öngörmede AFI ve servikal uzunluk da kullanılabilir.
Admission cardiotocography:Its role in predicting foetal outcome in high risk
Australasian Medical Journal, 2012
Routine and continuous electronic monitoring of foetal heart rate (FHR) in labour has become an established obstetric practice in high--risk pregnancies in industrialised countries. However, the same may not be possible in non-industrialised countries where antenatal care is inadequate with a large number of high--risk pregnancies being delivered in crowded settings and inadequate health care provider to patient ratios.