Kent, Mekân, Sınır ve Kimlik: Türkiye’de Kentsel Kimliklerin İnşasında Kentsel Sınırların Rolü (original) (raw)

Sınır(sız)-Yer(siz)-Mekân(sız) İstanbul Kara Surlarının Kentsel Dokudaki Temsil Sorunsalına İlişkin Bir Okuma

Dünya kültürel mirası içerisindeki konumu itibariyle Byzantion, Constantinopolis ve İstanbul olmak üzere farklı tarihsel katmanları bünyesinde barındıran İstanbul şehri, tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Byzantion'dan Constantinopolis'e ve fetihden günümüze dek İstanbul'un süreç içerisinde farklı kültürel katmanların eklemlenmesi ile beraber suriçi ve surdışında gösterdiği kentsel yoğunluk, mevcut kentleşmenin temelini oluşturmuştur (Şekil 1).Bu tarihsel katmanların en dikkat çekici bölümlerinden biri de Marmara denizinden Haliç'e uzanan şehrin kara surlarıdır. İstanbul'un surlarının tarihi, Bizanslılardan

Kentlerin Turkiyesi: İmkanlar, Sınırlar ve Çatışmalar

İletişim, 2021

Kentlerin Türkiyesi içinde bazı kentler hem kendilerine hem de etraflarına verdikleri katkı ile öne çıkmakta ve bir laboratuvar işlevi görmektedir; sonuçta bu kentler üzerine çalışmak da siyaseten yaratıcı bir sürece kapı aralamaktadır. Bu kitapta bu tarz bir değerlendirme ve analiz yapmaya çalışarak hem bundan sonraki çalışmalara referans olabilecek akademik bir çalışma ortaya çıkarmış olduğumuzu hem de bilimsel ve kamusal tartışmaların devamına katkıda bulunduğumuzu umuyoruz.” Fırat Genç, Çağlar Keyder, E. Fuat Keyman ve Ayşe Köse Badur’un kaleme aldığı Kentlerin Türkiyesi: İmkânlar, Sınırlar ve Çatışmalar, Türkiye’nin her açıdan dramatik değişimlere sahne olduğu 2000’li yıllara kentleri odağına alarak bakıyor. Ekonomik, beşeri, teknolojik ve idari alanlardaki kapsamlı dönüşümlerin sonucu kentlerin tüm dünyada önem kazandığı bir zamanda Türkiye’deki siyasal rejimin aşırı merkezileşmiş yapısı ve neoliberal uygulamalar ile kentsel ölçekteki dinamikler arasındaki bağları gösteriyor. İzmir, Adana-Mersin, Konya ve Van’ı tek tek ele alan yazarlar, Türkiye ekonomisinin küresel pazarlara çok daha derinden eklemlendiği, bununla birlikte siyasal alanın hızla kapandığı, idari yapının ise görülmedik ölçüde katılaştığı bir ortamda tanık olduğumuz gelişmelerin kentsel yaşam, ekonomi ve siyaset üzerindeki sonuçlarını tartışmanın yanı sıra kentlerin devletle olan ilişkilerinin kaderleri üzerinde ne denli güçlü bir etkisi olduğunu da ortaya koyuyorlar.

Kent Kültürü ve Kentlilik Bilincinin Oluşumunda Şehrengizlerin Rolü

2016

Kent bircok temel ozellige sahiptir. Din, kultur ve medeniyet degerlerini maddi bicimlerle ortaya koymaktadir. Kent, ozelliklerini gecmisten devralmakta ve gunumuzde devam ettirmektedir. Bu ozellikleri, cesitli degisim ve donusumlerle gelecege aktarmaktadir. Bu aktarma mimari, edebi ve tarihi eserler gibi bazi araclarla gerceklesmektedir. Şehrengizler, onlardan biridir. Kent, varligini kentli ile devam ettirebilir ve ancak kentli ile donusebilir. Kentli kenti olusturmak ve donusturmek icin miras aldigi degerleri kullanir. Bu degerleri icinde barindiran eserlerden biri de sehrengizlerdir. Divan siirinde yer alan “Şehrengiz”, Osmanli sehirleri ve sehirlileri hakkinda malumat vermektedir. Bu malumatlar ayrica sehirdeki bicimler ve onlarin degerlerini, tarihi ve kulturel birikimini; hayat ve sanat anlayisini hissettirmekte ve anlatmaktadir. Makale icin, Agâh Sirri Levend’in (1958), “ Turk Edebiyatinda Şehrengizler ve Şehrengizlerde Istanbul ” adli calismasi incelenmis; eserden kenti v...

Kent Kimliğinin İnşasında Kentsel Mekanın Rolü: Artvin Örneği

Sosyal ve Beşerî Bilimlerde Teori ve Araştırmalar-II, Edt. Ayşe Çatalcalı Ceylan, Salih Batal ve Ceylan Sülü Akgül, Serüven Yayınevi Yayınları, İzmir, 2022.

kitabın yayın hakkı Serüven Yayınevi'ne aittir. Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, izin almadan hiçbir yolla çoğaltılamaz.

Türkiye’de Kentsel Büyümenin Mekânsal Olarak Değişen Dinamikleri

2020

Her bir kent icin buyume dinamiklerinin belirlenmesi ve mevcut politikalarin buna gore guncellenmesi hem kentsel gelisimin hem de ulusal ekonomik buyumenin saglanmasi acisindan onemlidir. Bu dogrultuda calismanin amaci, Turkiye’deki kentlerin buyume dinamiklerinin aciklanmasidir. Calisma, Turkiye Istatistiki Bolge Birimleri Siniflandirmasi (IBBS) Duzey 3 icin 2007 ve 2016 yillarinda kisi basina geliri ve nufus buyumesini acikladigi dusunulen sosyal ve ekonomik faktorleri incelemektedir. Soz konusu faktorlerin mekânsal olarak degisen etkileri, Cografi Agirlikli Regresyon (CAR) yontemi araciligiyla analiz edilmektedir. Elde edilen sonuclar, tum illere uygulanacak tek tur politikalar yerine iller bazinda farklilasan politikalarin tercih edilmesi gerektigi gorusunu desteklemektedir.

Kentlilik Bilinci Kavramını Ruşen Keleş’in Kavramsal Çerçevesi Üzerinden Okumak

Tarihsel süreç içinde gelişen kentsel yaşamla uygarlık arasındaki ilişki, kentin uygarlığın beşiği olarak kabul edilmesinin yanı sıra, kibarlık ve görgü gibi davranışların da kent insanına özgü özellikler olarak algılana gelmesine neden olmuştur. Bu noktada Ruşen Keleş’in vurgusu, kentin insana, kentsel yaşama dair değerlere sahip çıkma bilinci, diğer bir deyişle, kentlilik bilinci ve sorumluluğu kazandıran bir olgu olduğu ve buradan hareketle de kentin bağlı olduğu ekonomik ve toplumsal dizgelerin bir parçası, minyatürü ya da aynası olduğu üzerinedir. Kent ve kentte yaşayan insan arasında kurulan bu karşılıklı ve döngüsel ilişki, toplumsal yapının tüm özelliklerinin güzellikleri ve hastalıklarıyla birlikte kente yansıması sonucunu doğurmuştur. Bu bağlamda Keleş, özellikle Türkiye’de yaşanan kent ve kentleşme sorunlarının çözümü açısından kentlilik bilincine ayrı bir önem atfetmiş; kent kültürü, kent kimliği ve yerel yönetimlerde katılım/vatandaşlık olguları üzerinden bu olguyu gündeme taşımıştır. Çalışmanın amacı, kentlilik bilinci kavramını Keleş’in kavramsal çerçevesi ve vurguları üzerinden inceleyerek, Türkiye kentleri ve kentleşme süreci üzerindeki değerlendirmelerini ortaya koymaktır. Anahtar Kelimeler: Kentlilik bilinci, kent kimliği, kent kültürü, katılım, Türkiye.

Kent Kimliğinin Oluşumunda Kentsel Bellek ve Kentsel Mekan İlişkisi: Mersin Örneği

Tarihi, ekonomik ve toplumsal gelişmeler ile mekan arasındaki karşılıklı olarak birbirini üreten ilişki, mekan ve bellek arasında da söz konusu-dur. Bu nedenle mekan ve bellek arasındaki bu diyalektik ilişkinin çö-zümlenmesi, fiziksel çevre algısı ve bellekteki temsillerinin araştırılması, tek bir mekansal öğe ya da bütün bir kentin görünen somut varlığının ötesinde, bunların bellekteki soyut karşılıklarını anlamak için önemli olanaklar sunmaktadır. Fiziksel çevre algısının ölçülmesi ve bellekteki temsillerinin araştırılmasında, mekana ilişkin bilginin bilişsel olarak nasıl temsil edildiği, söz konusu bilginin nasıl bir işlemden geçirildiği, ifade edilmesinde ne tür bireysel kısıtlar bulunduğu, bunların ölçümünde ve değerlendirilmesinde kullanılacak uygun araç ve yöntemin ne olduğu gibi çok sayıda sorun hala tartışılmaktadır. Ne var ki, tarihsel gerçekliğin yeniden inşasında, geçmişteki "doğru" nun ne olduğundan çok onun "nasıl" olduğu ya da "nasıl bir iz bıraktığı" ve "ne anlama geldiği" sorularının sunacağı olanaklar dikkate alındığında, söz konusu tartışmaların gölgesinden kurtulmuş çalışmalar yapılabilecektir. Buradan hareketle çalışmada, kentsel mekanın toplumsal bellekteki karşılıkları, araların-daki etkileşimli ilişki çerçevesinde, Mersin örneği üzerinden sözlü tarih yönetimi kullanılarak araştırılmıştır. Mersin'in, Doğu Akdeniz'de önemli bir ticaret ve liman kenti kimliğiyle geliştiği on dokuzuncu yüzyıldan 1960'lı yıllara kadarki dönemde, kentsel mekan ve kent belleği arasın-daki ilişki, bu döneme tanıklık etmiş Mersinliler ile yapılan sözlü tarih görüşmeleri ile ortaya konmaya çalışılmış, kentsel mekan ve kent bel-leği arasındaki ilişkinin neden önemli olduğu, günümüz Mersin'inde ya-şanan kentsel mekan ve kent kimliği sorunları temelinde tartışılmıştır. Anahtar sözcükler: Kent belleği; kent kimliği; kentsel mekan; sözlü tarih. The reciprocal relation between historical, economical and social developments and urban space also exists between urban memory and urban space. Therefore, the analysis of the dialectic relation between urban memory and urban space and investigation of environmental perceptipon and their representation in the memory provides substantial potentials for understanding the abstract repercussions of memory on urban space beyond conceiving it only as a physical asset. There are many questions on evaluation of the environmental perception and analysis of the representations on memory; how is the knowledge on urban space represented through cognition, what are the processes of that, what are the personal restrictions to express the experiences and perceptions on urban space, what are the convenient methods and tools for evaluating all of them. These questions have been still argued. However, thinking on "how" the truth is formed, or "how it left its mark" or "how it reproduced the meaning" , rather than "What the truth is" will provide opportunities to reconstruct the historicity. Thus, in this study, the representations of the urban space on urban memory is examined through the case of Mersin by using the oral history method. The reciprocal relation between urban space and memory is scrutinized through oral history interviews with inhabitants of Mersin, and the improtance of aforementioned relation and the problems embedded on urban space in relation to memory is discussed.