Okulda Halkla İlişkiler Sürecine Yönelik Bir Ölçek Geliştirme Çalışması ve Çeşitli Değişkenler Açısından İncelenmesi (original) (raw)

Hidrodinamik Sürtünme Direncinin Araştırılmasında Kullanılacak Deneysel Bir Yöntemin Geliştirilmesi

2018

Newcastle Universitesi (UNEW) hali hazirda calisan kapali cevrim su kanalini gelistirdi. Yeni olcum bolumu kaplanmis standart bir test panel yuzeyi (boy x en x kalinlik olculer 0.6m x 0.22m x 0.015m) boyunca basinc azalisini (dolayisiyla surtunme direncini) olcmeye yarar. Panel hem temiz hem de hafif yosunlanmis olarak test edilebilir. Basinc degisimine bagli olarak, test edilen yuzeyin surtunme direnc katsayilari hesaplandi ve sonuclar kabul edilmis yontemlerle karsilastirilarak basinc azalim yontemi degerlendirilmistir. Bu calismada, su kanalinin tasarimi ve kalibrasyonu sunulmus ve kaplamis uc farkli yuzeyin surtunme direncleri tam gelismis turbulansli akimda incelenmistir.

Okul Öncesi Öğretmenlerinin Rekreasyon Faaliyetlerine Katılımındaki Fayda ve Yaşam Doyum Düzeyleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi

Uluslararası Güncel Eğitim Araştırmaları Dergisi, 2020

Pearson Korelasyon analizleri kullanılmıştır. Araştırmanın bulgularının, t-Testi sonuçlarında katılımcıların RFÖ ve YDÖ "medeni hal" değişkenine göre anlamlı farklılık tespit edilmemiştir (p>0,05). Korelasyon testi sonuçlarında, "yaş" ve "aylık gelir düzeyi" değişkenlerine göre RFÖ toplam puan ortalamaları ve alt boyutlarında anlamlı ilişki tespit edilmezken, yaşam doyum düzeyleri ile düşük düzeyde ve pozitif yönde bir ilişki tespit edilmiştir (p<0,05). Benzer şekilde "meslek yılı" değişkenine göre RFÖ toplam puan ve alt boyutlarında anlamlı ilişki bulunmamış (p>,05), yaşam doyum düzeyleri düşük düzeyde ve pozitif yönde bir ilişki tespit edilmiştir (p<0,05). Ayrıca RFÖ ve alt boyutları ile YDÖ arasında yapılan korelasyon analizi sonucunda düşük düzeyde ve pozitif yönde ilişki tespit edilmiştir (p<0,05). Araştırmanın sonucunda okul öncesi öğretmenlerin medeni hal durumunda rekreasyon faaliyetlerinden fayda ve yaşam doyum düzeylerinde farklılık olmadığı, yaş, aylık gelir ve meslek yılının artmasıyla yaşam doyum düzeyinin arttığı söylenebilir. Okul öncesi öğretmenlerin rekreasyon faaliyetleri sonrasında elde edilen fiziksel, psikolojik ve sosyal faydanın yaşam doyum düzeyini de olumlu yönde etkilediğini söyleyebiliriz.

Kimyada Kavram Çiftlerine İlişkin İki-Aşamalı Kavram Tanı Testinin Geliştirilmesi

2020

Calismada, periyodik tablo konusu icin onem arz eden ve konu ile iliskili metal-ametal, asit-baz, iyonik-kovalent, proton sayisi-elektron sayisi ve anyon-katyon kavram ciftlerine iliskin ortaogretim ogrencilerinin kavramsal anlamalarini belirlemek icin iki asamali kavram testi gelistirilmistir. Calismaya yaslari 13 ile 17 arasinda degisen, 334 ortaogretim ogrencisi katilmistir. Calismada iki asamadan olusan 30 soruluk Kimya Kavram Tani Testi (KKTT) kullanilmistir. KKTT’nin kapsam ve gorunus gecerligi icin uzman gorusu alinmistir. Testin toplam puanlarina gore alt %27 ve ust %27’lik gruplar belirlenmistir. Madde analizleri yapilarak madde gucluk ve madde ayiricilik indeksleri tespit edilmis ve 13 soru testten cikarildiktan sonra kapsam gecerliligi icin tekrar uzman gorusu alinmistir. Testin guvenirlik analizleri icin istatistiksel analizler yapilarak, 17 soruluk testin ilk asamasi icin guvenirlik katsayisi .857, birinci ve ikinci asamasi icin .908 olarak hesaplanmistir.

Hemşirelik Öğrencilerine Akran Eğiticiler ile Verilen Üreme Sağlığı Eğitiminin Etkinliği

Hemşirelik birinci sınıf öğrencilerine akran eğiticiler ile verilen üreme sağlığı eğitiminin etkinliğini saptamaktır. Yöntem: Yarı-deneysel nitelikteki bu çalışma, tek grupta ön test-son test tasarımlıdır. Çalışmada bir üniversitenin hemşirelik bölümünde öğrenim gören 58 öğrenciye akran eğiticiler ile üreme sağlığı eğitimi verilmiştir. Veriler eğitim öncesi ve eğitimden altı hafta sonra anket formu ve Üreme Sağlığı Ölçeği ile toplanmıştır. Veri analizi SPSS 16.00 programında Ki-Kare ve Wilcoxon işaretli sıra testi ile yapılmıştır. Bulgular: Yaş ortalaması 19,65±3,61 olan öğrenciler arasında ön teste kıyasla son testte üreme sağlığını doğru olarak tanımlama oranı %20,7'den %84,5'e (p=0.000), cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan korunmada en güvenilir yöntemin kondom olduğunu bilme oranı %31,0'den %60,3'e (p=0.004) yükselmiştir. Gelişi güzel cinsel yaşamın getirebileceği riskleri tanımlama, cinsel yolla bulaşan enfeksiyon isimlerini, belirtilerini ve bulaşma yollarını bilme oranları açısından son test lehinde anlamlı artışlar tespit edilmiştir. Öğrencilerin bildikleri AP yöntemlerinin tamamında, çalışmada kullanılan ölçeğin genel ve tüm alt boyut puan ortalamalarında ön testte kıyasla son testte artış gözlenmiştir. Ancak bunlardan sadece bazıları istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Sonuç: Akran eğitimi hemşirelik öğrencilerine aile planlaması yöntemlerini öğretmede sınırlı etki gösterirken üreme sağlığı tanımını, gelişigüzel cinsel yaşamın risklerini, cinsel yolla bulaşan enfeksiyon isimlerini, belirtilerini ve bulaşma yollarını öğretmede ve üreme sağlığı davranışlarını geliştirmede etkili olmuştur.

Kurumsal Yapi Temsi̇lci̇leri̇ni̇n Ekonomi̇k Büyümeyi̇ Açiklayici Gücünün Test Edi̇lmesi̇: Karşilaştirmali Anali̇z

Eurasian Econometrics Statistics & Emprical Economics Journal

Bu çalışma, bir ekonomide kurumsal yapı ile ekonomik büyüme ilişkisini araştırır. Kurumsal yapının, hangi göstergelerce temsil edileceği ise önemli soru işaretlerinden biridir. Dolayısıyla bu çalışma ile literatürde farklı yaklaşımlarca benimsenen alternatif göstergelerin ekonomik büyümeyi açıklama performansının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu nedenle, literatürde kurumsal yapıyı ölçmeye yönelik göstergeler olarak, uluslararası kuruluşlar tarafından hesaplanan indeksler temel alınmıştır. Çalışmanın, tek bir indekse bağlı kalmayarak, 4 farklı indeks için ayrı ayrı analizlerle bir karşılaştırma imkânı tanıması, kurumlar ile ekonomik büyüme ilişkisine yönelik literatüre önemli bir katkı sunduğunu kanıtlar. Çalışmada kurumsal yapı ile ekonomik büyüme ilişkisi, Heritage (Ekonomik Özgürlükler İndeksi) ve FOTP (Basın Özgürlüğü) indekslerini içeren modellerin testi için 74 ülkenin 1995-2014 dönemi, Fraser (Dünya Ekonomik Özgürlükler İndeksi) ve WGI (Dünya Yönetişim Göstergeleri) indeksle...

Hemşirelik Öğrencilerinin Üniversite Yaşamına Uyum Sürecinde Sosyal Destek Algısının İncelenmesi

Hemşirelik bilimi dergisi, 2021

Bu araştırma, hemşirelik öğrencilerinin üniversite yaşamına uyum sürecinde sosyal destek algılarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Analitik kesitsel tipteki araştırmanın örneklemini bir üniversitenin Sağlık Bilimleri Fakültesi'nde öğrenim gören 630 hemşirelik öğrencisi oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında, "Öğrenciler İçin Sosyodemografik Özellikler Veri Formu", "Üniversite Yaşamı Ölçeği (ÜYÖ) ve "Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği (ÇBASDÖ)" kullanılmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistiksel analizler, t-testi, One-Way ANOVA, Mann Whitney U, Kruskal Wallis, Tukey, Bonferroni testleri ve Spearman Korelasyon Analizi kullanılarak değerlendirilmiştir. Bulgular:Araştırma kapsamına alınan hemşirelik öğrencilerinin yarısından fazlasının kadın öğrencilerden (%76.7) ve 20-22 yaş aralığından (%64.6) oluştuğu, tamamına yakınının sağlık güvencesinin olduğu (%90.3), yarısından fazlasının yurtta (%57.3) kaldığı ve büyük çoğunluğunun çalışmadığı (%87.0) bulunmuştur. Öğrencilerin okudukları bölüme ilişkin özellikler incelendiğinde; yarısından fazlasının okul yaşamından kısmen memnun olduğu (%64.1) ve büyük çoğunluğunun hemşireliği isteyerek tercih ettiği (%73.8); hemşirelik mesleğini tercih nedeninin ise yarısına yakınının "iş bulma sorunu olmaması" (%39.0), "idealdeki ve ilgi duyulan meslek olması" (%37.1) olarak belirlenmiştir. Yapılan analizlerde; hemşirelik öğrencilerinin okul yaşamından memnuniyet durumları ile ÜYÖ ve alt boyutları, ÇBASDÖ ve alt boyutları arasında anlamlı bir fark saptanmıştır (p<0.05). Hemşirelik öğrencilerinin üniversite yaşamları uyum süreci ile sosyal destek algıları arasındaki ilişki incelendiğinde; pozitif yönlü ve anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır (p<0.01). Sonuç: Hemşirelik öğrencilerinin algıladıkları sosyal destek arttıkça üniversite yaşamlarına uyumlarının da arttığı saptanmıştır.

Van İlinin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Düzeyi ile İnmemiş Testisli Hastalarımızdaki Orşiopeksi Yaşı Arasındaki İlişkinin Araştırılması

Yeni Üroloji Dergisi, 2020

Testiküler fonksiyonları korumak için, inmemiş testis cerrahisi yaşamın 6 ile 18 ayı arasında önerilmektedir. Fakat, birçok hasta önerilenden daha geç yaşlarda ameliyat geçirmektedirler. Bu çalışmamızda, Van ilinin sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyinin, hastanemizde yapılan orşiopeksi ameliyatındaki yaş üzerindeki etkisini araştırmayı hedefledik. Gereç ve yöntemler: Bu kesitsel çalışmamızda, Van Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Ocak 2014-Temmuz 2018 tarihleri arasında orşiopeksi cerrahisi yapılan hastaların medikal kayıtları tarandı. Hastalar ameliyat olduğu yaşa göre 2 gruba ayrıldı. 18 ay ve sonrası yapılan ameliyatlar 'geç' orşiopeksi olarak tanımlandı. Orşiopeksi ortalama yaşı değerlendirilip, sonuçlar benzer diğer çalışmalarla kıyaslanarak tartışıldı. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 353 hastanın ortalama yaşı 4.9 ± 3.5 yıl ve bunların 242(%68,5)'si geç orşiopeksiydi. Kalkınma Bakanlığı'nın 2011 yılında yayınladığı ''İllerin ve Bölgelerin Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması''na göre Van ili, az gelişmiş iller grubunda olup 81 ilde 75. sıradadır. Sonuç: Çalışmamıza dahil edilen hastaların çoğu önerilenden daha geç yaşta orşiopeksi cerrahisi geçirmiş olmalarına rağmen, bulgularımız diğer yurtiçi ve yurtdışı çalışmalarla benzerdir. Şehrin sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi önemli bir sebep olsa da, geç cerrahiye neden olan başka faktörler de vardır. Ebeveynlerin eğitim seviyelerinin artırılması ve birinci basamak sağlık hizmeti sağlayıcıları tarafından düzenli ev ziyaretleri, erken orşiopekside etkili olacağını düşünmekteyiz.

Üniversite Öğrencilerinin Öznel İyi Oluşlarının Cinsiyet Serbest Zaman Aktivitelerine Katılım Durumu ve Sınıf Düzeyleri Açısından İncelenmesi

Türk spor bilimleri dergisi, 2022

Son zamanlarda, serbest zaman etkinlilerinin öznel iyi oluşu geliştirdiğine dair görüşün bilimsel destek kazanmasıyla iyi oluş halinin farklı değişkenlere göre değişip değişmediğini inceleyen araştırmaların artış gösterdiği görülmektedir. Bu çalışmanın amacı, üniversite öğrencilerinin öznel iyi oluş düzeylerinin cinsiyet, serbest zaman aktivitelerine katılım durumu ve sınıf düzeyi değişkenlerine göre incelenmesidir. Çalışmanın örneklemi 465 kadın (Yaşort=20.66±1.60) 404 erkek (Yaşort=21.04±1.83) toplamda 869 üniversite öğrencisinden oluşmaktadır. Katılımcılar farklı serbest zaman aktivite türlerine (sportif, doğa, sanatsal, dinlenme, gezi, oyun vb) katılım gösterdiklerini belirtmişlerdir. Araştırmada veri toplamak amacıyla araştırmacılar tarafından oluşturulan kişisel bilgi formu ve Öznel İyi Oluş Ölçeği kullanılmıştır. Elde edilen veriler için tanımlayıcı istatistiksel analizler uygulandıktan sonra katılımcıların serbest zaman aktivitelerine katılım durumu ve cinsiyet değişkenine göre öznel iyi oluş düzeylerinin farklılaşıp farklılaşmadığını ortaya koyabilmek amacıyla bağımsız gruplar t testi ve sınıf düzeyine göre farklılaşıp farklılaşmadığını ortaya koyabilmek amacıyla tek faktörlü varyans analizi (ANOVA) uygulanmıştır. Katılımcıların öznel iyi oluş puanlarının cinsiyet değişkenine göre anlamlı olarak farklılaşmadığı bulunmuştur (t=.812, p>.05). Katılımcıların serbest zaman aktivitelerine katılma durumları açısından öznel iyi oluş puanları arasında anlamlı farklılık olduğu bulunmuştur (t=2.461, p<.05). Serbest zaman aktivitelerine katılan bireylerin katılmayan bireylere göre daha yüksek öznel iyi oluş puanına sahip olduğu görülmüştür. Katılımcıların öğrenim gördükleri sınıf düzeyine göre öznel iyi oluş puanlarının anlamlı olarak farklılaştığı (F(3,865) =12.202, p =.000) görülmüştür. Sonuç olarak, öğrencilerin serbest zaman etkinliklerine katılımlarının öznel iyi oluş düzeyleri açısından önemli bir role sahip olduğu ve öğrencilerin iyi oluş düzeylerini değerlendirirken sınıf düzeyinin de göz önünde bulundurulmasının yararlı olabileceği görülmüştür.

MESLEK YÜKSEKOKULU ÖĞRENCİLERİNDE GENEL ÖZ-YETERLİK İNANÇ DÜZEYİNİN FARKLI DEĞİŞKENLERE GÖRE DEĞERLENDİRİLMESİ

Bu çalışmanın amacı, meslek yüksekokulu birinci sınıf öğrencilerinin genel öz-yeterlik inanç düzeylerinin cinsiyet ve bölüm değişkenleri açısından incelenmesidir. Çalışmanın araştırma grubunu Adıyaman Üniversitesi Kahta Meslek Yüksekokulundaki 10 programda öğrenim gören 113'ü bayan, 97'si erkek; toplam 210 öğrenci oluşturmuştur. Söz konusu 10 program, iki ana grupta (teknik programlar N=109 ve sosyal bilim programları N=101) toplanmıştır. Veri toplama aracı olarak Sherer ve arkadaşları (1982) tarafından geliştirilen, Yıldırım ve İlhan (2010) tarafından Türk kültürüne uyarlanan 17 maddelik "Genel Öz Yeterlik Ölçeği" (GÖYÖ) kullanılmış ve veriler 2014-2015 eğitim - öğretim yılı güz döneminde toplanmıştır. Toplanan verilerin çözümlenmesinde bağımsız gruplar t testi kullanılmıştır. Ancak, öncelikle ölçeğin bir de eldeki çalışma kapsamında güvenirlik analizi yapılmış ve Cronbch Alpha değeri 0,870 olarak saptanmıştır. Elde edilen bulgular, öğrencilerin öz-yeterlik inanç düzeylerinin genel ortalamasının 3,28 olduğunu göstermiştir. Farklı değişkenler açısından bakıldığında öğrencilerin genel öz-yeterlik inanç düzeylerinde cinsiyet değişkeni açısından anlamlı bir farklılığın görülmediği (t = ,240; p > 0,05); ancak, bölümler arasında yapılan t-testi sonucunda teknik programlar grubunda yer alan öğrenciler lehine istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılığın ortaya çıktığı (t = 2,221; p < 0,05) anlaşılmıştır. Anahtar Sözcükler: küreselleşme, öz-yeterlik, genel öz-yeterlik inancı.

Üniversite Öğrencilerinin Reaksiyon Hızı ve Kimyasal Denge Konusundaki Bilişsel Yapılarının İncelenmesi

Pamukkale University Journal of Education, 2019

Bu çalışmanın amacı üniversite öğrencilerinin reaksiyon hızı ve kimyasal denge konuları ile ilgili bilişsel yapılarını Kelime İlişkilendirme Testi (KİT) ile belirlemek ve kelime ilişkilendirme testi sonuçları ile açık uçlu soruların sonuçları arasındaki ilişkiyi incelemektir. Çalışma, bir vakıf üniversitesinde beslenme ve diyetetik lisans programında, Genel Kimya II dersi kapsamında, birinci sınıfa devam eden 77 öğrenci ile yürütülmüştür. Veri toplama aracı olarak, reaksiyon hızı ve kimyasal denge konuları ile ilgili araştırmacılar tarafından hazırlanmış olan açık uçlu sorular ve kelime ilişkilendirme testi kullanılmıştır. Öğrencilerin bilişsel yapılarının ortaya çıkartılmasında kesme noktası yönteminden yararlanılmıştır. Verilerin analizinde; içerik analizi, Kruskal Wallis testi ve korelasyon analizi kullanılmıştır. Çalışmanın sonunda, öğrencilerin KİT toplam puanları ile açık uçlu sorulardan aldıkları toplam puanlar arasında yüksek düzeyde anlamlı bir ilişkinin olduğu bulunmuştur. Kruskal Wallis testi sonuçlarına göre, altı farklı bilgi düzeyine göre gruplandırılmış öğrencilerin KİT toplam puanları arasında anlamlı bir farklılık olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak, kelime ilişkilendirme testlerinin öğrencilerin bilişsel yapılarının ortaya çıkarılmasında alternatif bir değerlendirme aracı olarak kullanılabileceği söylenebilir.