Post-Truth Dönemde Si̇yasal İçeri̇kli̇ Bi̇lgi̇ Arayişi, İçeri̇k Teyi̇di̇ Ve Si̇ni̇zm (original) (raw)
Related papers
Post-Truth İçeri̇kler Ve Paylaşilma Moti̇vasyonlari Üzeri̇ne Bi̇r İnceleme
2019
Bilginin yayilmasinda ve kuresellesmesinde oncu olan yeni medya araclarinin bir dezavantaji ise yalan haberlerin ‘fake news’ yayilmasina ortam hazirlamasidir. Halkla iliskiler uygulayicilari acisindan bakildiginda internetin ve sosyal medyanin hedef kitleler ile iletisim kurmada ve bu iliskileri gelistirmede sagladigi faydalarin yayinda yalan haberlerin yayilmasi surecinde de kurumlara ciddi zararlar verdigi noktasinda sayisiz ornek mevcuttur. Peki, bireyler gercek ile yalan haberi nasil ayirt etmektedir? Bir icerige ya da habere guven duymalarini etkileyen faktorler nelerdir? Bireylerin sosyal medya icerik paylasma motivasyonlari nedir? Bu gibi sorulara yanit aranilan bu arastirmada elde edilen veriler ile halkla iliskiler uygulayicilarina, markalara ve literature katki saglanmasi amaclanmaktadir. Elde edilen veriler ile bireylerin algilarina yonelik bir fikir elde edilmesi arastirmanin genel amacidir.
Post-Truth Çağında Pazarlama ve Tüketim
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2021
Post-Truth Çağında Pazarlama ve Tüketim Özet Dijital çağın getirdiği değişimler yaşamın her alanında "post-truth" kavramının irdelenmesini gerektirmiştir. Teknoloji ve internet aracılığıyla hızla yaygınlaşan kişisel inanç ve duygulara gerçeğin kendisinden daha fazla önem verilmesi bu yeni çağda farklı bir sorunsalı karşımıza çıkarmaktadır. Sosyal medya ile birlikte bireylerin bilgiyi alan olmaktan bilgiyi üretenlere dönüşmesi de doğrunun değil "benim doğrumun" daha önemli olduğu düşüncesini öne koymaktadır. Post-truth çağı olarak nitelendirilen bu yeni dönemin sosyal, politik, teknolojik değişimlerin yanında doğal olarak tüketiciler ve tüketim kültürüne de etkileri görülmektedir. Bu çalışmada, tüketicinin bir aktör olarak pazarlamaya dair aldığı tüketim kararlarında post-truth çağına uygun bir hareket biçimi benimseyip benimsemediği ve kendisi gibi düşünen kişilerin geri bildirimleri ile yankı odalarını mümkün kılan bir tüketim deneyimini nasıl elde ettiği tartışılmıştır. Bu bağlamda tüketicinin Postnormal Zamanlar Teorisine uyumlu olarak normali aşan veya önemsizleştiren kararlarının teorik tartışması yapılmıştır. Tüketicilerin içerisinde bulunduğu bu dönemin tüketici özelliklerinde ne gibi değişikliklere yol açtığı vurgulanmış ve değişimin olası zararlarını önlemek için öneriler sunulmuştur.
ASYA STUDIES, 2021
Öz Yeni iletişim teknolojilerinin gelişimi bilgilerin hızlı ve kolayca dolaşıma sokulmasının önünü açmıştır. Post-truth diye adlandırılan dönemde özellikle yeni medya, asılsız haberlerin/paylaşımların daha hızlı bir şekilde yayılmasına ve geniş kitlelere ulaşmasına sebep olmaktadır. Bunun sonucunda ise yeni medyadaki dezenformasyon daha çok artmakta ve çeşitli olumsuzluklara neden olmaktadır. Son dönemde dünyada hâkim olan Covid-19 pandemisi sebebiyle, yeni medya aracılığıyla Covid-19 aşılarına yönelik birçok çarpıtma ve yalan haber/paylaşımların yapıldığı gözlemlenmektedir. Bu bağlamda araştırmada teyit.org ve doğruluk payı doğrulama platformlarının Covid-19 aşılarıyla ilgili, yeni medya mecralarında dolaşıma sokulan paylaşımlara yönelik yaptığı değerlendirmeler post-truth kavramı bağlamında konu edinilmiştir. Yapılan araştırmada nitel araştırma türlerinden biri olan betimsel analizden yararlanılmıştır. Çalışmada veriler doküman inceleme tekniğiyle elde edilmiştir. Araştırmada analiz edilecek araştırma dokümanları "dogrulukpayi.com ve teyit.org," isimli haber doğrulama (fact-checking) sitelerinden elde edilmiştir. Araştırmada incelenecek veri nesnelerinin fazla olması sebebiyle araştırmanın zaman sınırı, analizinin yapılmaya başlandığı tarih olan 4 Şubat 2021'den 4 Ocak 2021'e kadar olan bir aylık süreyi kapsamaktadır. Çalışma sonucunda, yeni medyada Covid-19 aşılarına yönelik üretilen içeriklerin, post-truth kavramının yapısına uygun biçimde, dezenformasyon yayan niteliklerde olduğu saptanmıştır. Çalışma sonunda, Post-truth kavramının etkisinin azaltılması için, yeni medya kullanıcılarının yeni medyada karşılaştıkları haberleri/paylaşımlarını mutlaka çeşitli doğrulama platformları aracılığıyla teyit etmelerinin gerekliliği ve medya-okur yazarlığını arttırmanın önemi de vurgulanmıştır.
Post-Truth Kavramına Semantik, Felsefi ve Tarihsel Temelleri Bağlamında Türkçe Karşılık Bulmak
Yeni medya, 2023
Kökleri tarihsel olarak eskiye dayanan fakat 2016 yılında Oxford Sözlük tarafından yılın kelimesi seçilen post-truth sözcüğü çalışmada, öncelikli olarak hakikat, gerçek, doğru, gibi kavramların felsefi ve semantik dayanakları üzerinden incelemeye alınmıştır. Bu inceleme, Antik Yunan’dan başlayıp modern ve post modern dönemin normları ışığında yapılmıştır. Sözcük özellikle, post-modern dönemde, hakikatin var olmadığı, göreli olduğu yönünde görüşlerin etkisiyle ortaya çıkan derin kırılmayla ilişkilidir. Çünkü bu kırılma, post-truth kavramının bilginin doğruluğunu sarsması, muğlak hale getirmesiyle sonuçlanmıştır. Bahsi geçen kırılmada bir diğer faktör de sosyal medyadır. Sosyal medya iletilerinde paylaşılan bilgiler artık geleneksel medya tarafından bir haber kaynağı olarak kullanılmaktadır. Sosyal medyada dolaşıma sokulan anonim bilgilerin geleneksel medyada haber kaynağı olarak kullanılması, bilginin doğruluğunun teyit edilmeden haberleştirilmesinin önünü açmıştır. Ayrıca, anonim bilgilerde yer alan sahte, yalan, komplo teorisi barındıran içerikler sosyal medyanın etkileşimli olma özelliği nedeniyle daha geniş kitlelere ulaşarak doğruluğun önemsizleşmesine neden olmaktadır. Doğruluğun önemsizleşmesi ve ona ulaşma umudunu körelten tüm etmenler nedeniyle post-truth sözcüğünün hem geleneksel hem yeni medya etiğiyle doğrudan ilişkisi vardır. Bunun yanında, post-truth kavramı, içinde yaşanılan coğrafi kültüre özgü dil ve anlam yapısı dikkate alınarak incelenmelidir. Tüm bu gerekçeler ışığında, akademik araştırmalarda “post-hakikat”, “hakikat-sonrası”, “gerçek-ötesi” gibi Türkçe karşılıklara sahip post-truth kavramının “doğruluk-ötesi” olarak karşılanmasının daha uygun olacağı sonucuna varılmıştır. Bir diğer gerekçe ise kavrama yönelik Türkçe akademik çalışmalarda kavram bütünlüğünü sağlamaktır.
Gerçekte(N) Öyle Mi Olmuş: Post Truth Zamanlarda Tarihin Temsili
2019
Bu calismada; Mart 2019’da Ahmet Şimsek ve Sibel Yali imzasi ile yayina giren Gercekte(n) Oyle mi Olmus Post-Truth Zamanlarda Tarihin Temsili isimli kitap kritik edilmistir. Calismanin amaci; bahsi gecen eseri uslup ve muhteva acisindan akademik bir perspektifle kritik etmek, eserin guclu ve zayif yonlerini tespit etmek ve literaturdeki yerini degerlendirmektir. Tarih disiplinin gecmisten bugune nasil bir surecten gectigi ve nasil donusumler yasadigini muhteva eden bircok calisma mevcuttur ama bu donusumu gecmis-gelecek diyalektigi cercevesinde ele alan ve cozum onerileri sunan calismalarin yetersizligi onemli bir eksikliktir. Bu baglamda kritigi yapilan eserin bu eksiklige katki sundugu gorulmektedir. Post-truth kavraminin tarih disiplini cercevesinde tartismaya acilmasi ise eseri anlamli kilan bir diger husustur.
Post-Truth Çağinda Medya Okuryazarliği
DergiPark (Istanbul University), 2022
Çalışma, bilişim teknolojilerindeki değişim ve gelişmelere paralel olarak, 2016 yılında "Post-Truth" ya da "Hakikat Sonrası" şeklinde ifade edilen ve gerçekliğin yeniden inşasını mümkün kılan yeni medyanın dönüşümü ve bu dönüşümün kişisel bağlamda yansıması üzerine bir analizdir. Günümüz dünyasında bilgi ve habere anlık olarak ulaşabilmek büyük öneme sahiptir. Bu anlamda medyadaki içeriklerin hızlı bir şekilde oluşması ve akıcı bir üsluba sahip olması gerekmektedir. Medyada oluşturulan tüm içerikler kurgu sürecinden geçmekte ve belli bir çerçevede hazırlanarak hikâye şeklinde servis edilmektedir. Bu servis edilen içeriklerin bir kısmı yanlışlıkla, bir kısmı bilerek ve isteyerek değiştirilmekte ya da tamamen bağlamında koparılıp sahte içerikler şeklinde kitleye ulaşmaktadır. İzler okur kitle gelen bilgi ve haberlerle üretilen yeni gerçekliklere maruz kalmakta ve gerçeğin farklı bir versiyonuna inanmaktadır. Hakiki gerçekten güç alarak yola çıkılan bilgi ve haber yolculuğu üretilen yeni gerçekliklerle yeni bir evren oluşturmaktadır. Bu bağlamda oluşturulan çalışmamızda ilk olarak "Post-Truth" kavramını açıklarken, aslında "Post-Truth" kavramının köklerini aldığı tarihsel alandan da söz edilmektedir. Çalışmamızın "Post-Truth Çağında Dünya ve Yeni Medya" başlığında yeni medyanın güvenilirliği tartışılmış ve yapılan anket çalışmasına yer verilmiştir. Çalışmamızın son başlığı "Hakikat Sonrası Medyayı Okumak ve Yazmak" şeklinde hazırlanmıştır. Çalışmanın amacı yeni medyanın bireysel ve toplumsal hayat üzerindeki olumsuzluklarını tespit etmeye yöneliktir. Bu anlamda çalışmamız, medya okuryazarlığı kavramsalından hareketle bilinçli ve sorgulayan bir izler okur kitlenin oluşumunu önemsemektedir. Çalışmada kaynak tarama yöntemi kullanılmış ve anket araştırmasına yer verilmiştir. Kaynak tarama yönteminde uzman ve akademisyenlerin çalışmalarına başvurulmuştur. Anket araştırması İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Lisansüstü öğrencileri ile sınırlandırılmıştır.
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi SBE Dergisi
Hakikat yitimi olarak betimlenen, post-truth kavramı içinde bulunduğumuz çağda haber içeriklerinin “gerçeklik”le bağlarını koparması anlamına gelir. Hakikat ile dezenformasyon, yalan haber, politize edilmiş mesaj, propaganda, manipülasyon, magazinel içerik arasındaki belirgin sınırların silikleştiği bir dönemin ifadesi olan kavramda medya araçları kitleler üzerinde etkilidir. İnsanların doğru ve sistematik bilgiye ulaşmalarının önünü kapatanlar ise üretim güçlerini ve ilişkilerini elinde bulunduran egemenlerdir. Politik alanla ilişkili bir pratik olan post-truth gündem belirlemede ve kamuoyunu yönlendirmede kişisel yargıları ve duyguları önceler. Çalışmanın amacı haberin nesnel gerçekliğinin karşısında magazinel öğelerle bezenmiş anlamını bir temsil alanı olan sinema anlatısı üzerinden anlamlandırıp görünür kılmaktır. Kavramsal çerçeveyi belirlemek için literatür araştırmasının yapıldığı çalışmada tesadüfi olmayan amaçlı örneklem tekniği kullanılmıştır. Bu yolla belirlenmiş 2021 yap...
2019
Bu calisma, dijitallesen iletisim caginda medya ile siyaset arasindaki iliskiyi ve gelistirdikleri yapilari ortaya koymaya calismaktadir. Siyasi erk ve yapilarinin, dijitallesen iletisim yapilari cercevesinde olusan platformlari ile nasil aktardiklarini incelemenin yani sira, birbirleriyle nasil bir iliski kurduklarini, sosyal medyanin politik davranislarla nasil bag kurdugunu ve bu bagin “post-truth” kavrami cercevesinde nasil yonlendirilmeye calisildigini gostermeyi amaclamaktadir. Bu makale icerisinde, dijital siyasal iletisimin bir analizi yapilmaya calisilacak, post-truth kavrami cercevesinde dijital medya ortamlarinin toplumun siyasal motivasyonlarini ve soylemlerini ne sekilde etkiledigi tartisilmaya ve teorik bir cerceve cikarilmaya calisilacaktir.