Sağlık Çalışanları Arasında Sosyal Medya Bağımlılığı: İki Boyutlu Benlik Saygısının Rolü (original) (raw)
Related papers
Akademik İncelemeler Dergisi (AID), 2019
Bu çalışma, çalışanlarda işkoliklik ve benlik saygısı ilişkisinde algılanan örgütsel desteğin aracılık rolünü tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Araştırma verilerini elde etmek için, Çorum ilinde bir kamu hastanesinde görev yapan 200 çalışana anket form uygulaması gerçekleştirilmiştir. Anket formunda demografik sorular dahil olmak üzere, hastane çalışanlarında işkoliklik, algılanan örgütsel destek ve benlik saygısını ölçmeye yönelik ülkemizdeki çalışmalarda yaygın kullanılan geçerlilik ve güvenirlik analizleri yapılmış üç ayrı ölçek kullanılmıştır. Elde edilen veriler SPSS programında belirli analizlere tabi tutulmuştur. Çalışma sonucunda; algılanan örgütsel desteğin; işten zevk alma (işkoliklik alt boyutu) ile kendini sevme (benlik saygısı alt boyutu) arasındaki ilişkide, işten zevk alma (işkoliklik alt boyutu) ile öz-yeterlilik (benlik saygısı alt boyutu) arasındaki ilişkide ve işe güdülenme hissi (işkoliklik alt boyutu) ile kendini sevme (benlik saygısı alt boyutu) arasındaki ilişkide kısmi aracılık rolü olduğu ve yine algılanan örgütsel desteğin; işe güdülenme hissi (işkoliklik alt boyutu) ile öz-yeterlilik (benlik saygısı alt boyutu) arasındaki ilişkide kısmi aracılık rolünün olduğu tespit edilmiştir.
2021
Objective: The aim of this study is to examine the relationship between impulsivity levels of university students and social media addiction and the difference between impulsivity and social media addiction according to gender variable. Method: The correlation design of the quantitative research method was used. The study was conducted with 306 students studying at a health services vocational school. Sociodemographic Data Collection Forum, Short Form of Barratt Impulsiveness Scale (BIS-11-SF) and Social Media Addiction Scale-Adult Form were used to collect data. Results: As a result of statistical analysis, it was seen that there was a positive significant relationship between impulsivity level and social media addiction scores, and it was found that the impulsivity variable explained 18% of the total variance (R = .18, p = .00). It was observed that there was no significant difference in the impulsivity level and social media addiction of women and men. Conclusion: In this sample of Health Services Vocational School students, impulsivity predicts social media addiction.
Karya journal of health science, 2022
Amaç: Sosyal medya, bireylerin beslenme bilgi ve davranışlarını olumlu ve olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu çalışmada, hemşire adaylarında sosyal medya bağımlılığı ile beslenme bilgisi ve bazı değişkenler arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlandı. Yöntem: Tanımlayıcı tipteki bu çalışma, Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümünde öğrenim gören 18-25 yaş arası 391 gönüllü birey ile yürütüldü. Anket formu aracılığıyla bireylerin demografik özellikleri, antropometrik ölçümleri, beslenme alışkanlıkları, sosyal medya kullanımlarına yönelik alışkanlıkları, sosyal medya bağımlılıkları, beslenme bilgi düzeyleri ve fiziksel aktivite düzeyleri sorgulandı. Bireylerin beslenme bilgi düzeyleri 'Yetişkinler İçin Beslenme Bilgi Düzeyi Ölçeği (YETBİD)', sosyal medya bağımlılıkları 'Sosyal Medya Bağımlılığı Ölçeği-Yetişkin Formu (SMBÖ-YF)' ve fiziksel aktivite düzeyleri, 'Uluslararası Fiziksel Aktivite Değerlendirme Anketi Kısa Formu (IPAQ-short form)' aracılığı ile saptandı. Araştırmadan elde edilen veriler SPSS (Statistical Package for Social Science) 22.0 istatistiksel paket programı kullanılarak değerlendirildi. Bulgular: Sosyal medya araçlarını takip etmeyen öğrencilerin oranı %12.8 idi. Beslenme/diyet konularında sosyal medya araçlarından en çok takip edilen kişilerden %66.8'i diyetisyen, ve %9.7'si doktordu. Öğrencilerin %29.2'si kötü, %35.3'ü orta, %27.6'sı iyi, %7.9'u çok iyi temel beslenme bilgi düzeyine; besin tercihi konusunda %25.1'i kötü, %22.3'ü orta, %23.5'i iyi, %29.2'si çok iyi bilgi düzeyine sahipti. SMBÖ-YF toplam puanı ile YETBİD toplam puanı ve temel beslenme bilgisi puanı arasında istatistiksel olarak pozitif yönde anlamlı ilişki saptandı (p<0.05). SMBÖ-YF toplam puanı ile yaş arasında negatif yönde; YETBİD toplam puanı ile yaş ve eğitim görülen sınıf derecesi arasında pozitif yönde anlamlı ilişki saptandı (p<0.05). Sonuç: Hemşire adaylarının çoğunluğunun yeterli beslenme bilgisine sahip olmadığı görüldü. Sosyal medya kullanımı arttıkça hemşire adaylarının beslenme bilgi düzeylerinin de arttığı saptandı.
Tüketimde Benlik Algısı: Sosyal Medya Hesaplarında Tüketici Olmak
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi, 2017
Özet Günümüzde, bireyler tüketim sürecinde gerçek benliklerine uyan ve ideal benliklerine ulaşmayı kolaylaştıran ürünler ararken, benlik saygısı arka planda tüketimin temel belirleyicisi görevini üstlenmektedir. Bu bağlamda yürütülen araştırma sürdürülebilir bir tüketim davranışı ile benlik saygısı arasındaki ilişkiyi belirlemeyi amaçlamaktadır. Bu amaca ulaşmak için alışveriş kulüplerinin sosyal medya hesaplarında yapmış oldukları paylaşımlar 2016 yılının ilk altı ayını kapsayacak şekilde içerik analizine tabi tutulmuştur. Analiz kapsamında incelenen faktörler benlik saygısının alt boyutları ile ilişkisine bakılarak belirlenmiştir. Alışveriş kulüplerinin yeniden yapılanmalarına yardımcı olacağı düşünülen bu çalışma, tüketim ve benlik ilişkisi üzerine temellendirilmiştir.
Business and Economics Research Journal
- dayanak alarak sağlık sektörü çalışanlarının tükenmişlik duygusunun işten ayrılma niyetine etkisi ve bu etkide kişi-örgüt uyumunun aracılık rolü üstlenip üstlenmediğini tespit etmektir. Bu doğrultuda araştırmanın evrenini, Mersin ili sağlık sektöründe faaliyet gösteren özel hastane çalışanları oluşturmaktadır. Anket formu ile 526 hekim, hemşire ve diğer sağlık çalışanlarından toplanan veriler kullanılarak çalışmada yer alan değişkenler arasındaki ilişkiler korelasyon, regresyon analizi ile tespit edilmeye çalışılmıştır. Çalışma sonucunda, örneklemi oluşturan sağlık çalışanlarının tükenmişlik duygusuna sahip olduğu ve tükenmişliğin üç alt boyutunun (duygusal tükenme, duyarsızlaşma, kişisel başarıda azalma) işten ayrılma niyeti üzerinde pozitif ve istatistiksel olarak anlamlı ilişkilere sahip olduğu tespit edilmiştir. Araştırmanın bir diğer amacı doğrultusunda kişi-örgüt uyumunun tükenmişlik ve işten ayrılma niyeti ilişkisinde kısmi aracılık etkisine sahip olduğu bulgulanmıştır. Bu sonuçlara göre, bireylerin tükenmişlik düzeyinin artmasının işten ayrılma niyetini artırdığı ve kişi örgüt uyumunun bu ilişkiyi tetikleyici bir etkisi olduğu yönünde bir görüş belirtilmiştir. Çalışma sonuçları değerlendirilerek gelecekteki uygulayıcılara ve araştırmacılara çeşitli önerilerde bulunulmuştur.
Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2021
Bu çalışmanın amacı lise öğrencilerinin benlik saygısı ve beden algısı düzeylerine düzenli takip edilen medya programı sayısı ve türü, sosyal medya hesap sayısı, günlük sosyal medyada geçirilen süre gibi medya ile ilgili değişkenlerin ve demografik değişkenlerin etkisini incelemektir. Araştırmanın örneklemini Konya ili Akşehir İlçesinde öğrenim gören 385 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama araçları olarak 'Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği' ve 'Beden Algısı Ölçeği' kullanılmıştır. Verilerin bilgisayar ortamında analiz edilmesinden sonra öğrencilerin benlik saygısı ve beden algısı düzeyleri arasında orta düzeyde negatif yönde anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Öğrencilerin benlik saygısı ve beden algısı ölçeklerinden aldıkları puanlar ile cinsiyet, okul türü, aile türü, algılanan sosyo-ekonomik durum, günlük telefon/tablet kullanımı, sahip olunan sosyal medya profil sayısı, düzenli takip edilen dizi sayısı, en çok izlenilen program türü değişkenleri arasında anlamlı bir ilişkiye rastlanamamıştır. Öğrencilerin sosyo-ekonomik durumları ve günlük tablet/telefon kullanım süresi tek başlarına benlik saygısı arasında anlamlı bir farklılık bulunmuştur. Günlük tablet/telefon kullanım süresi arttıkça benlik saygısı azalmaktadır. Öğrencilerin diyet uygulama durumu ile benlik saygısı ve beden algısı düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık saptanmıştır. Araştırma bulgularına göre diyet uygulayan öğrencilerin beden algıları daha olumsuz, benlik saygıları daha düşüktür. Bu konuda ergenle en yakın temas halinde olan ailelerin ve öğretmenlerin farklı çalışmalarda bulunarak ergenin benlik saygısının yükseltilmesi ve beden algısının daha olumlu olması sağlanabilir.
İş ve İnsan Dergisi, 2019
Bu araştırma, Y Kuşağı bilgi çalışanlarının duygusal zekâları ile örgütsel bağlılıkları ilişkisi üzerinde öz-yeterlilik düzeylerinin etkisini inceleyen bir model sunmaktadır. Araştırmanın örneklemini, Ankara ilindeki üç üniversitede yer alan tekno-parklarda bulunan 37 teknoloji şirketinde görev yapan 591 Y Kuşağı bilgi çalışanı oluşturmaktadır. Araştırma verileri anket tekniği kullanılarak toplanmıştır. Araştırma değişkenlerinin ölçülmesinde Duygusal Zekâ, Özyeterlilik ve Örgütsel Bağlılık ölçekleri kullanılmıştır. Ölçeklerin geçerlilikleri doğrulayıcı faktör analizi ile test edilmiştir. Değişkenler arasındaki ilişkiyi belirlemek için korelasyon analizi, aracılık rolünü tespit etmek için ise yapısal eşitlik modellemesinden yararlanılmıştır. Elde edilen bulgular Y Kuşağı bilgi çalışanlarının duygusal zekâlarının öz-yeterlilik ve örgütsel bağlılıklarını olumlu yönde etkilediğini göstermektedir. Y Kuşağı bilgi çalışanlarının özyeterlilikleri ile örgütsel bağlılıkları arasında olumlu ve anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Sonuç olarak, Y Kuşağı bilgi çalışanlarının duygusal zekâlarının örgütsel bağlılıkları üzerindeki etkisinde öz-yeterlilik düzeylerinin tam aracılık etkisine sahip olduğu belirlenmiştir.
Benlik Saygısının Gençlerin Mobil Telefon Bağımlılığı ile İlişkisine Yönelik Bir Araştırma
OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 2021
Toplumsal ilişkiler üzerinde değişim ve dönüşümü ortaya çıkaran akıllı telefonlar, bütünleşik yapıları ve diğer kitle iletişim araçlarını kendi bünyelerine eklemlemeleriyle akademik alanda önemli düzeyde ilgiye mazhar olmuşlardır. Başta akıllı telefonlar olmak üzere yeni olarak adlandırılan araçların değerler ve kültür üzerindeki etkileri genellikle eleştirel olarak ele alınmaktadır. Sadece iletişim ve haberleşme işlevini yerine getirmek için icat edilen telefonun akıllı hale gelişi, eğlence, statü, güvende hissetme ve en önemlisi, yeni bir toplumsal etkileşim yaratma potansiyeli nedeniyle bağımlılık boyutunda ele alınmayı gerektirir hale gelmiştir. Telefon bağımlığının bireysel boyutuna odaklanan bu araştırmanın konusunu da akıllı telefon bağımlılığı ve gençlerin benlik saygısı arasındaki ilişki oluşturmaktadır. Araştırma, betimleyici niteliktedir ve akıllı telefon kullanımının bağımlılık düzeyi ile üniversite öğrencilerinin benlik saygısı algıları arasındaki ilişkiyi ortaya koymak amaçlanmaktadır. Çalışmada bağımlılık düzeyini saptamak için Kwon ve arkadaşları tarafından geliştirilen,
Sağlık kurumu tercihinde sosyal medyanın rolü
2020
Bu çalışma bireylerin hastane seçiminde sosyal medyayı kullanma durumları, bu ortamda yapılan tanıtım, reklam ve değerlendirmelerin karar vermeleri üzerine etkisi ile alınan hizmet sonrası edinilen deneyimleri sosyal medyaya ne oranda yansıttıklarının tespiti amacıyla yapılmıştır. Betimsel tipte yapılan bu çalışma, 1 Temmuz 2019-1 Ekim 2019 İstanbul ili sınırları içerisinde tesadüfi örneklem yöntemiyle seçilmiş, 18-60 yaş aralığındaki 120 kişi üzerinde yapılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak yüz yüze anket formu kullanılmıştır. Anketin Cronbach Alpha değeri 0,73' tür. Ankette; katılımcılara demografik veri olarak yaş ve cinsiyet olmak üzere toplam 2 soru, medya araçlarını kullanma, takip etme ve yayınlardan etkilenme durumlarını tespit etmeye yönelik ise 16 soru olmak üzere toplam 19 soru sorulmuştur. Anketten elde edilen veriler tanımlayıcı analizi yapıldıktan sonra SPSS programında frekans ve yüzdelik olarak hesaplanmıştır. Çalışmaya katılan bireylerin ağırlıklı olarak kadın (%70,8) olduğu ortalama yaşın ise 23,20±6.80 olduğu belirlendi. Araştırmada en fazla kullanılan sosyal medya aracının %48,3 ile Instagram uygulaması olduğu görüldü. Çalışmada edinilen bulgular; Tanıtım, Paylaşım, Yön Bulma ve Güvenilirlik Teması şeklinde 4 grupta ayrıntılı değerlendirildi. Yapılan çalışma sonucunda sosyal medya aracılığıyla yapılan iletişimin hasta/birey üzerinde pozitif etkisi vardır. Tanıtım amaçlı yapılan uygulamalardan ziyade somut ve gerçekçi yaklaşımların daha etkilidir. Bireylerin sosyal medyadaki bilgilere temkinli yaklaşmaları yüzünden sosyal medyanın hastane tercihlerine olumlu katkı yapmasına rağmen karar noktasını oluşturmadığı sonucuna varılmıştır. ABSTRACT This study was carried out to determine the extent to which individuals reflect the use of social media in the choice of hospitals, the impact of publicity, advertisements and evaluations made in this environment, and the experiences gained after the service. This descriptive study was carried out on 120 people between the ages of 18-60, selected by random sampling method within the boundaries of Istanbul between 1 July 2019-1 October 2019. In the research, the face-to-face questionnaire was used as a data collection tool. The Cronbach Alpha value of the questionnaire is 0.73. In the questionnaire, participants were asked a total of 19 questions, 2 of which were age and gender, like demographic data, and 16 of them, which were aimed at using media tools, following and influencing the publications. After the descriptive analysis of the data obtained from the questionnaire was made, it was calculated as frequency and percentage in the SPSS program. It was determined that the individuals participating in the study were predominantly women (70.8%) and the average age was 23.20 ± 6.80. The most used social media tool in the study was found to be an Instagram application with 48.3%. Findings obtained in the study were evaluated in 4 groups as Presentation, Sharing, Direction Finding and Reliability Theme. As a result of the study, communication via social media has a positive effect on the patient / individual. Concrete and realistic approaches are more effective than promotional applications. Due to the cautious approach of the individuals to the information on social media, it was concluded that the social media did not constitute the decision point although they made a positive contribution to the hospital preferences.