“Türkiye'de Gelir Dağılımının Bölgesel Yönden İncelenmesi” (original) (raw)

da l m , bir ülkede belirli bir süre içinde yarat lan ulusal gelirin, bireyler, bireylerden olu an gruplar ya da üretim ö eleri aras nda bölünmesi olarak tan mlanmaktad r. Özellikle ülkeler aras nda ulusal gelir kar la t rmalar yaparken, ki i ba na dü en ortalama gelir miktar n dikkate almak yeterli de ildir. Di er yandan, bir ekonomide ki i ba na dü en ulusal gelir, ki iler aras nda yarat lan gelirlerin nas l da ld n , toplumda ba l ca tüketim birimlerini olu turan hane halklar n n ellerine geçen gelirlerde ne kadar e itsizlikler bulundu unu göstermez. Gelir da l m , ekonomik yönden çok önemlidir. Amac , ekonomide gelir farkl l klar n n ortaya ç kard ekonomik ve sosyal sonuçlar ortaya koymaktad r. Ekonomideki tasarruf, tüketim e ilimleri, üretilen ve tüketilen mal ve hizmetlerin niteli i, büyük ölçüde gelir da l m na ba l d r. Gelirin tüketime ve yat r ma yönlendirilmesine gelir sahipleri karar verdi ine göre, gelir da l m ile tüketim ve yat r mlar aras nda do rudan bir ili ki vard r. Gelir da l m n n bozuk oldu u ülkelerde, kötü beslenme, dü ük e itim ve kültür düzeyi, hijyenik olmayan çevre ve sa l k ortam geni halk kitlelerinin yoksullu u ile birle ince, toplumsal huzur ve bar olumsuz yönde etkiler. Zengin kesimin gösteri li tüketim kal b da buna eklenince, o toplumda büyük sosyal çalkant lar ve patlamalar meydana gelebilir. Böyle bir ortamda da, istikrarl bir ekonomik geli me sa lanamaz. Bir toplumda gelir da l m n do rudan belirleyen en önemli ö e, üretim araçlar mülkiyetine kimin sahip oldu udur. Di er bir ö e, kamu hizmetlerinin da l m d r. E itim, sa l k, haberle me, ula t rma, sosyal güvenlik gibi kamu hizmetlerinin yayg nl ve bundan yararlanma oran , gelir da l m n etkiler. Gelir da l m n etkileyen temel ö elerden bir di eri de, toplumdaki politik tercihlerdir. Kamu yat r mlar n n bölgesel da l m , kamu mal ve hizmetlerini fiyatland rma politikalar , tar msal ürün taban fiyatlar , sübvansiyonlar , yat r m ve ihracat te vikleri, memur ve i çilere verilen zamlar, bu uygulamalara örnektir. Ulusal gelirin, bireyler ve aileler aras ndaki bölü ümünün nas l olaca n ara t ran ekonomistler, her toplumda geçerli olacak kurallar ortaya koymaya çal m lard r. Bunlardan birincisinde, toplam ulusal gelirin bireyler ya da aileler aras ndaki bölü ümünü, di er bir deyi le en yüksek gelir ile en dü ük gelir aras ndaki farklar ara t r lm t r. kincisinde, toplam gelirin çe itli üretim ö eleri aras ndaki bölü ümünü, yani ba ka bir deyi le, üretim faktörlerinin üretime kat lmalar neticesinde üretimden ne kadar pay ald klar ara t r lm t r. Bu yakla mdan ilki, Ki isel Gelir Da l m , ikincisi ise, Fonksiyonel Gelir Da l m olarak tan mlanmaktad r (Karakayal , 1995, ss.57-58).